bugün

(bkz: siyasal kavramı)
hukuçu ve alman düşünürdür. nazi iktidarının baş hukukçusu unvanına sahip biridir.
Bir ulusta, siyaset olabilmesi için süreklilik halinde bir "iç ya da dış düşman" olması gerekliliği üzerine tespitleriyle, dünya siyaseti ve dünyanın bugünkü halini almasındaki büyük etkisi aşikar olan alman düşünür.

Bugün ABD'ni tehdit ettiği varsayılan 'el-kaide' ve diğer terör örgütlerinin, bizzat ABD tarafından bilinçlice oluşturulmasında ve yıllarca muhafaza edilmelerinde, Carl Schmitt'in 'dost-düşman teorisi'nin uygulandığı bilinmektedir.
siyasal denilen kavramın içerisine nelerin girdiğini tartışmaya açan alman düşün adamıdır. toplumu ve siyaseti, biz ve diğerleri üzerinden kurgulayarak güvenlik kavramına büyük önem vermiş ve bu bağlamda devlet aygıtını machiavelli'nin algısına göre tasarlamıştır. schmitt'in eserlerinde içinde yaşadığı alman toplumunun yani weimar cumhuriyetinin izleri derindir. kaosun egemen olduğu dönemde yaşayan schmitt'in düşünceleri hitler'i etkilemiştir.

carl schmitt sadece hitler'i etkilememiş aynı zamanda siyasal yelpazenin solunda yer alan deleuze, derrida gibi isimleri de etkilemiştir.
friends and foes işte bütün mesele bu...
acil ve önemli kararları kim veriyorsa, "iktidar" o'dur. demiştir schmitt.

20. y.y'ın en etkileyici, tartışmalı hukuk bilginlerinden ve siyaset felsefecilerinden biridir. bir çok yazar tarafından "çağımızın hobbes'u" olarak nitelendirilir. hukuk, siyaset bilimi ve sosyal bilimlerin bir çok kavramını yeniden tanımlamış, siyasi ilahiyat ( aynı zamanda kitaplarından birinin adıdır ), siyasi romantizm gibi terimleri dile armağan etmiştir.
Genç Siviller, HSYK Başkanvekili Kadir Özbek'e Mahmut Esat Bozkurt hukuk ödülünü veren istanbul Barosu'na Almanya'da Nazi dönemi hukukçularından Carl Schmitt'ten çelenk gönderdi. "Carl Schmitt - Nurnberg Barosu" yazılı çelenk, Özbek'in ödül aldığı salonu konuldu. böylece genç siviller yine uzun menzilli bir ayar vermiş oldu. tatükocuları ayar manyaüına çeviren genç sivilleri tebrik ediyorum.
kendisi 1.60 boyunda ufacık bir şeydir amma son yüzyılda siyaset felsefesine yaptığı katkıyı kimse yapmamıştır. siyaset dost ve düşmanın çatışmasıdır der.

--spoiler--
-militarist, pasifist, mutlakiyetçi veya liberal herhangi bir devlet kendisinin demokratik olduğunu ifade edebilir.

-Her gerçek demokrasi, yalnızca eşitlere eşit muamele değil, mantığın kaçınılmaz sonucu olarak eşit olmayanlara eşitsiz muamele ilkesi üzerine kuruludur. O halde ilkin türdeşlik, ikinci olarak heterojen olanın -gerektiğinde- elenmesi veya imha edilmesi, demokrasi kavramında içkindir.
--spoiler--
alman siyaset felsefecisi ve hukukçusudur. 1933'te nazi partisine katılan bu abimiz, yahudi yazarlarının kitaplarının yakılması taraftarıydı. hatta daha da ileri giderek alman olmayan, alman karşıtı olan ve yahudi fikirlerinden etkilenerek yazılmış bütün eserlerin yakılması taraftarıydı.
nasyonal sosyalizmin -kimilerine göre faşizmin- babası olan düşünür.
(bkz: siyasette dost düşman ayrımı)
(bkz: olağanüstü hallerde yasa yapan egemendir) gibi -bence haklı- kuramları vardır.

