bugün

Namı- diğer “kuyumcu hamdi.”
görsel
Ruhu şad mekanı cennet olsun. Kahraman bir komutan olduğu kesindir.
bilge tonyukuk'un kurduğu börü budun teşkilatı tarafından herhangi bir liderlik çekişmesi yaşanmaması için, ulu önder başkomutan mareşal gazi mustafa kemal paşa tarafından domine edilen milli mücadeleye katılması uygun bulunmamış olan bunun yerine türkistan'da hizmet vermesi gerektiği kendisine tavsiye ve tebliğ edilen vatansever kahraman.

türkistan'da yakılan devrim ateşi de anadolu'daki gibi başarılı olsaydı şayet şimdi bambaşka bir dünyada yaşıyor olacaktık...
görsel

Ad gününde Enver Paşa’yı rahmetle anıyoruz.
Yeri, yurdu uçmag olsun.

Enver Paşa, (22Kasım 1881 – 4 Ağustos 1922),

Osmanlı imparatorluğu'nun son yıllarında etkin olan Osmanlı askeri ve siyasetçisi. 3. Ordu ve Kafkas islam Ordusu komutanlığı yapmıştır.

ittihat ve Terakki Cemiyeti'nin önemli önderleri arasında bulunmuş, 1913'te Bâb-ı Âli Baskını adı verilen askeri darbeyle cemiyetin iktidara gelmesini sağlamış, 1914'te Almanya ile askeri ittifaka önayak olarak Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'na girmesine öncülük etmiş, savaş yıllarında Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili sıfatıyla askeri politikayı yönetmiştir.

Bu savaş sırasında meydana gelen Ermeni Tehciri’nin hazırlayanlardan biridir. I. Dünya Savaşı'nın yenilgi ile sonuçlanması üzerine, Almanya ve Rusya'da Türk halklarının bir araya getirilmesi amaçlı pek çok mücadelede bulunmuş, Sovyet hükûmetinin desteğini kaybettikten sonra Orta Asya'daki Türk halklarını ayaklandırmak amacıyla gittiği Türkistan'da Bolşeviklere karşı yaptığı bir çatışma sırasında şehit düşmüştür.

https://www.facebook.com/...6/posts/3757366817641106/
son büyük devletimizin köküne kibrit suyu döken paşa.
ölmüş insanlar için iyiydi kötüydü diye konuşmak anlamsız.
ama veriler ışığında şu kadar denilebilir.
"başarısız".
başarısızlıkları nerede ise bir milleti yok ediyordu. allahtan milli mücadele de rol almadı. yoksa halimiz nice olurdu.
Atının adını atıma ve verdiğim büyük idelaist Türk.
hakkında yazılan en iyi kitaplardan biri murat bardakçı - enver kitabıdır.
Sanırsın birinci Balkan harbi Enver paşa yüzünden kaybedildi.

Ordu balkanlarda savaş öncesi terhis edilirken Enver Trablusgarp'ta emperyalizme karşı Mustafa Kemal ile birlikte mücadele veriyordu.

2.balkan savaşına katılmamızın en büyük nedeni ise enver'dir ama.
Sayesinde Edirne kurtarılmıştır.

Yetmemiş Gümülcine alınamasa bile bir Türk idaresi kurulmuştur. (bkz: batı Trakya Türk Cumhuriyeti)
Lakin bu idare evet padişah ve bulgar işbirliği ile dağıtılmıştır. Ne acı.

Sarıkamış'ta mağlup olmuştur.
Ancak savaşta kazanmakta, kaybetmekte vardır.
Ve pek çok teze göre şehit sayımız 90 bin değildir.

Rus kaynaklarına göre ortalama üstü bir kış yaşanmıştır.
Ve bu kış harekâta engel olarak Rusya'nın arkadan çevrilmesini adeta engellemiş ve Bolşevik ihtilali öncesi Rusya'yı felaketin eşiğinden almıştır.

Bu ülkede demokrasi için bizZat fiilen mücadele etmiştir.
Türk milliyetçisidir.

Derdi asla para mal mülk olmamıştır.

Avrupa'ya kaçtı denilmiştir.
Ancak o Avrupa'da rahat bir hayat sürmekten ise Türklüğe hizmeti vazife bilerek bu kez Orta Asya'ya basmacı hareketini yönetmeye gitmiştir.

Enver paşa pek çok şeydir.
Ama asla hain değildir.

Mustafa Kemal ile anlaşmamasına rağmen Mustafa Kemal dahi Enver paşa için pek çok kez "onun hakkında öngörüsüz ve daha pek çok şey diyebilirsiniz ancak vatan sevgisini sorgulayamazsınız" anlamına gelen sözler sarf etmiştir.
Enver Paşa Osmanlı'nın son büyük neslindendir.

