bugün

insanın elinden "sebebi ne olursa olsun insan öldürmeme" hakkının alınması, demokrasi'nin bireysel haklar ve özgürlükler ilkelerinin ihlaline sebep olur. bu sebeple, kendi içinde çelişen bir tanımlamadır.
askerlik donemi yaklasan ergen bunyenin sorgulayasi tutan ahval ve serait. askerligini yap gel guzelim, bisiicikler kalmaz o asi ruhtan.
ordunun devleti olan bir yerde pek de şaşırılmayan durum. maalesef şaşırılmayan durum.

(bkz: 21 yüzyılda hala askere gitmek)
maalesef zorunluluktan kaynaklanan durum. gönül isterki bütün ordu profesyonel askerlerden oluşsun ama bunun maliyetin kolay kolay kaldırılabileceğini en azından şu an için pek sanmıyorum.
bunu eleştirmek bile suç sayılırsa (bkz: halkı askerlikten soğutmak), bu demokratik ülkede ironinin daniskası yaşanır.
yunanistan, ermenistan, suriye, filistin gibi kardeş ülkelerimizde pkk militanlarının yetiştiğini unutanların; daha dün ermeniler, kürtler, rumlar tarafından çıkartılan ayaklanmaları öğrenmek istemeyenlerin, etrafta bu kadar çok düşman varken güçsüz bir orduya sahip türkiye nin ne halde olabileceğini düşünemeyen gerizekalıların anlayamayacağı durumdur.

anası, avradı, bacısı değersiz insan müsveddelerinin asla ve asla idrak edemeyeceği mevzudur.

köpek kadar, domuz kadar, şempanze kadar haysiyeti olmayan hümanoid yaşam formlarının; memleketin güçsüz düşmesinden dolayı milletin içerisine girebileceği melun durumları bildiği halde eleştirdiği uygulamadır.

bu haysiyetsiz el şeyiyle gerdeği erkeklikten sayan köpeklere sorsan; "bu devirde ordusuz ülkeye" hiç bir şey olmaz. natosu var amerikası var bilmem nesi var. kopenhag kriterleri, insan hakları mahkemeleri var.

daha dün; kadın çoluk çocuk denmeden soykırıma uğrayan, toplu mezarlarnında mavi kelebekler uçuşan; avrupanın ortasındaki memleket bosnayı bilir misin?

eşşek gibi bilirsin de, haysiyetin elvermez bilmeye. nerdeydi naton, nerdeydi baban amerika? nerdeydi kopenhagının kriterleri? haniydi insan hakları mahkemeleri?!

bu milletin kardeşlerini kesenleri görmemezlikten gelenler; yarın öbürgün bu milletin başına bir şey geldiğinde yardımına mı koşacaklar sanırsın? apoyu kim sakladı, pkk yı kim eğitti, pkk ya kim silah verdi; gerizekalı!

bu memlekette zorunlu askerlik uygulaması zorunludur! bunu görmeyen, görmezlikten gelen, bile bile sırf psikolojik savaşta amerikanın köpekliğini, pkk nın itliğini yapmak için eleştiren şerefsizin önde gidenidir.

bunları yapanları bu millet unutmamalıdır. bunları yapanların isminin altı kalın bir kalemle çizilmeli; hangi bayrağa hizmet ediyor belirlenmeli ve zamanı gelince o hizmet ettikleri bayraklar direkleriyle beraber kendilerine en möhkem yerden icazet edilmelidir. aksi düşünülemez.
askerdeyken bir üsteğmenin ' burası askeriye, üniversite değil. bu kadar şikayet etmeye hakkınız yok. gelmeseydiniz arkadaşım, zorlamı getirdik sizi buraya !! ' demesiyle aslında türkiyede zorunlu askerliğin olmadığını, isteyerek gidildiğini öğrenmiştik. ilk başta garipsemiştik ama askerlik şubesinde askere gidebilmek için o kadar çaba sarfettiğimiz anlar aklımıza gelince ' hakkaten lan, biz isteyerek geldik galiba ' demeye başladık. ee bide boru değil, koca üsteğmen zorlamı getirdik sizi dedi. demekki istemeyenler gelmiyor. vardır bir bildiği dedik, uygun adım yürümeye devam ettik.
dünyayı yöneten, en modernize silahları kullanan, paralı askerlik sisteminin geçerli olduğu ve nüfusu 250 milyonu aşmış bir ABD'nin bile yaklaşık 2 milyon (belki daha da azdır) askeri varken, 73 milyonluk nüfusa sahip ve yüzölçümü sadece ABD'nin Texas eyaleti kadar olan Türkiye'nin 650 bin küsür askeri silah altında bulundurması ironisinin altında yatan temel nedendir.
adı üzerinde zorunludur.

