bugün

Bilkentte sınava geç kalan kızın babasının helikopteriyle sınava yetiştiği efsaneler arasındadır. Hatta aynı kızın mayfest alanına helikopterle geldiği bile rivayet edilir.gerçekliği tartışılır.

Ayrıca
-kantinin kapısında "burslular ve köpekler giremez" yazıyomuş lan.
diyen insanlara raslanır ama şu gerçektir Bilkentte kantin yoktur...

Otoparkın girişinde kuşlar giremez yazısı olduğu hakkında dedikodular yukselir. Yazıyı görmüşlüğüm yok ama şahin doğan kartal gibi arabayla okula girmeyi kimsenn g*tü yemez bence.
efsane bilkent üniversitesinde geçer.

okulda burslu okuyan "ezik" bir öğrenci ferrari'si olan bir "zenginpiçi" öğrenciyi çekememiş ve sivri bir taşla arabanın kapısına "araban çok güzel" yazmış. sonra da ne olacak diye seyretmek için karşı kaldırıma oturmuş.

dünyanın en mutlu insanı olmuştu aslında arabayı o şekilde çizen ezik. bir fakir başka ne isterdi ki? hayatı boyunca bir ferrari bile çizemeyecekse yaşamanın da bir anlamı yoktu. ohhh iyi oldu zenginpiçine de tabi. bundan sonra öyle ferrariyle falan da gezmez, adam gibi alır bir uno onunla gezsin artık diye düşünür*. hala hırsını alamadıysa başka ne gibi gerzeklikler yapabilirim ki bu zenginpiçlerini deli ederim diye düşünürken kafasına yediği taşla önce beyaz bir ışık görür ve ışığın sonundan ak sakallı bir amca elinde ferrari anahtarı gel gel der. ağzından salyarak akarak dedeye ulaşan ezik tam anahtarı alacakken dede anahtarı geri çeker ve yere düşer ezik. bahtsız ezik gözlerini açtığında hastanede babasının zenginpiçin avukatıyla masraflar için pazarlık yaptığını görür. zaten sefaletten perişan olan ezik bir kat daha sefalet çamuruna batmıştır ki bu da bütün eziklere ders olmuştur.
efsane bilkent üniversitesinde geçer.

okulda burslu okuyan "ezik" bir öğrenci ferrari'si olan bir "zenginpiçi" öğrenciyi çekememiş ve sivri bir taşla arabanın kapısına "araban çok güzel" yazmış. sonra da ne olacak diye seyretmek için karşı kaldırıma oturmuş. bir saat sonra zengin öğrenci gelmiş ferrari'nin üzerine kazınmış yazıyı ağır ağır okuduktan sonra taşı yerden alıp aynı yazının altına "biliyorum" yazmış.

not: ezik ve zenginpiçi tabirleri kişilerin birbiri hakkındaki düşünceleri olup yazarı bağlamaz. (bkz: swh) (ayrıca zenginpiçi özellikle birleşik yazılmıştır)
sakarya ünversitesinde ormanlık alanda dolu prezervatif bulunmuştur.

(bkz: uuuu)

edit: kaybedenlerin kayıp eşya bürosuna ivedilikle...
kendi cevap kağıdına yetmiş veren hoca bu kategorinin vazgeçilmezleri arasındadır.
selçuk üniversitesi'nde bir erkek öğrenci bankta kız arkadaşının omzuna elini atmış ve dayak yemiş.

efsane işte. gerçek de olabilir.
sofya da bir üniversitede kız sınavı geçmek için hocayla beraber olur. hoca ne istiyorsun diye sorar * kız beş istiyorum der. yarın sınavdan sonra hoca buna beş leva verir, kız sınavdan kalır.
(bkz: bunu yapanlar bunu da yaptılar)
muğla üniversitesinde bir kıza tecavüz edilmiş, kız mağdur olup lekelendiği için istediği üniversiteye gitme hakkı doğmutşur. kızın seçimi boğaziçi olmuş. bana tecavüz edilse ben de oraları seçerdim!
muğla üniversitesinin kampüsü marmaris yolu üzerinde, ormanlık bir alan içerisinde -muhtemel tecavüz alanına benzetildiğinden- kampüsde boş prezervatif bulunduğu söylenmiştir.
pamukkale üniversitesi kampüs alanında yapılan kazı çalışmaları sonucunda yüzlerce toplu mezar ortaya çıkmıştır.
elli yıllık tarihi olan erzurum atatürk üniversitesinde 14/a hatlı dolmuşta bir kıza tecavüz edildiği rivayet edilir, durur. her sene ısıtılıp ısıtılıp "yok erkek arkadaşı yanındaymış çocuğu bıçaklamışlar, işe ondan sonra koyulmuşlar. yok son durağa gelmişler kız dolmuşta tekmiş, kendi isteğiyle vermiş (yerli halkın iddiası). yok şoför tutmuş diğer şoförleri de bu denkleme dahil etmiş... yok bilmem ne.. miş miş miş.. bik bik bik.." şeklinde milletin önüne getirilir. bu yüzden geç saatlerde 14/a dolmuşu boş boş çalışır.
umuttepenin *ilk yillarinda *giris kapisinin hemen oraciktaki havuza geceleri geyiklerin su icmek icin geldigi rivayet edilirdi.
*
aslinda bu, gercek olmamasiyla degil, gercekliginin komik olmasiyla efsane olmus bir olay..
KTU iktisat bolumu hocalarindan haydar akyazi'nin, bolum ilan panosuna astigi biz yazi.. * aynen soyledir;

