bugün

o günün şartları altında düşünürsek mantıklı bir teoridir.Ümmet olan ulusa Millet olmayı öğretmek için türkçenin yüceliğinden bahsetmek ve bunun üzerinde araştırma yapmak mantıklıdır.*.Tabikide günümüz şartlarında böyle bir şeyin gerçek olduğunu savunmak Mustafa Kemal ATATÜRK'ü putlaştırmaktan başka bir şey değildir.Herkes insandır ve söylenen şeyler her zaman doğru olmayabilir.
filologları uzun süre eğlendiren teori. atatürk'ün ne derece ileri görüşlü öngörü sahibi olduğunu da ortaya koyar.
amazon nehri nin adı 'amma uzun'dan gelir. bu da örnek. *
nihad sami banarli'nın türkçenin sırları adlı kitabında belirttiğine göre atatürk'ün , türk dilini o zamanın aydınları ve dilcileri arasında oldukça revaçta olan "öztürkçecilik" akımından kurtarabilmek için ileri sürdüğü teori. ilk başlarda bu öztürkçecilik yanlışına kendisi de kapılan atatürk zamanla türkçe'nin bu olmadığını ve böyle de olamayacağını acı bir biçimde farketmiş ve tarihi bir hatadan dönerek bu uygulamadan resmen vazgeçtiğini daha sonraki yıllarda sık sık vurgulamıştır. (gazi'nin topladığı bir mecliste yanında bulunan ünlü şair yahya kemal'e ses, açık deniz ve geçmiş yaz adlı şiirlerini okuttuğu ve ardından arkadaşlarına dönerek "işte esas türkçe budur" dediği , bu büyük yanlıştan dönüşte yahya kemal beyatlı'nın büyük payı olduğu aynı kitapta rivayet edilir.)

işte bu noktada türk milletinin hevesini ve kendine olan güvenini sarsmamak adına , biraz milletimizin gururunu da okşayacak bu teori öne çıkarılmıştır. özetle bu teoriye göre ; türkçe'ye arapça,farsça, fransızca ve diğer dillerden geçmiş olan kelimeler aslında yabancı dillerden geçmiş kelimeler değil, tamamen türkçeleşmiş, türkleşmiş yani artık bize ait olan kelimelerdir. işte bu tez öne sürülerek güzelim türk dilini katleden öztürkçecilik akımı frenlenmiş ve sözde türkçeleşme, sadeleşme adına yapılan uydurukçuluğun ve kelime katliamlarının önü biraz olsun kesilmeye çalışılmıştır.
(bkz: sinan meydan) (bkz: tahsin mayatepek)
yıllar önce bu teoriyi uluslararası bir konferansta sunan adamla geçilmeyen dalga kalmamış ancak işbu teoriye ait rapor hâlen http://www.tdk.gov.tr de mevcuttur. aşırı utanç verici bir tablo.
üniversitede türk dili dersinin vizesinden önce herkes çalışırken bu teoriyi birkaç kişiye anlatmıştım sonra duyan bana da anlat demeye başladı. yaklaşık 100 kişiye anlattıktan sonra (100 kişilik sınıf mı olur? olmaz çünkü 150 kişiydik *) * sınavda bi baktık 3 sorudan biri bu. sınav sonrası tanımadığım onlarca kişiden hayır duası almışlığım vardır.
güneş dil teorisi, atatürk ün uydurduğu bir teori değildir.
atatürk ün avusturyalı bir filologun eserini okuduktan sonra, askeri okul yıllarında ilgilenmeye başladığı bir teoridir.
bilinenin aksine, vikipedinin doğru bir kaynak olmadığı bir kez daha ortaya çıkıyor, türkçe kelimeler güneş dil teorisine göre tabiri caizse uydurulmamış, atatürk bu teoriyi ön plana çıkararak, orhun abidelerin den, kutadgu bilig e, göktürk dilinden, uygurcaya kadar geniş bir yelpazede edindiği kaynaklar ve yaptığı araştırmalarla, türkçe olmayan kelimeleri temizleyip, batıdan alınan kelimeleri, öz türkçe kaynaklardan yararlanılarak türkçeye dönüştürmeye, kullanılırlığı da atlanmayacak şekilde, dayanır.
atatürk döneminde oldukça başarılı çalışmalar yapılmıştır.
bugün kullandığımız, toplama, çıkarma, bölme, çarpma gibi yüzlerce matematik terimi bizzat atatürk tarafından, güneş dil teorisinin ilk hecesi sayılan aga ya da agu sesinden, öz türkçeye uygun olarak türetilmiş kelimelerdir.
güneş dil teorisinde, güneşe bakan ilk insan a sesini çıkarmaz.
agu, aga şeklinde kök, temel sayılan bir ses çıkarır ve bu ses temelinde diğer kavramları sesli olarak ifade eder. yani tüm kelimeler kökünde bu sesten türemek zorundadır.
atatürk ün yeni ortaya çıkan notlarından da anlaşılacağı üzere, aslında mantıklı süzgeçlerden, ehil ellerce geçirildiğinde oldukça işe yarayan bir yöntemdir.
atatürk ün ölümünden sonra türk dil kurumunun başına geçen, ehil olmayan kişilerce, teori hoyratça yıpratılmış, ittirgeçli göttürgeç gibi saçma sapan ve kullanışsız kelimeler zırvalayarak, adeta maksatlı bir şekilde teori, yerle yeksan edilmiştir.
atatürk ün tüm eserlerinde göreceğimiz, emanete hıyanet süreci, bu konuda da maalesef tıkır tıkır işlemiştir.
güneş dil teorisi 1935 de h.f. kvergic in bir kitabından yola çıkılarak benimsenen resmi tarih tezine uygun olarak türk dilinin taş ve maden devrinde, kültür kelimelerini göç yolu ile yeryüzündeki dillere yayan eski ve büyük bir kültür dili olduğunu ifade eden teoridir.
güneş dil teorisi, türk dil devriminin sadece bir ayağıdır.
güneş dil teorisini, kelime türetme çalışmaları ya da türk tarihinin orta asyadaki ya da dünyanın diğer coğrafyalarındaki ayak izlerini takip çalışmaları ile eşdeğerde görmek çok büyük bir yanılgıdır.
aslında güneş dil teorisi ve türk dili araştırmaları birbirini destekleyen, aynı amaca hizmet eden çalışmalardır ama aynı şey değiller.
güneş dil teorisi ile ilgili türk dil kurumunun kaynak kitaplarından biri türk dil kurumu genel sekreteri ibrahim necmi dilmen in kitabıdır.
bu kitap güneş dil teorisi üzerine yapılmış bir tez çalışmasıdır.
kvergic avrupada kabul görmeyen kitabında ilk insanın güneşe bakarak ''a'' sesini çıkarması ile dilin ilk ve ana kaynağının ortaya çıktığını savunur.
ibrahim necmi dilmen ise a sesini kabul etmeyerek bu sesin agu ya da aga olacağını öne sürmüştür.
güneş dil teorisinin en büyük kanıtı ise, etimoloji sözlüklerinde ''kaynağı karanlık ya da bilinmiyor'' şeklinde açıklanan fransızca, almanca ve ingilizce kelimenin türkçe ile kolaylıkla açıklanabilmesidir.
örnek:
botanik, bitki ile türkçe olarak açıklık kazanıyor.
sosyal, soy ile türkçe olarak açıklanabiliyor.
termal, ter ile türkçe olarak açıklanabiliyor.
elektirik, ıltırık, yıltırık, yaltırık ile türkçe olarak açıklanabiliyor.