"sebebi ne olursa olsun insan öldürmeme" hakkı bütün insanların ise eğer, PKK lav edilir. o zaman güvenlik seviyemiz arttığı için zorunlu askerlik kademeli olarak kalkar. he sen "sebebi ne olursa olsun insan öldürmeme" hakkını savunurken bazı teröristler "yaşama hakkı"mızı elimizden almaya çalışırsa (insan hakları evrensel bildirgesi Madde 3: Herkesin yaşama hakkı ile kişi özgürlüğü ve güvenliğine hakkı vardır.) zorunlu olarak kalmaya devam eder.

not: bu entry türkiye cumhuriyeti içerisinde bulunan bir sitede yayınlandığı için adı geçen demokratik ülkenin "türkiye" olduğu varsayılarak yazılmıştır.
(bkz: vicdani ret/@ogasi)
kıçını her döndüğünde pandik yeme olasılığı bulunan, 4 tarafında da tek bir dostu olmayan, 3 kıtanın ortasında kalmış, yüzyıllardır onlarca milletin ağzının suyunu akıtmış coğrafyalara kurulmuş bir devletin uygulaması gereken kuraldır. lakin mantığına uygun yapılmalıdır. elektrik elektronik mühendisleri kumandadan sorumlu tutulmamalıdır. üniversiteden yeni mezun olmuş tazecik beyinler köreltilmemelidir.
vatandaşın öküz olarak hayatını sürdürmesi için, militarist bir fanatik olarak yaşamını sürdürmesi için gereklidir.

yok hümanist bireyler yetiştirirsek bizi yönetenleri 2 aya kalmaz denize dökeriz, ondan dolayı türkler askere gitmek zorundadırlar.

önce ölüm makinası olup sonra sosyal hayata alışmalı arada bazıları kafayı yemelidirler ki yukardakilere problem yaratmasınlar.

üstünden para kazanıp ölüsünden de sömürü yapılarak devamlılığı sağlanan savaşa katılmalıdır türkler ki birilerinin cebi para görsün.

milliyetçi bünyeler yaratarak onları doğrudan para babası, dünyayı yöneten ailelerin hizmetine sokmalı ve karşı olduğunu söyledikleri bu kesimlerin emrinde moronlaştırarak bu insanlar da devre dışı bırakılmalı ki ülkeyi yönetmek daha kolay olsun.

son olarak toplumun genel ahlakını korumak, çocukların sağlıklı ruhsal gelişimini sağlamak için savaşa ve militarist düzene ihtiyaç vardır. bu düzen sağlanmazsa sözünü ettiğim ailelere* alenen bir tarafımızı dönmemiz gerekir ki bu çocukların ruhsal gelişimini olumsuz etkiler.

