bugün

1 mart tezkeresine muhalefet koyan deniz baykal'ın yaptığı hatanın farkına geçte olsa varmasıdır. ama atı alan üsküdar'ı geçmiştir sayın baykal.

eğer tezkere kabul edilmiş olsaydı bölgede ki en büyük aktörlerden biride türkiye olacaktı, ama muhalefet ve bazı medya kuruluşlarının etkisinde kalan akp liler din kardeşliği gibi saçma bir deyim üzerinden siyaset yaparak bizi bu hale getirmişlerdir.

tezkerenin geçmemesi gerektiğini savunurken "ırak'tan gelen türk askeri cenazelerinin hesabını veremezsiniz" gibi söylemler, ırak'ta abd den sonra en fazla yurttaş kaybeden * ülke ve tezkereden sonra hortlayan pkk teröründe ölen onlarca asker olması gerçeğini malesef değiştiremedi.

sayın baykal şimdide kalkmış ırak'a girmediği için hükümeti eleştirmektedir.
bu ne biçim bir siyaset anlayışdır bu ne biçim bir yaman çelişkidir.

http://www.internethaber....05&uniq_id=1169382785
(bkz: baykal tüm yakınlarını askere gönder kampanyası)
baykal ın mit, yalçın küçük ve mehmet ağar ın açılımlarını yanlış yorumlayarak yaptığı çıkıştır.

mit ve yalçın küçük ün söylediği, bölgeyi başıboş bırakma, bekle ve gör politikası uygulamayı bırak'tır. bu, ırak'a orduyla girme anlamına gelmemektedir. şimdilik önerilen 'örtülü savaş' tır. bunu da bir zahmet kurmaylarına sorsun baykal.
yiyeceğimiz ambargolar ve ülkenin adeta 20 yıl geri gitmesi üzerine seçim meydanlarında bakın iktidar ülkeyi ne hale getirdi demek için çağrıda bulunuyor olması muhtemel hizipçinin söylemleri.
(bkz: önden buyrun)
1 mart tezkeresinin meclisten geçmesini isteyen ve savaş nidaları atan kişilerin baykal'a karşı tavır takınması için yeni bir fırsattır.
ama görünen o ki; abd ırak'ta kendi bokunda boğulmaya mahkumdur. bizim ırak'a girmemizin tek bir sebebi olabilir; elbette kendi menfaatlerimiz.
bu ülkede kimse abd'nin savaşı(!) uğruna ölüme gitmek istememektedir.
baykal'ın yanına 6 kişi daha alıp yapmak istediği eylem . *

(bkz: 7 kişi birleşip ırak a girmek) * *
seçimlere bu kadar az zaman kala yapılan siyasi çakallıktır. ayıptır. türk askeri üzerinden siyaset yapma çabasıdır. chp'yi de bu işlere alet etmektir. * ucuz bir numaradır. bu saatten sonra akpnin meclisi böyle bir gündemle toplamayacağı açıkken yapılan haybeye kahramanlıktır.

yazar kızmıştır çünkü türk halkı aptal yerine konmaktadır.
biz zaten ordayız.cıkalım kampanyası daha olumlu olurdu.

(bkz: yanlış hamle)
baykalın, oy kaygısıyla partiyi merkeze çekmesi, muhalif olmayı üniversite yıllarından beri kavrayamamsı, siyasi anlayışının ulusalcılık açılımına esir olması, her fırsatta Atatürk'ü referans almasına rağmen başka devletlerin bağımsızlığına tahammül edememesi, artık oyunun o ülkeye girelim; ötekine dalalım şeklinde oynanmadığını idrak edememesi gibi faktörler sonucu yaptığı çağrıdır.
artık anlaşılmaz bir hal alan siyasilerden deniz baykal ın verdiği bir demeç sanki girebileceklermiş gibi.
ben macera istiyorum,mehmetciğin kafasına bomba yemesini istiyorum,ceset ve kan kokusu istiyorum vatan falan hikaye demenin daha kibarcası
Girmesine girerizde bi girişimiz birde çıkışımız olur ıraktan...

(bkz: Sen şu parti liderlerine akıl fikir ver yarabbim)
ırak'ın şu anki durumunu bilmeyenlerin pek ala bok atacağı çağrıdır. kuzey ırak'taki kürt hegomonyasının arttığının, bölgedeki türkmen ve arap halkın sürüldüğünün ve olası bir nüfus sayımında nüfusun çoğunluğun kürt çıkacağı bir gerçektir. "eee çıkarsa çıksın, bundan bize ne?" diyenler entry'yi okumayı burada kesebilirer.

