toprak olup yeraltına karıştıktan sonra veya tercihen önce ya da kül olup sulara karıştıktan sonra veya tercihen önce, diğer dünyadaşlarından farkı olan, anlatılmaya fazlasıyla değer hikayeleri olan ve bu hikayelerinin sinemasal bir büyüde dünyaya hissettirilmesi lazım gelen insanlardır.

her insan ayrı bir dünyadır. kabul. ve her bir insanın pek tabiiki hayatının belirli bir periyodu ya da tümü, gerçekleştirdiği veya kıyısından döndüğü bir olay perdeye yansıtılabilir. ama o kadar cok yönetmen, yapımcı olduğunu sanmıyorum. bu sebepten bazılarını elemek, en özellerini seçmek gerekir.

tarihe adını kazımış bir devlet adamı da olabilir, insanlık namına çalışmış bir bilimadamı, ya da bir sanatçı da olabilir.ya da öylesine bela bir figür olabilir ders niteliğinde olsun diye ya da hiç tanınmayan bir ünsüz.

işte ben olsam, bu ünsüzlerden birinin, tahir kaptan 'ın öyküsünü filme çekerdim.anadolu'da doğmuş ekmeğini kazanma mücadelesiyle yıllarını zamanın suyunda boğmuş, acıları yetmezmiş gibi bir kız sevmiş. sevilmiş. onun olmayı istemiş ama olamamış ve fakirliğine lanet edip aşçılığını yaptığı gemi, amerika sularına yaklaşmışken umuda dalmış adamın öyküsü. köpek balıklarından korunmak için , vücuduna zift sürüp 3 mil ötedeki kıyıya gecenin bir yarısı yüzmüş, beraber suya atladığı 3 arkadaşından ikisini balıklara ceset vermiş, bir restoran isminden başka hiçbirşeyini bilmediği bu ülkeye demir atabilmiş bir adamın öyküsü..

bir akşamdı.restoranı kapattık.tahir kaptan gel beraber votka içelim dedi.tamam dedim.atlantik'e yakın bir körfeze nazır içmeye başladık. bir sigara yaktı ben de yaktım ve bi nefes çektikten sonra anlatmaya basladı.her şeyi.kaybettiklerini.kazandıklarını. ve yeniden katbettiklerini. 20 yıldan beri görmediği türkiye'de bıraktığı sevdiğini. ve onu hala haftada 3-4 gün telefonla aradığını. kızın evlendiğini. çocukları olduğunu. kocasını. kocasının, sevdiği kızı aradığını bildiğini. onlara 20 yıldır para gonderdiğini. sustu. baktım.. ve hala seviyorum.o da beni seviyor ama olmadı ailesi zorla evlilik yaptırdı dedi.nasıl bir aşk olabilir bu dedim. gitsene türkiye'ye dedim.tutsana kolundan, kacırsana.olmaz dedi.artık çok geç. sustu. sustum. çıkardı telefonu. sevdiği kızı aradı. kızın annesi hastaymış.para gonderirim ozaman dedi.sessizce, hoscakal, kendine iyi bak dedi.ve kapattı. sustu. ağlamaya basladı.tahir kaptan büyük adamsın dedim. ama kaybettim dedi.

bir sigara daha yaktı. amerika'ya bir daha gelirsin, beni ara mutlaka dedi, baska yerlere gitme, emeğini ezdirme hiç bir yerde. buralarda cok para vermezler.ben seni yanıma alırım dedi.tamam dedim.

ayrılırken o ülkeden en çok ona baktım.en çok onun elini sıktım. ve aklımın köşesine adını kazıdım bu sevdası büyük adamın, tahir kaptan'ın...
kesinlikle tanju okan dır. sevdiği ile bir türlü birleşememiş. hep içine atmış. derdini şarkılarına yazmış. sonunda kendini alkole vermiş. hastahanelere dümüş ama bırakamamış, belkide bırakmamış alkolü. ibretlik bir hayat yaşamış belkide acı çekmeyi kendine zevk edinmiş.
ingiliz kemal. Kesinlikle kitapları okunduktan sonra, bizimkisi de hayat mı dedirten şahsiyettir.
(bkz: oscar wilde)
hotel rwanda yı izleyenler bilir. filmin sonunda hikayenin gerçek olduğu ve başroldeki amcanın da yaşadığını duyduğunuzda, iyi ki çekmişsiniz lan filmi diyor insan. evet o abi gerçekten hayatı film olmaya değer birisi. insan belçikaya gidip elini öpmek istiyor gerçekten, büyük adammış.
adı da: paul rusesabagina.
herkes. herkesin hayatı film olmaya değerdir ki, bu hem her hayatın kendinden menkul değerini ifade eder, hem de sinema sanatının, ne anlattığından çok nasıl anlattığına ilişkin asıl ve büyüleyici etkisini vurgular.

üstelik bizzat hayat da belki, ne yaşandığından çok nasıl yaşandığına dair bir meseledir. kim bilebilir?
hayatımı yazsam roman olur diyen,diyebilen kişilerdir.
Hasan Pulur. (bkz: yaralı çocuklar sağlam bireyler olur)
(bkz: iBRAHiM TATLISES)
(bkz: ABUZER KADAYIF)
(bkz: saddam huseyin)
(bkz: fredy mercury)
hani mahsun kırmızıgül^ün bi klibinde sahilde dans eden bir sarışın kız vardı ya, işte o..
(filmi tahmin ettiniz sanırım +18)
(bkz: dimebag darrell)
(bkz: dave mustaine)
(bkz: hz chuck)*
(bkz: gider bu böyle)
ayşe tükrükçü, eski milletvekili adayı...
(bkz: recep tayyip erdoğan)

filmin anateması sanırsam "bir ülke nasıl satılır" şeklinde olur.

(bkz: deniz baykal)

filmin adı "ucuz politikalar"

(bkz: devlet bahçeli)

film adı "mafya" olmassa "aşiret"

(bkz: ahmet türk)

film adı "hain"

(bkz: abdullah öcalan)

film adı "war" olmassa "satılmış ruhlar"

bu liste uzar gider.
herkesin hayatı bir filmdir aslında; hergün işine gelip giden adamın, sabahtan akşama evde uğraşan kadının, okula giden bir çocuğun, yatalak hiç haraket etmeyen bir hastanın bile... hepsinin senaryosu yazılmıştır onlar sadece o filmin oyuncularıdır...