bugün

"devletin söylediği her şey yalan, sahip olduğu her şey ise çalınmıştır." -nietzsche-
platon'Un harika eseridir. devlet ve yönetim alanında o çağda o kadar güzel şeylerin düşünülmüş olması şaşırtıcıdır.
devlet ,derin devlet, paralel devlet ten sonra ortaya yeni devletlerin çıkması bekleniyor.

devlet olmuş makruşka bebek. açtıkça içinden başka devletçikler çıkıyor amk.
devlet alkol gibidir, az kullanırsanız yararlıdır, ömrünüzü uzatır, çok kullanırsanız sarhoş eder, ömrünüzü kısaltmakla kalmaz, sapıtır, sonradan pişman olacağınız şeyler yaparsanız. Bağımlı olursanız yalnız sağlığınızı değil, malı mülkü de kaybedersiniz.
devlet benim dir. *
bir anarsistin gözunde var olusu hatta barindir..

(bkz: 404 error)
olması gereken:
genel güvenlik ve ortak kamusal alanların( sağlık , eğitim ,temizlik vs) örgütlenmesi ve belirli bi düzen içinde devamlılığın sağlanması adına belirli kişiler ve zümrelerden bağımsız kamu örgütlenmesi.
günümüzde ise , devlet hayatın her alanına girmiş,
yatak odalarımıza kadar girip, kaç çocuk yapacağımıza bile karar vermekte olan..
kendinden olmayana yaşam hakkı tanımayan
ağır vergilerle herkesi kendine borçlu kılan,
belirli grupların elinde ,sömürü ,zorbalık aracına dönüşmüş kamu örgütlenmesi.
en muazzam teşkilat.

devlet, sınıf ilişkilerinin yansıdığı, "ideoloji" ile perdelenen, toplumların istisnasız en "örgütlü" teşkilatıdır.
"derin" diye anılan devlet, devletin ideolojik perdede gizlenmiş ana yapısıdır.
"şeffaf" devlet, devletin ışık alan yüzüdür. maliyesidir, askerlik şubesidir, tapu kadastrosudur, mahkemesidir, hapishanesidir, sokakta rastladığımız her tür organizasyonudur.
"paralel" devlet, devlet cihazının içinde her zaman var olan, farklı egemen-egemenleşen sınıfların rekabet odaklarıdır. bir nevi cuntalardır.
devlet gücü, demokratik ve baskıcı karakterin sarkacıdır. egemen sınıfın iç-dış koşullarda şekillenen sevk karakteridir. sevk ve idare, devlete egemen sınıf ve diğer rekabet odaklarının uyumu kadar, devlet dışı sınıf ve sair muhalif güçlerin durumuyla yakından ilgilidir. dış koşullar, zaman zaman sevk ve idarenin gidişatında başat olabilir.
Sırtınızı dayamanız gereken kurum.
bunu yenmek imkansız değil. niye kutsal olduğunu anlayamadığım..
platon'un başyapıtıdır.
demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır. eğer bu sağlanamazsa demokrasi, otokrasiye geçebilir.
halk övülmeyi sever, onun için güzel sözlü demagoglar, kötü de olsa, başa geçebilirler. oy toplamasını bilen herkesin, devleti idare edebileceği sanılır.
demokrasi, bir eğitim işidir. eğitimsiz kişiler ile demokrasiye geçilirse oligarşi olur, devam ederse demagoglar türer.
demagoglardan da diktatörler ortaya çıkar.
paragrafıyla günümüzü aydınlatmaktadır.
(bkz: devlet bahçeli)
(bkz: hortum).
zenginin yanında fakir fukaranın karşısında olan kurum. Net.
aslında devlet, insan doğasına ters düşmektedir.