ırak hükumetinin çıkardığı bir yasayla; ırak'ta, herhangi bir bölgede yapılacak bir referandum sonrası, o bölgenin geleceği hakkında karar verme yetkisi halka verilmiştir. yani; kürt nüfusunun çoğunluk teşkil ettiği kuzey ırak'tan bahsediliyor.

ne ırak ne de abd hükumetinin kürt'lerin bu açık oyununa karşı koymadıkları ve içten içe onları destekledikleri, bu desteklerin de büyük kısmının pkk'ya aktığı, kürdistan projesinin gerçekleşmesi için kullanıldığı barizdir.

1 mart tezkeresi sırasında chp'nin önerdiği "ırak sınırına asker yığalım, tampon bölge oluşturalım." çağrısı ilk başta kabul edilmiş gibi görünse de daha sonra akp hükumetinin "amerika'yı üzmeyelim" politikası nedeniyle geri çekilmiştir.

o zamanlar kuzey ırak ile türkiye'nin arasında oluşturulacak bu tampon güç, ırak'lı kürtlerin ve pkk'nın bölgede cirit atmasını zorlaştıracak, sınırlarımız dahilinde olabilecek en ufak bir hareketlenme durunda derhal gücümüzü ve ağırlığımızı hissettirebilecektik. asker yığmak demek, bilfiil savaşa dahil olmak demek değil. gözdağı vermek bile bazen çok şeyi değiştirebilir.

her neyse...

ırak politikasındaki yanlışlardan sadece biridir bu. lakin yanlışlar o kadar fazladır ki, birkaç gün önce başbakanın ırak'taki iç savaşın bizi ilgilendiren kısmıyla ilgili yaptığı bir yorumu, abd hükümeti "türkiye'nin yorumlarını kulağınıza asmayın." şeklinde yanıtlamıştır. durum bu kadar vahimken, kimse pkk'nın eylemlerine karşı duracak politikalar izlemiyorken; tabii ki iş başa düşmüştür.

sen, ülkemin yanı başında terörist faaliyetlere göz yumacaksın, destekleyeceksin; ben elim kolum bağlı oturacağım...

şu an yapılacak geniş çaplı bir operasyon -ki bu sınır ötesi de olabilir- türkiye'nin hakkıdır. eğer ki yanıbaşında "terörizme karşı açılan bir savaş"ın doğurduğu terörizm yanlısı bir durum varsa, 10.000 km öteden gelip ortalığı dağıtanlar kadar hakkımız vardır sınırımızda yapılan faaliyetleri engellemeye. hukuken hiç bir sakınca gözükmemektedir bu duruma karşı.

kaldı ki, güney sınırına yığılacak askeri güç ve beraberindeki -her kanattan gelecek- kararlı tutum bile durumun değişmesine, operasyona gerek kalamayacak zeminin oluşmasına yardımcı olabilir.

haa, "baykal kendi ailesini göndersin, bilmem kimin çocuğu nerede?" diyenlere söylemeliyim ki; artık mesele abd, bilmem kim isteğinden çıkmıştır. tamamen toprak bütünlüğümüze karşı olan bir tutuma yönelik bir harekettir.

benim de 2 kuzenim şu an askerde. belki böyle bir durumda onlar da ırak'a gidecek, belki ben de çağırılacağım askere. ancak, birilerinin maşası olmadan gittikten sonra insanın içi rahat edecektir.

son olarak şunu söylmezsem haksızlık etmiş olurum; tüm bunlar için geç kalındı, çook geç kalındı...
kuzey ırak taki son durum akp nin basiretsizliğinin eseridir. kürt devleti kurulmak üzeredir. kırtmızı çizgilerimizin ırzına geçilmiştir. ve türkiye ye rağmen orta doğu şekillendirilmektedir.
4 yıl önceki aksiyonuyla bağdaşmayan bir hareketin, geç kalmışlığın eleştirilmesine tahammül edemeyen yazarların olduğunu gösteren çağrıdır.

seçimler yaklaşmışken amerika'yı karşısına almak pahasına bataklığa girme çağrısıdır. zamanında 1 mart tezkeresine karşı çıkanların bugün bunu desteklemeleri akıl yoluyla düşünmediklerinin göstergesidir, en azından ileri görüşlü olmadıklarının ispatıdır. o gün şartlarında amerika'nın desteği ile girilip bölgede söz sahibi olmak varken, bugün madrabazlık yapıp girmeye kalkmanın, ülkeyi dengesizliğe sokmanın savunulacak bir yanı da yoktur.