siyasetin toplum ve ekonomiyi şekillendirdiğini düşünmesi, savunması onu makyavelist yapıyor.
ayrıca nasyonal sosyalizmin -faşizmin- almanya'da yeşermesinin nedeni, ekonomiyi devletin denetlemesidir.
Carl Schmitt’e göre Ohal hukukta öngörülemeyecek bir durumdur, ne acil bir
durumun ne de zaruret halinin ne zaman ortaya çıkacağı tam olarak bilinemez ve
aynı zamanda bu durumlarda nelerin ortaya çıkabileceği içeriksel olarak tek tek
sayılamaz. Bundan dolayı da Ohal’de hukuk devleti anlayışına yer olamaz.
Anayasa böyle bir durumda olsa olsa kimin müdahaleye yetkili olduğunu yani
egemen olanı belirleyebilir. Egemen olan hem acil bir durum olup olmadığına
hem de bu durumu engelleyebilmek için neler yapılmasına karar verendir.
Egemen normal durumlarda geçerli olan hukuk düzeninin dışında olmakla beraber
yine de bu düzene aittir; çünkü anayasanın tümüyle askıya alınmasına yetkilidir

Burada Schmitt’in vurgulamak istediği nokta “Egemenin” kim olduğunun
farklılık gösterebileceğidir çünkü Ohal’e karar verecek olan askeri bir bürokrasi,
müteşebbis ruhun hâkimiyeti altındaki özerk bir yapı veya radikal bir parti örgütü
olabilir. Burada belirtilen “Egemen” o anda devletin başındaki başkan,
Cumhurbaşkanı veya Kral olmayabilir burada esas nokta son tahlilde kararı
verecek olan güçtür yani egemendir. Schmitt her düzenin bir karara dayandığını
belirtir ve üzerinde çok kafa yormadan çok açık bir kavrammış gibi algılanan
hukuki düzen kavramının da hukukun bağımsız iki unsurunu içerdiğini belirtir.
Diğer tüm düzenler gibi hukuki düzende bir norma değil bir karara bağlıdır

Schmitt’in Ohal ile ilgili eleştirilerinde anahtar kavram “karar”dır ve hareket
noktası burasıdır. Schmitt’e göre karar kavramından ayrı düşünülemeyecek başka
bir kavram ise istisna mefhumudur; çünkü normal olan hiçbir şeyi kanıtlanamaz
oysa istisna buna oldukça elverişlidir. istisna gerçek hayatın gücüdür ve tekrardan
katılaşmış mekanizmaların kabuğunu kırar. Schmitt, istisna halini hukukla
hukuksuzluk arasındaki sınırda yer alan bir olası durumu kavramlaştırmak için
kullanır. Siyasal birliği tekrar kurmak adına hukuku askıya alan siyaset de gösterir
ki hukuk ve düzen aynı şey değildir. Yazara göre istisnai durumun birer nişanesi
olan olağanüstü tedbirler politik olayların birer sonucu ise bunu hukuk
perspektifinden anlamak güçtür. istisna durum bizzat kendisinin yasal formudur
bundan dolayı da hukuk’un hayata girmesi de esasında istisnai durum
sayesindedir. Ona göre hukuk’un kendini askıya alması hayat içinde cereyan
ediyorsa, o halde istisnai durum insanın hukukla ilişkiye girmesinin eşiğidir.

(bkz: Olağanüstü hal uygulaması ve teorik temelleri Muhammed Behçet).
CARL SCHMıTT ''Siyasi düşünceler ve önseziler, hem kuramsal hem de pratik açıdan dostla düşmanı ayırt edebildiğini kanıtlamıştır.'' der. Aynı zamanda CARL SCHMıTT ''Politikanın yüksek noktaları, aynı anda düşmanın somut bir açıklıkla düşman olarak tanımladığı zamanlardır.'' der.