normal şartlar altında insana 'huzur' vermesiyle doğrudan bir ilgisi bulunmayan ancak ilginç bir şekilde insanın kendini huzurlu hissetmesine sebep veren şeylerdir.

örneğin benim için internet tarayıcımı açtığımda başlangıç sayfamın google olması.

evet manyak bi tipim sanırım ehe.
yağmur yağarken camdan dışarıyı seyretmek.
sesi bir ayrı güzel.
ayrıca
(bkz: neresi garip la bunun)
merdivene koşarak tek seferde 11 basamak zıplayabilmek.
ateşe bakmak.
Tek kale maç.
sanki yıllar önce birisi seni oraya üstünden çıkartıp atmış da sen bir tişörtmüşsün gibi odanın bir köşesinde tembel tembel oturmak.
yaşar dinlemek.
toplu oda. Birden yağan yağmur.
soba sesidir. Hele birde elektrik yoksa karanlıkta sadece sobanın ışıltısıyla oturuyorsan ve yanında sevdigin insanlar varsa.
amaçsızca bilgisayara karşı eycof oynayıp odun kesmek altın kaya biriktirmek.
ağaçların rüzgardaki hışırtısı.
banyodan sonra havluya sarınıp yatağa uzanmak, o an ölsem gözüm açık gitmem, o nasıl bir huzurdur
Uludağ sözlükte yazar olmak.
sabah uyandığınızda mutfaktan gelen sucuklu yumurta kokusu.
Nezleden sonra yavaş yavaş burnunun açılması.
arabayla yüksek sesle müzik dinlerken hafif ormanlık alanda şöförlük.
Karakalem yapan birini izlemek.
halısaha yaptıktan bir gün sonra gelen o hamlık. tarif edilemez.
ayakkabımı sıkıca bağlayınca hiç çıkmayacakmış gibi hissetmek. fısır fısır yola sürttürerek yürümek istemem zira.
kışın duş aldıktan sonra sıcak üfleyen saç kurutma makinesini havlunun içine tutmak.
En garibi şudur. Birini kaybetmişsindir, aglarsin, icin sizlar.. sana ne yaparsa yapsin, kirsin, umursamasin.. ve bilirsin hiç bir sey eskisi gibi olmayacaktır.
Ama o uğruna mutsuz olmayi tercih ettiginin, mutlu yaşadığını bilir ya da hissedersin.
Bu sana huzur verir ki asil önemli olan deger budur.
uzun bir otobüs yolculuğu sırasında sabahın ilk ışıkları gözünüze vurur ya yavaş yavaş, kendini manzaraya, sarımtırak tarlalara bırakmak.
polar battaniye.
görsel
osurmak aga. utanmadan koklayanlarda var aramızda.

not:biliyorum seni seni. sende bizdensin hoş geldin.