bugün

2002 yapımı gaspar noé filmi.
Tersten akan film on dakikalık tecavüz sahnesi ve baş döndüren kamera açısıyla akılda kalabilir. Noé bu filmde değişik açıları denemiş love filminde ise kaliteli açıyı yakalayabilmiş diyebilirim. Filmin ilk 20 dakikası hiç durmadan kamera dönüyor, bu bir müddet sonra ööh bir dur dedirtiyor.
Izlenmese de olur.
görsel
"geriye dönüş yoktur.
çünkü zaman her şeyi mahveder.
bazı şeyler onarılamaz.
insan bir hayvandır ve
intikam isteği doğal bir güdüdür.
çoğu suç cezalandırılmaz.
sevilen birini kaybetmek,
insanı yıldırım çarpmış gibi sarsar.
çünkü aşk yaşamın pınarıdır."

filmin iskeletini oluşturur.
tecavüz budur..filmde gereğinden fazla sert gösterilmemiş , adli tıp dersi alanların sadece anılarını tazelemiş , olması gerektiği gibi olan bi filmdir..tecavüz , 21 kere yangın döndürme tüpüyle insanın kafasını ezme sahneleri bilhassa u günlerde asalım keselim diyen beni bile , lan ama şiddet kötü bişi dedirtmeye getirmiştir..das experiment, funny games ve irrevesible sanırım ki bu 3ü hayattan soğutan filmlerden en başta gelenleridir.ama başta da dediğim gibi , tecavüz aşırı şiddetle anlatılmış gibi bi olay yok filmde , sadece olanı içimiz kaldırmadığı için , gzetelerde "14 yaşında kıza 20 kişi tecazü etti" haberlerini kafamızda canlandırmadan geçtiğimiz için , bu kadar açık seçik anlatınca rahatsız olmuş olabiliriz..keşke auschwiztde bu kadar açık seçik anlatılsa pianist gibi schindlers list gibi hollywoodvari olmasa da , şu faşizm gerçekten nedir görsek..ona göre , istediğimiz şiddeti gerçekten istiyor muyuz , gebersin itler dediklerimizin geberme sahnelerine kaçımız dayanabiliriz görsek..
izlesem mi, izlemesem mi bilemediğim film.
--spoiler--
akıllarda en çok, yaklaşık 9 dakikalık tecavüz ve yangın tüpüyle adamın kafasının parçalanma sahnelerinin kaldığı film. en önemli özelliği filmin tersten gitmesidir. yani son sahneden ilk sahneye doğru.. ama;
(bkz: düşünce güzel uygulama kötü)
--spoiler--
kuzenle beyoğlu sinemasında filmden sonra çıkış tünelinde arkamda cereyan eden,şahit olduğum diyalog:

e=erkek
h=hatun

e:sevgilim güzel filmdi dimi,sen beğendin mi ?
h:hı hı!
e:sevgilim evlenince biz de böyle sevisiriz değil mi ? (9 dk.'lık tecavüz sahnesini kast ederek)
h:gülmesi,bizim arkamıza dönmemizle suratının kızarması

yuh! .mına koim!...
tecavüz sahnesinin bahsedildiği kadar tahammülsüz olmadığı film. (ben mi çok mu ahlaksızım yoksa herkesten duydukça gözümde çok mu büyütmüştüm bilmiyorum)
2002 yapımı Gaspar Noe filmi. başrollerini (bkz: monica bellucci) ve (bkz: vicent cassel) paylaşmıştır. Konusu kısa bir zaman dilimi içerisinde geçen şiddet tecavüz ve intikam şeklindedir. Sinema tarihinin en sert şiddet ve tecavuz sahnelerini barındırır. değişik kamera açıları ve monica balucci'nin filmin ikinci yarısındaki çığlıkları nedeniyle sinemada izlemesi zor bir filimdir. zaten sinemada bu filmi baştan sona izleyen çok azdır.
yanılmıyorsam cannes film festivalinde ödül almıştır. filmin sonunda (bkz: a clocwork orange)'a gönderme vardır.işlenişi akıl defrerindeki gibi tersdendir. Film genelinde insanın keşke şu olsaydım dediği bir karakter yoktur. fakat film tarantinonun salt şiddet filmlerinden değildir. daha çok anlatmak istediğini anlatan bir film olarak akıllarda yereder. gaspar noe gala da bir muhabirin "bu sahne tecavuzu özendirebilir mi?" sorusuna
"normal bir insanı nefret ettirmeli ve bu tarz eylemlerden alı koymalıdır." cevabını vermiştir.
kamera açıları nedeniyle baş döndüren hatta zaman zaman yeter artık dedirten film.
insanın arkadaşlarını terk etmesine neden olabilecek filmdir. Şöyle ki;
Diğer 2 arkadaşıyla * gittiği filmin çıkışında nevri dönen jonathan , hislerini paylaşmak amacıyla şu bahtsız soruyu sorar yanındaki insancıklara;

