bugün

gitsem de her yerde biraz vardır
hatırda zamansız bir plak
bir otel kapısı, biraz istasyon
vardır o seninle birlikte olmak
buluşur çok uzaktan ellerimiz
ve nasıl göz gözeyiz ansızın bir infilak.

edip cansever.
''...bütün bunlar bir yana dün arabada giderken birden camı sonuna kadar açtım ve kafamı çıkartabildiğim kadar dışarı çıkarttım. rüzgâr yüzümü ve saçlarımı okşadı. dakikalarca o şekilde yol aldım ve rahatladım. ufuğun her daim değiştiğini ve hayat adlı kitabımızda yeni sayfaların kendiliğinden yalanarak açıldığını insan yol üstündeyken daha iyi kavrayabiliyormuş. tanrının eliydi sanki yüzümü tarayan. o fısıldadı sanki kulaklarıma; ‘’geçti oğlum… hepsi geçti.’’ yani artık o kadar da düşünmüyorum. hayat böyleydi işte, her şeyin bir sebebi vardı. ileride çocuğum olursa ismini rüzgâr koyacağım. canını sıkan şeyleri alıp götürebilsin diye.''

(bkz: aytug akdogan)
''bir orospuyu azize yapar aşk ve bir azizeyi orospu. aşk çıplak gezer çünkü ve bir bıçak gibi parçalar tülleri ve aşka dokunmak için soyunmak gerekir. ‘’beni bırakma!’’ diye inlemek, orospunun içindeki sadakati, azizenin içindeki oynaklığı ortaya çıkarmak, çapkının sevecenliğini, cesurun korkusunu, yiğidin telaşını, akıllının şaşkınlığını, güçlünün zaafını ele vermek gerekir, görünmeyenin görünür olmasına, dokunulmayanın dokunulur kılınmasına ihtiyaç vardır. ve insanlar en çok kendi derinliklerinde gizli olanlardan korkarlar ve en çok korktukları şeyi merak ederler.'' ahmet altan
...çünkü güzellik, meçhule açıldığını görür gibi olduğumuz yolun, çirkinlik tarafından tıkanmasıyla
daralan bir varsayımlar dizisidir...(marcel proust)

(bkz: çiçek açmış genç kızların gölgesinde)
...on bin, yirmbi bin sene evvelkiler gibi olabilsek. onlar güneşi, ayı, falanca büyük tepeyi
veya fiilen bulutu ve yıldırımı babalarının hayrına mı Allah yaptılar.Onlar tabiatta saklı duran ruhu
bizden iyi anlamışlar. Minimini kafalarımızı ukalaca kitaplar, birbirinden çürük bilgiler, neticesi
olmayan hesaplar ve allah kahretsin, karmakarışık menfaat düşünceleri dolduruyor... (bkz: içimizdeki şeytan)
sabahattin ali
--umut en son kötülüktür,zira işkenceyi uzatır-- ^nietzsche ağladığında^ Irwın Yalom
** bir ülkeyi askerle fethederseniz fatih olursunuz ve herkes sizi işgalcı olarak tanır,bir ülkeyi ekonomik tetikçilerle fethederseniz yine fatih olursunuz ama sizden kimsenin haberi olmaz.** bir ekonomik tetikçinin itirafları kitabından.
itiraf etmeliyim ki aziz okur benim ömrüm her birini gebertmek istedigim insanlarla aramdaki buz dağlarını eritmeye çalışmakla geçiyor.mesela zenginlerden nefret ediyorum napayım elimde değil.

o restoran sürüngenleri,fiyaka kumkumaları,yapmacık kasvetin mıymıntı bekçileri ticari şiveyle konuşan zehirli papağanlar,hileli bir neşe içinde geviş getiren bunak vampirler,modanın ipiyle uyuya inen kibirli cambazlar,tatile gebe fırlamalar,alaturka bir sadizmle zıvanadan çıkanlar,alafranga bir mazoşizmle yılışıklaşanlar.hepsine teker teker kolombiya kravatı takmak istiyorum.

murat menteş.
bazı insanlar yağmuru hisseder, diğerleri sadece ıslanır. (küçük iskender)
Her zaman dostundan çok düşmanına yakın ol. (bkz: The Godfather)
"bu yükseklikte etraf o kadar sessiz ki, insan kendini o uzay maymunlarından biri sanıyor. sana öğrettikleri küçük görevi yerine getiriyorsun.
bir kolu çek.
bir düğmeye bas.
neyi neden yaptığını bilmiyorsun, sonra da ölüp gidiyorsun." (bkz: fight club)
(bkz: House of night series)
aktır demiştim yüzüne cehennem karasıyken. parıltılıdır demiştim fikrine gece misali karanlıkken.
pekala, yanılmışım fakat isabet olmuş:
taziyeye giden bir ağır hasta gibi
imgesel rehineler, simgesel değiş tokuş…
kainatı görmezden gelemezsin ki?

murat menteş.
Hiçbir şeye sahip değilsen, hiçbir şey kaybedemezsin.

(bkz: William Shakespeare)
bu bacakların 177 IQya sahip olduğunu bilmek çok acı verici.

dijital kale - dan brown
sizinle aynı yolda yürüyorum, ama asla sizden biri değilim.

mehmed bin süleyman - heft cam
bildiğim bir şey varsa kum fırtınasının ortasında şekerleme yapılmaz.

dublörün dilemması / murat menteş.
'sırça fanusun içinde ölü bir bebek gibi tıkanıp kalmış biri için, dünyanın kendisi kötü bir düştür'
sırça fanus/sylvia plath
Sarhoş olmak lazımdır, şarapla , şiirle ya da erdemle... üstad baudelaire

editto: imla. ( teşekkürler romanimi yazsam hayatim olur )
bir kadın söyleyecek çok seyi olduğu halde susuyorsa suskunluğu sağır edici olabilir..

ayşenur yazıcı - son 13 gün.
her günü kendi başına bir dizi renkli boncuk gibi yaşamak..
günceler-sylvia plath
"putlardan uzak dur dost!
ve sakın kendi doğrularını putlaştırma
inancın büyük olsun ama
inancınla büyüklük taslama."
şemsi tebrizi
elif şafak - (bkz: aşk)
"belki de susmak, gerçeği anlatmanın tek yoluydu..." *
arkadan gelmek zaten kötüdür. gerideyken topallamak çok daha kötü...

bernard lewis-hata neredeydi?
"iyiki"ler,insan hayatından giderken getirdiklerini bırakır;"keşke"ler,gelirken götürdüklerini...