haram

islam'da ''yasak''.

bu da var dinimizde.

haramın en zoru başıdır. sonra kolaylaşır, sonra sıradanlaşır, sonra alışılır, sonra tatlanır, sonra kalbe yerleşir, sonra da kalp başka bir haramı arar.

imam şafi

görsel

dinen hoş karşılanmayan, yapması günah olan bir kavram. tabii ki her kavram gibi, bağlantılarıyla beraber, geniş bir perspektif içeren bir konu.

Müslümanlar alkol, Yahudiler de ıhlamur içmiyor, bunun yaradığı tek şey ayrım. kısaca saçma bir kavram.

bir haram deyip geçme zira o haram, senin diğer haramlara açılan kapın oluyor.
unutma ki;
bugün haramda zirve olanlar, o kapıdan içeri girdiler.

Türkçe karşıtı ‘yasak’ tır.

görsel

haram konusunda önemli bir tespit.

görsel

ömer hayyam.

haram fakirler için dur yapma ikazı, zenginler için ise büyüme iğmesi demek.

Dünyada yoksulluk ve adaletsizlik son bulmadığı sürece
haram egemenlerin vazgeçilmez ekmeğidir.

En basit örneği; bunca aç, açık varken, devlet kesesinden din adına maaş dağıtıyorsan harama ortaksın demektir.

Kuran'da belirtilen yasaklardır.

Haramlar varlığınızı elinizden alır.

Eğer haramlar insanı şarabın sarhoş ettiği gibi sarhoş etseydi yeryüzünde ayık kimse kalmazdı.

http://www.sinematurk.com/film/3665-haram/
hülya avşar'ın ilk filmi.
devlerin aşkı filmi'nin çin malı hali.
diğer başroller; salih güney, fikret hakan ve diana taylor.
1983 yapımı bir film.

sonraki kademesi wowowow haramdır.

dinimizde helal olmayan, yasak olan şeyler.

(bkz: haram geceler)

yüce dinimiz islam açısından yapıldığı takdirde insanlara zarar veren eylemler bütünüdür.

Yine onlar ki, Allah ile beraber başka bir tanrıya yalvarmazlar, Allah'ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar ve zina etmezler. Bunları yapan günahı(nın cezasını) bulur. (FURKAN/68)

Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve artık faizin peşini bırakın, eğer gerçekten müminler iseniz.
Eğer böyle yapmazsanız, o zaman Allah ve Resulü tarafından size savaş açılmış olduğunu bilin. Eğer tevbe ederseniz, sermayeleriniz sizindir. Haksızlık etmezsiniz, haksızlığa da uğramazsınız. (BAKARA/278-279)

Riba (faiz) yiyen kimseler, şeytan çarpan kimse nasıl kalkarsa ancak öyle kalkarlar. Bu ceza onlara, "alışveriş de faiz gibidir" demeleri yüzündendir. Oysa Allah, alışverişi helal, faizi de haram kılmıştır. Bundan böyle her kim, Rabbinden kendisine gelen bir öğüt üzerine faizciliğe son verirse, geçmişte olanlar kendisine ve hakkındaki hüküm de Allah'a kalmıştır. Her kim de yeniden faize dönerse işte onlar cehennem ehlidirler ve orada süresiz kalacaklardır. (BAKARA/275)

Ey iman edenler! Kat kat artırılmış olarak faiz yemeyin. Allah'tan sakının ki kurtuluşa eresiniz. (AL-i iMRAN/130)

Ey Muhammed! Sana şarap ve kumardan soruyorlar. De ki: Bu ikisinde büyük bir günah, bir de insanlar için bazı menfaatler vardır. Fakat günahları, menfaatlerinden daha büyüktür. Yine sana neyi infak edeceklerini soruyorlar. De ki: ihtiyaçtan fazlasını infak edin. işte böylece Allah, size âyetlerini açıklıyor. Umulur ki siz düşünürsünüz. (BAKARA/219)

Ey iman edenler! içki, kumar, dikili taşlar (putlar) ve fal okları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz.
Şeytan, içki ve kumarla sizin aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçtiniz değil mi? (MAiDE/90-91)

insanı allah'dan alıkoyan şeylerin tamamıdır.

dini açıdan yapılması makbul sayılmayan ve günah hareketler bütünüdür.

dünden beri her yaptığım...

su içmek haram, boşuna yürümek haram, maç izlemek haram, boş-boş oturmak haram, sözlükte yazmak haram...

artık bize her şey haram! kurtuluşa kadar!

yetimlerin, yoksulların, çalışanın, kadınların, halkların kanını emenlere birileri haram'ın helal olmadığını söylenmeli.

doğu anadolu'ya atanarak bir ilçede ev bakan memura, ev sahibi musluklara ilişki açıklama yapar:

-mutfak musluğu ile banyo musluğu, kaçağa bağlı; lavabo musluğu ise su saatine bağlı.

karşı taraf şaşkınlıkla sorar:

"neden ikisi kaçağa bağlı da, lavabo saate?"

işte yanıt! :

"lavaboda abdest alıyorduk; harama karışmasın diye kaçağa bağlamadık!.."

işte bir başka haram anlayışı da budur...