bugün

bunca yıllık tecrübelerimle söyleyebilirim ki;

birincisi; güçlü olan erkeklerdir. bu doğanın kanunudur ve günümüzde ağırlıklı olarak para mevzuunda tezahür etmektedir. elbette bunun dışında kendi güç kriterini belirlemiş kadınlar için farklı güç kriterleri olacaktır ama gücün en büyük karşılığı parasal güçtür.

ikinci olarak kendine güven ve kararlılıktır. bir kadın kendi fikirlerine karşı olsa da erkeğin kararlılığına imrenir. kimse sümsük, aklı karışık ana kuzularına iltifat etmez.

üçüncü olarak sevgi sözcüklerini çok nadir ama yerinde kullanan erkektir. aptal romantiklerin devri için, (bkz: 1960 lar).

dördüncü olarak meşgul erkeklerdir. hiç bir kadın yanında boş gezen adam istemez, kendisi ile ilgilenmesi dışında bir şeyler ile meşgul, çalışan erkek makbuldur.

işte genç adam bu özellikleri topladığın zaman anla ki adam olmuşsun. *
Yakışıklılığın en büyük kriter olduğu tasarıdır.

Biz çirkinler ölelim mi ulan!*
görsel
Ovidius, yaptığı kusursuz bir kadın heykeline asık olan Pygmalion adındaki bir heykeltıraşı anlatıyordu, bir tanrıça bu zavallı heykeltıraşa acıyıp, fildişi heykele hayat vermiş ve bir insan kendi yarattığı bir başka insana dokunabilmişti. Sorunun, "yaratılmış" olanların çirkinliklerinde, eksikliklerinde, kötülüklerinde olduğuna inanmanın bizi sürüklediği oyuncaklı bir fantezi, "ben yaratsam daha iyisini yaratırdım" iddiası.
Peki, bu güç size bağışlansaydı, "kendin için birini yarat" denseydi ne yapardınız, nasıl birini yaratırdınız? Sanırım, hemen kusursuz birini yaratmak için ise koyulurdunuz. Çok güzel bir kadın ya da çok yakışıklı bir erkek. Gerçekten bu kadar güzel birini ister miydiniz?

Yarattığınıza bir heykelin kusursuz güzelliğini verdiniz, peki kişiliğini nasıl yapardınız, nasıl bir karakter verirdiniz ona? Herhalde, eksikleri olmasına tahammül edemez, onu her koşulda davranması gerektiği gibi davranan, bilgili, zeki, zarif biri yapardınız. Böylesine mükemmel olmasının onun doğallığını bozabileceğini düşünmez miydiniz? Hiç ağlamayan, hiç kavga etmeyen, biraz önce söylediğinden arsız bir çocuk gülümsemesiyle vazgeçip tersini söylemeyen, resmi bir davetten çıkışta sizi bir kuytuluğa çekip "öpsene beni" demeyen, " bugün ise gitme kırlara gidelim," diye tutturmayan, kıskançlık krizleri geçirmeyen bir kadın ister miydiniz gerçekten? Hiçbir çelişkisi olmayan, düz, akilli, ani çoksulara ya da ani üzüntülere kapılmayan, sizi birdenbire boynunuzdan öpmeyen bir kadınla geçirmek ister miydiniz hayatinizi? Ya da çok akilli, çok kibar, her öneriyi "simdi sırası değil" diye mantıklı bir biçimde cevaplayan, her kaprisinizi hep ayni olgun gülümseyişle karşılayan, öfkelenmeyen, siz manasız bir kavga çıkarmak için iştahla kıvranırken size o kavgayı bağışlamayan, düzeltebileceğiniz, eleştirebileceğiniz hiçbir yani olmayan, hiç tembellik etmeyen, asla annesini özlemiş bir çocuk gibi bakmayan bir erkekle olmak ister miydiniz? Ruhunu nasıl yapardınız? iyi biri olmasını isterdiniz herhalde. Kimse için kötülük düşünmeyen, kıskanmayan, övünmeyen, böbürlenmeyen, şımarıklık etmeyen, şiddet belirtisi göstermeyen, bencillik yapmayan, sizi aldatma ihtimali olmayan, sadık, vefalı, yalan söylemeyen, dürüst, saygılı, sevgi dolu, masum, bir su gibi berrak ve temiz birini mi isterdiniz? ister miydiniz gerçekten? Sizi güven ve huzur içinde yaşatacak birini mi yaratırdınız? Eğer böyle birini istediğinizi, böyle birini yaratacağınızı söylüyorsanız, size, bugüne dek asık olduğunuz insanları bir düşünmenizi, önerebilirim.

