bugün

istanbuldaki din merkezi sayılan kurumdur. atatürk'ün bu kurum hakkındaki görüşü şu şekildedir.

Lâkin bir fesat ve hiyanet ocağı bulunan memlekette nifak tohumları ve uyuşmazlık saçan, hiristiyan hemşehrilerimizin huzur ve refahı için de uğursuzluk ve felaket nedeni olan Rum Patrikhanesini artık topraklarımız üzerinde bırakamayız. Bu tehlikeli teşkilâtı memleketimizde muhafazaya bizi mecbur etmek için ne gibi vesile ve sebepler gösterilebilir?

atatürk
25.12.1922, Le Journal Muhabiri Paul Herriot ya Verilen Beyanat.
(bkz: fenerium patrikhanesi) *
çocukluğumu yanıbaşında geçirdiğim egzotik bina. 70 derecelik yokuşa kurulmuştur. araba durursa bir daha kalkamayabilir.
bulundukları mahallede satışa çıkan tüm meskenleri, arazileri yüksek fiyat vererek almaya çalışan grubun mekanıdır. onların bu hareketine, kamu oyunda mahmut hoca diye bilinen şahsın elemanları cevap vermeye çalışarak satışa çıkan mülkleri almaya çalışmaktadır.
(bkz: papazın çayırı)*
serbest cagrisim yalniz burada olmuyor.
http://www.gazetevatan.co...etay&kaid=72&@@=3
fener semtinde aya yorgi kilisesindedir. bu yüzden fener rum patrikhanesi denmekte.
ortadoks kilisesinin başpiskoposluğudur.
bir havari tarafından kurulmadığı için ekümenik olması imkansız kilisedir. aslında ekümenik olması gereken kilise antakya'dadır ve kıbrıslı havari aziz barnabas tarafından kurulmuştur.
Megolo Idea'nın harp okulu haline gelmiş,nifak yuvası
garip bir ismi olan ekümenik ortodoks patrikhanesi.

dünya üzerinde hangi patrikhane (ki burası ortodoksların dini merkezi) bir semt adıyla anılır?

istanbul rum ekümenik patrikhanesi en doğru tanımdır.
afedersiniz ama kıçımın ekümenikliğidir. bu patrikhaneye/patriğe ekümenik sıfatı vermek demek ortodoks tarihini bilmemek demektir. yok derim diyene bir iki sorum var;

1-) ortodoks kiliseleri arasında sıralı düzenden çıkma ve hiyerarşik düzene geçmek kimin kararıdır?

2-) fener rum patirkhanesi'nin atina ortodoks kilisesi, moskova ortodoks kilisesi hatta kiev ortodoks kilisesi üzerinde yaptırım gücü var mıdır? varsa örnek verilsin yoksa ekümenlik taslanmasın.

3-) fener rum patriğinin aracına 34 epb 12 -(E)kümenik (P)atrik (B)artholomeos - plakasını almış olması onu ekümenik yapar mı? bu durumda benim -plt- plakalı aracım beni polat alemdar yapar mı?

4-) patriğin ekümenikliğini savunmanın hilafetin kaldırılmasına ilişkin kanun ve devrimlere karşıtlığı nedir? ekümenikliği savunmak devrim kanunlarına karşı gelmek değil midir?

konsillerde alındığı iddia edilen ortak kararlardan yola çıkarak ekümenik olduğunu söyleyen ancak mezkür 3 patrikhaneye yaptırım uygulamaktan aciz bir kurumdur. sıfatını türkiye dahilinde kullanamayışı ise onun aslında işlerinin sevk ve idaresinde si-si veya se-se t.c. anayasına bağlı olduğunu gösterir. demek ki neymiş? patrikhane kendi başına hareket etmekten imtina etmekte olan ve fatih kaymakamının altında iş ve işlem gören bir patrik tarafından yönetilmekte olan bir kurummuş.

problem bir ortodoksun neye inandığı değil, ekümeniklik iddiasında bulunan bir patriğin neler yapıp yapamadığıdır.bence o patriği değiştirmeli ve ali şen'i başa getirmeliler. başkaca bir çıkış yolu görünmemekte.

hiçbir ortak karar almadan/alınmadan "esitler arasinda birinci" gibi garip ve absürd bir tamlamayı kendisine sıfat olarak alanların ekümenik olmayan dört oda bir salon yüzme havuzlu meskendir bence burası. daha fazlası değil.

fener rum patrikhanesinin "fasulyeden de olsa nimetim lan ben" diyerek ekümenik sıfatını kullanarak yazdıkları yazılar moskova patrikhanesinde erol taşvari kahkahalar ile okunmuştur.

ayrıca kendisine tabi olanların "patrikhaneyi ekümenik yapan şey ortodoks kilisesinin inançlarıdır" diyerek ekümeniklik taslamak ben de pikachuyum atlasam ölmem diyen çocuklardan daha ciddi değildir.

patrikhanenin "ben öğretilerimi dünyasal kanunlardan almam. devrim kanunlarına bu nedenle karşı çıktığım iddia edilemez" deyiş acaba şeriyye kurumlarının öğretilerinin dünyasal kanunlardan alıyordu da 1400 yıldır beni kandırmışlar mı sorusunu kişiye hatırlatmakta.

geçiniz.
çok güzel bir patrikhanedir.

