bugün

Bir çok dizininde senaristliğini yapmıştır (bkz: ruhsar)
hep aynı esprileri başka kalıplarda yapan,yaratıcılıktan uzak adam..
gani müjde'den bariz daha kötüdür..
penguen'de okumadan geçtiğim tek kişi.
(bkz: kağıt israfı)
berbat senaryolar yazan, orta okul esprileri yapıp insanların gülmesini bekleyen* gereksiz kişilik. geçen sene şahan gokbakarı anlamsız şekilde eleştirmeye çalışmış ve şahanın beyninin yüzde 99'unu aldıran insan: fatih sonkaz skeçi ile ayarlardan ayar beğenmişti. tayfun guneyerle birlikte uzak bir memlekete gönderilmeleri turk mizahı için en faydalı hareket olacaktır.
shockhaber'e de sataşmış, akabinde 60 yıllık ayar istikakını fulleyivermişti.
(patates baskı köşesi ele alındığında)aşırı eleştirel beyin
patates baskısı gibi bir köşe yaparak bile herkesi çükünde sallayabileceğini kanıtlamış adam.
ceza'ya laf atmasıyla güzel bir diss yemiş insandır.
(bkz: fatihim hariç penguene respect)
genelleme yapılacak olursa, büyük çoğunluğun sevmediği, sevemediği, hala nasıl olur da dergide bu kadar büyük yer kaplar diye düşündüğüm, karikatürleri-yazıları senelerdir birbirinin aynısı olan, penguen'in iticilik sebebi..
ayşe ülker saygan solmaz'la evli karikatürist.
saçma sapan işlere imza atan ve son 5 6 senedir büyük bir okuyu kitlesini kaybeden mizah kişisi aynı zamanda mizah klişesi
bir aralar ceza ve o zamanki tayfasına feci şekilde kafayı takmış insan. ceza'dan yediği diss sonucu susmayı bilmiştir.
ceza nın gazabına uğradıktan sonra sesi soluğu çıkmayan beyninin yüzde doksandokuzunu aldırmış zat- ı muhterem.
iyi Aile Robotu 2004
Hayat Bilgisi 2003
Tuzu Kurular 2001
Tirvana 2000
Kahpe Bizans 1999
Ruhsar 1997
Kaygısızlar 1994

yukarıdaki dizilerin senarysunu yazmış/katkıda bulunmuş karikatürist. kendisi de absürd tarzı benimsediği için, çoğu kez "kötü espri yaptığı", "esprilerinin baydığı", "basit olduğu" eleştirileri ile karşı karşıya kalması normaldir.

asıl işini beceremeyen, "sana saygı duymuyorum" demeye getirip, "çok feci diss attığını" zanneden lolipopçu rap tayfasıdır.
absürd mizah ile uzaktan yakından ilgisini sezemediğim şahıstır. üstelik ne diss ne onu bilirim ne de lolipopçu repçiyim. fatih solmaz sanatında uzatmaları bile oynamaktan ilerdedir. kanımca uzatma yılları penguen ilk açıldığındadır.

hayatta her konuda söylecek sözü olanları sevmem lakin, 1998'den beri yaklaşık on yıllık bir süredir fatih solmaz'ın bulunduğu dergileri takip etmiş olduğum için mizahı hakkında da konuşabilme hakkını kendimde görüyorum.

l-manyak yıllarında gayet de zeka küpü, komik adam olan fatih solmaz espiri yapamamaktadır. daha doğrusu l-manyaktayken sahip olduklarını geliştiremediği ve halen vibratör, şişme kadın, aldatan karı, mezardan çıkan çük gibi klişelerden sıyrılamadığı için komik değildir.

daha da önemlisi fatih solmaz, güldürmek için çok kastığı için komik değildir. yaptığı mizahı novalcin hap gibi sunduğu için. bir diğeri (bkz: cem özer)

oysa mizah için gereken nedir? ben mizahçı değilim, kendimi bildim bileli karikatür okurum lakin anca arkadaş çevresi komiği ve yine arkadaş çevresi karikatüristi olarak kaldım. oysa ben bile mizahtaki anahtarın izleyici/okuyucu ile oynamak olduğunu biliyorum. kanımca iyi mizahçı olan umut sarıkaya'nın bir karikatürünü anlatarak konuyu daha da derinleştireyim:

(tenten birisi ile konuşmaktadır)

t: tenten a:adam

a: naptın abi istanbulda?
t: ne bilim çocuklar bi ara fındık'ı aldılar elleriyle bişeyler yaptılar...fındık! toplu iğne başı kadar bile kuru yer kalmayacak

(fındık arka planda gusül adesti almaktadır)

şimdi burda umut bey şunu yapıyor, "türkiyede sokaklarda bazı çocukların köpeklere otuzbir çektiği" gerçeğini alıyor, bunu bilenleri eğlendiriyor. açıkça 'köpeğe otuzbir çektiler' demiyor. biz onu anlıyoruz. zaten gülmemizin sebebi de bunu anlamamızdır. umut bey bunu açık açık yazsa(tıpkı fatih solmaz gibi) o vakit gülemezdik.