Nerde kaldı o anlar çağlar ki,

Analar kurt doğururdu,

Hilkat insan çamurunu

Destanlarla yoğururdu.

Nerde o yiğitler ki gür

Sesleri ülkeyi bürür,

“Yürü!” dese dağlar yürür,

“Dur!” dese kalpler dururdu?

Yurda, baş dedikleri bir

Ağır adakla geldiler

Ve şu bayraksız dünyaya,

Bayrakla geldiler.
Osmanlı'nın yıkılmasına sebep olan ittihatçı tayfanın başaktörlerinden.

Yusuf izzettin efendi keşke daha iyi tokatlasaydı ama doçlanlar şehit etti veliaht şehzadeyi.
1880’de istanbul’da sıradan bir memurun oğlu olarak dünyaya gelen ismail Enver için, yaşadığı dönemden bugüne kadar pek çok yorum yapılmış, her yönüyle inceden inceye işlenmiştir. “Enver Paşa” adlı eseriyle bu konuda inceleme yapan Şevket Süreyya Aydemir, Enver Paşa’yı 1908-1914 arası döneme bakarak “1908’in Hürriyet Kahramanı Binbaşı Enver Bey, işte bu kısa devrede Enver Paşa, daha doğrusu imparatorluğun tek söz sahibi olan, genç, inançlı, muhteris, daha doğrusu hem kaderci hem de kaderini yaratan adam olarak sahnededir.” tanımlar.

1908’de Genç Türkler ihtilali ile yıldızı parlayan Enver’in hızlı yükselişi 1913’te Yarbayken yine aynı senenin sonlarında Albaylığa, 19 gün sonra 1 Ocak 1914’te Paşalığa yükselmesi ile başlar. Kabineye Harbiye Nazırı olarak girer; Genelkurmay Başkanlığı’ndan bir süre sonra da Başkumandan Vekilliği yetkilerini de elinde toplar. Naciye Sultanla evlenip, saraya, Padişaha damat oluşu da bu safhaya rastlar. Enver Paşa kendini zirveye ulaştıran basamakları yine kendi elleriyle döşemişti. Enver Paşa’nın vatanseverliği ve bu topraklara olan bağlılığı gerçektir. Bunun yanısıra hayal gücünün genişliği ve gerçeklerle bu hayallerin zaman zaman birbirine karıştığı da inkar edilemez. Hayallerini süsleyen iran, Hindistan, Turan ve Kafkasya’ya hakim olmak düşünceleri o günün şartlarında gerçek temeller oturmaz. Örneğin Cemal Paşa anılarında “Hakikati söylemek gerekirse, bu birinci Kanal Seferi yaptığımız zaman hiç kimse bu Kanalın nasıl geçileceğini bilmiyordu...” der. Halbuki Enver Paşa bu görevi, IV. Ordu Kumandanlığı’nı, Cemal Paşa’ya teklif ettiğinde, Suriye’deki asayiş sağlama ve Kanal Seferini her ikisi de inanarak imzalamışlardı. Bu sefer gerçekleştiğinde ise Kanal Türk cesaretiyle dolmuştu. Kanal’dan önce Sarıkamış’ta yaşananlar ise tam bir felaketti. 90.000 askerden 10.000’in sağ kalabildiği, özellikle de donmaktan ve açlıktan kurtulabildiği bu sefer, sonuçları açısından korkunçtu.

Hayatında Alay kumandanlığı dahi yapmamış olan Enver Paşa tecrübeden ziyade gençliğinin getirdiği coşkuyla kumanda edecekti ordusunu. Amaç 1878 Berlin Antlaşması’nda kaybedilen toprakları geri almaktı ve başarılı olacağına inanıyordu. Enver Paşa Ordu Kumandanı Hasan izzet Paşa’nın hava şartları, soğuk, karın şiddeti gibi uyarılarına kulak asmaz ve taarruz emri verir. III. Ordunun ölüm emridir bu. Enver Paşa Sarıkamış’ta “Hükümete” başlıklı bir vasiyet bırakır.