savaş bu aileler bizi öperken battaniye görevi görmektedir.
saçmadır. evet tek kelimeyle ifadesi bu. 600 bin boş kalabalık besliyor şu an bu ülke. profosyönel 200 bin askerimiz olsa çok daha güçlü bir ordumuz olur. pkk imiş, ayaklanmaymış 200 bin asker diyoruz burda kardeşim. sen bolu'da denizli'de tümen tümen asker besleyeceğine git doğuya 5 tane casus uçağı koy termal kameraları artır ülkeyi daha iyi savunursun. haa ya büyük bir devletle savaşırsak? kusura bakmayın da kazmayla kürekle savaş kazanma devri biteli baya oldu. hatay'a koysak kıbrısa yetişecek füzemiz yok. sen boş askerlik yapan adamları besleyeceğine git silah teknolojini geliştir kat ve kat daha faydalı sana. adam 5000 km den nokta atışlı füze yolluyor düzenli askeri birliğin olsa ne olacak? açık söylüyorum bugün rusya ya da amerika ile bir savaşa başlasak en geç 12 saatte donanmamız yok olur 3 gün içerisinde de hava gücümüz. e bu ikisi gidince de yaya düzenli birlikler hiçbir işe yaramaz mecbur dağıtıp gerilla savaşına başlamak zorunda kalırız. ha sonra ne olur bilmem ama sonuçta demek istediğim düzenli bir kalabalık hiçbir işe yaramaz. gerilla savaşına başlayınca da 6 aylık veya bir senelik askerlikle sen ben hiçbir şey yapamayız. gerilla savaşı düzenli savaştan daha zordur onun için daha yüksek eğitimli asker lazım. yani 200.000 tane profosyenel asker çok daha mantıklı. ayrıca boşa harcanan bütçe de savunma teknolojisine kaydırılırsa gerilla savaşına bile gerek kalmaz zaten savunuruz. gelelim ekonomi boyutuna. profosyenel ordu çok masraflıymış adamlara maaş vermek gerekiyormuş. açık söyleyim sadece askeriyede israf edilen yemek parasıyla tüm ordunun maaşını verirsin. ayrıca bu 2000000 insanın iş bulması anlamına geliyor ki istihdamın ekonomiye kazancını tahmin edemeyiz bile. doktoru mühendisi şunu bunu en az 6 ay iş gücünden mahrum kalıyor orda. zaten senin elinde kaç tane nitelikli beyin var ki bir de bunları kariyerlerinin en başında 1 sene iş gücünden mahrum bırakıyorsun? al sana ekonomiye bir zarar daha. hala 20 kilometrede bir depo benzin harcayan 2. dünya savaşından kalma kamyonları kullanıyoruz. boş asker beslemektense bunları yenilesek yine yeter. sen adamları maaşlı çalıştırırsan giderler aşağı yukarı tahmin edilebilir. şimdi devasal bir bütçe var, teknolojimiz hiç gelişmiyor ve o para da nereye gittiği bilinmeden tükeniyor. bunu kontrol altına alırsın al sana ekonomiye bir kazanç daha. benim babam da devlet memuru bir binbaşı da. ancak babamın kendi arkadaşlarına mahsus gazinosu, hizmet eden uşakları, annemi taşıyan özel bir yaveri yok ama o binbaşının var. ben şimdi askere gidip gazinoda çay servisi yapınca vatana millet hizmet etmiş olmayacağım. hiçkimse bir generalin karısının kuaförlüğünü yapmak için 1 buçuk yıl özgürlüğünden mahrum bırakılamaz. sonuçta onlar da bir memur ve diğer memurların özlük hakkı neyse onla sınırlanmalı. ilker paşa'mız diyor ya sadece %65 i karşılıyor diye. çay servisi yavaş oluyor herhalde. askerin tek görevi vardır o da silahla. askerimizin yüzde kaçı gerçek yapması gerekeni yapıyormuş onu söylesin ilker paşa önce sonra belirleriz ihtiyacı. bakın kesinlikle ''ay savaş olmasın, yok dünya barışı, yok kardeşlik, yok savaşmayın sevişin'' diyen pembe romantiklerden değilim. antimilitarist hiç değilim. hatta ordumuzun güçlü olmasını benden çok kimse isteyemez bile. ancak zorunlu askerlikle ordu güçlü olmuyor. hatta şu an ordumuzun teknolojik açıdan geriliğinden ben utanıyorum açıkcası. o aklı sıra milliyetçi geçinerek zorunlu askerlik lazım yok şöyle düşmanımız var böyle düşmanımız var diyenler bilmeden cahilce hem içerdeki eski devlet bizim içindir diyen bozulmuş yeniçeri mantığını taşıyan cunta kesmine hizmet ediyorlar hem de türkiye'yi güçsüz bırakmaya çalışan gerçek düşmanlarımıza. evet ben de savunuyorum güçlü ordu güçlü türkiye'yi ama sizin dediğiniz gibi değil.
''Siz savaşla ilgilenmeye bilirsiniz ama savaş sizinle kesinlikle ilgilenecektir.'' düşünürün dediği gibi

ne kadar güçlü ordu o kadar belayı başınızdan def eder.

her türk asker doğar ve bu bilinçle yaşar , demokrasi ve insan hakları dediğiniz kavram işgalci yunan , ingiliz veya herhangi bir ülke bayrağı altında hiç yaşanamayacağından militarist yanım bu konuya kızıyor ve sövüyor.

