bugün

26.bölümüyle birbirinden güzel ve unutulmaz sahnelere imza atmış dizi.
(hangi birini sayayım)
* Cengiz ve Serdar'ın hapishane görüşmesi...
* Ramiz Dayı ve Ezel'in parktaki ve mezarlıktaki sahneleri...
* Ezel'in Tefo'ya rest çektiği ve sonunda güven tazeledikleri sahne...
* Bahar'la Kerpeten Ali'nin sahneleri...
* Ezel ile Cengiz'in hapishanedeki unutulmaz düellosu...
* Ve Ezel'in Bahar'a Ömer olduğunu açıkladığı enfes final sahnesi...

iyi ki varsın Ezel, gözümüz gönlümüz diziye doyuyor sayende!
bu dizideki herkes ölür bahar karısı ölmez arkadaş.
3 büyük sözlüğe baktığımızda ezel hakkında en az entry girmeye nedense ahdetmiş uludağ sözlüğün bir üyesi olarak sitemkar bir entry daha giriyor ve 2.000. entry bana nasip oluyor.
edit:(olmuştu amma 1998'e düşmüş işbu entry)
yazan sağlar bizimdir!
hobaaaa!
(bkz: rıza kocaoğlu)
kimse yazdı mı bilmiyorum ama 26.bölümün en komik sahnesi ezel'in annesine bahar'ı anlatırken kızın kalbini kırdım bizi eyşanla bastı demeye çalışmasaydı.

meliha teyze : ne yaptın?
ezel : intikam için anne.

bende istiyorum öyle intikam ezel.
son bölümüyle yine kafa karıştıran, aynı zamanda kendini izleten dizidir.
26.bölümüyle eski günlerine dönen dizidir.
ezelin son bölümler itibari ile rakibi "Türk Malı"na ekmek yedirmeye başladığı dizidir. Pazartesiyi Ezel'den ötürü merakla bekleyen ben deniz bile sıkıcı, ağlak, iç bunaltıcı bölümlerde zap yapmaktan kendimi alamıyorum..
dayı sırrını açmaya başladı ezel'e...(parktaki ve mezarlıktaki sahneler)
ezel sırrını açmaya başladı cengiz'e...( hapishanedeki muhteşem düello)
yine ezel bahar'a açtı sır kapısını...(final sahnesi)
hülasa "kartlar açılmaya" ve oyun "daha açık" oynanmaya başlandı.
bize de soluk soluğa dizimizi izlemek kaldı.
(bkz: ezel in ameliyatla tekrar ömer olması)
--spoiler-26.bölüm--
aslında vasat bir bölüm oldu. 2 tane sahne bu vasatlığı ortadan kaldırdı. tam baharın mıymıylarından amma sikko bölüm derken önce ezel ile cengizin hapishane'Deki diyaloğu ve final'DEki malum "ben ömerim" itirafı geldi.

açıkçası finaliyle beni çok şaşırttı. bu kadar anti klişe bir final için bile tebriği hakettiler. ezel'in bu hamesi bence doğruydu. dizi'CDe bulunan ender iy insanlardan baharın gerçeğiöğrenmeye hakkı vardı zaten. bundan sonra tahminim ezelin sırrını açık etmeyecektir. ablasına ve diğerlerine bakış açısı bayağı kötü bir şekilde değişecektir. ama sonunda ablasının kendisi için çok kötü bir şey yaptığını öğrendiğinde ve biliyorsa ömer'E oğlunun cengiz'in oğlu olduğunu söylediğinde hikayenin akışını bayağı bir değiştirir. ezel' yani ömere karşı da suçluuk hissi duyacaktır ama tabi bu da bunlara kısmen de kendisinin sebep olduğunu öğrendiğinde bu suçluluğu hissedecektir ki şu an ömerin durumuna kendisinin sebep olduğunu bilmiyor. hatta ablasının ve ali ile cengizin (ve babasının) böyle şeyler yaptığını da bilmiyordu. öğrendiğine göre üstlerine gidecektir çaktırmadan.