ırak'a girme veya girmeme konusundan çok 1 mart tezkeresini önleyen kişinin bugün çıkıp bunları söylemesi abukluktur ve siyasi samimiyetsizliğin daniskasıdır.

kürt devletinden bu kadar tırsanların zamanında tezkere çıkmasın diye yaygara yapıp elimizde zaten olmayan kozların bir de karşı koz olarak kullanılacak hale getirmeleri, bugün de ırak'a girelim demeleri ise ergenlik çağı durum bozukluklarından öteye gidememektedir. bu kişilere önerimiz sivilcelerini patlatmamaları olacaktır.
(bkz: laf ola beri gele)
sıkı bir muhalefet olan baykal'ın, yine muhalefet olmak adına sergilediği davranış. türkiye'nin ırak'a asker gönderip göndermemesi konusu tam bir muammaya dönüşmüş durumda. dün ırak'a asker göndermeyelim diyenler, bugün gönderelim diyorlar. bugün göndermeyelim diyenler, dün gönderelim diyorlardı.
(bkz: bu ne yaman çelişki)
birinci körfez savaşı yanılgısının geleceğimizi nasıl şekiilendirdiğinin göstergesidir. Barzani ve Talabani şerefsizlerine göz açtırmayan saddam'ın yıkılmasına çanak tutan özal'ın başımıza açtığı beladan sıyrılma çabalarıdır.
1 mart tezkekersiyle pek de alakalı olamayan bir çağrıdır efendim bu. zira; eğer tezkere geçseydi ve biz abd'nin yanında ırak'a girseydik bakınız neler olacaktı:

a) ilk senaryo; abd ile birlikte ırak'a girecektik ve halkların kardeşliği denen olgunun -afedersiniz- anasını skecektik. bush ile saddam arasındaki müsibete alet olan ırak halkını, komşu halkımızı kendmize düşman edecektir (gerçi ne kadar sevdikleri tartışılır). abd'ye verdiğimiz bir kaç imtiyaz sonrasında bile sınırlarındaki türk şoförleri kaçıran, öldüren, bilmem ne yapan bir halk var karşımızda. ki verdiğimiz destek neticesinde, yaptıkları yanlış olasına rağmen, haklılar bu olaylarda. zira canı yanan bir insan en teklikeli hayvandan bile daha tehlikelidir. bir de abd'nin yanında ırak'a girseydik ne olurdu düşünelim. bu olayda da değişik senaryolar vardır efendim.

a-1) ırak'a, abd ile birlikte girecektik. kuzey ırak'ın komutasını vermezdi bize. abd, güneydeki yapacağı işleri bize yaptırdı. bu sırada kürt desteğini yitirmemek, onların arkasında durmaya da devam ederdi. abd'nin sözünden çıkmadan, onun yönettiği operasyonları uygulayacaktık. ırak'la düşman konumuna düşecektik, bizim askerlerimiz ölecekti. ve abd'nin bize yaptıracağı işiler bitince sktir edecekti bizi ırak'tan.

a-2) ırak'a abd ile birlikte girdik. bu defa kuzey ırak'a yerleştirdi bizi. ne olacaktı? abd'nin ırak'ın iç kesimlerinde yaşadığı peşmerge direnişini, biz de kuzeyde yaşayacaktık. bu sırada abd kürtlere olan desteğini çekecek miydi? hayır. bize, "kuzey ırak'a girmenize müsaade ettik, ama şunları şunları şunları yapmayacaksınız." diyecekti. bu öne sürdüğü şartlar kürt direnişini destekleyici şekilde olacaktı. biz ırak'a girdiğimizle kalacaktık, kürtlere karşı elimiz kolumuz bağlı oturacaktık; abd ve kürt'ler bildiklerini okumaya devam edeceklerdi. biz de ırak'a, "savaşa" girdiğimizle kalacaktık. zaten, (bkz: pkk nın terör örgütü listesinden çıkarılması)

a-3) o dönem -ve dahi şimdi- zaten bok olan ekonomi iyice çökecekti, borsa dibe vuracaktı, savaş sebebiyle dolar fırlayacaktı, şimdiki sınır ticaretinin 1 kuruşu dahi yapılamayacaktı vs. hepten yrrağı yiyecektik yani.

