bugün

(bkz: hermafrodit) kavramına adını veren eleman. erselik de deniyor hermafroditlere ama o hangi elemandan adını almı$tır bilemem. ayrıca yeri gelmi$ken; ebru $allı en bilinen hermafrodittir daha sonra ameliyatla editlenmi$tir. ahaha..
bir insanda erkeklik ve dişilik seks organlarının beraberce bulunması durumudur.
(bkz: hünsa)
hermes'in erkeksi güzelliği; aphrodit'in kadınsı çekiciliğinin vücud buluduğu kişiler için kullanılır.
Psikiyatride ve genellikle Tıpta erkeklik ve dişilik seks organlarının beraberce taşınması haline hermaphroditismus ismi verilmektedir. Çok nadir olan bu malformasyonda kişi aynı zamanda hem erkek ve hem de kadındır. Genelde, hünsalık yani hermaphroditismus dış genital organları ilgilendiren bir anormali ise de, bazı nadir hallerde iç genital organlarda da kendisini gösterir.

Hermaphroditismus tabirinin ismini aldığı mitosa baktığımızda, esasında Hermaphroditosun hiç de hünsa olmadığını görürüz. Kendisi genç, yakışıklı, Aydınlı bir delikanlı imiş. Bodrumun yakınlarındaki Bardacıktaki bir gölü çevreleyen karşılıklı iki tepenin birinde haberleşme tanrısı bilge Hermesin, diğerinde ise, güzellik ve aşk tanrıçası Aphroditenin tapınakları varmış. Her iki tanrı da kendi tapınağında otururmuş; ve çok doğaldır ki, bu iki ilahtan çok güzel bir çocuk doğmuş Adını annesinin ve babasının isimlerinden alan bu erkek çocuk, yorulmadan koşma yeteneği ile bilgeliğini babası Hermesten, yakışıklığını da annesi Aphroditeden almış.

Her gün etraftaki dağ-tepelerde dolaşıp duran Hermaphroditos, Bardacık gölünün serin sularında çırılçıplak yüzermiş. Gölde yaşayan su perisi Salmakis de çırılçıplak yüzer, güzel saçlarını etrafa saçarak bazen bir çiçek, bazen bir rüzgar fısıltısı, bazen su, bazen de etraftaki mersin ve yabani sakız ağaçlarının kokusu olurmuş. işte insanı baştan çıkaran gizemli aşk serüvenlerine sürükleyen bu su perisi Salmakis, yakışıklı Hermaphroditosa aşık olmuş. Ona iltifat etmiş, davet etmiş, yalvarmış, onunla birleşmek istemiş ise de yakışıklı Hermaphroditos fettan Salmakise pek yüz vermemiş. Vermemiş ama, Salmakis de tanrılara ve bilhassa Zeusa yalvarmış yakarmış: Öyle bir sevişmemiz olsun ki, ikimiz tek bir vücud olalım, tek kişi olalım ve bu birleşmemiz hiç bitmesin diye göz yaşı dökmüş.

Zeus, böylesine güzel bir su perisinin yalvarmalarına dayanamamış. Olsun demiş ve bir gün Hermaphroditos çıplak olarak gölde yüzerken, Salmakis derinliklerden çıkarak ona öyle sonsuz ve bitmeyen bir arzu ile sarılmış ki; Hermaphroditos dayanamamış, o da Salmakise sarılmış. Öylesine arzulu, sonsuza dek sevişmeye başlamışlar ki, ikisi bir daha ayrılmamak üzere tek vücud olmuşlar; zaten ilahların da buyruğu bu değil miydi? Böylece Hermaphroditos, Salmakis ile birleşmesi sonunda, hem erkek ve hem de kadın seks organlarını taşımış

Platon ve komedya yazan Aristophanes de insanların en ilkel devrede, hem erkek ve hem de dişi olduklarını; ancak, bu nedenle çok kuvvetlendikleri için, tanrıların-insanların bir gün kendilerine rakip olabilecekleri korkusu ile- onların her birini ikiye ayırarak kadın ve erkek cinslerini oluşturduklarından söz ederler.