bugün

(bkz: edgar davids)
gözlüksüz görememe ve gözlükle hasar tehlikesi arasında kalan elemanın yaşadığı dramdır.

o duyguyu görebilsen gözünden yaş akar şerefsizim. öyle bir durumdadır o adam. sen anlamazsın ama ne acılarla yaşar o. *
bir halısaha maçının son 5 dakikasında çarpışma sonucu gözlüğün kırılıp göze zarar vermesidir. yaşanılmıştır.
(bkz: ucuz atlatmak)
içler acısı bir durumdur. ne bir hava topuna kalkabilirsiniz, ne sağınızdakiyle solunuzdakiyle itişebilirsiniz*, rövaşataya falan hiç değinmiyorum zaten...

gözlüğü çıkarsanız ayrı dert. topu görmeyi bırak adamları göremiyorsun ki! hele kenarda hava atmak istediğin kız varsa durumlar iyice karışabiliyor. gözlüğü çıkarıp oynamaya başlıyorsun, şansa bala gol de atıyorsun sonra kızın olduğu tarafa yavşak yavşak gülümserken fark ediyorsun ki kızlar gitmiş orada bir grup abazan duruyor.
futbolcu olma hayalleri olan gözlüklü çocuğun mahallede top oynarken kırılmasın diye gözlüğünü çıkarması.
fakat hızlı giden topları net görememesi. birçok çocuk bu sebepten hayallerinden vazgecmiştir ta ki edgar davids e kadar. davids birçok çocuğu hayallerini geri hediye etmiştir. teşekkürler davids.
karşıdan gelenin top mu yoksa adam mı olduğunu anlayamamaktır.*
gözlüklü kişi sen gözlüklüsün saha içinde birşey olur sana diyerek kaleye geçirilen halbuki kalede en pirekazi arkadaşların en sert şutlarına maruz kalmak yoluyla arkadaşlarınca satılan kişidir...tecrübeyle sabittir...
kötüdür ama, o edgar davids'tir. süper güçlüdür aslında, hayvanat gibi vurur topa. frikik ustasıdır. *
gözlüksüz oldukları halde futbol oynadığını zanneden milli, milsiz futbolcumsularla arasında dağlar kadar fark vardır. zira bu kardeşlerimiz sahaya yüreklerini koyarlar, milli olanlarsa paralarını nereye koyacaklarını bilemezler. yürekleri olsunda varsın gözlükle yüreğimizi kabartsınlar. öylemi! bence öyle, evet.
muhtemeldir ki miyopluğu tavan yapmış insan evladının kayıtsız şartsız içerisinde bulunduğu dramdır. bir de miyop ve gözlüksüz olanların dramı vardır ki bu durumda ilgili kişinin isabetli şut çekme ihtimali pek bir bulanmaktadır...
gözlüğü saplarından lastik donla arkadan bağlayarak yaşanılır bir hale gelir hayat.. terleyince gözlük düşme eğilimi gösteriyor sürekli.. gözlükle mi uğraşayım, adamı mı marke edeyim arkadaş.. ama çözümünü buldum işte.. isviçreli gay bilim adamları görün bunu!!
içler acısıdır.
kaleciyseniz ve gözlüklü iseniz sormayın gitsin.
gözlüğü çıkartıp oynandığınızda benim gibi mesafeyi ayarlayamayıp topu suratınıza yernisiniz. *
olmadı gözlükle oynamaya kalksanız da gözlüğün paramparça olma ihtimali çok yüksektir.
ayrıca yağmurlu havada yapılan maç tam bir eziyettir. zaten kısıtlı olan görüşünüz yağmur damlaları ve ara sıra oluşan buhar yüzünden %40 lara kadar düşebilir.
hakikaten büyük bir dramdır.iyi oynasan dahi gözlüksün diye bir önyargı vardır kişi üstünde.aldım verdimlerde en sona kalırlar genellikle.çıkarsan bir türlü topu göremezsin nasıl oynayasın taksan adamlar razı değil bir nevi arada kalma durumudur.
hayatımın dramıdır.
efendim şimdi lise son sınıftayız. habire ders ders ders sıkıldık sınıf olarak. bir top bulup bahçeye indik. neyse bir süre güzel bir futbol sergiledikten sonra ben * hayvan gibi abanan arkadaşımın şutuna kendimi siper edeyim derken suratımda patlamıştır top. o an kendime gelmekte güçlük yaşarken gözlüğün gözümden düşüp koluma takıldığını farketmedim. kolumu oynattığımda ise yere düşen bir gözlük gördüm ve o günden sonra chp okları gibi 6 tane çizik oluşmuştur camda. *
Gözlüklerini çıkardığı anda atılgana dönüşen tırsaktır. Maçtan yaklaşık 30 dakika önce gözlük çıkarılır ve gözler mevcut yarım kırılan ışığa alıştırılır. Bu adamlarda üçüncü göz kapaklarının yeniden çıktığı bile görülmüştür.* Akabinde bir zamanlar gözlüğü kırılacak endişesi ile kafa toplarına girmeyen, şutlarda yüzünü saklayıp, topa götünü dönen bu kişiler zamanla mevkilerine göre bir puyol, messi, gerrard olabilecek kadar futbollarını geliştirirler. Üstelik görüntü tam gelmediği için defansta dururlarsa üzerine doğru gelen rakip forvetlere acımadan ve korkusuzca girebilirler. Bu da rakibi tedirgin eder.*
"bilim adamları iyi sporcudur" tezimin kanıtlanamamasına sebebiyet veren dramdır bu.
Gözlükle oynasan oynayamazsın. Çıkarsan topu ıskalarsın alay konusu olursun. En iyisi lens ama onun da riskleri var. Kullan atlarda düşük numaralar için. Onlar zaten gözlüksüz de oynar.
Öff ulan.

