bugün

"Yüzlerinde Arafat maskeleri olan bir sürü okul çocuğu, dışarıda toplanmıştı. Başlarındaki öğretmenlerin verdiği bir emirle yürümeye ve bir yandan da bağırmaya başladılar:

- He-pi-miz bi-rer A-ra-fa-tız. He-pi-miz bi-rer A-ra-fa-tız.

- Sen buralarda daha önce hiç baloncu gördün mü? Ya da paten kayan çocuk?

"Salıncak bile görmedim" dedi Nadya. "Sahi burada hiç çocuk parkı yok mu?" Steve alay etti.

- Kalaşnikoflarla oynamak varken, tahterevalliyi ne yapsın Filistinli çocuklar?

Kasım Ali'nin onlara tahsis ettiği kameraman Raşid, çocukların etrafında dönüp, avazları çıktığı kadar bağırırken açılan ağızlarına zoom-in yaptı.

Nadya etrafına bakıp notlar alıyor, diğerleri de ağır adımlarla yürüyorlardı.

Saadet, gözüne sarışın kıvırcık saçlı bir oğlanı kestirdi. Yedi yaşından büyük göstermiyordu. Öğretmenin tercümanlığında çocukla konuşmaya başladı.

- Neden böyle bağırıyorsunuz?

Kameraya şöyle bir bakış atan çocuk, gülümsedi:

- işgalci Siyonist düşman Arafat'ı yok etmeye, öldürmeye çalışıyor. Ama biz Arafat'ı kanımızla canımızla savunuruz.

- Büyüyünce ne olacaksın?

Hiç düşünmeden yanıtı yapıştırdı çocuk."

Ayşe Karabat'ın "roman ya da gerçek" diye tanımladığı "Kudüs'ün Gönüllü Sürgünleri" kitabını okurken, işte tam da çocuğun hiç düşünmeden yapıştırdığı yanıt yüzünden, bir şey gelip düğümlendi boğazıma. Benzer yerlerde dolaşıp, benzer çocuklar tanımış olmaktan belki, gözlerim doldu. Alttaki satırlara bakmadan çocuğun yanıtını kestirebildim.

Şiddet sarmalı içinde büyüyen, her gün ölüm gören, intihar bombacılarının onurlandırılışıyla büyülenen bu çocuklar, büyüdüklerinde bir tek şey isteyebilirlerdi: "Şehit olmak!" "Kimdir şehit? Ne yapar?" diye sorsanız, sizi şöyle yanıtlayacaklardır:

"- Resimleri duvara asılır, herkes onu sever. Annesi oğlu şehit oldu diye sevinir. Bütün ailesiyle cennette buluşur ve orada mutlu olur."

işte bu algılama intihar bombacısı olmaya özendirir Filistinli çocukları. israil'e karşı intihar bombacısı olmaya özenen o çocuklar şimdi birbirlerini öldürüyorlar. Küçücük Filistin, Gazze ve Batı Şeria'da iki ayrı hükümetin hüküm sürdüğü iki mikro devlete bölündü. Bu iki mikro devlet arasındaki çatışmaların ne hal alıp ne kadar süreceğini belki tanrı bile bilmiyordur.

Geçen gün Robert Fisk'in yazdığı gibi, Batı önce demokrasiyi bağırlarına basmasını istedi Filistinlilerdin. Öyle yapıp Hamas'ı seçtiler. Sonra, "o seçtiğini seçersen olmaz" dendi. Şimdi, Hamas'ı dışlayan Filistin Başkanı Mahmud Abbas'ı muhatap alıp onun için para musluklarını sonuna kadar açıyorlar. Sefaletle boğuşan Filistinliler'in vicdanlarını cüzdan baskısıyla esir almaya çalışıyorlar.

iktidar kirletiyor, işgal altında iktidar ise iki kez kirletiyor. El Fetih'in yıllardır tek söz sahibi olduğu o topraklardaki yozlaşmaya bir tepkiydi Hamas'ın seçilmesi. Ortadoğu'yu kontrol etmek için en gerici, en kirli, en çürümüş iktidarları ve liderleri destekleyen Batı, kontrol dışındaki-ne, kim olursa olsun, tahammül edemiyor.

