sanatçı olmak ile adama olmak arasında bir bağ olmadığından dolayı kendisi muhtemeldir ki en iyi sanatçılar arasında olabilir.
nazım hikmet oratoryosu tamamı ile alakasız bir şey iken kendisi buna yavşaklık demedi. ki oratoryonun amacı dini-dram türü içeriktir. nazım hikmet oratoryosunda nasıl oldu da buna oratoryo diyebildi ayrıca merak konusudur.
hitap ederken bile bir garip lan.

sayın say ın oratoryosu *

--spoiler--
'Arabesk müzik, arabesk yaşam tarzının betimlemesidir. Aydınlığın, çağdaşlığın ve öncülüğün, sanatçılığın sırtına külfettir. Emek karşıtıdır, duyarsızlıktır ve yaratamamaktır! Etik dışı 'yalan dolanla' doludur. Ortadoğu işi, üçüncü sınıf, acındırmaca, tembellik, yeteneksizlik, rant, çamur, muallaklıklar üzerinden yaşar. Türk halkının arabesk yavşaklığından utanıyorum.'
--spoiler--

bizde utanıyoruz büyük sanatçı diye tabir edilenlerin fildişi kulelerinden aşağı sarkmaya dahi çekinmelerinden.
--spoiler--
Müslüm baba'ya acil şifalar diliyorum, en derin hislerimle; dayansın ve yaşamak kazansın, hayata dönsün isterim. En sert tartışmalarda en ağır sözleri karşılıklı söylemiş olsak bile, bu hayatta bambaşka müzik kulaklarımız, bambaşka gelecek hayallerimiz olsa bile, sonuçta bütün kavgalar da insanidir, bir insanın yaşama dönmesini istemek de insanidir, sonuçta insanız, ölümden değil, yaşamaktan yanayız, hayata dön Müslüm baba.

fazıl say
--spoiler--
--spoiler--
kendi resmi internet sitesindeki facebook profiliyle, haber sitelerindeki arasında fark var. kendi resmi sitesindeki bulunan facebook sayfasında müslüm gürses ile herhangi bir yazı yazmazken birçok haber sitesi, fazıl say'ın müslüm gürses hakkında 'acil şifalar diliyor' diye yazdıklarını söylüyor.

kendi resmi sitesindeki facebook sayfası profili.
https://www.facebook.com/Official.Fazil.Say

resmi olduğu meçhul olan facebook sayfası
https://www.facebook.com/...ficial?ref=ts&fref=ts

resmi olduğu belli olmayan facebook sayfasındaki yazı.
görsel

ilgili haberlerden yalnızca biri
http://haber.sol.org.tr/k...-muslum-baba-haberi-62753
--spoiler--
bazı sarfettiği sözlerden dolayı kendisinden soğutmuştur.
arabeskçi fakirlerin karşısında dimdik duran büyük emektar müzisyen, gerçek üstad.
lafımı balla kesen adam. Bu yüzden bazı dostlar üzülecek ama, bu gece gökte bal gibi duran karpuz dilimi ay hatrına idare etsinler. Tuzla da tersanede, gedikpaşa da saya atölyesinde, ümraniye de bir konfeksiyon tezgahında çekilecek dert değildir kendisi.
bazen doğru şeyler söylese de, iktidar yalakası olmasada gündemde kalabilmek için saçmalayabilen başarılı müzisyen.
onu yaftalayıp, ötekileştirenlere şöyle bir mektupla seslenen, sanatı kadar yüreği de büyük, güzel insan. iki dakikanızı ayırın ve okuyun lütfen. ''bir adım at, uzlaşalım...''