işte bu beisle güneş dil teorisi bu örnek kelimeler gibi birçok yabancı kelimenin kökeninin türkçe olduğunu, dolayısıyla bu kelimelerin türkçenin yazım kurallarına uymamakla birlikte zaten türkçe kelimeler olduğu yönlü bir teoridir.
öz türkçecilik kapsamında yapılan türk dil kurumu çalışmaları ise bu kelimelerin işaret ettiği ana kaynağa, yani türkçenin tarihsel temelleri ve kanıtları olan kaynaklarına dair çalışmalardır.
güneş dil teorisi kanıtlanamamış bir teori olmasına rağmen, incelendiğinde aksininde kanıtlanamadığı ve kanıtlanamayacağı rahatlıkla görülecektir.
bir teorinin kesin doğru olduğunun kanıtlanamamış olması, o şeyin kesin yanlış olduğuna kanıt olamaz.
güneş dil teorisi bu yönüyle aslında günümüzde ve günümüzden önce ortaya atılmış ve kesin doğru gözü ile bakılmış teori ve bilimsel argümanlara benzer.
einstein ın izafiyet teorisinin yüzde yüz doğru olduğunu söyleyemeyeceğiniz gibi(günümüzde söyleniyor) güneş dil teorisinin de yüzde yüz yanlış olduğunu söyleyemezsiniz.
"tüm kelimeler götten uydurulmuştur" sonucuna varılarak ne şiş yansın ne kebap taktiği de uygulanabilirdi bence.
harf inkılabının yarattığı dinsel tepkiyi, milliyetçi hezeyanlarla sönümlendirmek için ortaya atılmış saçma sapan onlarca önermeden mütevellit bilim dışı bir teoridir.

yani, devrimlerin fırtına gibi estiği günlerin hemen arkasından milliyetçi masallar anlatmaktan ziyade hiç bir alameti farikası olmayan tarih ve dil kurumlarının kurulması başka bir amaca hizmet edemezdi.
görsel
görsel
görsel

http://tarihturklerdebasl.../turk-tarihi-calismalari/
kurtuluş savaşımız zamanında en ihtiyaç duyulan şey olan milli duyguların çoğalması için üretilmiş teoridir, inandırıcılığı yoktur.

he ama o zaman için doğru bir hamledir yapılması gerek olandır;
yalnız kimse inanmamı beklemesin bu teoriye ki zaten kanıtlanması imkansızdır.
halka dikte ettirilen dil devriminin(dikkat edin harf inkılabı demiyorum, dil devrimi diyorum) en başarısız ve en komik aşamasıdır.
temelinde gereksiz bir aşağılık kompleksi yatan tezdir.