Benden ders alan ogrenciler, surekli, "hocam sorulari siz mi soracaksiniz?" diye sormaktadir. Bu ogrencilerimin merakini gidermek icin, sorulari kimin hazirladigini aciklama geregi hissettim, acikliyorum!! , benim derslerimin sorularini bolumumuz caycisi ismail baysal hazirlayacak.

ellerinizden opuyorum hocam *
bilkent üniversitesinde bir merkez bir de doğu kampüs vardır kayıtlara geçmiş olan, bir de bu iki kampüs arası, müzik fakültesinin ve profesorlerin lojmanlarının bulunduğu yerlerden bir yol geçer (merkez kampuse girince heykelden sonra hemen sola dönünce yukarı doğru giden rampa yol), efendim bu yola ve müzik fakültesinin bulunduğu bölüme "orta kampüs" denir bilkent öğrencileri arasında. efsaneye göre, bunda 3-4 sene önce bu yolda yalnız yürüyen bir kızı iki üç erkek alıp, yolun yan tarafındaki ağaçlık ve yapay olan bir gölün kenarına götürmüşler, öldürüp göle atmışlar. kızın cesedi sonradan bulunmuş ama olay medyadan gizlenmiş; bunu bir şekilde duyan velilerin çoğu evlatlarına okuldan almışlar. bilkentten bir arkadaş anlatmıştı, ne derece doğru bilmiyorum, ama çoğu bilkentli öğrenci tarafından bilinen bir efsanedir kendisi.
bundan52 yil 3 ay 4 gün evvel masacüses üniversitesinde okuyordum - adini bile unuttum düzgün yazamiyorum bakin - . herkes kampüste kendi odasinda kaliyordu . koca okulda tek müslüman ve arabesk dinleyen bendim.
o yüzden dislandim , itildim ama yilmadim , kendimi kabul ettirdim ne demisler '' azimle sican betonu bile deler '' bu güzel günleri hala ararim...

birgün sanirim günlerden wednesday di ya da saturday okul bizi geziye götürdü dagda piknik yapacaktik , cadir kuracaktik , alkol alip herkes bir geceliginede olsa seks yapacakti , bilirsiniz amerikada herkes birbiryle seks yapar. bende amerikan emperyalizmin etkisi kalarak o gece carolinie diye bir kizi gözüme kestirdim. o gece mala vuracagim icin cok mutluydum , ancak bu cavur avratlari prezervatifsiz seks yapmiyordu bilirsiniz.
aksilik bu ya arkadaslarim , cash , norman , nick de de birer adet kondom vardi bu yüzden michael ve ben ortada kaldik aksam herkes ciglik cigliga seks yaparken ben michael'e tavla ögrettim.

tavla oynarken mic acemiligi yüzünde zari elinden kacirdi zar sekti sekti bir tas parcasina carpti bende zari almak icin bu tas parcasina dogru yöneldim , bide ne göreyim tasin üstünde '' beni kaldir '' yaziyor hem de türkce!!! icimden ''vay anasini demek buraya benden baska türkde gelmis'' dedim tasi kaldirdim ve bir paket beni bekliyordu , peketi actim önce bir mektup cikti , mektupta aynen sunlar yaziyordu ;
---------------------------------------------
merhaba dostum ;

bende bir türk olarak buraya yillar evvel okul piknigi icin geldim , amacim sosyal etkinlik ve seks yapmakti , ben geldigimde fazladan 2 prezervatif getirmistim kullanmayinca benden sonra buraya bir türk gelirse kullansin diye buraya biraktim , iyi eglenceler , beline kuvvet...
fenasiden sevgilerle...
----------------------------------------------
evet o gece visne aromali bir seks yaptim , fenasiye tesekkür ediyorum bana olan yardimi icin.
(bkz: risk nedir efsanesi)
karadeniz teknik universitesi iktisat profösörlerinden birisidir atila kesim.oldukça gıcık, ögrenciyi sevmeyen ve ögrencinin gezmesinden rahat olmasından rahatsızlık duyar kendileri.finallerden önceki son ders ve sınıfın çogu yok.buda gıcık olmuş yine...eger benim dersime gelmezseniz zaten geçemezsiniz dedi ve bunu ispatlayabilmek için ögrencilere sorular sordu.

-olum adın ne senin?
-ahmet hocam.
-hımm devamsızlıgın çok fazla,vizen kaç senin?
-10 hocam.
-finalde bu dersi geçmeyi düşünüyor musun?
-hayır hocam...
-zaten istesende düşünemezsin.