--spoiler--
SANA MEKTUP

Bana 2 dakikanı ayırmak ve mektubumu okumak zorundasın;
Uzlaşabiliriz...
Evet hatalı bir laf ettim sana, evet öfkeliyim sana, çünkü sen beni hiç bir zaman anlamaya çalışmadın, çünkü sen beni hep "öteki" olarak gördün, "batı uşağı" dedin- "elitist" dedin- "kafir" dedin- "batı kültürünün taklidi" dedin- "bizden değil" dedin- , ya da hep kaçtın, hep sıyrıldın, yüzleşmedin, umurunda olmadı, umurunda olmadı ne Nasreddin Hoca'nın dansları'nı bestelemem, ne Kara Toprağı, Veysel'i, Dede Efendi'yi, istanbul Senfonisi'ni, Nazım Oratoryosu'nu, Altıok'u, Turgut UyarYunus Emre'yi bestelemem,Mezopotamya'yı, Hezarfen'i, piyanoda dünya birinciliği almamı, dünyanın her yerinde bir türk olarak verdiğim konserlerimi, Anadolu turnelerimi, sana hep elimi uzatmak istememi, hiç birisi umurunda olmadı, sen hep manipulasyonlar içindeki medyanı dinledin, bir kere bile gerçeği görmedin.
Vatan haini değilsin elbette.. Ama ben vatan hainiysem, ve halkı kin ve düsmanlığa teşvik suçundan yargılanıyorsam ve hiç bir suçum yoksa, tamamen yanlış ve güdümlü, manipule edilmiş yalanların içinde sen de bu yalanla kandırıldıysan ve işin aslını bilmiyorsan ve hapis yatmamı istemekteysen, evet sen de hainsin, vatanın haini olman gerekmiyor, insani duygulara ihanet etmen yeterli. Bak: Kendi kültürümüzü , Itri'yi,Veysel'i, Dede Efendi'yi ve evrenselliği savunup, iğrenç ticari müzikleri hala sana zararli bulduğumu tüm samimiyetimle tekrarlıyorsam, ve sen yine de kaldığın yerde sayıklıyorsan, ilerlemek, keşfetmek, öğrenmek, ölum kültüründen ayrılmak istemiyorsan, e, o zaman, Nazım Hikmet haklıymış "suçun tamamı değilse de coğu sende" derken...
Turkiye'nin ekonomisi 2 kat buyumus olabilir, 10 kat daha da buyuyebilir, dunyanin en zengin ulkesi de olabilirsin, sunu unutma, senin gerçek bir kültürün olmazsa, gerçek sanatın, sanatçıların olmazsa, sen asla büyük bir memleket yaratamazsın... Gülünç ve vahim bir halde postmodern- yalakalıklara sanat der durursun... Ve bunu kimse yutmaz... Uzlaşabiliriz- Uzlaşabiliriz ama, sen artık bir adım at ki uzlaşalım...
1000 tane köşe yazarı 10.000 tane "anti-Fazıl Say" köşe yazısı yazsa ne olacak? Mezopotamya senfonisi mi daha değersiz bir eser olacak? Ne olacak?
Lütfen bir adım at- uzlaşabil benimle...
Ben sana elimi hep uzattım... Hiç bir zaman görmedin... Görmek istemedin...
şimdi vaktidir...Uzlaşabil...
--spoiler--
22 kasım 2012 sabahı uzlaşmacı bir metin yayınlamıştır kişisel facebook sayfasından.
(bkz: fazıl saydan sana mektup var)
--spoiler--
SAYIN Fazıl say ;

ışıklar içinde yatsın.başınız sağolsun

Ben iki ay öncesine kadar edremit (körfez bölgesinde),
sokak hayvanları için iyi işler yapan bir dernekte temizlik
işçisiydim.Maddı nedenlerle işten ayrıldım ve Bursaya geldim .
şimdi ise akşam üstleri sokakda ,zabıtalardan kaçarak
seyyar satiş yapan bir yandan da eğitimine devam eden
otuz yaşlarında biriyim.memleketim Anadolu,Ankara dır.

Bana 2 dakikanı ayırmak ve mektubumu okumak zorundasın;

1. Uzlaşamayız...
''Dicle dağların arasından akar''demişsiniz Mezopotamya senfoninizde.
insan uyğarlığının ,medeniyettin ivmelendiği bu kadar kiymetli başka
bir diyar varmıdır acaba.asırlar geçtikçe suyun kenarlarında yeşeren
uygarlıklar ,medeniyetler,kültür ürünleri.Siz işte asırlardır orda akan
dicle gibi firat gibi bir nehirsiniz.sakınlıklede akmakdasınız,firat gibi gürültüylede.
Ve bizlerde işte yanı memleketin seni parçalamanın , suyunu kurutmanın derdinde
olanlarız.memleketçe içlerimizi kemiren cehalalet ve kibirden dolayı senin yolunu
değiştirmek isteriz.nehirler özgür akar fazıl abı.biz memleketçe özgürlüğü
pek sevmeyiz.eskiden özgürde olabıldık ama artık özgürlüğü sevmiyoruz.
hür bi insan olmak istemiyoruz .o yüzden ki biz seninle uzlaşamayız.