Hükümete,
“Planım, Ruslara, hemen iki misli faik iki Kolordu ile arkalarına düşerek ricata mecbur etmek ve bu suretle XI. Kolordu ve Süvari Fırkasıyla takibolunan düşmanı karşılayıp, tamamıyla mahvetmekti. IX. Ve X. Kolordu ve Süvari Fırkasını bekliyorum. Gelir de yetişirse, düşmanı bozacağım. Fakat gelmeden düşman zayıflamış kıtaatımıza taarruz eder ve taarruzda muvaffak olursa o vakit Ordu mahvolmuş demektir. Şimdiye kadar asker ve zabitler hiç kusursuz harbettiler. Her manevrayı yaptılar. Eğer Allah da yardım ederse, muvaffakiyet katidir. Eğer muvaffak olmazsam, son neferimle beraber öleceğim. Bu halde vasiyetim: Ben vazifemi yaptığımı sanıyorum ve öyle ölüyorum.
Yaşasın dinim, vatanım, Padişahım. Eğer geride kalanlarıma yardım etmek isterseniz, refikam! Sultan Efendi hazretlerinin muhassısatı kafi değildir. Kendisinin müreffehen yaşaması için hiç olmazsa, Başkumandanlık muhassısatımın kendi muhassısatına zammı ve ebeveynimin temini refahı ile, rahmeti ilahiyeye mazhariyetim için birkaç hayır yapılmasını rica eder ve tealisine çalışmaktan başka bir maksat beslemediğim din ve milletimin tealisine dua eder, tanıyanlara selam ederim. Yaşasın Müslümanlık ve Osmanlılık ve Osmanlıların Padişahı Sultan Mehmet Han!”

Enver, “Servet namına bir şeyim yoktur. Mamafih ne varsa, Refikam Sultan Efendi hazretlerine bırakıyorum.” Enver, Sarıkamış felaketinden sonra orduya katılıp görev almak için Sofya’dan gelen M. Kemal ile Enver arasında şu konuşma geçer : “Biraz sonra Enver Paşa ile karşı karşıya bulunuyorduk. Enver Paşa, zayıf düşmüş, rengi solmuş bir haldeydi. Söze ben başladım : Biraz yoruldunuz. Yok, o kadar değil. Ne oldu? Çarpıştık. O kadar... Şimdi vaziyet nedir? Çok iyidir!.. Enver’i daha fazla üzmek istemedim. Kendi işime sözü getirdim: Teşekkür ederim. Numarası 19 olan bir tümene beni kumandan tayin buyurmuşsunuz. Bu tümen nerdedir. Hangi kolordu ve ordunun emrinde bulunuyor? Ha, bunun için belki Genelkurmayla görüşürseniz daha kati malumat alabilirsiniz. Pekiyi, o halde siz daha fazla rahatsız etmeyeyim. Genelkurmayla görüşürüm...” Enver Paşa için söylenebileceklerin başında onun duygusal ve aceleci kişiliği bulunur. Ama şu gerçeği de belirtmek gerekir: Enver Paşa yetkili olduğu andan itibaren kimilerini de küstürerek birçok subayı emekliye ayırmış ve orduya genç ve dinamik bir ruh getirmiştir. Gerek siyasi hesaplaşmalar nedeniyle, gerekse yeniden teşkilatlanma çalışmaları amacıyla yapılan bu işlemde yaklaşık 2000 asker ordudan ayrılmıştı. Balkan harbinden yenik çıkmış olan Ordu, tüm yetersizliklere karşın başarı ve inançla mücadele etmiştir. Osmanlı Ordusu bütün bu şartlara rağmen tam 4 yıl 10 ayrı cephede aynı güçle savaşı sürdürmüştür. Zaten bunun içindir ki yorumcular, Enver Paşa’yı Büyük Kumandan olarak değil, güçlü bir Ordu teşkilatçısı olarak değerlendirirler. 1.Dünya Savaşı ardından, Almanya’nın yenilgisi ve Osmanlı’yı Sevr Antlaşması’na sürükleyen çöküşün ardından Kasım 1918’de Enver Paşa ülkeyi terk ediyordu. 1922 yılının 4 Ağustosu’na kadar yurt dışında çalışmalarını sürdürdü. Ve son gün Orta Asya’nın Pamir eteklerinde Çegan tepesinde vurularak öldürüldüğünde 42 yaşındaydı.