önemli not: ortadoks değil, ortodoks. ne kadar okunup araştırma yapıldığı ortada... * *

1-) ortodoks kiliseler arasında sıralı düzenden çıkma ve hiyerarşik düzene geçmek kimsenin kararı değildir. istanbul patrikhanesi eşitler arasında birincidir. bu her zaman için böyle kabul edilmiştir.

2-) evet vardır. dünya üzerinde hiçbir yerde birileri kendi başına bir ortodoks kilisesi açamaz. buradan izin almak zorundadır. hatta açılışta kullanılan kutsal yağ da buradan gider. moskova patrikhanesi kendi çapında efelik taslasa da yıllar önce istanbul patrikhanesi kendilerine gönderdikleri yazılı metinlerde "ekümenik" kelimesini bal gibi kullanıp bu şekilde kabul ettiklerini kanıtlamıştır.

3-) patrikhaneyi ekümenik yapan plaka değil, ortodoks kiliselerinin inançlarıdır.

4-) değildir. ortodoks hristiyanlık öğretilerini dünyasal kanunlara dayandırmaz.

konsillerde alınan ortak kararlardan yola çıkılarak ekümenik olduğunu söyler.

moskova patrikhanesi ve diğer tüm kilise ve patrikhaneler de bunu böyle kabul etmektedir. aksi ispatlanamaz. istanbul patrikhanesi ise ispatlamıştır, gerekirse yine ispatlar.

ortodoks hristiyanlığının inançları bellidir yüzyıllardır. ciddidir. hazım sorunu yaşayanlar için yapabilecek hiçbir şeyimiz yoktur. sevseniz de sevmeseniz de bu patrikhane ortodoks aleminin başıdır. bunun kararını müslümanlar veremez, ortodoks teolojisi hristiyanları ilgilendirir. patrikhane böyle diyor ve tüm hristiyanlar onaylıyorsa tartışılacak bir şey yoktur. çünkü tartışılan şey "isa tanrı'nın oğlu değildir, hristiyanlar böyle bir şeye inanamaz" demek kadar gariptir. kimse inancını başka bir inanç mensubundan öğrenecek değildir. bu böyle biline.

dünyadaki tüm patrikhanelere yaptırım uygulamaktan aciz olmayan patrikhanedir. zaten yaptırım uygulama zorunluluğu ve iddiası da yoktur. ancak dünyadaki tüm patrikhaneler arasında birincil konumdadır. tüm kiliseler de buraya bağlıdır. gidin bakalım bir ortodoksların katıldığı toplantıya, kim oturuyor en başta? kim yönetiyor orayı? tabii ki istanbul patriği. nereden bilirsiniz bunları...

patrik bir türkiye cumhuriyeti devleti vatandaşı olarak elbet anayasaya bağlıdır ve onun kurallarının dışına çıkmaz, çıkamaz. sorun da burada zaten. türkiye devleti patriğin sıfatı hakkında konuşmamalıdır. en azından ortodoksların kabul ettiği bir inancı yok saymamalıdır. bu inancın özü, neye dayandığı, nasıl olduğu zaten patrikhane tarafından defalarca anlatılmıştır. yüzyıllardır bu patrikhane ekümeniktir ve türkiye dahil dünyanın her yerinde bunu bu şekilde dile getirmektedir.
ayia efimiya'nın naaşının bulunduğu patrikhane. ekümenikliği, "eşitler arasında birinci olması" bazı bünyelerce "lan madem eşit bu kiliseler, e nası üstün olur ki bunlardan biri??" denilerek anlaşılamamaktadır. "eşitlik" denilirken kastedilen şey geçmişte ortodoks kiliselerinin birbirlerine üstünlük sağlayarak değil, yanyana örgütlendiği, bu yüzden aralarında hiyerarşinin olmadığıdır. eşitler arasındaki birincilik, * ortodoks rum patrikhanesi'nin onursal üstünlüğüdür. türkiye cumhuriyeti, moskova patrikhanesi ve atina başpiskoposu istanbul ortodoks rum patrikhanesi'nin ekümenikliğini çeşitli siyasi nedenlerle kabul etse de etmese de çeşitli atamalarda fener rum patriğinin onayının alınması ekümenikliğinin kanıtlarından biridir. *
fener patrikhanesi başlangıçta roma tarafından tanınmamıştı ve aldırmamıştı ve aforoz edilmişti, bağımsız olarak işine devam etmişti, bu yüzden kimseye onay verecek durumda olmayan bir patrikhanedir fener patrikhanesi...
roma, katolik kilisesi olduğu için tanınmaması normaldir. ancak ortodoks kiliselerin başı olduğu tüm ortodoks kiliselerince kabul edilir. bal gibi de bu patrikhanenin izni gerekir.
doğu roma imparatorluğu gibi basit bir değişim geçirerek grek kilisesi şekline dönüştüğü veya doğu roma'dan armağan kalan adıyla rum patrikhanesi olduğu, verilen hakları, tanınan imtiyazları nasıl kötüye kullandığı herkes (?) tarafından bilinir...

