bugün

son reklamı ile memleketin halini gözler önüne seren bir türkiye gazetesidir.
yıllarca komünist damgası yedikten sonra sırf karalamak için eregenekon gibi uydurma çeteyle alakası kurulan gazete.
akıl var göz var nizam var söylediklerinize kendiniz inanıyormusunuz ey nakit gazetesi okurları.

tehlikenin farkında olanların okuduğu; kendisi tehlike olanların camur attığı gazete.
bu gazeteyi bazı kızlarımız defter-kitap taşırmış gibi taşırlar.
tarih 102 derslerinde ogretim gorevlisine yalakalik yapmak icin, en ufak ilgisi bile olmayan ogrenciler tarafindan sira uzerine gelisi-guzel birakilarak "siyasi simge" seklinde kullanilan gazete.. *
türkiye'de içerik olarak en zengin gazetedir.sibel can'ın selülitleri yoktur belki cemaat evlerinde yemek yerkende yere serilmez ama sağlam gazetedir kendileri kimseyi zorla üye yapmazlar.
okumaktan zevk aldığım, diğer gazeteler gibi yarısından fazlası reklam olmayan, okuduğunuzda doğru mantık yürütebileceğiniz gazetedir.
türkiyede tehlike içinde olan yönetim biçimi.
başyazarı ergenekon davasından dolayı gözaltına alınan, bahçesine bomba atanları dinci terörist diye suçlayıp tehlikenin farkında mısınız edebiyatı yaparken bombacı militanların ergenekoncu çıkması üzerine olay sanki hiç olmamış gibi davranayı yeğleyen ve ergenekon ile ilgili haberleri genelde es geçen ihtiyar gazete.
bahçesine bomba atanların 17 mayıs 2006 danıştay saldırısını gerçekleştirdiği ve bu sebeple dinci terörist olduğu kabak çiçeği gibi ortaya çıkan gazete (bkz: alparslan aslan).
bugün ilhan selçuk un penceresine hiç bir yazı yazmadan boş bırakan ve manşeti "susturamıyacaklar" olan süper gazete.
not: sadece destek olmak için aldım yalnız fiyatı 0,75 kuruş ve 0,50 hürriyetin yaklaşık 4 te biri kadar sayfa sayısı var.
çoğunlukla cumhuriyet tarihinin ilk dönemlerini görmüş ihtiyarlaca okunan gazete.
türkiye'de okunabilecek tek gazete.
atamdan kalan en büyük biraslardan biri ve ne yazık ki seçilmişler ve bu yobaz seçilmişler tarafından atanan diğer yobazlar sayesinde, "love, im so different then before" şarkısını söylüyor kendisi. özlüyorum seni atamın cumhuriyeti!
hukukun üstünlügünü görerek, ezberi şaşmış gazete.
ismini atatürk'ün verdiği tek gazete...
kemalist oligarşinin ve onlara piyon olan aldanmışların atgözlüklü; millet ve demokrasi uzağı kendini beğenmiş yazarlarla dolu gazetesi.
sanırım yarınki manşeti "türkiye ayakta" olacakmış. bugunlerde tiraj patlaması yaşıyor olmalı.
#3180187
tiraj patlaması yaşayan gazete.
pazartesi günü 250 bin basılacakmış yamulmuyorsam...
bazı çevrelerce hedef haline getirilmiş ve sonucunda şişli de bulunan binasına molotof kokteyli ile saldırılmış gazete. daha bu cesaretle neler neler olacak bakalım. bu cesaret konusunda bir hafıza taraması yapacak olursak danıştay saldırısını gerçekleştirip müebbet hapse çaptırılanlar türkiye cumhuriyeti sınırları dahilinde şeriat istemlerini açık açık dile getirmişlerdi. ama önemli olan nokta bunu kimden istedikleri; başbakanım ve cumhurbaşkanım diye hitap ettikleri kişilerden. akabinde de genelkurmay başkanını adeta tehdit etmişlerdi. ve onların sahip oldukları cesaret ile bu gündemde cumhuriyet gazetesine saldıranların cesareti birbirinden farklı değil.
Atilla ilhan yazıları özlenen gazetedir.

