Leman sam da efsane yorumlanmaktadır.
Tasavvuf şairi Yunus Emre'nin şiiridir.
ilahi aşkı cehaletle sıradan sevdaya indirgeyerek bunu dinleyenlere acıyorum.

ilahi formu verildi.
Sonra rock-ilahi harmanlandı.

En son ergen kesimin eline düştü maalesef.

Rock-ilahi harmanı şeklindeki versiyonlarını başarılı bulurum.

Sonsuz gücü anacak isen bu öyle mıymıntı ezgilerle olmamalı. Biraz sert, biraz agresif olmalı.
Neyle de, rock haliyle de güzel tasavvuf edebiyatı ürünü.

Ruhu doyuran türden.

Tüm eleştirilere karşın ben ilahilere sert bir yorum da katılabileceğini düşünüyorum.

Evet sakinlik huzur verir.
insan kendini huzura bırakmalıdır.

Ama yeri geldiğinde kudreti sonsuz olan allah'a o aşkla sert bir yorumla kendini teslim edebilmelidir insan, o sonsuz güce.

Kendi kendimize kalıplar ve yasaklar üretmemeliyiz.

Sonuca gelirsek bu ilahi farklı yorumlarla yukarıda bahsettiğim iki duyguyu da yaşatabiliyor.

Yunus emre'ye selam olsun.
Ben yürürüm yane yane
Aşk boyadı, beni kane
Ne akilem ne divane
Gel gör beni, aşk neyledi...
Tasavvuf edebiyatının şahı, yunus Emre' ye ait şiirdir.
Leman Sam'dan dinlenmesi, şiddetle tavsiye edilir...
Ya hak..
Gel gör beni beni aşk neyledi
Derde griftar eyledi... (Griftar ne demek hic bir fikrim yok)
Allah aşkından yanmanın tabiridir .

Gel gör mevlam aşkın neyledi, aşkın yandırdin beni ...
cem adrian'ın en güzel yorumladığı ilahi.
http://www.youtube.com/watch?v=ZzuinHbGZ5g
saygısızlığın kelimelere yansıması hali. rsmn ayğna çğryoo.s.ss.
neyle falan iyi gider.
anadolu'nun en muazzam müşriği yunus'a atfedilen beyitlerden bir vecize.
dorian'ın mükemmel coverladığı dizeler. Senkoplar, ataklar olmuş yani. yapan yapıyor hacı.
aşk'ın doruk noktasıdır.
dorian söyleyince ayrı bir güzel olan tasavvuf edebiyatı ürünü.
ney eşliğinde ilahi versiyonları dahi güzeldir.
birde burdan dinleyin;

http://www.youtube.com/watch?v=Ddcc_qKmado&feature=related
yolcular'dan dinlendiğinde sizi uzaklara götürebilecek ilahi. derdinizi tasanızı götürür, ruhunuzu huzurla doldurur...
http://www.youtube.com/watch?v=5Gt6GCosDzs
ney ile birlikte muhteşem bir ilahi ortaya konmuştur.
http://fizy.com/#s/1ayxsn
ney şeklinde dinlenebilir müziği yapılmıştır.
metropolis'in insanın ağzına sıçan şarkılar listesinde bulunan ve harbuzi insanın ağzına sıçan şarkısı. sözlere çok önem vermeyen biri olaraktan bu şarkıda sizi ilk sözler vurmakta. müziği fazla kafa karıştırmaksızın direk sizin ağzına sıçar zaten.

melis danişmend ile akustik bir performansları bulunmakta ahanda buyrun.

http://www.youtube.com/wa...limtw&feature=related

bastığım yer bir var bir yok..
http://fizy.com/#s/3ksjf1
yunus' un aşk yolunda ne hallere düştüğünü anlatan eşsiz şiiri.
ney ile üflendiği vakit ruhu öylesine şad ederki seni senden geçirir o'nda bir eyler.
http://www.dailymotion.co...-albumunden-gel-gor_music

mükemmel söylemiş.
ney'in en çok yakıştığı.

cem adrian'ın da.

http://www.dailymotion.co...adrian-gel-gor-beni_music
güzel bir metropolis şaheseri.

dar bu yol gidilmiyor, bastığım yer bir var bir yok.
gel de gör zehir bu yol kaç milattır anlayan yok.

gecenin ikisi, in cin top oynuyor ve sanırım bunu karşıdaki inşaatta yapıyorlar. düzenli olarak bir nesnenin yerde yuvarlanma sesine tanık oluyorum. cam açık, perde çekili ve o perdeyi kaldırıp camı kapatmaya acayip tırsıyorum. her an biri el sallayabilir içeri doğru, aklım çıkmak üzere. ama yatağa gitmeye ayağım varmıyor. bunların hepsi - in ve cine rağmen- işin maddesel tarafıydı ruh halime şimdi gelebiliyorum. çok saçma bir ruh hali içinde değilim aslında. vahim bir durum falan da yok, sadece ve yine bir adaptasyon hadisesi. ne olurdu ne olmazdı muhakemesini ‘olmaz’ın kazanması. ‘ne’ kayboldu, önümüzdeki günlerde bulacağım onu. sayemde belki ama tek başıma değil. normal şartlar altında kalmayı beceremediğimden oluyor bunlar ya da habitat meselesi bilmiyorum.

tepemde cellât zaman elim kolum bağlı.
koparsa kopsun başım zaten yerde aklım.

soru aynı: “neden böyle oldu ki?” hayatta nefret ettiğim sınırlı cümlelerden biri. evet, ben öyle olur olmaz nefret etmiyorum. kimseyle ilgili de nefret etmiyorum, etsem ne süper olur oysa. ama yok, fazlasıyla sevgi ve nezaket doluyum bu aralar. o yüzden nerede mutsuzluk verici, can sıkıcı, yanlış giden bir şey varsa hemen sahipleniveriyorum. bir nevi hata sizde değil bende psikozu.
sesin nostaljiyle alakası hala var. lise gibi adamlar dinliyorum mesela. lisede dinlemek gibi bir şey değil, bariz hatırlatıcılar. bazıları da var ki direkt dinlenilen zamana götürüyor işte o çok fena, aynı anda bu ikisini yapanlar da var onların da hedefi çok tehlikeli: mutsuzluktan ölüm. bazen gidilen yerleri, içilen şeyleri, konuşulan lafları falan iyi seçmek gerekiyor. sonra hiç kullanılamama tehlikeleri var çünkü. ziyan ettim ben birkaç tanesini. gidesim, içesim, konuşasım gelmez daha da. en azından bir süre. evet evet, bir süre.

bak şimdi her şey talan, ömür yalan dolan.

konuşulacak çok şey varken susmayı tercih ettim. en kötü ya da en iyi olamadım işte bu yüzden. yine ortalama kaldım ve ne yazık ki ortalamadan geçilmiyor buralarda. hep derece yapmak, hep en güzeli olmak lazım. kötü ya da kötü olması gerektiği halde nasıl olduğu çok da bilinmeyen günlerin sonunda lunaparka gitmeli insan, diye düşünüyorum. eğlenmek için, bağırmak için, küfretmek için.
mühim olan ruhun üst katlara tahammülü, yerçekimi ise gayet ayarında.