Şimdi, Filistinliler'in Filistinliler*! kırmasını lanet okuyarak izleyebiliriz. Bunun, israil'in güvenliği için tezgahlanmış bir oyun olduğunu ya da Genişletilmiş Büyük Ortadoğu'yu kontrol edilebilir çok sayıda küçük devlete bölme planının ilk adımı olduğunu düşünebiliriz.

Ne düşünürsek düşünelim, burada çocuktan katil yaratan koşullar, orada doğdukları andan itibaren şiddet sarmalı içine düşen çocuklar var oldukça, daha çok çocuk olacak etrafımızda "şehit" ya da "kahraman" olmaya, kendini bomba yapıp patlatmaya hazır.

Geçenlerde bir filmde izledim: Bütün yaşamı boyunca yalnızca iki iyi insan tanımış olan mahkûm, tam da idama giderken, tanıdığı o iki iyiden birine "insan bütün yaşamı boyunca tanıdığı kişilerin toplamından ibarettir" dedi. Şiddetten başka bir şeyle tanışmalarına fırsat verilmeyenlerin kendilerini de yok eden bir şiddet unsuru haline gelmeleri nasıl önlenebilir ki?

Filistin, aaah Filistin!

*L.Doğan Tılıç'ın 'Filistin, aaah Filistin!' adlı 20/06/07 tarihinde birgün gazetesinde yayınlanmış köşe yazısıdır.

(bkz: http://www.birgun.net/)
amerika ve israilin birlikte canına okudukları düet. dünyanın bogazındaki en büyük yumru!

haysiyetli bir direnişin her gün suratımıza tokat gibi çarptıgı direnme!

rozetleri büyük yüregi küçük insancıkların elindeki en kırılgan oyuncak!

zamanın her an durmuşlugu, en büyük vurgunu!

son teknolojiye yalın ayak karşı koyan bebeler karşılarında donanımlı devler!

aglatan, acıtan, kanatan demokrasinin son nakaratı, bu zulme taşla, sapanla karşı koyan oyun evlatları...

çocukları saran utanmışlık varmış bu illerde ayaklar çıplak diye bilemezdik.kan gölüne bir damla daha düşsün diye, yagarken devlerin ellerinden mermiler hızla, sapanın son taşı kalmış oyun namına.

ve dilde yarım kalmış dua, medeniyet adına!
umudu taşıyan genç yürekleri ile emperyalizme direnen ülke.
ismin, dilime dolandığında bile mahcubiyetime kat be kat yeni yükler ekleyen Filistin!
yeryüzündeki ebabillerinin takatlerinin kesilipte, Rabbinin yardımını bekleyen Filistin!
hüzün döşeklerinde yatırıp, ustunuze zulüm sarilan, dününü arayan mazlum Filistin!
utanç belasi faydam dokunamayarak cikmaktan imtina ettiğim çile dolu yolum Filistin!
yurdunda bitirilen çıbanın cerehati, saçılıp ortalığa, hassas yürekleri dağlayan Filistin!
kahkahaların ayyukasında laylaylom dünyadaki üç maymunun aksine, ağlayan Filistin!

agzımda bir damla su ile yanan ateşi söndürmek için, ugruna savaştıgım filistin!
http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=49108,10,2
http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=49255,10,2
filistin'de 100 bine yakin intihar komandosu adayi vardir. bunlarin sadece 1000 kadari egitilebilmektedir.
katil avrupa'nın gözü önünde tecavüze uğrayan bir ülke, nerede insan hakları, nerede o her insanın hayatını herşeyden önemli sayan avrupa, amerika, holivud filmine benzemiyor değil mi? bu tecavüze dur deme gücü olup da el uzatmayanın allah belasını versin, türkiye'ye gelip teröristler için bile insan hakları, eşitlik falan demiyorlar mı öfkemden çıldıracak gibi oluyorum, ulan adiler, tarihi bir siz mi yazıyorsunuz, bunun hesabı sorulmayacak mı, bu ikiyüzlülüğünüzü size tarih derslerinizde okutmazsak allah bizim de belamızı versin.