edit : pek çok isyana öncülük yaptığı da bilinir...
yukarısında fener rum lisesi (kızıl kilise-renginden ötürü) vardır ki inanılmaz güzeldir.
istanbul'un belkide en eski yerleşim noktalarından birinde inşaa edilmiştir.
güzeldir.
gidip görülesi ve saygı duyulası yerlerdendir.
hakkında bu kadar entry girilince galip geldi sandığımdır.
istanbul'dan siktir edildiğinde, aynaroz'a pek yakışacaktır...
zamanında bir kralcı, bir venizelosçu olmuştur...
m.s. 37 yılında aziz andreas tarafından kurulmuş kilisedir.
atatürk tarafından türkiye sınırları dahilinde bulunması istenmemiş patrikhanedir. arzu eden arar bulur bu konudaki söylemlerini.

birazcık onun vefatı sonrasına bakalım...

21.şubat.1946'da maksimos fener rum patriği seçilir. ancak günümüzde bile devam eden istanbul-moskova arası katolik kilise güç mücadelesinde o dönem yine abd galibiyeti ile sonuçlanır ve moskova yanlısı olan maksimos görevinden istifa ettirilir. yerine abd yanlısı athenagoras seçilir. ama sorun şu ki; atatürk zamanında patriğin t.c. vatandaşı olması şartı getirilmiştir ki gerektiğinde anayasa gereği vatana ihanetten yargılanabilsin.

bu yeni patrik ismet inönü tarafından imzalanan bir kararname ile 26.ocak 1949 yılında t.c. nüfus cüzdanı sahibi olur. artık son engel de ortadan kalkmıştır. harry truman'a ait özel uçakla istanbul'a iner yeni patrik. kendisini havalimanında karşılayan koskoca başbakandır. bu abd vatandaşı patriğin elini sıkan ise lozan antlaşmasına imza koyan eldir. atatürk'ün nutuk'ta esip gürlediği mavri mira cemiyetinin üyesi olan patrik ismet inönü tarafından kutlanarak görevine başlar.

ancak iç cephenin gaflet ve delaleti bununla da bitmez. abd'ye öptürmek için kıyasıya bir yarış vardır. adnan menderes iktidar olur olmaz evvela bu patriği ziyaret etmiş ve saygısından el bile öpmüştür.

turgut özal benim neyim eksik dercesine başbakanlığı döneminde heybeli ada ruhban okulunun adını teoloji yüksek okulu yapar.

tayyip erdoğan ise üzerine düşeni yapar ve imam hatip liselerinin önünü açmaya çalıştığı kanunun içerisine bu okulu da sıkıştırıverir. atatürk'ün defetmeye çalıştığı heybeliada ruhban okulu artık faaldir haberiniz ola!

akp'nin bir seçim afişi vardı, hani demokrasi kahramanı olarak adnan menderes, turgut özal, tayyip erdoğan resiminin yanyana olduğu. akla bu poster gelmesin de ne yapsın?

fener rum patriği ise durumdan gayet emnun olsa gerek. öyle ya, memnun olmasa hiç 22 temmuz seçimleri öncesi "akp bizim isteklerimizin gerçekleşmesi noktasında en uygun adrestir" der miydi?

(bkz: dinlerarası diyalog)
ortodokslardan beter Ülkemizdeki Sözde müslümanların ruhban okulunun falan açılmasını istediği patrikhanedir. Ulan şu ülkede Ulus, üniter devlet düzenini bozmak için, güya büyük müslümanlar hristiyanlarla işbirliği yapıyor. asıl anlamadığım ise Oy verdikleri siyasileri eleştiremeyecek düzeydeki seçmenlerse oy verdikleri kişiler ne derse ona inanıp " yav açılsın faal olsun, ekümenik olsun" ne zararı var diyebiliyorlar. Akıllarından şu da geçebilir. Şimdi Atatürkçü insanlar kafir ya, dünyadan dinlerin yok olmasını istiyorlar ya, e o zaman Hak din olan hristiyanlıkla da işbirliğine girişmek gerekir.

antenim benim, Hristiyanlığın ilahiliği milahiliği 1900 yıl önce bitti haberin var mı? sen seni yönetenlerin asıl amacını anlamaktan acizsin gerçi nasıl anlayacaksın bunu. Müslümanlığa değer veriyorsan dinler arası diyalog gibi teranelere inanmamalısın ben diyeyim sana.
kudüs patriği tarafından karanlık emelleri nedeniyle sürekli boykot edilen bu kötülük yuvasının patrikleri, heybeliada ruhban okulundan mezun olup, diplomalarını "kin kapısı" önünde alırlar...
temmuz 1993 ayında istanbul'da toplanan ortodoks zirvesinde, pkk teşkilatını destekleme kararı almıştır... bu haber hala tekzib edilmemiştir...