mekanın uçmağ olsun ittihat ve terakki'nin yıldızı.
Şişirildiğinin yarısı kadar olsa cihan harbi felaketini yaşamayacaktık ha kötü mü değildir vatan severdir iyi bir kurmaydır amma velakin tüm orduyu yönetecek çapta değidi. Hayallerinin peşinde koştu ve ülkeyi de sürükledi tüm hatalarının bedelini canıyla ödeyecek kadar da delikanlıdır.
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
Kimi kendini bilmezler tarafından hain denilen paşadır.
Enver Paşa hain olsaydı, bir bayram sabahı başına kurşun yiyerek şehit olmazdı.
ilber Hoca diyorki:
Enver Paşa'nın Alman hayranlığı diye bir şey yoktur. Bu adamlar kurmay kişiler... Savaşta çıkarlar için öyle bir ittifak kurmak zorundaydılar. Nitekim ilk aşamada ingilizlerle ittifak arayışı yapmışlar. O olmayınca Almanlara yönelmişler.
Osmanlı Devleti'nin çöküşünün giderek hızlandığı sırada elindeki oynayacağı ve seçeneksiz tek hamle olan ittifak devletleri yanında savaşa katılma hamlesini erken oynama hatası dışında Edirnenin kurtarılması ve milli mücadele sürecinde hukuk cemiyetlerinin teşkilatlanması için alt yapıyı oluşturması açısından sorumluluklarını yüklendiği görevlerin rolünü iyi üstlenmiş kahraman bir Türk askeridir. Tabi ki hatalı verdiği kararlar olmuş sorunlar yaşamıştır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması sürecinde her ne kadar o dönemde ülke dışında olsa da etkisinin olduğu yadsınamaz. Bununla birlikte zaten yıkılmış denilen Osmanlı Devleti'nin resmen yıkılmasına sebep olduğu için çoğu kişi tarafından kötülenmektedir. Ki savaş sona erip Osmanlı Devleti Avrupa'nın elinde oyuncak olduktan sonra da Bakü'ye giderek Orta Asya'da Türk direnişine destek vermiştir. zaten bu desteğini sonra devam ettirip Türkmenistandaki bağımsızlık mücadelelerine katılmış ve bu mücadeleler sırasında savaşta ölmüştür.

seçeneksiz tek hamle dememdeki kasıt. Osmanlı Devleti önce ingiltere sonra Fransa ve Rusya'ya ittifak talebinde bulunmuş fakat red edilmiştir. bunula birlikte Almanya'ya da başvurmasına karşın Almanya'da red etmiştir. Bunun üzerine avusturya ve bulgaristan aracılığıyla rica minnet savaşın ilanına bir gün kala ittifakı kabul edilmiştir. Tabiki Almanya bu ittifakı Osmanlı'nın kendisine yük olacağını düşünerek başa kabul etmeyip padişahın halifelik gücünün etkili olabileceğini umarak kabul ettiği görülmektedir.
ilber Hoca diyorki:
Enver Paşa'nın Alman hayranlığı diye bir şey yoktur. Bu adamlar kurmay kişiler... Savaşta çıkarlar için öyle bir ittifak kurmak zorundaydılar. Nitekim ilk aşamada ingilizlerle ittifak arayışı yapmışlar. O olmayınca Almanlara yönelmişler.

Bir konuyuda ben ekleyim. Enver Paşa ile Mustafa Kemal arasında sürekli bir tartışma havası esti gibi görünüyor ki bu mümkün değil. Çünkü I. Dünya Savaşı sıralarında Enver Paşa Harbiye Nazırı, Mustafa Kemal ise yarbay... Milli Mücadele Dönemi'nde ise Mustafa Kemal müceadelede öncü, Enver Paşa ise dışarıda... Tabiki yurda girme çabaları olmuş fakat engellenmiş.
Murat Bardakçı, Enver Paşa'nın Turancı değil, islamcı olduğunu söylüyor.
Mektupları bunun en büyük kanıtıdır.
adam gibi adamdır... yaşasın ittihat ve terakki!
zeki, akıllı, parlak ama tecrübesiz ve de hayalperest birisidir. vatan haini değildir. milli mücadele döneminde hakkında mecburi ve de haklı olarak karalama politikası güdülmüştür çünkü anadoluya gelse atatürkün emrine girecek cinsten bir adam da değildir ve o dönem mücadele de ikilik çıkması da istenmemiştir. ruslar tarafından şehit edilmiştir. ne hatalar yapmış olursa olsun sonuna kadar vatanını seven birisidir. mekanı cennet olsun.
birbirine güvenmeyen ve takip etmek için casuslar tutan Enver, Talat, Cemal üçlüsünün birincil kişisi. ittihat ve Terakki Cemiyeti'nin önderi ve II. Meşrutiyet'in ilanından 1918'e kadar Osmanlı Devleti'nin en etkili asker ve idarecisi.
enver paşa ve annesi
görsel
"Bilmiyorlar ki: Türk hayal edince, bütün cihan değişir."

8 Kasım 1921 tarihinde Korbaşılar Hareketi'ne katılmak için yola çıkan #EnverPaşa tam 99 yıl önce bugün Türkistan'da şehit oldu.

Bir Enver Paşa geçti bu yeryüzünden...
Burma bıyıklıydı, sustasına basılmış çakıydı...
Cenabı Allah gani gani rahmet eylesin.

Turan Orduları Başkomutanı Şehid-i Âlâ ve Gâzî-i Namdar ismail Enver Paşa'yı şahadetinin yıl dönümünde rahmetle anıyoruz.
görsel