tabi, mevcut kültürün tamamına yakınını reddersen, kendini "medeni devletler"le aynı ligde görme hevesin had safhaya çıkarsa, senden önceki "aydınlanmacı"ların düştüğü derin çukura düşmekten vazgeçemezsin. hani bilimde-fende ilerleyecektik? hani biz de kocaman fabrikalar kurup ülkeyi kalkındıracaktık? hani bizim de püskevitimiz olacaktı?

ama olmadı. aydınlanmayı hep şeklen yaptık. sarık gitti fes geldi, fes gitti şapka geldi. "kafayı değiştirmek" ile "kafadakini değiştirmek"i karıştırdık hep. giysilerimizi değiştirince, giysilerini aldığımız insanların bilimini-fennini de alırız zannettik.

yapacağımzı şey basit aslında. varoluştan kaynaklı sebeplerden ötürü "üstün millet" gibi bir olgunun olmadığını, bir insanın japon olduğundan değil de çok çalıştığında başarılı olduğunu ve geçmişin "güneş dil teorisi"nden günümüzün "gavurlar yapıyor ağbi"sine evrilen aşağılık kompleksimizin aslında hergün yaşadığımız bir işkence olduğunu farketmek.

bir kez farkedersek gerisi gelecek sanırım.
Güneş dil teorisiyle hiçbirşey bilmeyenler ve konuyu merak edenler için en azından yönlendirici bir yazı; http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/16619603.asp
amazon nehrinin isminin aslında "amma uzun" dan geldiğini savunan teori. O yıllarda hangi kafayla ortaya atılmış merak konusu.
Dilin türeyişi, felsefesi, psikolojisi ve sosyolojisi alanında Atatürk döneminde ortaya atılan bir kuramdır.
nasyonal mistisizm olgusuna hizmet eden ve bilimsel geçerliliği olmayan kuram. son başbuğ mustafa kemal atatürk'ün ölümünden sonra rafa kaldırılmıştır. enteresandır benzerleri çeşitli uluslarda da bulunur. yunanların proto-grek teorileri(bugünkü yunanlarla antiklerinin alakası yok halbuki), siyonistlerin kabalası, hırvatların soylarını slavlara değil germenlere bağlaması, hinduların kendini aryan ırktan sayması gibi örnekler bizdeki güneş dil teorisinin eşdeğerleridir...
türk dilbilimcileri hala noktalama işaretlerinin ne durumlarda kullanılacağına %100 bir çözüm getirememiştir.

sokarım güneş dil teorisine. g*tten teori uydurulursa sonucu bu olur.

bu teorinin getirdiği çözümlerden ancak fıkra kitabı yazılır. bir bilimsel teori düzeni değil.

bir avukat olarak okuduğum yüzlerce kitaba ve sair yazıya rağmen hala türkçenin dil kurallarına vakıf değilim. aynı zamanda dilbilimcilerin de vakıf olamadığını bilmek rahatlatıyor.

demek ki bir harf devrimi yaparken sonuçlarını da düşünecek, bir temel oluşturacak öyle yapacaksın...

2 yılda 600 yıllık yazım modelini değiştirirsen halk dedesinin mezar taşını okuyamayacak hale gelir.

ama onlar açısından sorun değil... zaten bu devrimin amacı da buydu.
şakirtlerin uydurmalarının aksine atatürk tarafında değil, Hermann Kvergic tarafından geliştirilen teoridir. atatürk ise sahip çıkarak desteklemiştir.
bu teori kim tarafından geliştirilirse geliştirilsin onu kabul eden kendine dolaylı olarak mâl etmiştir.

sonucu ise 80 yıl önce yazılmış bir kitabı okuyamayan nesillerdir.

amacı ise malumunuzca geçmişten bağlantısı kopuk bir nesildir.

hala bazı bağnaz galoşlar tutmuş sımsıkı sarılıyorlar bu aptal saptal teoriye... bu teorinin uygulanmasının kendisinden çaldığı şeylerin farkında bile değil.

bize acımak ve çalışarak düzeltmek düşer.
gerçeklikten uzak teoridir. biz de isterdik olmasını ama türk dilbilimciler bile bunun olamayacağı görüşünde.
zaten bizim türkçü turancılara kalsa keltler türk, kızılderililer türk, aztekler türk herkes türk amk. tamam köklü ırkız falan ama bu kadarı da abartı.
Nihat Sami BANARLI Hoca'nın "Türkçenin Sırları" isimli eserinde yer verdiği, Mustafa Kemal teoremidir. Mustafa Kemal'in ölümüyle unutulmuştur. bu "konuda güneş öldü teorem bitti" denilmiştir
bunu icad eden şudur diye bir zümreyi göstereceksek türkçü-turancıları değil, kemalistleri göstermek lazım. nitekim güneş dil teorisini bugün saçma sapan bulan tiplerin o günkü versiyonları (islamcılar, solcular) kuyruğunu kıstırıp dalkavukluk yaparken, bu teorinin ne kadar mesnetsiz ve amaçsız olduğundan türkçüler bahsediyordu.