ezelin cengize verdiği ayarlar içimi soğuttu şerefsizim. anlasın ömerin düştüğü halin ne olduğunu. gerçi o hali anlaması için daha kötü şartlar ve hakikaten masum olmak lazım. o sebeple anlasa anlasa kısmen anlar. yanlız bu sahne'de imirzalıoğlu ve Yiğit Özşener oyunculuklarını konuşturmuşlar. gerçketen o konuşmalar, o bakışmalar ve diyaloglar çok iyiydi.

ayrıca ezel'in tefo ve dayı ile yaptığı konuşmalar da bayağı iyiydi. ali'nin başını bahar'ın sütun bacağının üstüne koyması da çok hoştu.

cengiz'in dayısının da dayının hasmı olan adam olacağı da neredeyse kesinlik kazandı bence. serdarın (ki serdar herşeye rağmen niye hala ezel aleyhtarlığı yapıyor pek anlamıyorum) cengiz'in aklını cengizin de eyşan'ın akını bulandırması senaryo açısından merak unsurunu körükledi. cengiz ve eyşan çakal karakterler olduğundan acaba ezel sıkışıp kalacak mı diye. ileriki bölümlerde ne olacak görücez.
--spoiler-26.bölüm--
finaliyle benim gelecek haftayı iple çekmeme sebep olmuştur. hade bakam!
--spoiler--
aslında yazılacak çok şey var son bölüm hakkında. son sahnede içeri giren converse'inden bir kaç bölümdür tahmin ettiğimiz malın muhtemelen ramiz dayının bahsettiği ve oğullarını öldüren düşmanı olması, dolayısıyla 'düşmanımın düşmanı benim dostumdur' felsefesinden hareketle ramiz dayının düşmanının cengize yardım ederek cengizi hapishaneden çıkaracak olması vs vs..
--spoiler--
yazılacak çok şey var ama asıl vurucu sahneler bahar karakteri bunca bölümdür 'mıymıymıy' ömrümüzü yemiş olmasına rağmen bu bölümde ali-bahar sahneleri gerçekten vurucuydu. bir insanın aşık olması, umutsuzca sevmesi, göz göre göre elinde kar gibi eriyip giderken sevdiği kişi onu kaybetme pahasına sadece gitmesin, kalsın diye başkasına yani ezel'e bırakabilmesi.. gerçek ve saf bir aşk vardı o sahnelerde.. ali'nin gözleri, ağlayışı, başını çaresizce bahar'ın dizlerine yaslayışı çok çok güzel ve etkileyici sahnelerdi gerçekten.
--spoiler--
(bkz: baldız baldan tatlıdır)
--spoiler--
hapisane sahnesi çok süperdi. ezeli hiç bu kadar sadist görmemiştim, çok başarılıydı. birde eyşan sen çok malsın.bahar sen ondan da malsın.
bahar'ın haneler'deki pınar misali dakika başı ezel'e ağlak ağlak "anlıyor musun beni anlıyor musun" diye ciyaklaması üzerine efendigineli ya hadi bi çektirip gidin dediğim dizidir.

tabii inikam alınanlar kadar kötülük yapıyorsan, ders bunun neresinde denilesi de yok değildir. vardır. sanırım eski popülerliğini yitirmekte oluşu da bundandır. ezel intikam alacak, sonra üç silahşörler ezel'den intikam alacak, ezel ölecek adı dizel olacak, intikam alacak, üçlü yine intikam alacak, dizel ölecek, motorin olacak... falan.

iyi de, nereye kadar?
intikamın bir "hak", mazluma "anasının ak sütü gibi" helal olduğunu hala anlayamayan bünyelerin, ezel'den hareketle intikam-hak-adalet denklemini içselleştiremedikleri ortaya çıkıyor 3 sözlüğe baktıkça.
bokunda boncuk bulmuş gibi intikama dair fikir hedeleyenler diyor ki:

