bugün

François Truffaut'nun 1961 yilinda cektigi basyapiti.ilgi cekici konusu ve siyah beyaz cekimi ile etkileyici ve guzel bir film.
http://jdelpias.club.fr/truffaut/jules.germany.jpg
"bir kız iki erkek" hikayesinin anlatıldığı klasik.
az önce izlediğim vanilla sky adlı filmde kendisine birçok göndermenin olduğu françois truffaut filmi.

vanilla sky da jim in catherine le paris sokaklarında yürüyüşünü andıran sahneler vardır. penelope cruz catherine e benzetilir. ayrıca tom cruise un evinde bir de jules et jim in film afişi vardır.
(bkz: jeanne moreau)
(bkz: oskar werner)
(bkz: #1743076)
tu m'as dit: je t'aime, Je t'ai dit: attends!
J'allais dire: Prends moi. Tu m'as dit: Va t'en! sözleri ile açılan film.
güzeller güzeli jeanne moreau'nun ağzından Le Tourbillon dinlenilesidir. şarkıyı söylerken bir kadının umursamazlığı, erkeklerin hükümranlık mücadelesi dikkate şayandır. (bkz: http://www.youtube.com/watch?v=1JH3O4HSs7g)
kendisinden sonra çekilen filmleri çok fazla etkilemiş François Truffaut'ın başyapıtı.
-köprüde koşma sahneleride bir o kadar etkileyici.
bir kadın ve onu seven 2 erkek ya da 2 erkek onları seven bir kadının filmi.hani kim kimi seviyor anlamak okadar zor ki bu tanıma da yansıdı dolayısıyla.


--spoiler--

seçilen hep erkekler ama ezildiğini iddia edenler hep kadınlar!

yönetmen özellikle bu konu üzerinde kadının ikiyüzlülüğünü bütün çıplaklığıyla ortaya sermiş....
kadının hem toplayıcı hem dağıtıcı bir özelliği de olduğunu vurgulamış fakat hepsinin anatomisinde erkekleri kadınlaştırmak yattığı için sadakatten içsel olarak çok uzaktalar fikri uyandırıyor insan da, hatta kesinlikle böyle.

ve işleri bittiğinde arkalarına bakmadan çekip giderler,
mutlaka yarım bıraktıkları bir iş vardır kafalarında ya da bitirmeyi planladıkları bir erkek feminenleşen erkek...

--spoiler--
le fabuleux destin d amelie poulain filminde amelie'nin sinemada izlediği filmdir aynı zamanda.
ceza anlık kesilir diyen moreau'nun tavrıyla farklılaşmış güzide bir yeni dalga örneği.3'lü kovalamacaya moreau'nun canı sıkıldıkça kollarında huzur bulduğu herifi ve jim'in aşkını katarsak 5'li aşk atraksiyonu içeren başyapıt baştan sona mükemmel ilerliyor.
marjinal bağımsız sinemaya 60'larda kafi derece göz kırpılmış. hatta bir öncü rolü üstlenmiş jules ve jim!
huzurla zevkten dört köşe bir halde seyredilesi!
10 üzerinden 8,5!
sahne ve görsellerin diyalogların önüne geçtiği (özellikle bisikletli sahneler), kelimelerin gerçek anlamda tabloyu anlatmakta yetersiz kaldığı bir filmdir. kontrolü biraz zordur filmin. sadakatin ödeşerek cezalandırma üzerinden sağlanması; aslında ideal olan aşkın sürekli bir kenara itilmesi gibi temalar sıklıkla vardır. bence nettir filmin mesajı "aşkta insanı en kararsız bırakan şey ideal aşka tapmaktır ve ideal aşk görkemli bir "ölüm"den başka bir şey getirmez."

--spoiler--
nitekim, arabayı süren catherrine, yani ideal aşk, kendisiyle beraber Jim'i de nehre atarak ölüme giderler.
--spoiler--
Catherine de tam Catherine be o nasıl bi kadınsı duruş, felsefe, işve, cilve. ben de erkek olsam öyle kadının peşinden koşarım kardeşim.

1962 yapımı oluşundan film ilk önce insanı tereddütte bırakıyor, siyah beyaz kalitesiz mi acaba diye, alt yazı filan nasıldır diye. ancak hepsi tam anlamıyla gerçekten yeterli, güzel.

sinema tarihinin en çarpıcı "üç kişilik aşk" öyküsü olarak da geçiyormuş, insanda bir sendelenme yaratıyor gerçekten.

edit: ahanda meşhur sahne; http://alkislarlayasiyoru...ules-et-jim-kosma-sahnesi
sanki bi yeşilçam filminde ben böyle bir şey hatırlıyorum ama çıkaramıyorum lan.
boş, bomboş bir film.