kendini kontrol edememe durumu,genelde sonunda hep pişman olunan durum
(bkz: cinnet getirmek)
başrolünde jack nicholson'un döktürdüğü, gelmiş geçmiş en büyük yönetmen stanley kubrick'in yönettiği, tüm zamanların en iyi korku-gerilim filminin türkçe'ye çevrilmiş adı.
(bkz: istem dışı olay)
öğrencilerin final zamanları yaklaşık bu saatlerde "artık pes" deyip bir yandan hocalara küfrederken bir yandan da sıcacık yatağına girmek için sabırsızlandığı anda gece boyunca uyku açmak için içeilen sert kahvelerin de etkisiyle geçirdikleri sinir krizi durumu.
cin-net şekline getirilmek suretiyle internet kafe ismi yapılmışlığı vardır.
-abla sen zahmet etme.. bizim çocuk getirir.
(bkz: the shining)
Dondurmam Gaymak filminin unutulmaz repliğinin öznesidir. (bkz: şerefsizim bi cinnet herşeyi halleder)
gece,

bir mezar var etrafındaki yüzlercesinin arasında.
bir mezarlık, zamanında semtin dışında iken, tam göbeğinde kalmış şimdi.
bir mezar var nispeten yeni.. yağmur yağıyor ve emiyor o mezarın toprağı yağan, ağan suyu..

soğukta soğudukça soğuyan taşlar ile çevrelenmiş, soğuk suları çeken kendine, soğuk topraklı..

hemen yanından geçen yolun karşısında bir eğlence yeri var. kadınlar ve erkekler eğleniyorlar. müzik var.. ne tuhaf bazen..

onun önündeki midye dolmacı çocuk, yenmiş midyelerin kabuklarını birbiri ardına dizip tepsisinin boş yerinde, bir oyun oynuyor.

kaldırım taşı çizgilerine basmadan yürüyen birbirlerinden habersiz bir kaçı, daha farkında olmadıkları bir ur büyütüyor içlerinde, sonra öğrenecekleri.

taşrada bir baba, ergen kızının yatağına sokuluyor, şehvetten dönmüş gözleri ile.

bir diğeri en küçük oğluna veriyor öldürme görevini, yine kızının sevdiği ya da sevmediği ile yaşadığı utançtan kurtarması için aileyi.

aynı anda yüzmilyonlarca insan, hırıltılı sevişmeler ile dünyanın dört bir yanında.

{otobüs durağındaki kadın neden bazı sözcüklerin bir arada ya da ayrı yazılması gerektiğini, bu kadar önemseyişini anlamadığını düşünürken.}

ve dünya,

el ayak çekildiğinde, gece de.. ve hep..

bir öküzün boynuzları üzerinde duruyordu..

ve o mezarın toprağı

doyduğu soğuk yağmur suyunu, başlamıştı işte akıtmaya..

henüz çürümesini tamamlamamış cesedin üzerine..

cennet..!?
--spoiler--
http://www.cinnet.org
--spoiler--
cahit sıtkı delilere selam şiirinde şöyle der :
"çok daha ferah olmalıdır
cinnet dedikleri o cennet,
akıl zindanlarımızdan.."
ne zaman geleceği bilinmeyen , neler yaptıracağı belli olmayan...
geçirmeden, geçiriyormuş gibi yapmayı da bir denemeli aslında.

ah şu türkçe.
geçirince acayip şeylerin oryata çıkabileceği eylemdir.**
bazen bir bulldozer alıp, tepeden tırnağa zırh kaplayarak bu el yapımı tankla sokaklarda dehşet saçmaktır.

http://www.youtube.com/watch?v=qlZh9-NQEyI
cinnet mustatili. necip fazılın bir eseri.
insanin içine girdiği zaman, gözünün hiçbirşeyi görmediği ruh hali. *
(bkz: bir cinnet herşeyi halleder şerefsizim) *
bazen taklidini yapıp da şirket yönetimindekilere kafa atmak isteği uyandıran özenilesi an.
bir harf nelere kadir sozluk.
cinnet nere cennet nere.
başlangıcı şöyle olsa gerek,

#5900536
Asur-Babil mitolojisinde, vücuduna giren cinlerin neden olduğu hastalık olarak nitelendirilir.
gecirmemek için coğu zaman kendinizi zor tuttuğunuz şey.
GELiYORUM DEMEZ.
bir şahan gökbakar skecine konu olmuş filmin türkçesidir. ( eskiden yani balkonlarda sevişmeden, porsche almadan önce )

- ya jack nicholson'un ''the shining''deki hallerine ne demeli?
- adam baltaynan kapı kırdı, delirdi adam.
- bizimki de oyunculuk, hırsız var türk işi ekşın dışın dışın yaa.