-Abi nasıldı film , harikaydı değil mi? Ben çok etkilendim yani...

Ve tabii cevabını da alır , kaşınmış ne de olsa ;

-Tabii olm muhteşemdi film. Hele o tecavüz sahnesi yok mu... Tekrar tekrar izlicem valla.

-?^#!'+^!%//

Hemen bir mazeret bularak adamların yanından uzaklaşılır ve mümkün olduğunca selam sabah kesilir bu olayın sonunda...

(bkz: insanları tanıma yolları)
şimdi bir grup diyor ki bu sahneler teşvik edici bir grup diyor ki uzaklaştırıcı etkiye sahip. bu konuda net bir fikre sahip değilim ikisi de olabilir. ve bence burada dikkati üzerine çekmesi gereken konu bir filme gireyim diyerek izlemiş insanların yorumundan çok noe sinemasına az çok aşina olan kesimin bunu nasıl yorumladığı. kimseyi dışlamak değil amacım onu belirteyim sadece şiddet, cinsellik, tabular gibi konuların noe sinemasındaki farklı ve doğal konumlanışı.

bu noktada noe' yi benim için özel kılan bu uç noktaların hepsini sanki kendisinden de bir parçaymış gibi severek ve kabullenerek vermesi. Noe bir şeyler anlatıyor belleği zorluyor bu çabayı görüyorum ama anlattığı her neyse kendisi de bunun bir izleyicisi sanki. Lars von trier ' in ben bir şey anlatıyorum bir mottom var bak nasıl da sevişmeli film çekmişim hissi kalmıyor bende film bittiğinde.

bilemiyorum belki tamamen benim hissettiğim bir ayrım bu ama noe' yi izlerken gerçekten 'çıplak' hayatı izliyorum.
son dizi gündemimizden sonra türk televizyonlarında yayınlanırsa "monicanın suçu ne" diye çevrilebilecek film. *
çekimlerinin baş dönmesi ve mide bulantısına yol açtığı film; özellikle ilk 20 dakikanın çekimi de kötü (film müziği denir mi bilmiyorum ona) arka fonda tek düze çalan baş ağrısına sebep olan zımbırtı da.

ayrıca "tersinmez" manasına gelip terim olarak kullanılmaktadır...
Ekşici enteller tarafından abartıldığını düşündüğüm film.
Basit bir konuyu işleyiş tarzı ve gerçekçiliği güzel olsa da malum 2 sahnenin sinema salonunu terk ettirecek kadar iddalı olduğunu düşünmüyorum. Filmin tanıtımına dair bu şekilde reklamının yapılması da ayrıca filme haksızlık.
Bunun dışında, kameranın fazla hareketli olması bazılarının hoşuna gitmese de bende hipnoz etkisi yarattı, filmin en çekici yanı oydu benim için.
Sonuç olarak, güzel film.

Spoiler vermeyerek bu entryyi bitirmeden söylemek istiyorum ki, monica taş gibi hatunsun hee. *
vallahi kıskandım. Ehehe.
türkçeye dönüş yok diye çevrilen Gaspar Noe filmi.
bi kesim ay bakamıycam diyip filmi terk ederken bi kesim de şiddeti ve aşkı gözümüzün içine soka soka anlatan noe'yi baş tacı etmiştir.