bugün

hayat denince akla gelen şeylerdir.

hayat eşittir beklemektir şahsımca. büyük bir ifadesizliği beklemek, düşünmeyi beklemekten mütevellit bunu hiç düşünememek.

sabah evde, gece barda tuvalet sırası beklemek,

kırmızı ışıkta beklemek,

yayalar karşıdan karşıya geçsin diye beklemek,

bankada işlem sırası beklemek,

atm de para çekmek için beklemek,

doktorun muayene odasına almasını beklemek,

stada girmek için beklemek,

stadtan çıkmak için beklemek,

sinema salonuna girmek için beklemek,

film başlasın diye o berbat fragmanların geçmesini beklemek,

exit yazan yere ulaşmak için beklemek,

kız arkadaşın evden çıkmasını beklemek,

sonra da ne zaman susacak diye beklemek,

bir gün mutlu olacam diye beklemek,

intikam almak için beklemek,

babanızın sizi takdir edeceği günü beklemek,

acınızın dineceği günü beklemek,

hiç gelmeyecek olan birini beklemek,

birinin sizle ilgili vereceği kararı beklemek,

ve sürekli ne zaman ölecem ben diye beklemek köpekler havlarken ve kediler sevişirken gizli gizli o berbat gecelerde.
hayat yani yaşam varsa akla ilk gelen şey tam tersi olarak ölümdür..
(bkz: dünya turu hayali)
mutlu olmak, huzurlu olmak, sağlıklı olmak. güzel bir hayat için geçerliyse tabi.
(bkz: memat)
(bkz: su)

edit: reklam yapmak falan degildi derdim lakin biraz oyle olmus...kac bunlarin numarasi bilen varsa ozelden yazsin acip para isteyecegim.*

edit 2: numarayi ilk gonderenle parayi kirisabiliriz.

edit 3: ama numarayi ilk gonderen olmadiginizi soyluyorsam oylesinizdir lutfen sorgulamayin.
yalan, dolan, ziyan kelimeleridir.
ne yazık ki en başta serdar ortaç.
edit:boşlayan insana hak veriyorum, beyninde çınlamaya başladı okuyunca değil mi? "hayaaaat beni neden yoruyorsuuuunn?" *
şunlardır; anne, baba, dost, arkadaş, kardeş, şarkılar, taş plaklar, yazlık sinemalar, geçen zaman, şimdiki zaman, geçmiş, gidenler, kalanlar, biçim değiştirenler, yeniler, yazılıp çizilenler, dizi dizi kitaplar. buzdolabında kurumaya yüz tutmuş ama atılamayan sucuk parçası, minicik saksıda susuz, selamsız, ilgisizliğe rağmen yavrulamaya çalışan, güçlü mü? arsız mı?, olduğuna karar verilemeyen ama azmine hayran olunan kaktüs, küresel ısınma (yalan), kuraklık(yalan). bide soldan soldan gelenler var, böyle insanın üstüne üstüne.
doğmak... gülmek, ayağa kalkmak, yürümek, konuşmak, koşmak... okula gitmek, okulu bitirmek, adam(!) olmak... iş aramak, iş bulmak, çalışmak, çalışmak, çalışmak... yorulmak, yaşlanmak... ölmek...
(bkz: şemsiye)
doğmak. birşeyleri başarmak için çalışmak. çalışmak. çalışmak. doğru düzgün birşey başaramadan ölmek.
mücadele.*
yaşamak, sevmek ve öğrenmek... *
ve birde sevilmek...

çünkü sevilmektir kalbin ilacı, hayatın en anlamsız ve diblerindeki anlarında...

çünkü ; "Sadece sevilmek harakete geçirir donmakta olan bir kalbi Ve hızla çarpan bir kalptir her seferinde, dünya üzerindeki onca şeyin sebebi...Yani..Sızlayan yerinden sevmeye başlamalı insanı.Sevdiği kadar sevilmektir zaten bir acının yara bandı"...
serdar ortac.

ozellikle seytan isimli sarkisinin giris bolumu; "hayiiieaaaatt beni neden yoruyosuuuooonn".

o derece etkilemis bunyeyi.
önümüzde giden bir elinde para bir elinde ise babasına aldığı 2001 marka sigara ile kendisine aldığı çikolata ile başı önde yürüyen çocuğun aklından geçenlerdir hayat.

kimi zaman ise gece vakti çöp tenekeleri çevresinde yiyecek arıyan köpek,
bazen gecenin en soğuk en uyku tutmayan vaktinde balkonda içilen bir sigara,
çoğu zaman ise yarın ne yapacağım diyebilmektir..
(bkz: eti eti eti)
(bkz: dert)
(bkz: tasa)
(bkz: başlığı yanlış okumak)
(bkz: hatay denince akla gelenler)
(bkz: tebrik ediyorum kendimi)
(bkz: mantığın bittiği yerde hayat başlar)
güncel Önemli Başlıklar