-Abi bomboş kale yaaa
-Olm dedim ya uzaktan pas vermeyin diye
-Abi o zaman kale dolacak
-Benim için farketmez dolu kalye de atarım ben icabında
-abi o kadar yakından pas vermek yerine biz de atarız o zaman
-olm teknik vuruyorum ben, atamazsın sen öyle
-Abi burunla abanıyorsun işte ne tekniği?
-bu kadar anlıyorsun işte üst vuruyorum ben topa, gerekirse falso veriyorum.
-abi bildiğimiz burun. bak ayakkabının da burnu aşınmış hep.
-o şeyden, gelirken taşa takıldım ondan
-her şeye bir bahanen var di mi abi?
-E olm kafamız çalışıyor mütemadien
-...
-Pas versene lan. Kale boş...

Akabin de yakından verilen pas da ıskalanır ama, o zaman da pozisyon geçmiştir.
(bkz: ne onla nede onsuz)
sahadaki diger oyuncularin bi sey olacak endisesiyle top oynamaya calismasi daha buyuk dramdir...
özellikle uzaktan gelen hava toplarında yaşanan dramdır.
top süzülerek gelir siz bütün gayretinizle topu kontrol etmek için beklerken top aptal bir yerinizde seker uzaklaşır.
ama olsun futbol candır.
gözlüğün yere düşüşü, yerden alışınız,...,sol yanım acıyor anne.
izmirliyse kemik çerçeveyle oynar. bizim buralar hep böyle.
berbat bir duygudur hafif suçlulara verilmesi gereken cezadır hatta.
12 yaşında tanıştım gözlükle, seni çok bilmiş bir insan göstermesinin dışında birçok konuda hüsran yaşamanı sağlar. futbol sadece bunlardan biridir.

bendeniz çocukluk dönemlerimde gözlüğü çıkarır maç yaptığımız sahanın yanında montlarımızın falan içine kırılmayacak bir yerlere koyar öyle oynardım, ta ki öküzün biri o montlara oturana kadar.

o olaydan sonra evden gözlükle çıkar apartmanın posta kutusuna koyardım ve kendimi yeşil sahalara bırakırdım. sabah evden gözlükle çıkıp zulalalamak eve girerken takmak falan derken bizim gözlük numarası aldı başını gitti, tabi gözlüksüz oynayamaz topu göremez hale geldim.

işte bu çok berbat bir durumdur gözlükle oynarsın iğrenç espirilere maruz kalırsın (gözlükle oynadığım hiç bir maç yoktur ki piçin biri "bi koycam topa lens yapcam gözlüklernii" demesin. )

yaş kemale eripte tıp kendini geliştirince attım kendimi yurdum lazercilerinin kollarına çizdirdim bi rahatladım bi rahatladım sormayın. ameliyattan sonra tam düzelme sonuçlanınca ilk işim halı saha maçı oldu vurdum kıstasa kırdım zincirlerimi, açılın ulen görerek vuruyorum artık harbi çakarım çatalınıza dedim.

kısacası imkanı olan her gözlüklü bireye lazer tedavisi tavsiye ediyorum. (bkz: yaptım oldu)
yıllardır yaşadığımın dramdır. yok kardeş gözlüğü çıkar top çarpmasın* işte bu sözle içimizden küfür etmeye başlarsınız çıkarırzınız takımdaki adamları ayırt edemezsiniz pas verirsiniz rakibe gider sonra oynamayı bilmiyor olursunuz*.sonra maç sonu hezimet yaşarsınız daha sonra sizi başka maçlara çağırmazlar falan filan işte.*
sıcak havada gözlüğü düşmesin diye bere takan bünyenin yaşadığı dramdır.
tek bir top geldiğinde toptan son hızınla kaçmaya çalışan elemandır. gözlüğünü aşırı ısrarlara rağmen çıkarmazlar. bu yüzden çoğu kaleci yada defanstır.