üniversite de fizik bölümü okuduyordum.kapısından içeri girdiğim günden ,
son günüme kadar beni değiştirmek istediler.mesela fizik okumak onurlu
bişeydi ve ben o onuru hakketmek isterdim.oysa bize o sıralarda bilim öğretilmedi.
şimdi de binlerce ne öğretmeni olduğunu bile bilmeyen ögretmeler
sınıfları doldurdu.yanı karanlık derinleştikçe ,girdabin sonundakı işik azaldı.iki
seçenek vardı .ya herşeye evet diyecektik yada hayir.universite bittiğinde para
verip formasyon alcaktık sonra ömür boyu '' yaz tatillerinimizde iki ay ohhh''..
deyip sevinen ,plazma tv almaya çalışan, sonra o plazma tv de dede efendiyi
zaplayıp meme efendiyi ağzı açık dinleyen bir onursuz olcaktım.5 .senemde bıraktım .

2.Uzlaşamayız.

artık memleketimizde herşey alınır ,satılır.mesela kapınızın önünde yoksa fıyaka
arabalarınız,davet etmişseniz ögrencileri konserlerinize bir abi gibi, biz sizi sevmeyiz.
işimize gelmez.postmodern Akp miz ,vahım hükümetimiz ve arabesk bu zihnimiz
bizi tuccar yapıyor.herşeyimiz para artık.daha çok, daha çok.tarihimizi unutabılırız
para için ..ama ,ama fazıl abı ,asyadan çıkıp gelen alnı açık ,dürüst ,civan ,mert ,namuslu
kalplerimizi bir kenara bırakıp sankı arapmiş gibi davranıp yada sankı aslen cermen gibi
düşünmemeliyiz.bir memleketinde bir insanında en güzel halı kendi oluşudur.
biz kendimizi unuttuk.kaybolduk.işte bu yüzden bizim seninle yolumuz kesişmez.

son olarak bilmeni isterimki.dün bursada konser verdin .bilet fıyatları çok değildi.
için rahat olsun .bizlerin çar çura harcadığı para o kadar çokkı,onların yanın da resitalin
fiyatı çok ucuz kalır.için rahat olsun.konser günü akşam belki iş yaparım diyerekten
tezgaha çıktım.konsere o yüzden gelemedim.ama o günün sabahından kültür merkezine
geldim .güvenlikle kavga ederekten de olsa kapının önünden konser salonuna baktım
senin pıyano nu gördüm .sonra o güzel ibadethanedeki o kırmızı perdeleri gördüm .
içerde senin sesini bekleyen sesizliği duydum .en yakın zamanda teslim olup 15
ay askerlik yapcam.eğer vazıfem sperlere düşerse karşıdan gelen ilk kurşunun
onune geçiçem .ben insan öldüremem fazıl abı.ama bak banada vatan haini diyecekler.

AYKUT KEPEK
--spoiler--
sevdim bu adamı.
cesaretiyle gönüllere taht kuran kültürlü bi abimiz. cahiller sevmez.
Burada lütfen kimse bana Yılmaz Özdil savunmasın.
1- CNN türk kanalında Enver Aysever ile fevkalade dürüst, açık bir program yaptık.Programda bana açılan davadaki hukuksuzluk bir numaralı konu idi...
2- Bundan rahatsız olanlar oldu. Bakanların, belediye başkanlarının açıkllamalrını okudunuz.. Bir müzisyene bin kişinin saldırısını gördünüz...
3- Aşırı yobaz bir internet sitesi 45 dakikalık röportajdan manipule ettiği 3 kelime üzerinden beni karalama operasyonuna girişti. "Arabesk-vatan haini" vs. (Aslında;Gayet de haklı bir konudur uygar ülkelerde)
4- Doğan medya yayın organları bu
sitenin haberini aynen yayınladı. Ve; hemen daha bir gün geçmeden (!) Yılmaz Özdil "Vatan haini" başlıklı bir yazı yazdı , yobaz internet sitesi çizgisinde- medya emrinde maaşlı- asla elini taşın altına sokmayan- asla çoğunluğun sesinden vazgeçemeyen- bir yazar olduğunu kanımca ebediyen ispatladı.
Ve çok da sığ bir insan olduğunu okuduk "Mozart sidisi" tarzı cümlelerinde... Bu yazısından sonra ben şahsen bir daha onu okumam Okuyan okusun, ama buırada Y . Özdil savunan ile sorunum olur. Durum benim için açık ve nettir...
Dahaiyi anlaşıldı mı???
5- Burada bir makale yazdım "sana mektup" , bu manipulasyonu yine de düzelttim- vatan haini değilsin- peki- ama nesin? diye sordum.
6- Çok değerli arabeskiniz varmış...Başka neleriniz değerli???
Açık ve net olmak iyidir. Bir de insan olmak- kendi olmak iyidir... Daha da iyisi vardır elbet; bazı başka boyutlarda...