umarım anlatabilmişimdir, mizahın göze sokulunca komik olmadığını.

lakin bir başka boyut da var, fatih solmaz bence kötü bir mizahçıdır, lakin tamamen teknik yönleriyle incelerim olayı. zaten verdiğim örneklerden de, tespitten de bunu anlayabilirsiniz. olayın magazini beni ilgilendirmiyor. fatih solmaz, ceza ile kapışmış mı, bilmemne mi olmuş bilgim yok. ancak böyle bir durum varsa ve teknik analizler yapmadan fatih solmaz kurban ediliyorsa orda da haksızlık vardır. belki de thedewil gibi (tanışmıyoruz ama uzaktan severim kendisini) okurları kızdıran da budur, fatih solmaz'ın çoktan tedavülden kalkmış mizahını savunanların psikolojisi magazinelliği eleştiridir belki. ancak ben fatih solmaz son 6 yıldır yaptığı gibi bodoslama espiri yaptıkça kendisine karşı olmaya devam edeceğim.
aslında oldukça iyi başlamış ama son dönemlerde oldukça yerin dibine batmış çizer bile olmayan başarısızlık abidesi...
bu hafta penguende, kamuran süner'in çizdiği, kendisinin espiri bulduğu tip box köşesinde neler var bir bakalım. (zira tek karikatürden bahsetmem yetecek emin olun)

kör dilek

rauf tek dileği olan bir kördür

+ keşke monika beluçiyi sitsem....keşke monika beluçiyi sitsem.....

ve bir gün yine aynı dileği tutarken yıldız kayar

+ keşke monika beluçiyi sitsem (arkadan yıldız geçiyor m.edln-)

demek ki neymiş? kör tuttuğunu öpermiş

+ bu ne? aha monika beluçi la bu! (kör, monika beluçiye sarılmış halde)

.

ee? karikatür bitti efendim hepsi bu. eee? yani ne var bunda şimdi, espiri nerde fatih bey? ha peki ben yığinla dergide yığınla kötü çier-yazar varken neden sadece fatih solmaz'ı eleştiriyorum. çünkü, yıllardır bu piyasada bulunup da zerre gelişmeyen, okuyucuyu montofon yerine koyan başka birisi yok. diğer kötü isimler genelde ya amatörler ya da kadın çizerler(malesef gerçek bu da)

bana öyle geliyor ki, fatih solmaz her hafta köşesi için espiri bulduktan sonra kimsenin ne kadar salakça espiriler bulduğunu anlamaması için dua ediyor ve hani insan sıçtıktan sonra bokuna şöyle bir bakıp da sifonu çeker ya, aynen öyle, kimse görmesin diye unutuveriyor. başka türlü bunları bize mizah diye yutturmasının izahı yok.

diyebilirsiniz, kardeşim sen sevmiyosan okuma? okumuyorum zaten ancak yumurtalar köşesinde karikatürü çıksın diye sabahlara kadar uyuyamayan onca genç aklıma geliyor, fatih solmaz'ın bu halde derginin yaklaşık bir sayfasından fazla yeri işgal edişi aklıma geliyor kızıyorum.
"neden patatesler yerde yetişir ki? ağaçta yetişen patates yok mudur hiç?" gibi gereksiz, saçma sapan tespitler ile "patates baskı" diye bir köşe yapmaktadır. komik değildir. hatta tek takdir edilesi yanı bir çok dergide bir çok yazı yazması; yani çalışkanlığıdır.

ha bir de selena'nın senaristlerindendir.
lombaktaki, tarihte ilk defa köşesinde ekşi sözlüğün son üç yılki kullanıcılarına ayar veren kişi.
(bkz: fatih solak)*
bir zamanlar hakikaten çok güzel espriler yapan, ama şu aralar -taşıdığı onlarca karpuza espri yetiştirmekten midir bilinmez- polemik gülüne dönmüş zat...

acilen titreyip kendine gelmesi şarttır. zira gittikçe dalga geçtiği konu salaklarından birine dönmeye başlamıştır.
shockhaber sitesinin kendi yazılarından arak yaptığını iddia ederek kendisinden soğumama neden olmuş mizahçı.
kime nasıl hitap edeceğini kavrayamamış olmasından şüphelendiren çizicidir.

iki nokta arasına sonsuz nokta koyarak çizdiğini sanandır.

eleştiriye kapalı bir adamdır.

herkes kötü çizdiğini söylerken iyileştirmek için çabalamaz da, ona buna çirkeflik yapıp durur. ***
(bkz: fatih sonkaz)
itusozluk ile röportaj yapmış penguen dergisi yazarıdır.

linki de veriyim tam olsun;

http://www.itusozluk.com/extra/
güncel Önemli Başlıklar