"bize kötülük yapandan intikam alırsak, ona aynı acıları yaşatırsak ondan ne farkımız kalır bla bla bla"
elcevap: kardeşim sen "böyyük" türk adaletine, "über cevval" polisimize güvenip de intikam duygunu örseleyebiliyorsan ne iyi. ama unutma ki bunlar kötülerin layık olduğu cezayı ya vermiyor ya az veriyor ya da geç veriyor. elinde imkan varsa acıma "kötüye", koyver götüne gitsin, acıyacak başka adam mı bulamadın?
unutma, "intikam haktır"

hülasa, cengiz'e acıyanlar, onu ne hikmetse yaptıklarında haklı bile görenler, ezel'e intikamı için kızanlar, ya "doğası gereği" birer cengo'dur(savunma psikolojisi) ya da sevgi pıtırcığı falandır, zaten bu pıtırcıkları "cengizgiller familyası" her daim öpeceklerdir, biline!
--spoiler--
ezel, eyşan'ı masaya yatırmadan önce satranç takımını devirdi, bütün taşlar devrildi.. şah hariç.. tahtanın üstünde kaldı dimdik.. dayı, şah'ın altına japon yapıştırmıştı çünkü.. eyşan masadan kayıp yere düşerse, şah'a otursun diye, intikam diye.. sıyırdım ben diye..
--spoiler--
sarpa sarıyor sanki dizi. ilk başlardaki o kurgu yok.
yada güzel bir sezon finali yapmak için herşeyi birbirine karıştırıp son bölümde herşeyi çözecekler.
çıkardığım dersleri yazsam roman olur. ama birini söyleyeyim ;

kardeşinin sevgilisiyle sevişirken yakalanmayacakmışsın kardeş..!

haa bide neydi, öhöömm

portakalı soymadan içindekinin iyi olup olamdığını anlayamazsın kardeş..
reklamsız 1buçuk saatten fazla süren dizi.
gelmiş geçmiş en iyi türk dizisidir. evet bahar'ın mıymıy olması sinir bozmuyor değil ama o bile sevimli gelmeye başladı son bölümlerde.*
lan bu ezel denen fırlama herşeyi öğrenmiş ama terbiyeyi öğrenememiş aga. koskoca emekli komiseri dağda bayırda, en olmaz yerde bırakıp gidiyor arkadaş. ayıp lan. "kamil ver anahtarı." ne lan bu? yazık adam da bişey demiyor garibim. bana yapsa onu, çok değişik küfürler ederim valla. ayrıca, babası ameliyata girerken ömer olduğunu söylemeyen ezel efendi, kız gitmesin diye hemen döktü eteğindeki taşları. kenan'a lafım yok ama şu ezel denen adamı biraz hizaya sokun ey senaristler. zaten bu bölümde şebnem'i göstermediniz. bu yüzden de sinirliyim haberiniz ola.

edit: ayrıca ben de ömer'im bahar'a duyrulur!
27.bölüm fragmanı yayınlanmıştır.
http://www.youtube.com/watch?v=0kzxRc5SRdc

senin gibi diziyi bırakıp başka dizi izleyerek hedeleyen "türk mallarını arka sokaklarda" palulu hamallar öpsün ezel!...
şimdi düşünüyorum da, prison break'i, lost'u biz çekseydik, ne bileyim jack'i kenan imirzalıoğlu, kate'i beren saat, john locke'u tuncel kurtiz, sawyer'ı okan yalabık falan oynasaydı, senaryo ve efektler aynı kalitede olsaydı, prison break'te abruzzi'yi barış falay'a oynatsaydık, bu diziler varya bu diziler, anında itin g*tüne sokulurdu, 1. sezonu bile bitiremezlerdi.
arkadaşlar, kurgu bunlar kurgu. gerçek hayatı baz alırsan koskoca moving image sektöründen tad alamazsın. star wars'un gider ışın kılıcını eleştirirsin, "chewbacca iki lafı bir araya getiremiyor, gemiyi nasıl kullanıyor" ikilemlerinde yazık edersin kendine.
vel hasıl kelam, başarılı tiyatrocuları, sağlam diyalogları, uyarlama senaryosu ile başarılı bir dizidir.
bu sezon sonunda, hapisanede çıkan isyanda cengiz öldü gösterilecektir. ikinci sezonda ise gerçekte ameliyat ile yüzünü değiştirip, fethi ismiyle ezel, ali ve eyşan'dan intikam alma mücadelesine girecektir. serdar babası ona yardımcı olacaktır.
üçüncü sezonda intikam sırası için düşünülen isim ise ali'dir.
not: fethi karakteri için ercan saatçi düşünülmektedir.