(bkz: Allah rahmet eylesin)
ufacık küçücüktüm, içi dolu turşucuktum; o zamanlar babam her zamanki gibi "cumhuriyet gazetesi" alırdı mütemadiyen eve. orta okul çağlarımdı, her gün sanki okuyacak mışım gibi babam akşamları işten eve döndüğünde gazeteyi bana uzatır, "al oğlum sana gazete aldım" derdi. çok saçma gelirdi ilkin, sevinirdim yine de, "bana aldığı için", zira babam çok hediye almazdı bize.

"oku" demezdi, sadece her akşam gelir ve gazeteyi bana verirdi aynı şeyi söyleyerek. yapmacık da olsa saygı göstermeyi öğrendik biz, ondandır okuyormuş gibi yapmalarım ilk başlarda; bir de gazetenin yanında ince, ilginç kitaplar getirirdi, nereden bilebilirdim; "cumhuriyet gazetesi yayınları"nın, geleceğimdeki kütüphanemin yapıtaşlarını oluşturacağını...

zaman geçti, ben her gün gazetelere ve kitaplara mal mal bakıyordum hala, ama seviyordum kitapları okumasam da, biriktiriyordum hepsini, bir de gazetenin "bilim teknik" dergilerini.. sonra gün oldu, haber başlıkları dikkatimi çekti, "faşizm" hakkında bir yazı yazıyordu, her konuda olduğu gibi merak edip babama sordum;

-baba faşizm ne demek?
+yönetimin bütün halkın değil de, sadece kendi etrafında toplanan zümrenin çıkarlarını gözetmesidir oğlum...

bu tanımlamayı hiç unutmadım, kelimesi kelimesine, hatta babamdan duyduktan sonra hiçbir sozluğe ya da lügata bile bakma ihtiyacı hissetmedim, babamdı o benim... her şeyi bilen kahramanımdı...

işte o gün iktidara gelen bütün partilerin "faşist" olduğunu kavradım... tıpkı günümüz türkiyesindeki akp iktidarı gibi...

"bütün halkın değil de, kendi etrafındaki insanların çıkarlarını gözetmek..."

akp başa geçtiği iki dönemden beri, belediye ihaleleriyle olsun, üçüncü şahıs üzerinden ticari adımlarıyla olsun, dalavereyle, düzenbazlıkla olsun, her şekilde kendi etrafındaki insanların ceplerini fazlasıyla doldurdu...

diğer hükümetler farklısını mı yaptı? hayır, fakat akp bunu başta daha uzun süre kalarak daha çok yaptı... bu da yetmiyormuş gibi rejimi tehlikeye soktu, halkı ikiye böldü, huzuru bozdu... ve bir üfürümlük aklı olan memleketim insanların akıllarını, akıllara zarar palavra ve yalanlarla doldurarak ortalığı günlük gülistanlık gösterdi..

liseye geçtiğimde artık her gün haber başlıklarını -olsun- okuyordum, derken bir anda köşe yazarlarını takip eder oldum, "ilhan selçuk" u, "mustafa balbay" ı, "cüneyt arcayürek" i, "ali sirmen" i, "attila ilhan" ı...

belki o zamanlar cumhuriyet gazetesini, o ince kitapları ve en önemlisi babamın aslında ne demek istediğini anlamıyordum, ama şimdi anlıyorum...

ve kim ne der, nasıl düşünürse düşünsün, sık sık kendini tekrarlayan yazarlara sahip olsa da -ki bunun nedeni cumhuriyetin kurulmasından beri hala birşeyleri bazı insanların anlayamamış olmasıdır- cumhuriyet gazetesi; bu ülkedeki en kaliteli gazetelerden biridir...
(bkz: cumhuriyet gazetesi reklam müziği)
bir gazeteden öteye bir psikolojik durumu, bir hayat tarzını, garip ve gizemli bir özgüveni temsil eder. cumhuriyet okuyan kişinin göğsü diktir, gazeteyi cebine koyar, fakat "cumhuriyet" logosunun gözükmesi lazımdır. cumhuriyet'i okumak, "tehlikenin farkında mısınız" sloganından da anlayabileceği gibi kendi kavrayışlarının en üst düzeyde olduğunu, tehlikeleri ve gelecekte olanları en iyi kendilerinin bildiğini zannetme; herkesi mutlak gerçeğin bilgisiyle devlet zoruyla da olsa ışıl ışıl "aydınlatılması" gerektiğinin meşru görülmesi durumudur.
internet sitesine para verilmeden girilemeyen gazete.