bugün

entry'ler (1789)

fenerbahçe sözlük

yazar alımları yılbaşı gecesi açılacaktır. ilgilenenlere duyurulur buradan *
not: 1. nesil yazarım söylemesi ayıp..

fenerbahçe sözlük

gerçek hayatta galatasaray'a yetişmeye çalışan kulübün sanal alemdeki yansıması değildir. çünkü fenersozluk 2006 yılında, galatasaray sözlük 2008 yılında kurulmuştur. her ikisinin de atası ekşi sözlük'tür. hatta konumuzla alakalı değil ama ekşi sözlük de everything2'dan esinlenerek oluşturulmuştur.

dolaysıyla ortada takip etme durumu falan yok yani. eğer spor temalı bir takip etme durumuysa da kastedilen, galatasaray sözlük fenersözlük'ü takip etmiş oluyor, arada tam 2 yıl fark var.

alengir kelimesinin zaten konumuzla alakası yok. yanlış anlamda kelime kullanmak bilgisiz ve embesilce entry girmiş olmaya göre çok daha hoşgörülebilir ancak ikisi birden olunca insan gülüyor haliyle.

keşke insanlar kendilerini güldürmeden önce biraz araştırsa, biraz okusa, biraz beyin denen organını falan kullansa..

sonra zorla nesil ayrımı yapıyorsun diyorlar mna koyum.

fenerbahçe sözlük

ilk izlenimlerime göre oldukça kaliteli ve elit bir ortama sahip taraftar sözlüğü. bir galatasaray sözlük olabilir midir, ilerde beli olacaktır.

sözlük yazarlarının en son dinlediği şarkı

hooverphonic - one two three

erman toroğlu için alternatif meslekler

(bkz: kabzımallık)

radyo odtü

radyoda çalan ankara. radyoculuk konusunda oldukça geri kalmış ülkemizde verilebilecek en güzel örneklerden birisidir kendi alanında. günün her anı dinlenesidir.

twitter sayfası da şuradadır: http://twitter.com/#!/radyoodtu

kendisine laf atan erkeğe yıldırım aşık olan kız

(bkz: stockhom sendromu)

kadınların arızalı erkeği tamir etme güdüsü

bazen klasik bir türk davranışı olarak tamir etmek için alıp eskisinden de beter haline getirmelerine de sebep olabilir. o yüzden tamir edilecek erkeğin fazla hasarlı olmaması ve "tamircimizin" bu konuda biraz ehil olmasında fayda vardır.

alternatif oruç tutma yöntemleri

imsak vaktine kadar yiyin için, sonra bir uçağa atlayıp iftar vakti yaklaştıkça sürekli doğuya doğru hareket edin. imsak vakti yanaştıkça da batıya. sonra tekrar doğuya, sonra tekrar batıya..

şişme kadın vs türk kızı

her ikisi de evrenin temel yasalarından biri olan etki-tepki meselesine duyarsız kalmışlar, biz türk erkeklerini yıllardır fizik bilimine karşı mesafeli yaklaşmamıza sebep olmuşlardır.

gerçi yeni nesil teknolojik şişme kadınları etkiye karşı fena tepkiler vermiyor, haksızlık olmasın kendisine, bu konuda türk kızıyla arasındaki mesafeyi her geçen gün açıyor bile.

yedek manita

oyuna bazen sonradan girip 90+3 te golü atabilecek sevgili türü. kendisini sürekli yanında tutmakta fayda var, ne olur ne olmaz.

lakin işte, bakım masraflarını üstlenmek biraz pahalı olabiliyor. ancak yine de sağlam bir gencin yedek kulubesinin de sağlam olması gerekiyor. yoksa şampiyonluk zor.

(bkz: nöbetçi sevgili)

ilk buluşmada sevgiliye sorulacak en önemli 3 soru

1. dünya barışı
2. avrupa'daki ekonomik problemler
3. şike soruşturması

konularından seçilecek olması muhtemeldir. gelen cevaplara bakılarak ilişkinin geleceği hakkında daha net yorum yapılıp bununla ilgili karar alınabilir.

misal, şöyle bir cevap serisi gelmiş ise arkanıza bile bakmayın, hesabı ödeyip kaçın:

1. dünya barışı sağlanabilir, yeterli kaynaklar zaten dünyada mevcut. sadece sistem buna izin vermiyor..
2. yunanistan çok fazla yattı. oh, almanlar çalışsın, onlar yesin. yok öyle...
3. fener'e çok yükleniyorlar...

bik bik bik...

