bugün

lise 2'den beri hayatımın bir parçası haline gelen, o zaman daha bi kabul edilebilir gelen şey. senelerdir kullanıyor olmamın verdiği deneyimle söylüyorum: doktorunuzun tavsiyelerine harfiyen uyun. banane ben kafama göre takılırım o dursun dişimde diyorsanız seneler boyu ağzınızda yabancı bir maddeyle yaşamaya alışmak zorundasınız maalesef.. evet ilk ağrı yapıyor, yediğiniz yemekten zevk almamaya başlıyorsunuz hatta başta kilo kaybına bile neden oluyor ama imkanınız varsa uzatmadan başlayın tedaviye ayrıca ne kadar erken taktırılırsa o kadar iyidir efenim insan bi çekiniyor gülmeye ama alışılıyor gayet..
takarken isteksiz, çıkarırken isteksiz olacağınız tedavi yöntemi.
ne onla yaşamayı istedim, ne ondan ayrılmayı. tuhaf bir sevgiliydi. şimdi rahatça gülümseyebiliyorsam ona ve bitanecik, canımın içi ortodontistime çok şey borçluyum.
kendi açımdan pek bi işe yaramadığını düşündüğüm aparat.dişlerimin büyük olması ve küçük çeneme sığmaması nedeniyle 8 yıl taktım.her türlüsünü denediler.yüzük,damaklık,arkadan dolanan acayip şeylerden,hatta tesisat gibi olan ve bütün kafayı saran şeylerden vs. 8 yıl takmamın sonucunda düzeldi düzelmesine.fakat bıraktıktan sonra şerefsizler* gene bir o yana bir bu yana.
dislerdeki bozuklugu duzeltmek veya dislerdeki bozulmayi onlemek icin kullanilan sey.
3 yıl takmam dolayısıyla ve 4 tane operasyon geçirdiğim için ortodontisliği dışardan bitirmiş sayılırım. takanlara ve takacaklara tavsiyem:

1-) sarı lastik takma dişlerini sarı gösterir. gri lastik takma tellerin bariz şekilde ortaya çıkar. mavi takabilirsin ama bak.
2-) alt çeneyi öne getirmek için kullanılan lastik aparatı kullanın yoksa lastik aparatların yerini tel aparat alıyor ve bu da yanaklarının şişmesine yol açıyor.
3-) yanınızda mutlaka bir dış fırçası bulundurun çünkü yemek bazen tellerin arasında kalıyor bu da çirkin bir görüntüye yol açıyor.
4-) konuşmadan önce mutlaka dişlerini emin çünkü telde toplanan tükürük salgısı konuşurken etrafa tükürükler saçmanıza neden olur dişlerinizi emmeniz ise tel aralarındaki tükürükleri alır.

önerilerimi saçma bulanlara diyeceğim şey: gerçekler acıdır. *

yıllar sonra gelen edit: 20 lik diş çekimi için cerrahi müdahale gerekliymiş, operasyon sayısı 6 ya çıktı.
kendilerini 4sene 5ay takmış bulunmaktayım. aslında o kadarda zor bir dönem değildi.aksine rengarenk yaptırmam sebebiyle lise döneminde genelde dersleri kaynatmama vesile olmuştur. onun dışında bir yaz erik ısırarak ve bir yazda şeftali ısırarak 2kere blaketlerimi kopardım. doktorumun söylediğine göre 1blaket düşmesi tedaviyi 6ay uzatırdı ve sanırım benim 1sene bu yüzden uzadı...kötü tarafı ilk takıldığı hafta bişey yemekte zorlanıyor olmanız ve yanağınızın iç tarafında oluşan yaralardır ama geçer...
doktorumun 'çok güzel olacak senin dişlerin zaten güzel ama yinede taktırman lazım 1.5 sene sabret' diyerek beni ikna etmesiyle dün taktırdığım aparat. en kısa sürede alışabilmeyi umuyorum.
benim de bir ara kullandığım çileli ama sonunda insanı sağlığına kavuşturan mucize.
dişlerin senkron tutması için yapılan tedavi çeşididir.
tedavi için ilk önce ağıza macun "sokularak" ölçü alınır ve diş teli takılır.

edit : gün itibariyle taktırdığım hede. operasyon üzerinden henüz 5 saat geçmesine rağmen ağrılar başlamadı ve dudaklarda sıfır yara var. ilk olarak üst dudağa takıldı ve haliyle üst dudakta hafif gıdıklanma gibi durumlar var. iskeletsel kafatası bozukluğu olmayanlar için hiç de zor olmayan tedavi aleti. olun, oldurun...

edit2: ağrılar elbette bir kaç güne olacaktır.
edit3: ağrılar fena halde başladı, dudak çevrem tamamiyle yara bere içinde ama vazgeçmiyorum "durmak yok yola devam".
aylar sonra gelen edit: dişler inanılmaz düzeldi sözlük, yakında çıkıyor zaten *
bir kadında görmek istenilmeyen ikinci şey. birinci ise *
Çekiciliği %80 zedeleyen metal parçası. Yararlarına gelecek olursak oldukca fazla ama çirkin olması yararlarını göz ardı etmemize yeterli bir neden.
bugün bir okutman hocamızın, ilginç dudak hareketleri yapmasına kıkırdayan tiplere hitaben,

''arkadaşlar kusura bahmayın, zaman zaman ağzım, dudaklarım yamuluyur, bu diş teli zımpara gibi,
kıstırıveriyur araya'' diyerek tanımladığı,
50 yaşındaki bu şiveli anadolu insanın dişinde bile görebileceğimiz diş düzeltme aracı.
başta hiç istemediğime rağmen zamanla alışıp büyük faydasını gördüğüm tedavisi zor ,kilo vermeye birebir olan tıbbi malzeme..
tellerden kurtulduktan 2 yıl sonra, bozulan öndişleriniz için yeniden düşünülebilen uygulama.
ilginç olansa benim buna sevinmem. diş teli güzel bi'şey. acı ama güzel.
insanın tipini tamamen değiştirebilen, diş sağlığı için önemli bir buluş olan diş aparatıdır.
yakışana çok güzel gider, cidden apayrı bir hava katar.
yakışmayanı dünyanın en itici insanı yapar, "gülme lan karşımda yeter" dedirtir insana.
(bkz: bugün biraz manyağım da üzerinize afiyet)
(bkz: kadınları itici yapan detaylar)
bir diş teli bir dişiyi bu kadar mı iğrenç yapar. şaşkınım!
her kimde gördüysem bana dişlerimin düzgünlüğünden dolayı şükrettiren, diş tadilat aracı...
dünyanın en sevimli şeyi. takarken epey zorlukları var. gevrek yiyemezsin mesela ya da sakız çiğnerken bir anda yapışıverir o sakız tele, diş etlerini kanatır, hele ki damağa sabitlenmiş bi parçası olanlardansa*ve her hafta üst çenenin genişlemesi için açılıyosa o parça, kafa tasın yarılıyomuş hissi yaratır.
dişçiye söylenirse ve renkli lastikler takılırsa epey eğlenceli hale gelir. çıktıktan sonra dudak içlerinin dişin üzerinde bir engele takılmadan kayması hissi paha biçilemez.**
Her gören tanıdığınızın ne zaman çıkacak sorusunu sorma ihtiyacı güden aparat.
takılmadan önce kusma sebebi olan macunla, ağzın ölçüsü alınan, takıldıktan 2 veya 3 gün sonra diş ağrılarına ve dudak yaralarına sebebiyet veren, her ay sadece 1 defa fotoğraf çekilip önceki ile karşılaştırıldığında insanda şok etkisi bırakan ve kesinlikle diş fırçasının yanında en kötü bir diş ipi ile temizlenmesi gereken hede.
allahın cezası iğrenç aparat. dudak yaralarını geçtim, 10 katını zaten ben tel yokken yapıyordum. fakat bir şey yiyememek çok kötü gerçekten. saat kaç oldu açım bak.
ilk takıldığında sıkıntıdan sıkıntıya sürükleyen, zamanla alışırsın nidalarına aldırış etmeyen bünyeyi bile, kendine alıştıra, bir süre sonra ağızda varlığı bile unutulan aparat.
göte sokulduğunda muazzam bir haz verebilir. şaka şaka denemeyin.
13 yaşında takmaya başlayıp 16 yaşında çözdüğüm hede.

her ne kadar tedavi bitimi aklıma gelse de hiçbir zaman dişlerime düzenli bakmadım. dişlerim düzeliyordu fakat görüntüsü pek iyi değildi. çünkü fırçalamıyordum, kola içiyordum, elma yiyordum ve braketleri sürekli kırıyordum. her ay doktorun niye fırçalamadın azarı, her ay tellerin biraz daha sıkışması, tedavi sürecinin bitmemesi beni bunaltıyordu ama tedavi bitimi aklıma geldikçe bunları unutuyordum.

bir süre sonra teller yetmezmiş gibi dişleri aynı hizaya getirmek için doktor lastik verdi 2 poşet. bunları alt ve üst dişlere geçirip takacaksın dedi. taktıktan sonra ağzınızı konuşma genişliğinden fazla açamıyorsunuz. telleri kıracağım geldi fakat dayandım ve tedavinin sonuna geldim.

beklenen gün geldi ve telleri çıkardı doktor. aynaya bir baktım ilk başta dişlerim çok büyük geldi. sonra gözüm alıştı ve güzel bir görünüm kazandı. doktor hemen sevinme tedavi bitmedi dedi ve sabitleştirici verdi. bunları kullanmazsan dişlerin eski haline döner dedi. sabitleştirici de takma diş gibi bir şey tüm dişe oturuyor böyle. ona pek dikkat etmedim açıkçası. sadece uygun olduğum zamanlarda taktım ve bir süre sonra dişerim çok az da olsa bozuldu(sadece bir iki diş çok az oynadı yerinden ama çok dikkat etmeyen biri farkedemez). sonunda o da bitti ve komple kurtuldum. ha pişman mıyım hayır ama bayağı fedakarlık etmişim diye düşünüyorum. takanlara da nacizane tavsiye : sabırlı olun yoksa bir işe yaramaz..