bugün

filmi izlemeden önce yemeğinizi yiyin, suyunuzu için, çişinizi yapın. kahvenizi de aldıktan sonra izlemeye başlayın. mısır falan saçmalamayın öyle. 21.30 seansına iş çıkışı gittiğim için filmin bazı bölümlerinde uyumaktan ötürü utanmadım değil. buradan hans zimmer'a bir kez daha uyarıcı/uyutucu müzikleri için teşekkür ediyoruz.

soundtrackler burada:http://youtu.be/o_Ay_iDRAbc?list=RDo_Ay_iDRAbc

ama öyle sahneler var ki bu müzikler sayesinde uyuyanları uykusundan uyandırdı, koltuğunda doğrulttu. bunun sebebi imax izlemem de olabilir. imax dışında nasıl olur gidenler yazsın.

christopher nolan ın yeri ayrı ama yine de gravity ile karşılaştırmadan da edemedim. yani gravity 5 puansa interstellar 8 falan ama 10 değil. astronot kadınların benzerliği de beni bu karşılaştırmaya sürüklemiş olabilir.

(bkz: anne hathaway)
(bkz: sandra bullock)

bilim-kurgu severler izlemeden geçerlerse çokça üzülebilirler. bilim-kurgu sevmeyenler ise filmi izlemeden önce bolca entry okuyup, kuantum fiziği hakkında ön bilgi edinmelidir. filmden sonra bol su, açık hava salık verilir. mümkünse öğlen saatlerde gitmeye çalışın ama yine de siz bilirsiniz. ne de olsa zaman göreceli.

edit: filme çalışarak gitmek isteyenler için ted şöyle bir şey yapmış: http://blog.ed.ted.com/20...-science-of-interstellar/
--spoiler--
--spoiler--
Film'de zaman bir bütün olarak fiziksel bir boyut. küp nasıl kare değilde küp ise zaman da bunun gibi bir boyut.

Yani bu sebeple cooper olaya aslında o anda müdahele ediyor. Olay aynı anda yaşanıyor. Bu sebeple olayın başlangıcı yine o an.
--spoiler--
--spoiler--

Sonuçta bir kurgu ve güzel temellere dayandırıp kurgulanmış.

Nolan'ın hayalgücübe hayran kaldım ve yine düşüncelere sürüklendim.

Tam benlik bir kurgu ki zaten düşüncem gelecekteki bizin geçmişe bir şekilde müdahele ettiği yönünde...

Film için (bkz: cuk)

edit: rötuş isteği...
--spoiler--
ulan satürn yörüngesinde uzay üssünde taşak kebabı yapan ipne koloni , brand avradının o gezegende yanlız olduğunu biliyordunuz da neden gidip yardım etmediniz? solucan deliği de yakınınızda hem. ben size satürn yörüngesinde koloni olamazsınız demedim , adam olamazsınız dedim. tekerine sıçtımın bencil yörüngesel götoğlanları.
--spoiler--

edith: düşük cümle
--spoiler--
Eğer basroldeki abimiz brand in olduğu gezegene inmeye çalışırsa onun için seneler, brand için saatler, hatta dakikalar geçmiş olacak.
--spoiler--
Sinemada izlediğim ilk christopher nolan filmidir. Vizyona girdikten sonra ilk fırsatta gidip gördüm ve imdb'deki yerini kesinlikle hak ettiğini düşünüyorum. Solucan deliği fikri filme güzel işlenmiş. yer yer duygusal sahneler vardı. Sinemada önümde oturan saygısız vatandaşımıza rağmen her sahnesini gözümü ayırmadan izledim. Filme hala gitmemiş olup gitmek isteyen varsa naçizane bir öneri olarak imax'de izlenmesini tavsiye ederim.
dikkat spoiler içerir.

Nolan'ın hayalgücü doruklarda mı ? gülünür buna. hollywood'un kendi kendisini tekrar ettiği, bir nevi mastürbasyonunu yaptığı bir film.
her sahnesiyle, kehanet, görev mars, kırmızı gezegen, mesaj, gün ışığı, beşinci element, ve işaretler gibi uzay-bilimkurgu filmlerinin her birinden alıntı konu-senaryoları 2 saat 49 dakikalık bir uzun anlatıya dönüştürmüş film. izleyenler bilir bu saydığım filmlerin hangi sahnelerinden copy-paste yapıldığını. gelelim izleyiciyi üzen konu saçmalık ve uzunluk ve kısalıklara.