b) abd ile birlikte savaşa girecektik, ve abd ülkenin hükümetini kurduktan ve yeniden yapılanmayı sağladıktan sonra çekilip gidecekti -ki bu çekilme 2005 ortalarıdır-. bu tarihten sonra da biz ırak'ın bokunu temizlemeye çalışacaktık. çünkü abd ile birlikte çekilmek istediğimizi belittiğimizde önümüze yine kürt sorunu sunulacaktı, ağızımıza bir parmak da bal çalınacaktı. ske ske kalacaktık.

c) abd ile ırak'a girdik, abd bize destek oldu ve bölgede söz sahibi olduk. bunların hiçbirisi başımıza gelmeyecekti. kuzey ırak'ta hiçbir sorun olmayacaktı şu an. kürt liderler ırak'ta şu an bulundukları yerlerde olayacaktı, abd bizi destekleyecekti, hatta kim bilir; kerkük ve musul'u bile alacaktık.
bu senaryoyu irdelemeye dahi gerek duymuyorum; savunucularına buradan kocaman bir "alaaa" çekiyorum.

demek ki olaylar öyle "1 mart'ta girecektik olm, abd de yanımızdaydı. mis gibiydi." değil. aksine girmememiz, abd'nin iki yüzlü politikasını, kendi yapacağı işleri başkasına yaptırma politikasını bilenlerce reddedilmiştir.

şimdiki durum ise farklıdır. artık bizim ırak'a girme sebebimiz ne abd'nin saddam rejimine karşı olan tutumudur, ne de ırak halkına karşı bir tutumdur. tamamen terörist grupları hedef alan bir çağrıdır.
nitekim, 90'ların başında, ortalarında ve sonunda da pek çok sınır ötesi harekat yapılmıştır. ancak o zaman amerika bölgede olamdığı için olaylar bu kadar büyütülmemekteydi.
peki şu an olayların büyütülmesinin sebebi nedir? amerika'nın bölgede söz sahibi olması ve kürt'leri desteklemesi, kürdistan projesinin varlığına dahi kılını kıpırdatmaması.
abd'yi karşımıza alacak olmamız. ne karşımaza alacağız lan? ulan abd ne zaman yanımızdaydı ki bizim?

bizi yanında götürüp de ırak'taki maşası yapacak olan abd'nin yanında savaşa girmenin ne kadar saçma bir düşünce olduğunu da yineliyorum ve doğu ve güney doğu anadolunun türkiye cumhuriyetinin iki bölgesi olarak kalması için bu çağrıya uyulması gerektiğini belirterek bitiriyorum.

edit: tabi içimizde polat alemdar'lar olabilir, ırak'a tek başına girip de bütün pislikleri temizleyecek aslan parçalarımız olabilir. o senaryoyu unuttum... onu da siz yazın anuna koyum. zaten hepiniz polat oldunuz başımıza.
bay-kal önce yola girsin sonra ırak'a girer mazallah 'kal gelir' sonra adama sayın bay.
(bkz: baykal bizi de ırak a götür) *
(bkz: kılavuzu karga olanın burnunun boktan çıkmaması)
ırak a girelim derken, kesinlikle uzaktan yakından alakamın olmadığı ailelerin asker çocuklarını gönderelim demek istemiştir sayın baykal. ne de olsa, kendisiyle bi tanışıklığı olan insan paçayı kurtaracak, evinden haberleri izlerken belki azcık içi sızlayacaktır ölen Türk askerlerini gördükçe.
şu an ülkenin güneyinde, ırak'a girme isteğimizinle aynı sebepten ötürü, ölen askerlerin olduğunu gerçeğini göremeyenlerin desteklemediği çağrıdır.

peki, bu durumun sorumlusu kimdir? terörün neredeyse yok denecek bir duruma geldiği dönemde iktidar olanların suçu yoktur di mi...

kaldı ki ülke bölüneceğine, topraklarımız kaybedileceğine bazı riskler almak gayet yerindedir.
ya da kurtuluş savaşına da mı girmeseydik lan. bir sürü insanımız ölmüştü sktiğimin toprak parçası için!!!

hala kendimiz için girdiğimizi anlayamayan popülistlerin varlığını da ortaya çıkarmıştır. askerlik yan gelip yatma yeri demek ki gerçekten. ülkenin baki kalması için bile bi skmi yapamayacaksak öyle oluyor yani. rte haklıymış lan. günahını aldık adamın.