-olum senin adın ne?
-iysr hocam..
-hımm sende hiç derslere gelmemişsin..
-evet hocam gelmedim..
-vizen kaç senin?
-15 hocam.

evet çocuklar görüyorsunuz derse gelmeyen ögrencilerin vizeleri çok düşük yani sonuç olarak bu derse gelmeden geçilmez...

-kızım seninadın ne?
-ebru hocam...
-ebru hacıoglu mu?
-bakalım kızım sende hiç derslere gelmemişsin.
-evet hocam.
-vizen kaç peki?
-10 hocam,,,
-peki sen bu dersi finalde geçmeyi düşünüyor musun?
-evet hocam geçicem.

-sen geçsen geçsen değirmendere köprüsünü geçersin...***
(bkz: kampusistan)
olay odtü 3lü fizik amfisi en büyük amfide geçmektedir.amfi o kadar büyüktür ki 4 ayrı çıkışı vardır.sabah derslerinden birinde ön sıralarda uyumakta olan öğrenci hoca tarafından kaldırılır.ve prof:
p:oğlum kalk git yan sınıftan tebeşir iste.
çocuk kalkar yerinden ve amfinin bi kapısından çıkar.aynı amfinin diğer 3 kapısından birini çalar ve sorar:
ö:hocam tebeşir var mıydı??
p:ben de çocuğu yan amfiye yolladım şimdi.
çocuk teşekkür eder ve çıkar.kalan 2 kapıdan diğerini çalar ve aynı replik tekrarlanır:
ö: hocam fazla tebeşir var mıydı??
p:yahu evladım ben de çocuğu yolladım ama hiç biyerde yok sanki.
ve de mutlu son.
çocuk çıktığı kapıdan içeri girer ve:
ö: hocam yan sınıflarda da yokmuş.
p: biliyorum evladım oralardan da bize sormaya geldiler. **
anadolu üniversitesinin eski rektörünün kızının japon bahacesinde yakalandiktan*** sonra rektörün bahceyi kapattigi buna örnek olabilir mesela sevgili okurcugum.*
yeditepe erkek yurdu mensuplarinin karli ve sisli bir havada kizlar yurduna yurumesi ve " a...k hakkimiz s..e s..e aliriz" sloganlariyla, mesaleler esliginde yurdun onunde slogan atmasi.
4 ev arkadaşı aynı bölümde okumaktadırlar. sabah 8'de olan final sınavı için hep birlikte 6'ya kadar uyumadan çalışırlar. 6'da saatleri, alarmleri kurup vurup kafayı yatarlar. içlerinden birisi 9'da gözlerini açar ve sınava geç kaldıklarını görür. diğerlerini uyandırır ve koşarak bölüme giderler. yolda da "hocaya ne desek de bizi sınav yapsa?" sorusuna cevap ararlar. profesörün karşısında dikilip bindikleri belediye otobüsünün tekerinin patladığını söylerler. profesör durumu kabul eder, sizi sınav yapıcam der ve 800 kişilik anfinin 4 bir ucuna öğrencileri yerleştirerek 2 gözetmen ile birlikte sınav yapar. sınav kağıdında 100 puanlık tek soru vardır "otobüsün hangi tekeri patladı?".
üniversite koridorlarında kulaktan kulağa dolanan, kime ait olduğu belli olmayan, asparagas zannedilen, yaşanmış olmasına pek ihtimal verilmeyen hikayelerdir.

"Üniversitenin büyük amfisinde 800 kişinin katıldığı bir imtihan.. profesör son derece sert ve sürenin esnetilmesine imkan yok.. Cevapları yetiştiremeyen kalıyor. bu yüzden bütün talebeler harıl harıl kağıt dolduruyorlar. ama birisi ağırdan gidiyor, biraz düşünüyor biraz yazıyor. hiç aceleci bir hali yok. derken süre doluyor. "getirin kağıtları çocuklar" diyor profesör ve herkes bitirebildiği kadarıyla kağıdını getirip masanın üzerine koyuyor. veren çıkıyor, veren çıkıyor, masanın üzerinde kağıtlar birikiyor. sınıfta hiç talebe kalmıyor. bir kişi hariç. bizim ağırdan giden talebe hiç istifini bozmadan yazmaya devam ediyor. böylece biraz daha zaman geçtikten sonra, bizimki kalkıp kürsüye gidiyor ve kağıdını bir sonraki ders için hazırlıklarını tamamlamakta olan profesöre uzatıyor. profesör kızarak:

-hayır çok geç kaldın!artık senin kağıdını alamam..

bizimki ters ters bakıyor:

-sen benim kim olduğumu biliyor musun?

-Yoo, aslında bilmiyorum. Ne olacak?

Talebe bakışlarını dikleştirerek tekrar soruyor:

-sen benim kim olduğumu biliyor musun?

-Hayır bilmiyorum! Üstelik bu hiç de mühim değil!

iyi öyleyse, diyor bizimki ve yığılı duran imtihan kağıtlarının bir kısmını kaldırıyor ve araya kendi kağıdını koyup kağıtları tekrar düzeltiyor. Sonra da:

-iyi günler hocam, deyip profesörün şaşkın bakışları arasında gidiyor."