bugün

--spoiler--
-bay rick bizimle bir şeyler içer mi?
-hayır, o asla müşterileriyle içmez.
-ama ben amsterdam'ın en büyük ikinci bankasının sahibiyim.
-amsterdam'ın en büyük bankasının sahibi şu anda bizde tatlı ustası olarak çalışıyor beyefendi...
--spoiler--
bir daha çal samrepliği ile efsaneleşen film.
fas'ta bir şehir.

ayrıca başrollerini ingrid bergman ve humphrey bogartın paylaştığı 1942 yapımı film.
(bkz: kasap lanka)* *
türk aşk filmlerinde hep posteri bulunan efsane film.
--spoiler--
sen ne duygusal adamsın rick amca
--spoiler--
bertie hingis'in muhteşem şarkısı.
-sam
casablanca'da aralık 1941 ise new york'da saat kaçtır?
-benim saatim durmuş
-new york'da mutlaka uyuyorlardır.
bütün amerika uyuyordur.
ingrid bergman ın buğulu bakışlarının etkisi altında kalınan filmdir bu film aynı zamanda.
as time goes by kadar film icinde victor laszlo onderliginde rick in yerinde soylenen la marseillaise ile de anımsanan filmdir. fransızlar, bu sahnede sarki soyleyen almanların sesini milli marslrini soyleyerek bastirirlar.
gözün aydın olsun güzelim cümlesini unutulmaz film replikleri arasına sokmuştur.
play it, once sam!
play it sam! play it!

gibi cumlelerin geçtiği lakin kesinlikle play it again sam ifadesinin yer almadığı öküz gibi güzel film.
"Louis, I think this is the beginning of a beautiful friendship."
"Louis, sanırım bu güzel bir arkadaşlığın başlangıcı"

repliği ile sona eren efsane filmdir. bu replik, en az as time goes by kadar unlu olup bu filmle ozdeslesmistir.
rick abimizin, ilsa yengemize "evlat" şeklinde hitap etmesiyle, manitaya yaklaşım hususunda önemli bilgiler veren güzel film.
(bkz: Rick in yeri)
1942 yılı yapımı siyah beyaz film. başlarda çok fazla tat vermez, olaylar biraz daha karıştı mı oturduğunuz yerde doğrulursunuz. çok fazla diyalog geçer. özellikle fransız, alman ve fas aksanlı ingilizceler duyulmaya değer. şampanyalar havada uçuşur. sanki bugünkü mad men böylesi bir senaryodan çıkmış gibi.
--spoiler--
filmdeki zenci piyanist, aile dostu görünümündeki Sam'de fenomen olmuştur resmen. hatta öyle kilit rollerde oynamıştır ki, bütün senaryonun üstüne kurulduğu mektup hikayesi, Sam'in piyanosundan çıkar, Rick'in yeri Sam'e kalır.
--spoiler--
ingrid bergman a hayranlık sebebi filmdir de, bu kadın insanı siyah beyazken bile ekrana mıhlar.
ingrid bergman'a bakmaktan ayrıntıları* kaçırabileceğiniz filmdir, bir daha izleyiniz.
film arşivimde çokta özel bir yer tutmayan 1942 yapımı; en iyi film, senaryo ve yönetmen dallarında oscar almış film.

yalnız başrolde ki karizmatik adamın, aşkından vazgeçmesi filmin en vurucu sahnesidir.
"here's looking at you kid" repliğiyle akıllara kazınılacak tarihin en iyi filmlerinden birisi. amerikan film enstitüsü'nün en iyi senaryolar dalında birinci sıraya koyduğu film. izledikten sonra hep sigaramı kibritle yakarım, kimse humprey bogart kadar sigarayı karizma yakamaz tabi. ilginç bir anektot ise hugh hefner'ın en sevdiği filmdir kendileri.
atilla dorsayın öve öve bitiremediği film.
mevzu bahis sevip de kavuşamamaksa -ki kızın sevgisi şüpheli- * birçok yeşilçam filmi daha duygulandırır insanı. casablanca güzel mi? güzel. ama yeşilçama gülenlerin bu filmi övmesi gerçekten komiktir. hakkını yemeyelim ''here's looking at you kid'' repliği akıllarda kalır olmuş.
afrikanın batı kıyısında cebelitarık boğazından iki tık aşağıda olan fas'ın bir şehri.
fasın parisidir diyebiliriz.casablanca filmi ise izlediğim en güzel aşk filmidir.bu ne be böyle eski bir film kesin bok gibidir gibi bir önyargı taşırken film beni çok pis göt etmiş ve kendisine hayran bırakmıştır.