bugün

entry'ler (977)

sözlük yazarlarının itirafları

sabahlari akasya duragi izlemeden kahvalti yapamiyorum.

sensiz yaşayamam diyen adamın 3 gündür aramaması

sensiz yaşayamam diyen adamın "ne yapıyorsan bana haber vermene gerek yok. "demesinden daha kötü değildir.

sevgiliyi bebek sever gibi sevmek

bir boka yaramaz.

suan ki ruh hali

son derece depresif.

yazarların en çok özlediği insanlar

kendimi. çok özlüyorum.

kızlar ne ister

her şey bir söz işe başlar. verilen sözler tutulmalıdır.

sensiz yaşayamam ölürüm diyen sevgili

anlık gaza gelip karşısında sanki bir oyuncak varmış gibi içi boş vaatler veren sevgilidir.

yeni nesil kızlar

gerek sosyal platformlarda gerek çeşitli ortamlarda en fazla ilgiyi görmeleri ayrı bir çelişki konusu olan kızlardır.

gerçekten sevmek

kendini unutmak.

gecenin şarkısı

lake of tears - to blossom blue.

sabah erken kalkacaklara tavsiyeler

üzülmeyin. işsizlik çok kötü biri.

yazılı olmayan aşk kuralları

bir daha olmayacak denilen ne varsa tekerrür etmesidir.

evleneceğiniz kişiye verebileceğiniz garanti

sadakat.

senin burcun ne ya

burcu, senin burcun ne ya? diyip arkadan da bir kahkaha atılarak sorulan soru.

yalnızlığı tek cümleyle açıklamak

öyle bir yalnızlık ki bu, bir gün kendine rastlarsan eğer ancak o zaman sona erebilecek.

gecenin şiiri

Zaman, can çekişirken,
Akrep yelkovan, arasında;
Bir adım öteye gidemezken geceden,
Ay, ışığını çekerken sinesine,
Yıldızlar çekilirken kuytu karanlıklara,
Hüzün, Bakır bir çaydanlıkta demleniyordu,
Ve ben, son sigaramdaki dumanları da hapsediyordum içime,
Saat on ikiyi beş geçiyordu.
Ekmek bıçağında dilimleniyordu ömrüm;
Masum, yalınayak çocukluğum;
Umudun kıyısından geçmeyen gençliğim,
Ulu orta seriliyordu, harami sofrasına,
Düş bahçelerim yağmalanıyordu,
Her kes payına düşeni alıp giderken.
Bütün kimsesizliğimle,
Bütün çaresizliğimle,
Bütün çıplaklığımla, kalıyordum karanlığın koynunda;
Üşüyordum,
Tepeden tırnağa buz kesiyordu yalnızlık.
Saat on ikiyi beş geçiyordu.
Dişlerimle, şafağı sökmek isterken karanlığın göğsünden;
Gün ağarıyordu saçlarıma,
Tel tel,
Raylarımdan çıkıyordum,
Vagonlarım kopuyordu bir biri ardına,
Savruluyordum,
Bir cinayete kurban gidiyordum,
Kaza süsü verilmiş,
Faili meçhul bir ölüm biçiyordu terzi masasında,
Bir tabuta çivileniyordum.
Saat on ikiyi beş geçiyordu.

derdi olsa da belli etmeyen insan

bir süre sonra büyük patlak verir.

anlatamıyorum

anlatamıyorum, kimseye derdimi.

sizi asla terk etmeyecek kişi

anam. garip anam.

ayıp olmasın diye verilen cevaplar

oldu o zaman, haberleşiriz.