Aşık olduklarınızdan kaçı masumdu, kaçının aldatmayacağından emindiniz, kaçı tam anlamıyla dürüsttü, kaçı bencil değildi, kaçı başkalarına bakmıyordu, kaçının yanında huzur kadar huzursuzluk da hissetmediniz? Belki yanılıyorum ama ben, insanlara "kendin için birini yarat" dediklerinde, en güzeli, en kusursuzu, en iyiyi, en mükemmeli yaratmak isteyeceklerinden endişeleniyorum, böyle bir kusursuzluk ve mükemmeliyet, gecesi olmayan bir gündüz gibi sürekli aydınlığıyla insani bıktırır diye düşünüyorum.
Kötülüğü olmayan bir iyilik sıkıcıdır bence. iyiliği olmayan bir kötülüğün sıkıcı olması gibi. Sanırım, tanrıyı muhteşem kılan, onun iyilik ve kötülük arasında tarafsız kalması, iyiliği yarattığı gibi kötülüğü de, kusursuzluğu yaratabildiği gibi kusuru da yaratabilmesidir. Bizim "kusursuzluk ve iyilik" düşkünlüğümüz yoktur onda. Eğer Ovidius'un heykeltıraş Pygmalion'a bağışladığı güç bana da bağışlansaydı sanırım, kusursuz biri yerine, sevdiğim kusurlara sahip birini yaratmak isterdim. Bazı kusurları severim çünkü. Birini yarat" dediklerinde bizim hemen en muhteşemin peşine düşmemize karşın yarattığı milyarlarca insanda asla en mükemmele ulaşmayan, hayatin çekiciliğinin bu eksiklikte olduğunu bilen tanrıya tek sitemim de bu olabilir zaten, ben onun yarattığı kusurları severken onun kendi yarattığı kusurlardan şikayetçiymiş gibi durması.
Ahmet Altan

ideallerin dışanda bir erkek isterdim ben ideal olmayan bir erkek yani.
idealar dünyasında yaşamaktadır. kendisiyle bizzat tanışıp görüşen tek kişi platon da ne yazık ki bize tarif edemeden uzun bir süre önce aramızdan ayrılmıştır efendim.
twitter'da kriterleri açıklana açıklana bitmeyen erkektir. yeter ulan dedirtti en son. öyle bir liste yapıyorlar ki ben bile arzuladım anasını satıyım düşün artık. *
trafikte michael schumacher.
kavgada mike tyson.
mutfakta oktay usta.
yatakta şahin k.
belirli bir kalıp çizilemez buradaki ''ideal'' için. herkes kendisine en uyumlu ama zıtlıklarıyla da kendini tamamlayacak birini ister. bu yüzden de kişiden kişiye göre değişen bir tanım bu.

ama hamuru iyiyse aşkla yoğurursanız iyi sonuçlar elde edersiniz.
seven, sevilen erkek şekil alır.
ideal gaz denklemi gibi bir denklemi olsa da kadınlar hesaplasalar,kavuşsalar şu ünlü ideal erkeğe.zira hüsranla biten her ilişkinin ardından bu erkek aranmaya başlar ama bulunamaz,hiç bir zaman da bulunamayacaktır.çünkü bir kadın için ideal olan erkek diğeri için hiç bir şey ifade etmeyecektir.
"her erkekte aradığın erkeğin yalnızca bir parçasını bulursun. aramaktan vazgeç demiyorum. bulmaktan vazgeç." *
platon mode on;
yalnızca idealar dünyasında mevcut olan bir türdür. onu, içinde bulunduğumuz görünüşler dünyasında aramayınız.
platon mode off.
mutfakta oktay usta, düğünde mahmut tuncer, alışverişte david beckham, yatakta johnny sins.
Şifrelerini veren erkektir.*
Mutlu olan, mutlu olabilen, mutlu etmesini bilen adamdır.
kova erkeği olarakta kayıtlarda geçmesi gerekli olan erkek modeli.
Kendi basinin caresine bakan, oz guvenli, muhabbeti guzel, mutevazi, egodan uzak duran. Bence budur.