rihanna

rio karnavalına benzemeye çalışan ülkesindeki vasat bir festivalde boy göstermiş ülkesinin gönüllü turizm elçisi hatun. taş gibidir evet, ilk çıktığında kendisi hakkında oldukça olumsuz eleştiriler yapmış birisi olarak benim bile şaşırdığım kalitede şarkılara da sahiptir. kendisi dört gözle albümümü çıkması beklenen bir şarkıcı değildir evet, ve muhtemelen de hiç olmayacaktır. ancak şunu kabul edelim ki, en azından kendine has bir tarzı var. ve bu tarz üzerinde sırıtmıyor. kendisi zaten amerika da saç deyince ilk akla gelen moda ekollerinden birisidir. çünkü saç konusunda hiç sınırları yoktur, hemen hemen her modeli, rengi denemişliği vardır. bu konuda hemcinslerine çok cesaret aşıladığı ortada. ama tabii, sadece güzelliği yetmez. kendisinin müzik konusunda da biraz cesaret isteyen şeylere imza atmasını beklerdik. şimdilik pek görünüyor böyle bir şey, başından beri devam ettirdiği çizgide emin adımlarla yürüyor. yürüyedursun, o şimdiden barbados deyince aklımıza gelen ilk şey olarak zihnimizde yer etti bile.

seviyoruz kendisini.

uludağ sözlük

an itibariyle bütün zamanların en iyi reklam temasına ev sahipliği yapmaktadır. acep sonra da kullanma şansımız var mıdır?

moonlight sonata

"özet" geçtiği yazıyı sabahtan beri okumama rağmen bitiremediğim yazardır. evet. birazı bitti gerçi.

blogger

kapatılmasıyla tekrar sözlük semalarına dönüş yaptım blog şeysi.

kekemeler küfür edemez

- kekemeler küfür edemez

- aaaa mnnna bbbb bile kkkor

mülkiye

gün itibariyle gerilmiş okuldur.

olaylar hala devam etmektedir..

http://www.abbasguclu.com...itim/mulkiye_karisti.html

muse

ilk ve son kez 2006 rock'n coke'da canlı izleyebildiğim ve neden mainstream olduğunu bir türlü anlayamadığım abartılmış ingiliz rock grubu. sanırım havalı aksanları olduğu için ya da ingiliz olmak başlı başına bir avantaj günümüz müzik dünyasında. tarzları biraz gariptir. bazen heavy, bazen soft. bazen ikisi birden. bazen hiçbiri.

ancak cool olma konusunda aşmış olduklarını söylemek gerek. ancak kendileri bir müzik grubuysa eğer, biraz daha beklentileri karşılayacak düzeyde şarkılar söyleyebilirlerdi. ama yapamadılar. yapacak gibi de gözükmüyorlar. aldıkları saçma ödüller de beni hiç ilgilendirmiyor, hakkındaki düşüncelerim değişmeyecek.

http://www.muse.mu

aramızda muse hayranlarının olduğunu biliyorum. rahat olsunlar. bu eleştiriler aslında onları sevdiğim için . bi n'sync değiller misal. ayrıca her durumda mutlaka dinlemeden ölmemeniz gereken bir gruptur.

bildiğim kadarıyla bi ara üç kişiydi, şu anda posterlerde dört görünüyorlar. ya da gece şu anda saat 3.30 olduğu için ne yazdığımı bilmiyorum. matthew james bellamy (vokal, piyano, klavye , lead guitar) chris wolstenhome (bas) and dom howard (davul ve percussion). glastonbury ile adını duyuran, daha doğrusu mainstream olan gruplardan biridir.

kısaca özetlemek gerekirse;
basit gibi görünen ama aslında basit olmayan bir müzik tarzları vardır.
sahne performansları çok çok iyi
oldukça yetenekli çocuklar. örneğin matt bildiğim kadarıyla hiç müzik dersi almamış hayatında. yirmi yıl kurslarda sürtüp sakarya'da bar şarkıcısı olanlara duyrulur.
origin of symmetry ve absolution albümleri dinlenesidir, henüz bilmeyenler burdan başlayabilirler.
şarkıları gizemli, aşırı süslü, gotik değildir ancak tatlı bir gizlilik, mahremiyet onları "muse" yapar.
kolay müzik yapıyorlar gibi görünürler, ancak çalmak gerçekten zordur parçalarını.
insanı melankolik eden depresif gruplardan değildirler.

ancak,
çok fazla dramatik, tiyatral bir tarzları vardır ve bazen rahatsız eder.
radiohead'in iyi bir kopyasıdırlar.
bazen siyasi anlamda tribünlere oynayan bir hava içinde şarkı söylüyorlar. çoğunda da baskın güç-hükümet lehine.
heavy tarzdan enfret ediyorlar.

kısaca, henüz legendary olmayan gruptur. yarın ne olur bilinmezdir..

"shame on you for thinking
you're an exception
we're all to blame
crashing down to earth
wasting and burning out
fading like a dead star
harm is coming your way
it's coming your way..."

erdal beşikçioğlu

sette oynayan figüran arkadaşlarımın söylediğine göre aralarda figüranlarla dertleşen, sohbet eden insanmış. bilindik başrol tavırlarından uzak yani.

ancak aynısını nejat işler için söylemiyorlar maalesef.

not: evet ankaralıyım la?