en kaba tabir ile kısaca özetlemek gerekirse;
devlet olgusu tamamen akıl çerçevesinde var olur, oysa insan akıl çerçevesinde olduğu kadar, akıl dışı bir varlıktır. 'devlet' olgusunun yıkılabilmesi için ilk önce 'insan' yanılsamasının yıkılması gerekmektedir.
insan yanılsamasının yıkılması için ise;
artık geri dönüş mümkün değil maalesef...
derin, paralel, dikey gibi kavramlarla üzerine suç atılan kurum.
devlet bunalımda.
devlet, sınır.. üzerinde sadece ortalama 60 yıl yaşadığınız topraklar, hiç bir zaman sahip olunamayacak, alıp cebinize koyamayacağınız adına amerika, fransa cart curt denilen toprak kıta kara parçalarına ne kadar da çok değer veriliyor.. yaşayanları küçültüp, hayali sınırları ve sembolleri bu kadar kutsallaştırmak, insan hayatının üzerinde tutmak bence saçma..

hiç bir şey insan hayatından daha önemli değildir..

benim tahminime göre uzak gelecekte ne sınır ne devlet ne de ülkeler kalacak.. insan oğlu o kadar çaresiz ve yalnız bir şeymiş ki, demek ki... sırf çeşit ve farklılık olsun diye kendi ırkını kendine yabancılaştırıp hayali sınırlar, sembolik bayraklar falan oluşturmuş.. sanki türkiye'den kore'ye gidince gezegenler arası yolculuk yapıyorsun.. ehehe
borcu olan vatandaşına hiç ses etmeyip/haber vermeyip, borcun faizini işletmeyi çok iyi bilen yapıdır. özellikle hiç akla dahi gelmeyecek yerden çıkan faizli borcun tadına doyamaz.
berber niyazi amca gibi olan kuruluştur.

berber amcaya anlatırsın durumunu tamam az ucundan alıcam der saçı kuşa çevirir.

devlete de yeni mezunum dersin kdv der damga der gelir der sonra tekrar kdv der olmadı ötv der kuşa döndürür sonra onun da ümüğünü sıkar...

ahh ah neyseki okul yol hastane olarak geri dönüyor.*
temel meselesi, insanları özlerine uzaklaştırmaktır. özüne yabancılaşan insan kötüdür ve kolayca yönetilebilir.
doğa durumunu düzenleme adına kurulması gereken yönetimsel yapıdır. hobbes aslında doğru bir tespitte bulunmuş doğa durumunu öne sürerek. insan her zaman savaş halinde olmaya meyillidir. bunu gücünün temsilini bir kişiye devrederek düzenli hale sokması gerekir. tıpkı trafik gibi düşünelim. trafikte yayalar da karşıya geçmek isteyecek, arabalar da hareket etmek isteyecek.ama her iki grup da hareket ederse kaotik bir ortam olacaktır. trafik ışıkları ve trafik polisi bu karışıklığın en az düzeye inmesi için senin bazı haklarından feragat etmeni bekleyerek,trafiğin akmasını saklayacaktır. sen arabanda bir iki dakika yayaya yanan yeşil ışıkta bekleyerek bu düzenin parçası olursun. ama trafiğin pürüzlü ve kaotik oluşunu,devlette de görürsün.
devlet birey ya da toplum mudur? devleti, yüzde 95'i müslüman olanın devleti müslümandır. diye tanımlayanlar devletten ne anlıyor? anlama sorunu var. devleti dindar müslümanlar zanneden insanlar şeriat istiyor ve şeriat kısmen türkiye'de uygulanıyor da. arabistan'daki gibi en radikal şekliyle uygulanmasa da. peki bu ülke nasıl laik kalabilir bu durum karşısında? işte tüm mesele bu...
boyle dev gibi bisey..
Ekmek ve silahtır.
devlet fındıktır.
devlet garibanın, yoksulun yanındadır. devlet her fırsatta kendisine karşı gelenlere haddini verendir. devlet sandıktan çıkanları desteklemeyenleri asla affetmeyendir.