mr. mann'in gezegeninde buzullar üzerindeki dövüş sahneleri saçmalık ve gereksiz.
cooper'ın neden gitmesi gerektiğini kızı murph'a yeterince ikna edemeyip topukları kıçına vura vura bir nevi maho ağa kaçışı sergilemesi.( biraz daha uzun ve açıklayıcı irdelenebilirdi )
solucan deliği satürn gezegeni yerine dünyaya daha yakın bir yerlere açılabilirdi. ( ee buna gücünüz varmış gibi anlattınız amk. 2 saat boyunca )
karadeliğin ufka yakın çizgisinden, yakıtı bitmek üzere olan gemiyle hareket ederek, çekim alanından kurtulduğunuzu iddia ediyorken, fiziğin amına koydunuz.
solucan deliklerine giren çıkan, karadeliklerden geçen, buzullar üzerinde dans eden, galaksiler arası mikro-makro meteorların çarptığı raptorların camı bile hasar görmüyor. ( nedir bu arkadaş, duracam mı kullandın!!!)

haa, bir de mısır tarlası meselesi var. nedir olum bu darının sizden çektiği. her uzaylı filmde darı tarlası ? haaa.
hayatım izlediğim en iyi 3 filmden biri. net. sinemadan çıktığımızda hemen hemen herkesin ağzında aynı şey vardı. "umarım 2.si çıkar." zor görünüyor, ama belli de olmaz.
2. Kez sinemada izlediğimde repliklerin çoğu aklımdaydı, halbuki filmin arasında noluyo ya kafam, yanıyo lan diye düşünmüştüm, aklıma işlemiş. Büyülü fenerde seyir zevkini mahvettiğim varsa kusura bakmasın.
gösterimine şahit olduğumuz için çok şanslı bir nesil olduğumuzu düşündüren film, eser.

bir sürü bilimsel teori, hayal gücü ve tabii bunların harmanı ile oluşan bilim kurgu şahaseri, ince ama derin bir dram ayrıca. zeka dolu kurgusu, oyunculuğu ve hans zimmer'ı es geçmemek gerek tabii.

zaten, bir filmi de özel ve güzel yapan şeylerin en başında, hayatta var olan tüm soyut durum ve varlıkların ne kadadırını içerdiği ile ilgilidir. ki böylece filmle genel anlamda seyirci kendini bağdaşlaştırsın ve içselleştirsin.

--spoiler--

o değil de ben hep derim, diyeceğim, sevgi her birimizi ve yaşadığımız dünyayı kurtaracak ve/veya güzelleştirecek en gerçek ve en güçlü bağ, "boyut", duygu ve olgu.

--spoiler--
oncelikle sunu soylemeliyim ki kafayi vererek izlenmesi gereken filmlerden biri aksi taktirde bir sey anlamayip keyif alinmayacak ve kufurler esliginde filmden cikilacaktir.

film kesinlikle bir basyapit olmus. izleyen kisinin ufkunda patlamalara sebep olacak bir film olacaktir suphesiz. bir kitaptan alinti olan senaryosu bilimsellik kokuyor hertarafiyla kafada soru isareti birakmiyor sonunda. ayrica film muzikleri konusunda da cag atlamis bir film olmus cok iyi film muziklere sahip filmler var fakat bu film kadar her muziginin sizi filmin icinde yasattigi bir soundtrack listesi daha gormedigimi soylemek isterim.

film bana sunu da dusundurtmustur amerikalilar gravity ve bu filmle beraber diger galaksilerde yasama mi hazirliyorlar bizi kesfedilen biseyler mi var bu adamlar tarafindan bunu dusunmek lazim..

sonuc olarak 2. kez de firsatim olursa sinemaya gidip izleyecegim...
izlenildiğinde ufku genişleten bir film denilebilir sadece. daha 5.boyutu anlamlandıramazken bu filmin gerçekliği hakkında yorum yapmak haddime değil.
dün izlediğim film, güzel film ama bazı sahneleri gereğinden fazla uzatılmış bazı sahneleri hemen geçiştirilmiş olduğunu düşündüğüm film bide efektleri az ve başarısız buldum

--spoiler--
mesela gezegene gittik diyorsunuz a.q gidip bildiğin denizin ortasına iniyorsunuz, buzullar gibi bi yere gidiyorsunuz dünya olduğu çok belli yap şöyle şekilli bi gezegen onca film çekiyorsun nolan neden böyle yapıyorsun.
--spoiler--
(bkz: whovian gözüyle interstellar)
iki kalemde ele alınması gereken film.

1- Sinema filmi (Çok anlamam); Nolan'ın ustalık eseri denilebilir. Her ne kadar kendisinden önce çekilmiş bir çok filmi gerek mekan gerekse kullanılan alet edavat olarak andırsa da çekim kalitesi oyunculuk ve diğer filmlerin hepsini bir arada bulundurması ile en başta bayrak taşımaya aday olur.

Nolan'ınchristian bale hastalığıda devam ediyor. Baş rolde matthew mcconaughey oynuyor ama sanki o ideal oyuncu değilmişte ideal olan baleymiş ama onu ayarlamayınca Matt oynamış. ve matt'i bir çok sahnede Baleye benzetmiş. yada bana öyle geldi.