http://www.youtube.com/watch?v=iszbLbUf-OA
seneler boyunca topraklarında pkklı militanları besleyip,

büyütüp, savaşmaya hazır hale getirip türkiye'nin

güney doğu anadolu bölgesindeki dağlara salan bir ülkeyken;

türk milletinin, mazlum ve barışçıl türk insanının,

çok ahını almış, sonra da benim inandığım müslümanlıkta;

bu yaptıklarının ceremesini çeken devlettir. böyle

durumlarda çok güzel bir atasözü vardır söylenecek:

(bkz: alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste)
diplomatik olarak yalnızca israil ve amerika birleşik devletlerin tanımadığı, geri kalan tüm ülkelerin tanıdığı yer.
1516'da suriye'de mercidabık savaşı'yla yavuz sultan selim tarafından memlukler'den alınarak osmanlı devleti'ne bağlanan ve dört yüzyıl boyunca(1918) barış içerisinde hüküm sürülmüş bir devlet. bu devletin olduğu bölgeyi emperyalist ve ırkçı devletlerin politikaları bir ateş çemberine çevirmiştir ve de bunu 100 yıllık bir süreye varmadan başarabilmişlerdir, bugün osmanlı'nın dünya barışı için ne derece önemli roller oynamış olduğu gözler önündedir.
29 kasım 1947'de 2.birleşmiş milletler genel kurulu toplantısında bölünmesi kararınının alındığı ülke. bu tarihte yahudiler filistin halkının yüzde 32'sini oluşturuyor ve topraklarının yüzde 5,6'sına sahip bulunuyorlardı. bugün ise siyonist devlet en verimli yerler olmak üzere filistin toprağı'nın yüzde 56'sına sahip çıkmıştır.
şu anda olan olaylar yüzünden dünyanın ayıbı olan ülkedir. göz göre göre insanlar ölüyor ve katil israil savunmasız filistinlileri hiç acımadan öldürüyor bir anlamda katlediyolar.
filistin osmanlılar döneminde azınlık olarak ilk ayaklanan milletlerden biridir ama hala refaha ve huzura kavuşamamıştır. dileğimiz ve dualarımız oradaki insanların en kısa zamanda huzur içinde silahların olmadığı bir ortamda yaşayabilmeleri üzerinedir.
ortadoğu'nun dolayısıyla petrol zenginliklerinin dışa açılan kapısıdır. çağlar boyu istilalara maruz kalmış, hala da işgal altında inleyen mazlum insanların diyarıdır.
yatıp kalktığım, orda doğmadım için kendimi şanslı hissettiğim yer. bir kere doğar doğmaz hayata kafadan yenik başlıyorsunuz. her gün bombalanan bir halk, yakılıp yıkılan evler, sokaklarda ölmüş insan bedenleri ve ellerinde dededen kalma silahlar, çocukların içinde büyük kinin getirdiği isyanla, tanklara ve helikopterlere gözü kapalı dalan insanlar. barış kelimesinin yanlarından dahi geçmediği bir ülkenin insanlarının, dünyada ki duyarsızlığa anlam verememesini bırakın, suçlanmaları bile zaten başlı başına bir utanç vesilesi. bana dokunmayan yılan bin yaşasın zihniyetindeki ülkelerin vatandaşları, üç maymunu oynamaya devam ettiği sürece sıra onlara geldiğinde yapacakları feryatları elbet takan kimse olmayacak.
bu akşam televizyonda haberleri açıp yemek yemek için sofraya oturduğumda durumunu görüp yemeği bıraktığım ülke...

bir ana gördüm.. iki evladını öldürmüşler, biri 17 diğeri 16'sındaymış.. fotoğraflarına bakıp ağlıyor.. yapacak birşeyim yok artık geri gelmeyecekler diyor..
çaresiz..
çocuklar gördüm birkaç tane..
yaşıtları başka ülkelerde oyunlar oynar, eğlenirken onlar sokağın bir köşesine oturmuş ürkek gözlerle etrafı izliyorlar..
ne yapsın ki garipler başka...
içim acıdı filistin'e. bunlar daha ne ki binlerce manzara var, yüreğin dayanmayacağı.

sonra sonra deniz gezmiş ve arkadaşları geldi aklıma..
hani birilerinin ısrarla allahsızlar dediği..
o allahsız dedikleri çocuklar zamanında savaşmıştı burada israil zulmüne karşı..

şimdi mezardalar o allahsız dedikleri çocuklar, hem de 36 senedir.
değişen ne peki bu zaman içinde ?
ben söyleyeyim, koca bir hiç.
--spoiler--
http://www.youtube.com/watch?v=KwWaz6sx8Mo
--spoiler--
ortadoğu'nun ve tüm islam ümmetinin 80 yıldır kanayan yarasıdır.
ii abdulhamid için şu anda ne düşündüklerini çok merak ettiğim ülke, eski adıyla kenan ili. bizi satmak neymiş bunu onlara yahudi zulmu gösterecek. ancak yine de hep arkalarındayız.
hamas'ın hükümete gelmesiyle birden terörist devlet olan devlet.

(bkz: neye göre kime göre)
Filistin'de güvenlik gerekçesiyle yaşamaya izin yok!

http://www.sendika.org/yazi.php?yazi_no=15876
bebeklerin, çocukların ve sivil halkın tüm dünyanın gözleri önünde öldürüldüğü ve dünyanın elini uzatmadığı diyar.
(bkz: artist without walls)
haksızlığa, sömürüye ve zulme karşı başkaldırının dünya üzerindeki eş anlamıdır filistin.
tanklara karşı taşların mücadelesidir filistin.
ve kimsenin şüphesi olmasın ki kazanacaktır filistin, kanla yazılan tarih silinmezmiş; filistinliler tarihi kanlarıyla yazıyorlar.

(bkz: kanla yazılan tarih silinmez)

bana bir türkü söyleyin
yarınlarıma uzansın
tel örgüler ebem olsun
doğursun hasretimi
ağlamasın çocuklar
çocuklar kanamasın
zengin petrol yatakları bulunan ülkedir. pek çok teorisyen batılı devletlerin doğrudan filistin'i işgal edeceğini idda eder.
filistin' den bir ağabeyimizin yolladığı yazıdır. cümlemizi hassasiyete davet ettiğim konudur filistin.

S.O.S= FiLiSTiN
" .... Gazze'den selamlar gönderiyorum. Ama Allah bilir belki size gönderebileceğim son selam olabilir; çünkü bilgisayarımın pilinin son dakikalarını kullanıyorum....
Gazze'de elektrik petrol ve su bitmiş durumdadır ...Hastanelerde jeneratörlerin son mazot litreleri kullanılıyor, ondan sonra hastanelerdeki elektrikler de kesilecek. O sebepten 24 saat içerisinde 400 diyaliz hastası ölüme mahkum kalacak ve yoğun bakımda olan yaklaşık 200 genç ve yaralıyı kayıp edeceğiz.. Bununla birlikte sürekli ilaç ve elektrik gerektiren ameliyatlar durdurulacak..
Hepsi bu değil, Gazze'nin dramı daha çok hikaye anlatıyor ...Mesela fırınlarda ekmek yok, pazarda da un yok, ilaçların çoğu bitmiş durumda, sınırlar israil ve Mısır tarafından kapatılıyor.

Boynunuza emanettir ki Türk halkına söyleyin ...Biz Filistin halkı olarak kıyamet gününde ve Allah'ın huzurunda hakkımızı helal etmeyeceğiz. Biz burada ölürsek sizin payınız var bunda; eğer her biriniz çıkıp da elinden geleni yapmasa Allah'ın önünde kardeşlik hakkımızı isteyeceğiz sizden.
Ben kendimi Filistinli bir Türk olarak tanıtıyorum. O kadar seviyorum ki sizi; onun için sizden bir şey yapmanızı bekliyorum.
Ben TC'de okumuş bir Filistinli inşaat mühendisi.. ve mesajımı yayınlayacaksanız lütfen dilini düzeltin.
Gazze'den her şeyi yazmaya hazırım ben, size ve tüm gazetecilere.
Saygılarımla...
Eng. Moin Naim”