bugün

-temas etmek (parmağıyla dokunmak).
-yenilen bir şeyin bedene zarar vermesi, olumsuz etkilerle karşılaşmak (yemek dokundu).
-ağrına gitmek, kırılmak, gücenmek (bu yaptığın bana çok dokundu).
içerlemek-hislenmek anlamına da gelir.
bacaklarındaki tüyleri aldıktan sonra..

ama kaç kere..

ama

kaç kim e..
gözlerini kapadığında ayırt edebiliyormusun.. dokunduğunu.. içindekini..
dokuma gibi.. dokun^ma yani..
temas etmenin bir üst raddesi.
sevmek bir bebekse,onu büyüten olgunlaştıran ve bazen ayakta tutan eylemdir.
vucüt dili alfabesi.
dokunmak var dokunmak var...
bilmediğin bir yaraya dokunursun örneğin yakarsın karşındakinin yüreğini tekrar kanatırsın inceden
bir de aynı anlama gelip farklı duygular hissettiren dokunmalar vardır
sevdiceğe dokunursun hassas narin bir kumaşmışçasına ,hayat bulursun yeniden onun teninde...
elleri soğuktan nasır tutmuş garibana dokunursun avcuna para sıkıştırmak niyetiyle ısıtırsın yüreğini farkında olmadan
yeni doğmuş minik savunmasız bir bebeğe dokunup, parmaklarını onun minik yüzünde gezdirerek kayıtsız şartsız güveni hissettirirsin ona

mutluluğa dokunmak vardır bir de sevildiğini hissettiğinde yaklaştığına da hissedersin ya işte öyle bir şey...
hissiyat da katarak incitemeden, nazikçe elleme durumu.
**
bir insanı, saçına, tenine, yüzüne, ellerine dokunarak tanımak.

--spoiler--

parmak uçlarım tanımak istiyor seni, dokunmak istiyor çocuklar gibi.*

--spoiler--
kime dokunulduğuna bağlı olarak değişen mutluluk.
kimi için sadece zevk kimi için tanımaktır.

"ellerin ellerime dokununca yabancı değildik
dudakların dudaklarıma değince yabancı değildik

avuçlarında terini duydum yabancın oldum"
bir noktadan sonra

ne desen

dokunamamayı

becerememek

oupoziti..

herkes haklı,

en fazla, en fazla hakkı olduğunu düşünen.

çok çabaladın biliyorum, doğana yenilmemek için.

takdir etmediğimi düşünmeyesin diye

tuttum ellerimle sana kek yaptım bir tür,

kakao

endorfin

laf salatasına gerek yok.

sos

mors alfabesi ile ilgili değil.. bildiğin sos..

temel ve bildik. zeytinyağı limon tuz.

bak hep dedim sana ve hep kızdın sen ve hep öyle oldu sonra,

seçtiğin için duyduğun utancı bir tek benim biliyor olmam

bunun yanlış olduğu anlamına gelmez.
dokunana göre ve dokunuşuna göre anamı değişne eylem. bazen bir alev kadar yakıcı, bazen kumsalda oturup denizi seyretmek kadar sakinleştirici ve bazen de kadehlerce alkol tüketmişcesine sarhoş edici eylemdir dokunmak. dokunmak, ruhlar arasında yapılan gizli bir anlaşmadır...
parmakların yoksa dokunamazsın. ancak değebilirsin, amaçsız, anlamsız. insan parmaklarıyla anlamlı biraz da.
dokunursun vazgeçemezsin, vazgeçersin ama unutamazsın...
en iyi iletişim aracıdır.
(bkz: kadına dokanmak)
(bkz: teninle konuşmak)
harfleri birbirine değmemeli bazı kelimelerin, a y r ı l ı k gibi örneğin.
anlamını hissedebilen için bir tene dokunmak o tendeki ruha dokunmaktır aslında.

"parmak izlerini sil kalbimden, giderken
bulamasınlar, yalnız meçhul bilsin
failini bu katlin"
görsel
bazen bir bakış bazen dokunuş, sarılış anlatır herşeyi tek bir kelime bile etmeden..eğer yoksa yanında; dar gelir bedenin ruhuna, çıkmak ister adeta.çıkıp o ruhu bulup sımsıkı,hiç bırakmıycakmış gibi sarılmak istersin ona.yanında değilse bile o an için imkansız hissettiğine kavuşmak istersin.
önemlidir dokunuş ve o kadar çok şey anlatır ki.vazgeçemezsin.
tenine dokunup ruhunda hissettiğin an bambaşkadır artık herşey.
yanlış yapabilir, yanlış anlayabilir, yanlış düşünebiliriz de bir tek o dokunusu yanlış hissedemeyiz işte.
en yalın en yalansız olanıdır dokunak birine..
sevincinde, hüznünde, en korktuğun an'da dokunmak iyileştirir hepimizi..
iki yarımdan bir bütün olma misali.
Kat kat olmuş özlemleri serapa düşürmektir.