Ama, madem durumumuz bu, madem biliyoruz nereye doğru sürüklendiğimizi, bu durumda açık ve net olmak daha iyidir, onunla uzlaşabiliriz... Uzlaşmak istemeyenle de ulaşamayız.. Değil mi???
fazıl say, gömdüm bye...
din düşmanı, başka insanların değerlerine, ilgi alanlarına hakaret eden ve saygı duymayan terbiyesiz şahıs.

bir de piyanistmiş.
yaptiği işi o kadar çok seviyor ki piyano çalarken ağzı yüzü yamulmuş.
bir turlu lozan' a yerlesip, bos konusmalarina da son vererek ulke gundeminde isgal ettigi yeri bosaltmayan saygisiz insan.
hükümet yalakası olmayan sevdiğim kişiliktir kendisi adamın hasıdır.
enser aysever'in programında kendisini izledim ve farkettim ki medyanın bana pompaladığı önyargıyı farkında olmadan yutmu$um. dinledim ve aydınlandım. te$ekkürler fazıl reyis. seni seviyore.
müzik yapıyor, açıkçası hiç dinlemedim ve dinleyeceğimi sanmıyorum fakat,
bir insana muhalif diye baskı yapılıyorsa dur orada.
bu ülkede özgürlüklerimiz var.
şiir okuduğu için hapis alan başbakan( gerçi başka suçları da vardı ama neyse) yine başkasını kendi güdümündeki yargı sistemi ile aynı sebepten suçluyorsa dur orada!!!
"6- Çok değerli arabeskiniz varmış...Başka neleriniz değerli???"

şu son cümlesi her şeyi açıklıyor aslında. domates turşumuz da değerli toplum olarak fazıl say, lütfen bizi sev, bizden biri olmayı kabul et artık, bize "başka neleriniz değerli" gibi kendini bizden ve ülkemizden soyutlayan şeyler söyleme, nolur, nolur.

ulan sen kimsin hıyar? rönesans çocuğu, ben seni anlasam ne olur, sen hangi modda yaşıyosun neyin kafasındasın, seni kim yetiştirebildi bu kadar fransız? bir de gelmiş bizi de anlayın diyor. seni anlıyoruz biz, medeniyetine düşman, ruhunu satmış, piyanoyla da bu halini gölgeleyen birisisin. bayılır bizim kemalistler filan zaten böyle piyanolara operalara, uçarlar havada. yılmaz özdil'den farkın ne ki senin?
''"iYi BÜYÜYECEKTiR"
uzun bir zaman yazmak istemiyorum- kendimi iyi hissettiğimde, ve gerekli bulduğumda, sizlere yazacaklarım olacaktır. Bu son makalemde sanırım çıplak bir ruh ile anlatmaya çalıştım bazı şeyleri:

"iYi BÜYÜYECEKTiR"
Kendini ait hissetmiş olduğun o coğrafya - o mekan , zaman içinde ayağının altından kayıp çok uzaklara gitmişse;
Ne ürettiklerini, ne düşüncelerini, ne içtenliğini paylaşarak, o uzakları geri çekemiyorsan,
Ahh, Paylaşmak da yetmiyorsa,istenmiyorsan, dışlanıyorsan, arda kalan büyük bir varoluş savaşıysa istemeden içine sürüklendiğin , ve bu savaşta da yenildiysen, iş tamamen bittiyse,Ve ayağının altından kayıp çok uzaklara gitmiş olan o tuhaf coğrafyadan sana hala sadece lanetleme yağıyorsa,yanıldıysan sevmekte,sürekli atılan çamurlarla boğuşmak zorunda kalıyorsan,
Arda kalan o "küçük güzel azınlığın hayatlarında", -aynı seninki gibi- her şey karman çorman olduysa, bir tuhaf ümitlere kapılmaktan başka hiçbir resim kalmadıysa herkesin soru işaretlerinde, ve sık sık 'boşuna o ümitlere de kapılmayın' uyarıları duyuyorsan,
Aslında arda kalan, yaşarken ölüme yenilmemekten ibarettir , o da sırf sen ölümle tanışmanın anlamsız olduğunu düşündüğün için.
Hayat devam eder, en basit gerçekleriyle devam eder aslında, hiçbir şey olmamışçasına, gümbür gümbür, sen daha da güçlenip insan olarak yağacaksındır kötünün üstüne.
Sen büyüyeceksindir.
insan büyüyecektir.
iyi büyüyecektir.
Bir büyü gibi. ''
FAZIL SAY
piyanoyu çalmayan asine piyane ile sevişen insan

Mesopatamia
http://www.youtube.com/watch?v=WQ3Gf9PLUO8
Klasik müziği yalamış yutmuş, piyano dehasıdır, üstattır.