2- Fizik, fizikten de çok anlamam kuantum denklermleri kara delik teoremleri falan anlayamayacağım.

Ama fizikçilerin yazar yönetmenlerin çözemedikleri bir problem var. "Acaba Nolan çözmüş müdür?" dedim ama çözememiş.

--spoiler--

Genel sorun şu sadece bu film için değil herhangi bir zaman yolculuğu hikayesi için geçerli.

Gelecekten gelen bir nota dayalı gerçekleşen hareketler sonucu gelecekten geçmişe not iletilebiliyorsa. ilk notun iletilebilmesi için gerekli bilgi nereden elde ediliyor.

Sorun şurda kızın odasında yer çekiminden dolayı tuhaf olaylar oluyor ikili sistemle bir korkinanat bulunuyor ve adam içi,n uzay macerası başlıyor.

Sonra bakıyoruz ki o ikili kodlamayı, esas adam göndermiş geçmişteki adam, uzaya gitmiş tekrar ikili sinyalleri göndermiş, geçmişteki adam o sinyalleri bulup uzay üssüne gidip kendi geçmişine yine sinyal göndermiş, o sinayllari bulan adam tekar uzay üssüne ve uzaya gidip tekrar mesaj göndermiş.........

bu böyle uzar gider peki geçmişteki adam o anı ilk yaşadığında yani daha uzay üssünü keşfetmemiş ve uzaya gidip kendine mesaj göndemediği o ilk anda uzay üssünü nasıl keşfetti?

--spoiler--
la bu Dr.Romilly size ne etti kardeşim?
christopher nolan! christopher nolan! christopher nolan! şu adamın ismini anarken bi soluklanmak, ceket iliklemek gerekiyor; bir kez daha anladım.

kendisine olan hayranlığım katbekat arttı bu film ile. bilimkurgu değil de gerçek gibi, zaten bilimkurgudan öte bir film olmuş, yine climax ve twistleriyle, nerede müzik kullanıp kullanmayacağını çok iyi seçmesiyle, kamera açılarıyla ve tabii ki dahiyane kurgusuyla atmış nolan imzasını. hala kalkmadıysa vizyondan gidin! izleyin! duyurun! anlamadım deyip geçmeyin, anlamak için çaba sarf edin!

senin zekana erişmek için napmamız gerekiyor sevgili christopher nolan?
yaşadığım şehre hala gelmemiş olan film. webrip versiyonu nete düşmüş izlemek istiyorsanız http://www.filmionlineizl...terstellar-full-izle.html adresinden bakabilirsiniz.
2014'ün en iyi filmlerinden birisi olduğunu düşündüğüm bir film ..
filmi anlamayanları işsiz ve özenti arkadaşlar gibi aşağılamayacağım, astrofizik konuları hakkında sağdan, soldan bilgi edinerek dahi gayet net herkesin anlaması mümkün olan bir film.

senaryo(karakterler, olay örgüsü, tahminler v.s. ) uydurmadır yalnız, bazıları bokunu çıkartmış. hayali kısmı da çok yani. *
Christopher Nolan ' ın son filmi. Nolan'ın her zamanki tarzının yanında uzay ve dördüncü boyut denilen kavramlara kendi hayal dünyasını katması benim hoşuma gitti. Ama filmde çok bariz göze çarpan bazı hatalar var. Örneğin ; bir astronota Einstein'ın Görecelik Teorisi hakkında bilgi vermek. Ya da kara delik hakkında geniş açıklama yapmak gibi. Bunlar çok göze çarpan filmi basitleştiren hatalardı. Ama tabi konunun çok geniş , soyut ve hayal dünyasını zorlaması sebebiyle ve filme giden insanların konuya hakim olması için ara ara bu tarz vurgulara yer vermek zorunda kalınması bu hataları görmezden gelmemizi sağlıyor. Tavsiye olarak da şunu söyleyebilirim. daha önce uzayla, gezegenlerle ilgili herhangi bir belgesel izlemeyen yada bu konulara karşı ilgisi olmayan , merak etmeyen insanlar lütfen gitmesin . Daha sonra da imdb'de orada burada filmi kötülemek için kötü puanlar verip güzelim filmi heba etmeye çalışmasınlar.
zekam yetemeye yetemeye izledim adam yapmis dedim . bazi yerler cok bayiyor ama ilk yari ozellikle.
bu gözler cümlenin gerisine overdrive'ı aradı.
bugün izledim sinemada sevgilimle şaheser. gidin izleyin.
Coward adında muhteşem bir soundtracke sahip filmdir.
Nolan gibi bir dehanın dünyaya bahşettiği über film.

beni dinleyin imax ten izleyin.

ankara daki imax in tadilatta olmasi da buyuk şansizlik.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar