bugün
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi16
- true'nin porno arşivi kaç gb9
- icardi190527
- hamas bir terör örgütüdür15
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- vatandaşlık farkı alan otel24
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır34
- futbolcu ismiyle nick almak11
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız19
- anın görüntüsü13
- icardi1905 silik olsun kampanyası19
- şehirler arası aşk yaşamak9
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- sözlük kızından gelin olmaz21
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- ideal duş alma sıklığı14
- artificialintelligence9
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım12
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı23
yaşamın ki ölmekse, mutluluğun ki acıdır. ya da, her birinin tam zıttı. ne taraftan, hangi açıyla baktığınıza bağlı durumdur.
doğrudur, kimi zaman bedel peşin ödenir kimi zaman daha sonra bazen taksitler halinde ama mutlaka her yaşananın bedeli ödenir. önemli olan ödenen bedellerle elde edilen yararlar arasındaki dengeyi tutturabilmektir, maksimum düzeyde marjinal fayda sağlamayı bilmektir.
her şeyin bir bedeli, bir karşılığı vardır, bedel aynı olsa dahi kimin nasıl isimlendirdiğine göre sonuçları farklıdır.
cümle biraz garip göründü, açayım.
dünya üzerinde en karşılıksız veriş biçimi gibi görünen annelik hali mesela; bebeğinden hiç bir şey beklemeden ve kendini sonuna kadar ortaya koyduğun, insani ihtiyaçlarını bile ikinci plana ittiğin bir durum. kimine göre sonsuz bir fedakarlık.
bebek bu gece uyumaz, tam sen tuvalete gideceğin sırada ağlamaya başlar, saatlerce yemek yemez tam sen iki lokma yiyeyim dediğin zaman yemek yiyeceği tutar, arada ateşlenir sabaha kadar seni mum eder, gecenin bir vakti uyanıp oyun oynamak ister vs vs vs..
anne olarak tüm bunları yaparken iki seçeneğin vardır. yapmak ya da yapmamak değil, her durumda yapman ama bundan şikayet etmek ya da etmemek.
eğer çektiğin sıkıntılara, uykusuzluklara vs vs lere takarsan kafayı, bebek sahibi olmanın bedelini sıkıntı çekerek ödediğini sanırsın.
eğer sıkıntı odaklı düşünmek yerine bunların yaşanması gereken bir süreç olduğunu kabul edip, gecenin bir yarısı uyku gözlerinden akarken oynamak durumunda kaldığın bebeğinin şen kahkahalarında coşarsan, saatlerce mızıldanıp sonunda uyuyan bebeğinin bedeninin yumuşaklığı ile sarhoş olursan ve yaşadıklarının güzel yanlarına odaklanırsan bebek sahibi olmanın muhteşemliği ile mutlu olursun.
böyle bakabilirsen, anneliğin fedakarlık değil, dünyada hiç bir başka karşılıkla sağlanamayacak bir doygunluk ve mutluluk hali olduğunu, en büyük karşılığın kendi içinde bulunduğunu görürsün.
işte iki farklı algılayış ve elde edilenler ya da yitirilenler.
ya da yaptığın bir hata sebebiyle çevrendekilerin tepkisini aldığında dünyaya küsmek yerine hatandan ders alır ve bunu bir kazanım gibi görürsen bedelini öderken bir artı ile yola devam edersin.
aslında herşey sizin bu meseleyi nasıl gördüğünüzle ilgili, çünkü siz nasıl görüp nasıl hissediyorsanız, çevrenizde sizi öyle görecek ve öyle hissedecektir.
cümle biraz garip göründü, açayım.
dünya üzerinde en karşılıksız veriş biçimi gibi görünen annelik hali mesela; bebeğinden hiç bir şey beklemeden ve kendini sonuna kadar ortaya koyduğun, insani ihtiyaçlarını bile ikinci plana ittiğin bir durum. kimine göre sonsuz bir fedakarlık.
bebek bu gece uyumaz, tam sen tuvalete gideceğin sırada ağlamaya başlar, saatlerce yemek yemez tam sen iki lokma yiyeyim dediğin zaman yemek yiyeceği tutar, arada ateşlenir sabaha kadar seni mum eder, gecenin bir vakti uyanıp oyun oynamak ister vs vs vs..
anne olarak tüm bunları yaparken iki seçeneğin vardır. yapmak ya da yapmamak değil, her durumda yapman ama bundan şikayet etmek ya da etmemek.
eğer çektiğin sıkıntılara, uykusuzluklara vs vs lere takarsan kafayı, bebek sahibi olmanın bedelini sıkıntı çekerek ödediğini sanırsın.
eğer sıkıntı odaklı düşünmek yerine bunların yaşanması gereken bir süreç olduğunu kabul edip, gecenin bir yarısı uyku gözlerinden akarken oynamak durumunda kaldığın bebeğinin şen kahkahalarında coşarsan, saatlerce mızıldanıp sonunda uyuyan bebeğinin bedeninin yumuşaklığı ile sarhoş olursan ve yaşadıklarının güzel yanlarına odaklanırsan bebek sahibi olmanın muhteşemliği ile mutlu olursun.
böyle bakabilirsen, anneliğin fedakarlık değil, dünyada hiç bir başka karşılıkla sağlanamayacak bir doygunluk ve mutluluk hali olduğunu, en büyük karşılığın kendi içinde bulunduğunu görürsün.
işte iki farklı algılayış ve elde edilenler ya da yitirilenler.
ya da yaptığın bir hata sebebiyle çevrendekilerin tepkisini aldığında dünyaya küsmek yerine hatandan ders alır ve bunu bir kazanım gibi görürsen bedelini öderken bir artı ile yola devam edersin.
aslında herşey sizin bu meseleyi nasıl gördüğünüzle ilgili, çünkü siz nasıl görüp nasıl hissediyorsanız, çevrenizde sizi öyle görecek ve öyle hissedecektir.
"daha ne kadar bedelini ödeyeceğim?" diye isyan edilerek sonuna kadar katılınan söz öbeği.
sebepsiz kıyakların ardından işin asıl amacı anlasıldıgında sarfedilen söz öbegi.
(bkz: öbek kardesligi) *
(bkz: öbek kardesligi) *
son pişmanlık neye yarar herşeyin bedeli var.
bir rashit albümü...
(bkz: askerlik)
genellikle bedelden kastın para olduğu bir cümledir. hayatın önemli laflarındandır.
Eğlenirsin para ödersin hız yaparsın para ödersin hastalanırsın para ödersin ödersin de ödersin.
güncel Önemli Başlıklar