bugün

Hamdım piştin yandım.
iki kişi birbirlerini çok seviyormuş ama ......
aşık olmak için hiç uygun bir zaman değil.
ve genç adam sordu genç kıza:
-neden beni sevmedin ?
tıbı. *
(bkz: mihriban)
--spoiler--
gönlüme bir ateş düştü yanar ha yanar yanar
ümit gönlumun ekmeği umar ha umar umar
elleri ak yumuk yumuk ojeli tırnakları
nerelere gizlesin şu avucun nasırları

otomobili tamire geldi dun bizim tamirhaneye
görür görmez vurularak başladım ben sevmeye
ayağında uzun etek dalga dalga saçları
ustam seslendı uzaktan oğlum al takımları

bir romanda okumuştum buna benzer bir seyi
cildi parlak kağıt kaplı pahalı bır kıtaptı
ne olmuş nasıl olmuşsa aşık olmuştu genç kız
yine böyle bir durumda tamirci cırağına

ustama dedim ki bugün giymeyim tulumları
arkası puslu aynamda taradım saclarımı
gelecekti bugün geri arabayı almaya
o romandaki hayali belki gercek yapmaya

durdu zaman durdu dünya girdi içeri kapıdan
öylece bakakaldım gözümü ayırmadan
arabanın kapısını açtım açtım girsin içeri
kalktı hilal kaşları sordu kim bu serseri

çekti gitti arabayla eksozuna boguldum
gözümde tomurcuk yaşlar ağır ağır dogruldum
ustam geldı sırtıma vurdu unut dedı romanları
işçisin sen işçi kal giy dedi tulumları.
--spoiler--
bizimkisi bir aşk hikayesiydi. bitti.
olmadı.
kelebeğin bir günü.
ne güzeldik.. sevdik sevildik.. yok yok öyle değil;
yandık yanıldık..
Öldüm, bir kaç kere nefes alırken aşık oldugum adamın elleriyle öldüm. ölmek çok kısadır, bir on dakika kadar, aşkım da çok masumdu.
çoğu kızın bakireyim demesi ama yine bunu diyenlerin çoğunun vermiş olması.
bir bebek doğmuş ve bir kaç nefes dünya çekip içine sonra da geldiği gibi gitmiş...
onu cok yanlis tanimismisim meger.
(bkz: ben dogdum) not: 'ben' hikayenin kisaligi iken, 'dogdum' bu hikayenin masumlugudur.
ben sana hayran,
sen cama tırman.
Sana iki kelimelik, sonunu bilmediğim
bir hikaye anlatayım mı sevgilim?..
-Evet...
Seni seviyorum!..

-Casablanca-
necip fazıl kısakürek anlatmıştır;

iki kadın sessizce oturuyormuş..
aşktır. hikayesi kısadır. ama acısı bir ömür geçmez.
temel bir gün yolda yürüyormuş bi çukur varmış o yolda düşmüş, düşüş o düşüş...
''ve azra bebek kurtarıldı''
seni sevdim..
Bir gün, tüm duygular toplanmış ve saklambac oynamaya karar vermişler. Zaman ebe olmuş. Saymaya başlamış. Herkes bir yerlere gitmîş. Sevgi aya ,kötùlük çöplùğe, sabır bir taşn altna, kıskanç bir duvarın arkasna.... En son aşk kalmış. Zaman tam arkasına dönerkn aşk güllerin arasına gizlenmş. . Zaman herkesi sobelemiş. Bir tek aşk kalmış. Kötülük ve kıskançlık bu durumu çekememiş. . . Zaman'a aşk'ın yerini söylemişler ve eline iğne vermişler güllere batırmasnı söylemişler. . Zaman çılgınca batırmaya başlamış o sırada bir feryad. . iğne aşkın gözüne saplanmış. . Bu duruma zaman çok üzülmüş aşka bir söz vermiş. . işte o günden bu güne aşkın gözü kör ilacı da hep zaman olmuş..
bir varmış, bir yokmuş.