bugün

steve buscemi için üzüldüğümüz happy madison yapımı komedi filmi. Artık Happy Madison yapımlarından uzak durmayı tercih ediyorum ama filmin ikincisinin çıktığı duyup bir de kadroya göz atınca çok fazla beklenti içine girdim ve beklediğimi bulamadım. Evet eğlenceli ve sık sık güldürüyor ama bu kadro için çok vasat ve sıradan bir senaryo.
son zamanlarda izledigim en eglenceli komedi filmidir.
adam sandler ve chris rock'ı görür görmez atladığım iyi zaman geçirten içi boş film. ara ara güldürmüştür. just go with it ve click filmlerinden sonra adam sandler gözümdeki ideal aile babasıdır tam evlenilecek adam portresi çiziyor.
bizde "büyükler" olarak bilinen film.

güldürür.

adam sandler yine iyidir.

not: filmin sanatsal, sinemasal yönüne girilmemiştir, belirtilir!
Vakit kaybı.
güzel film. çok yakın 5 arkadaşın yıllar sonra bir araya gelip bir haftasonunu eşleri ve çocuklarıyla beraber geçirmesini anlatır. Dostluk ve aile üzerine izlenesi bir film. Aynı gün içinde 2 defa sıkılmadan izledim.
oldukça orijinal esprilere sahip güzel film. senaryo nerdeyse hiç yok ama sıkılmadan da izlettirdi. o değil de Madison Riley beni kendimden geçirdi.
her filmi mükemmelleştirdiği gibi bu filmi de çok fazla izlenebilir hale sokan adam sandler'lı, harika esprilere ve absürd ilişkilere sahip harbi yaran bir aile filmi. uzun zamandır kahkaha atmayan bünyeyi baya yarmıştır.
öyle bir film ki aile filmi desen değil, komedi desen o hiç değil; hangi kategoride değerlendirilirse değerlendirilsin kötünün kötüsü olmaya mahkum bir film. neden aile filmi değil: çocuklara kötü örnek olabilecek davranışları bolca içinde barındırıyor; neden komedi değil: espriler o kadar abuk ve salakça ki buna gülebilmek için 5 yaşındaki çocuğun beynine sahip olmak şart. (örneklersek film de gülmemiz istenen sahneler: koşarken ayağı takılıp yüzü boka bulanan adam, kaslı bir erkekten incecik ses çıkması...vs filmde bu tip saymakla bitmeyecek derecede bayık sahneler gırla öyle ki bir arkadaşım bu filmde geçen sahneleri benim güleceğimi düşünüp anlatsa onu zopayla sıçtığı yere kadar kovalarım o kadar berbat)
Mesaj verme kaygısı da samanyolunda yayınlanan programlara taş çıkartacak düzeyde sığ...
hayatın anlamsız itiş kakışları ve teknolojinin getirdiği asosyallik sonucu unutmaya yüz tutmuş ilişki değerlerini ortaya koyan keyifli filmdir.
10 numara espirilere sahip film, bazı sahnelerde bildiğin kahkaha attım, bazı yerleri durağan olsada tavsiye edebileceğim bir film.
klasik adam sandler filmlerinden esintiler olsa da, asıl olarak aileyi ve dostluğu ön plana çıkaran ve, teknolojinin aile yapısına nasıl zarar verdiğini anlatan bir film. ayrıca, gizliden gizliye, kadınların çalışmaması gerektiği gibi bir önermesi de var. bu, tek kötü tarafı.

adam sandler ve salma hayek evlidir. salma hayek, işinden dolayı ailesine ve dostlarına, çok vakit ayıramamaktadır. çocuklar ise, tam allahlıktır. ellerinden cep telefonu, bilgisayar, playstation düşmeyen, şımarık, ağzına çakılası veletlerdir.
eskiden aynı basket takımında olan diğer 4 arkadaşı da, başarısız hayat hikayelerine sahiptir. basket koçlarının ölümünü haber alırlar ve cenazede bir araya gelirler. bu vesileyle haftasonunu, göl evinde hep birlikte geçirmeye karar verirler.

böylece film başlar. çocukların doğayla ve arkadaşlıkla tanışması, çiftlerin kendi aralarındaki sorunları çözmesi, 5 eski arkadaşın dostluklarının tadına yeniden varmasını izliyoruz.
sadece gülme amacıyla izlenmesi gereken film. adam sandler'ı görünce insan click gibi bir film bekliyor ama bu öyle film değil. daha sıradan konusu olan komedi filmi. ben izlerken eğlendim sonra imdb puanına baktım. şu anda imdb puanı 5.5'tir. yani baya düşük.
başrollerinde adam sandler, Salma Hayek, Steve Buscemi, Rob Schneider, Chris Rock, Kevin James'in olduğu komedi filmi. 40'larına gelmiş 5 kankanın bir haftasonu için biraraya gelmesini anlatacakmış. Şahsen ben adam sandler komedilerinin formulü belli olsa da bu filmden en az the hangover, old school kadar ümitliyim. hoş bir konusu var

artık koca birer adam olmuş, hayat gailesinden kadayıf teline dönmüş adamlar birden o lisedeki coşkunluğu tekrar yaşamaya çalışıyor, benim çok hoşuma gitti. Hatta uğur gürsoy'un böyle bir karikatürü vardı göbekli, saçları dökülmüş 3-5 adam bir evde oturuyor, içlerinden birisinin veryansınını görüyoruz; "ulan nasıl gaza geldiysem evlenip çoluk çocuk sahibi olduktan sonra bekar evine çıktım, bakalım nereye varacak..."