Şunu eleştire biliriz neden ekonomik gücümüz amerikadaki gibi gönüllü ve paralı bir ordu kurmaya yetmiyor o zamanda devreye askerlik dğil ekonomi giriyor işte asıl tartışılması gereken konu budur , kısacası demokratik bir ülkede zorunlu askerlik uygulanmasının mecbur olma sebebi ekonomiktir dedğim giriştir.
(bkz: (#6485150)) militan demokrasi.
demokratik açılım konularını gündeme getirmek için uğraşan kişilerin( açılımı hükümetten isteyen, ülkemize geldiklerinde kendilerini sözde kahraman ilan eden) günümüzde halen zorunlu askerlik uygulamasına neden olduğu gözler önündedir.
demokratik bir ülke olarak demkrasiden ne anlıyoruz sorusuyla başlamak daha doğru olur. demokratik bir ülkeden ne anlıyoruz kitlelerin tiranlığımı yoksa kitlelerin birlikte yaşamasını mı? buradan hareket ederek demeokratik bir ülke larak elimizdeki türkiye örneğinden yola çıktığımızda önümüze çıkan hakim görüşlere bakalım. bir ulusalcı derki bu halk bilinçsizdir bunları yönetmek gerekir. bir sağcı(geniş bir yelpaze fakat biz bunu sokakta gördüklerimiz olarak yorumlayalım) der ki yok bu milletten adam olmaz bize bir önder gerek. eh son olarakta olmayan solculara değinirsek onlarda demokrasi insanın kendini var edebildiği alandır diye kısaca özetleyelim. fakat şunu da eklemek isterim bu çok genel geçer bir sınıflamadır sonra vay efendim hiç bu bu bunu der mi falan demeyin zira bende kısaca üstünden geçtim. neyse sonuç olarak deokrasi algısının farklılıklarına dikkat çekmek istemiştim. demokrasi algısının bu farklılıkları içinde değerlendirdiğimizde demeokratik bir ülkede zorunlu askerlik uygulaması olur mu ya o ortaçağda kaldı angaryadır dersin. tekrar türkiyeye dönersek anayasa angaryayı yasaklamıştır. ama bol çekinceli bol istisnalı 82 anayasamız der ki askerlik hariç. ama biz demokratik bir hukuk devletiyiz. evet demokratiğiz ama bizim demokrasimiz nedir onu bilmeliyiz demokratik bir ülkede de demokratik olmayan bir ülkede de zorunlu askerlik olabilir. çünkü zorunlu askerlik devlete faydalıdır millete faydalı mı orası da tartışılır. velhasıl kelam biz demokrat oldukça bizi askere alan çok olur.
almanya, belçika, hollanda ve norveç gibi demokratik kabul edilen ülkelerde vatandaşa bunun yerine sosyal hizmette bulunma alternatifi sunulur. yaşlılara yardım etme, kimsesizlerin bakımı vs. gibi. yani ille de adamın eline silahı tutuşturup, subay-astsubay sınıfına köle yapmazlar. türkiye, rusya, suriye gibi demokrasi anlayışı tartışılan ülkelerdeki gibi "zorunlu askerlik" söz konusu değildir. kafa bulanmamalıdır.

hadi seni kırmayalım, farz edelim ki bütün avrupa birliği'nde 6-15 ay "zorunlu askerlik" olsun; ben sana hak, özgürlük, demokrasi, tercih diyorum. sen bana bak bunlar böyle yapıyo, biz niye böyle yapalım diyosun. en yakın arkadaşın köprüden atlasa, sen de mi atacan kendini?

atatürk nasıldı? kadına seçme hakkını isviçre, ingiltere gibi ülkelerden önce verdi. "medeni ülkeler böyle, bırak hacı" diye yobaz gibi davranmadı. sen de öncü ol, atanı örnek al. demokrasinin, medeniyetin gerekliliklerini diğerlerinden önce hayata geçir. ilkokul çocuğu gibi "ama örtmenim, sınıf başkanı da tırnaklarını kesmemiş" diye zırlama.
vatan anadır bayrak atan; ha bir damla gözyaşı, ha bir avuç toprak...

insan hiç annesine olan görevlerinden kaçar mı?

insan hiç annesinin karıştığı bir kavgada hmm anne sen haksızsın deyip onu eleştirerek sırtını döner mi?

şimdiki laflarım sana evet sana sesleniyorum bu başlığı açarak insanların yüreğine nifak tohumu atan andaval

unutma ki sen şu an sıcak evinde bilgisayar başında özgürce yaşamını sürdürebiliyorsan o eleştirdiğin asker ocağındaki

evlatların kanlarının hakkı var. git ve annene şöyle söyle:"anne ben askerliğe karşıyım". onun bir cevabını duy da

kendine gel.
bir kere, devletin seni dış düşmanlara karşı korumasının bir bedeli vardır, bunu ödeyeceksin. mesele bu bedelin ne olduğudur. avrupa'da zorunlu askerlik yok, ama adamların askeri gücü dünyada abd'yle beraber liderlik konumunda. demek ki mesele neymiş? onu da sen bul, ben söylemeyeyim.
adam yeni mezun muhendıstir doktordur en verimli çağında alırlar sonra yetenekleri körelene kadar bırakmazlar hiç adaletli olmaması yanısıra 2 yıl okumuş polisler yapmaz .
türkiye'yi cidden demokratik bir ülke sanan saf kardeşlerimizin şaşırdıkları uygulamadır..
diken tarlasında "istikamet sağınız dağılın marş marş" komutunu duymamış kişi söylemidir. bu komutu duyunca görecek demokrasiyi daha görmedi.
saçmalığında ötesinde bir konudur. insanların en verimli 15 aylarını boş yere harcamasıdır . hatta ve hatta çıkar savaşları sonucu ölmeleridir. demokratik bir ülkede zorunlu askerlik olması saçmalıktır. zorunlu askerlik kalkınca gençlerimizin mutlu olacakları yadsınamaz bir gerçektir.
tsk daki butce hic bir yerde yok. Her seyi her imkani saglayabilir istese! Ama gel kor ki oyle degil.. Garibanlarimiz ,kardeslerimiz can veriyor.. Allah sabir versin!