bugün

bilim.
hayattaki en hakiki mürşittir
kaynak: Mustafa Kemal Atatürk
kendisi ile ilgilenen toplumları sürekli ileriye taşımış, ilgisiz kalanları ise açlığa mahkum etmiş kavram.
ilim ilim bilmektir
ilim kendin bilmektir
sen kendini bilmez isen
ya nice okumaktır
ölçülülük.
ilim Kainattaki Sabit Kanunların keşşafıdır.. Evet, ilim değişkenlerle ve tesadüflerle uğraşmaz... Sünnetullah Denilen değişimeyen kanunları keşf eder.. işte bu değişmez kanunlar üzerine ilim bina edilir.. Bir kanunun keşfi, yeni kanunların keşfi için basamak teşkil eder.. Evet ilim bu Kainatta tecelli eden Esma-i ilahiyenin bir keşşafı ve tercümanıdır.
Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi mirası.
-Her kime öğrendiği bir ilim sorulur da ilmi saklarsa, kıyâmet günü ateşten bir gem vurulur.

-Bir âlimin ibâdetle meşgul olana üstünlüğü benim, en aşağı mertebede olanınıza karşı üstünlüğüm gibidir. Allah, melekleri, göklerin ve yerin halkı, hatta yuvalarındaki karıncalar ve hatta balıklar, insanlara hayır öğreten kişiye duâ ederler!

-Kim ilim yolunu tutarsa, Allah ona cennet yolunu tutturur!.. Ve melekler ilim öğrencisinin rızası için kanatlarını indirirler. Aynı zamanda bir âlim için göklerde ve yeryüzünde bulunanlar ve hatta sulardaki balıklar istiğfar ederler. Âlimin âbidden üstünlüğü, ayın parlaklığının sair yıldızlara olan parlaklığı gibidir!.. Nebi ve Rasûller miras olarak ne dinar ne dirhem bırakmışlardır; ancak miras olarak ilim bırakmışlardır. Kim ilmi almış olursa (mirastan) bol pay almış olur

-ilim adamlarıyla boy ölçüşmek veya ayaktakımı ile mücadele etmek halkın teveccühünü kendine çevirmek için ilim tahsil eden kişiyi Allah cehennemine sokacaktır!

-Bizden bir hadîs işiten ve onu hafızasında tutan adamı Allah aydınlatsın!.. Çünkü bir ilim yüklenen insan bazen kendisinden daha dirâyetli birine (ulaştırır) ve çoğu zaman da bir ilim yüklenen insanın kendisi dirâyeti olmaz!
ilim'in anlamı bilim'den farklıdır. ilim "logos" demektir: Ancak yaratılmışın diline uygun dilin,düşüncen varsa onu anlarsın. Bilim varolana bir adım uzak durur, onu görmek için. ilim ise olaya içinden bakmaktır.

(bkz: Logos-Ratio ilişkisi)
Hayal gücü derin olup da bilgisi olmayan kimsenin,kanatları var fakat ayakları yok demektir.
Ilim hayyataki en buyuk amacimiz olmalidir.
gökküresi' nde gök ekvatoru ile tutulum düzleminin kesiştiği iki noktadan her biri.
(bkz: ekinoks)
(bkz: atatürk ün ilmi çarpıtması)
arapça bir kelimedir. #alm (a dediğimiz ayn oluyo) kökünden gelmiştir, asıl manası, bilmek demektir. lakin zamanla günümüz türkçesindeki bilim kelimesinin anlamını vermeye doğru evrilmiştir.
kuranda manası ise (gazzalinin ihya'nın ilgili bahsinde söylediğine göre), farzları bilmekle eşdeğerdir.
bilim demek değildir! bilim bilgilerin toparlanmasıyla ilim bu bilgiler arasındaki ilgilerin toparlanmasıyla gelişir.
mevlana bir gün halk ile konuşup sohbet eder halde iken şems mevlananın önünde duru ve sorar:
"riyazat ve ilmin amacı nedir?"
(M)
"şeriat ve edebi bilmektir." dedi.
(Ş)
"hayır, amaç bilinene Allah'a ulaşmaktır." der.
düşünsel farklılıkların ortak payda altında buluşup gün düzenlemesi.
ilim kimi insanı alim, kimi insanı zalim eder.
kendisine talip olana nasibinden -allah'ın yardımı ile- olan kadarını veren allah'ın emridir. evet, ilim allah'ın emridir.
ilim bilimle eş manalı değildir. rosenthal, islam geleneğindeki ''el-ilm'' sözcüğünün karşılığını tam olarak bulamadığını ve en yakının 'knowledge' yani 'bilgi' olduğunu ifade ediyor. 'bilgi', ilmin pratik sahasına aittir. bir de 'hikmet' vardır. ilim, bunların hepsini kapsar.

aslında bilim, bizim beyaz türklerimizin 'ilim' kelimesini 'arapçı' bulmasından ve topladıkları dil kongresinde başına 'b' eklemek suretiyle batının 'science'ına tekabül ettirmesinden geliyor. örneğin çok abartılan 'fen' de böyledir. fen, müspet ilimin bir disiplinini ifade etmekle beraber, sanki bilimin kendisiymiş gibi kullanılıyor günümüzde.

bu farkı hadislerde de görebiliriz:

--spoiler--
''fen ilmini al, çıktığı kap sana zarar vermez'' (Künûzül'hakaik)

''Âlim veya ilim talebesi olmayan bizden değildir'' (Deylemî)
--spoiler--

görüldüğü gibi fen, müspet ilmin bir disiplinidir; bilimin kendisi değildir.
ilim sadece zekayı değil,ahmaklığı da ziyadeleştirir.
malum ilim,insanın cehaletini giderir,ahmaklık baki kalır.
"ilim beni uçurumun kenarına getirdi. oradan vecd ile bilinmezlik denizine daldım. vecdim beni boğuyordu ki, cahilliğim kurtardı."
osur osur ipe diz. çok konuşup hiç bir şey anlatmamaktır. felsefeye benzer bu yönüyle.
"ilim; ezberleyenin hafızasından silinir zamanla
Onu yazanın ise, yanında kalır daima"
ilim doğru yolu göstermede ışık gibidir.
küçüklükte tahsil edilen ilim taşa kazınan nakış gibidir.