bugün

hatırladığım kadarıyla oyunun kamerası, sahaya çarplazlamasına göstermekteydi. ikili mücadelelerde karşı tarafın oyuncusuna omuz atarak, futbolcuyu taç çizgisinin dışına uçurabildiğiniz fantastik oyun.
hatırladığım kadarıyla isabetsiz şutlar fotoğraf çeken gazetecilere çarpıyordu ve adamlar yere düşüyordu. ayrıca ekstra bir çabayla, kaleci degaj çekerken topu çalıp gol atabiliyorduk...
o zamanın en iyi futbol oyunuydu. fifa 97'nin gelmesiyle olayı bitmiştir.
bir zamanlar fifa 2000'den daha fazla paraya satılan oyun.
Ronald De Boer, Jason McAteer ve Gheorghe Hagi nin kapağını süslediği oyun. Sega 32X, Sega Mega Drive, Sega Game Gear, SNES, DOS/Windows, Sega Saturn, PlayStation, 3DO, Game Boy için çıkmıştır. 3DO, Sega Saturn, PlayStation, 32X ve PC versiyonlarında 3d grafikler * kullanılmış ve bu fifa serileri için bir ilk olmuştur. serinin ilk gerçek futbolcu isimlerinden, taktiklerin ve kadrolarından oluşan oyunu da fifa soccer 96 dır ayrıca.
pas olayının çok saçma olduğu oyundur. adam 3 metre arkasına düşen topu ayağına alabiliyordu. korner kullanırken arka direğin dibine ayarlayıp eşşek gibi falso verince gol oluyordu. ama hakkı var hakem ibne değildi. pes'teki gibi adamın size çarpıp yere düşmesine aldanıp kart vermiyordu. veya fifa 06' daki gibi kendi yarı sahanızda ofsayta düşmüyordunuz. bi de yanılmıyorsam hasan şaş zenciydi.* * * *
16 disketten oluşan zamanında bir devrim yaratmış olan efsanevi futbol oyunu.
mouse ile oynanabilen tek futbol oyunu.
atari versiyonunda hafif aşağı çekip orta yuvarlağın az ötesinden, yani merkeze 2 çim çizgisi uzaklığından uzun şut vurunca santradan direk gol atılabilen bir oyundu. atari kasedi hala evde bulunamktadır.**
oyun dönemin en sağlam oyunlarındandı. hala oynanabilitesi olan bir oyun olarak gönlümde taht kurmuştur.
romario'lu bebeto'lu dunga'lı brezilyası, baresi'li casiraghi'li baggio'lu italyası, koeman'lı gullit'li rijkaard'lı hollandası, klinsmann'lı riedle'li möller'li almanyası gözleri kamaştırmaktaydı.

friendly, league ve tournament olarak üç modu vardı. buna training de eklenebilir. semi-pro ve pro olmak üzere de iki de ayrı zorluk derecesi.

kanatlardan aldığınız toplarla ilerlediğiniz zaman dip çizgiden yaptığınız ortalar %90 golle sonuçlanmaktaydı. bunlar dışında sanırım gol dışında dilendiği zaman replay özelliği kullanılabilen ilk oyundu kendisi. hiçbir zaman sesli oynama imkanım olmadı ancak atmosferi gayet güzeldi ve maç havasını hissettirirdi. tuşları başta yön tuşları olmak üzere ctrl, enter ve alt tuşlarıydı. ctrl tuşu oyundaki en ilginç tuştu. topu kaldırıp öndeki rakibi aşırarak onu geçmenizi sağlardı.

bu arada oyunun bir ilginç tarafı da eğer sarı kart görecek bir faul yaptıysanız hakem size kart çıkarmaya doğru gelirken kaçmaya başlarsanız, peşinizde koşan bir hakemle tüm gün köşe kovalamaca oynama imkanınızın olduğuydu.
en güzel fifa serisidir. oynadıkça oynayası gelir insanın.
97'nin başında arkadaşıma hiç oynamadan ödünç verdiğim oyundur. fifa 2000'in çıkmasıyla birlikte utanmadan geri vermiştir.
ronald de boer vardı kapağındaki fotoğrafta, fotoğrafın çekildiği maç da sanırım hollanda-irlanda cum. euro 96 elemeleri maçı. 2 mb s3 virge ekran kartların coştuğu dönemlere ayrı bir tat katsa da bu oyun kesinlikle bir fifa 99 değildir.
zamanında şarkılarına hasta olduğum oyundur.
o zamanlar hagi barcelonada oynuyordu. henüz galatasaraya transfer olmamıştı. ayrıca oyunun en zevk aldığım kısmı kapalı sahada maç yapabilmekti. şimdiki futsal turnuvaları gibi.
segada en sevdiğim oyun buydu. köşeden vurulan her sert şut gol oluyordu. tek kötü yanı buydu.
görsel
Sabahlar olmasın isterdi bünye, nasıl bir etki bırakmıştı bünyede kimse tahmin edemez.
görsel