Anlamsız kalabaliklar dinlemeye çekiliyor.Ve meydan senin umarsızca dolaş istersen istersen şiir yaz istersen sigara yak...
Insanlar susuyor yoksa başka türlü susturmanin anlami yok diye dusunuyorum.
Tatil için Eylül ayını sevmekle aynıdır.

El ayak çekilir, bir sakinlik ve dinginlik gelir. Huzur dolar her bir hücreye.
Uyuyasım bile gelmiyor geceleri.
Gece olduğu zaman düşünülemez, düşünürken gece olur ve yoruluruz.
Yalnız kalırsınız, egonuzu kimse okşamaz, sessizlikten düşünceleriniz, korkularınız üstünüze üstünüze gelir yada hiçbirini takmaz gidip yatarsınız. Gariptir ama ne kadar korksakta kaçsakta yüzleşmek için bir yanımız can atıyor. itiraf edemiyoruz sadece.
Ne zenginlerin egosunu görüyor insan!! Ne mutlu sevgililerin kahkahalarını!! boş odada karanlıkta ve sessizlikte. (iç den içe sizde bir gün bu kahkahaların sonuna varınca diyorsun.) yüz ifadelerimiz aynı olacak diyor.(ve rahatlıyorsun)
Kayahan şarkısıyla vücut bulmuştur.
--spoiler--
https://m.youtube.com/watch?v=2y4dbgguxkQ
--spoiler--
Gözü ve kulağı yormuyor olması.
sessizliktir.

az insandır.
karanlık korkutur, teksindir ama sana zarar verecek kimse de yoktur, tek başına, belki biraz içki ile müzik güzel bir gece geçirilebilir, gece ders çalışmak bile güzeldir, kökenimiz karanlık bizim.
(bkz: ben insan değil miyim)
bütün şehir stresinden, iş hayatından sıyrılıp yalnızca kendini dinleyecek vaktin gece olmasındandır.
(bkz: melatonin)
o uçsuz bucaksız sessizliğin sesini duyabilmek.akıl bozucu derece de huzur ve zevk veriyor.
insanları bilmem de, ben sessizliğinden ötürü seviyorum. Çekilmişim kuytuma, herkes uyumuş rahatsız eden yok, yapmam gereken bir şey yok, gelecekten tek beklentim huzurla uykuya dalmak. Bunu gündüz beceremediğim için seviyorum geceleri...
Gece karanlık, gece sessiz ıssızdır. Gece de kimsesizsindir. Ölüme en çok gece benzer. Soruyorum şimdi geceyi mi sevmiyorsun? Yoksa haberin olmadan ölümden mi korkuyorsun?
Güneş altında yapılanlar kısıtlıdır ama ay ışığında yapılanlar daha anlamlı olan bir durum.
bir ay doğar ilk akşamdan geceden.
Sıkıntısına geçici bir mola olması.
çünkü gece rahat rahat içilir, barlara, kulüplere gidilebilir, ışıklar yanar güneş söner, bizi ay sizi güneş gölgenizden tanır. ehehe.
günlük telaşlar biter. sesler susar. kendi içinize dönme, dinlenme vakti bulursunuz. gündüz başkalarına, gece size aittir. bu yüzden gece sevilir.
uyuduğum için.
"gün ışığı tuzaktır. ışık bizi kör eder. ancak geceleri, gözlerimiz faltaşı gibi açılır. geceleri ,tüm öteki duyularımız da daha duayrlıdır; çünkü düzen güçlei o saatlerde, makinelerini kapatmış olurlar. gece sessizliği dinleriz, karanlığa nüfuz ederiz, bedenlerimizin de hayal gücümüzün de dizginlerini serbest bırakır".
insan bazı şeyler bir an önce bitsin istiyor, bir an önce aradan çıksın istiyor. Çünkü bitmediği sürece hep bir yük oluyor, hep bir angarya. Gece de günün bitişi ya ondan seviyor herhalde geceyi. Ben mesela, bir an önce kıyamet kopsun diyorum, bak ölelim demiyorum, kıyamet kopsun, ne olacaksa olsun. Hoş sorguya hazır olduğumdan değil de daha da kirleniyor insan dünyada. Bir de, gece insanı hüzünlendiriyor gece insana bitmeyi hatırlatıyor, diyor ki 'bak bir gün daha kaydı parmaklarının arasından ve senin kolların hala boş'. Acı yani, acıyı seviyor insan.
insanların kendilerini sevmesidir. sadece geceleri kendi başına kalabiliyorsun rahatça düşünebiliyor günün muhasebesini başka sesler başka insanlar olmadan tek başına yapabiliyor ertesi gün yapacaklarını sakin kafa ile düşünebiliyorsun.