bugün

belçika 'nın bir sehri, dantelleriyle ünlüdür.
kapatılan nehir yolları nedeniyle sanayi devriminin uğramadığı - orta çağın hissedilebileceği belçika şehri..
çok küçüktür, yürüyerek dolaşılabilinir..
yolları dardır.. bmw z3 gibi bir arabayla gezilmesi tavsiye olunur...
'kuzeyin venedigi' olarak adlandırılan şirin mi şirin belçika şehri. belcikanın kuzeybatı tarafında yer almaktadır. sehirde 2 kilise kulesi ve stadyum direkleri! dısında yuksek yapı yoktur. 2-3 katlı tipik flaman evleri ile donanmıstır, sehrin dıs kesimlerinde nispeten daha modern yapılar gorulebilir. ayrıca sehrin ortasında dikilmiş cirkin kırmızı bir bina var sanırım kultur merkezi olarak kullanılmakta ama bruj'e yakısmıyor kendileri. neyse. bruj hakikaten buyuleyici, ruya gibi bir sehir. ortalıkta dolanan cekik gozlu turistler olmasa orta caga dustum diyebilirsiniz. sessiz, sakin, rahat ve huzur dolu bir sehir. dar yollar, kopruler ve eski (veya eski gorunumlu) evler muhtesem bir butunluk içinde. venedik denince aklınıza gelen kanallar ve bunların nerdeyse içinden yukselen evler burada da yogunlukla bulunmakta. gondol yok ama sehirde fayton turları yaptırılıyor, ilgi cekici olabilir. sehri bisikletle dolasmak mantıklı ve zevkli bir iş olacaktır. uygun fiyata bisiklet kiralayabilirsiniz, yarım gun tum sehri dolasmak için yeterli. meshur belcika biralarından ziyadesiyle nasiplenebilirsiniz. ucuz ve lezzetli yemek yiyebileceginiz restoranlar var. konaklama da diger belcika sehirlerine gore uygun. interrailciler için 2 gecelik durak olabilir. trenle 10 dakika mesafedeki oostende veya knokke'ye gunubirlik gidip denizin tadını cıkarabilirsiniz (tabi musait hava bulursanız). sonuc olarak guzel memleket. o tarafa yolunuz duserse (belcika, hollanda vs.) ugramadan gecmeyin derim.
peri masali havasina sahip $ehir. yani boyle bi hava estiriyor mevcut binalar. hatta yeni yapilar bile eskisini aratmayacak guzellikte in$a ediliyor. meydaninda faytonlar, masal gibi yerler, kugular, cikolata. herhalde tek falsosu havasidir, temmuz ortasinda saatlerce suren yagmura hazirlikli olmak gerekiyor.

interrailcilerin de planlarina dahil etmesi gerekir, hosteller ucuz ve guzeldir. ozellikle "bauhaus international youth hostel" tavsiye edilir. ucuz, guzel, temiz ve guvenlidir. bira tester ve indirim kuponlarindan da faydalanabilirsiniz.
Belçika'nın belkide en tarihi en güzel şehirlerinden birisidir. Flaman ağırlıkta olan bir şehirdir. Ufak olması münasebetiyle yaya olarak ve kanallarla dolu olması nedeniylede sandal keyfi ile dolaşılması zevk veren şehri. Şehrin her noktası tarihi olduğu için özel bir nokta ve gezilecek yere ihtiyaç duyulmaz. Belçika'nın dünyaca ünlü çikolatalarınında bir kısmının üretildiği yerdir. Ayrıca yüzlerce çeşit tatta üretilen küçük çaptaki tarihi bira fabrikalarıda şehrin ilgi çeken mekanlarının arasındadır. Özellikle ülkemizde en fazla bilinen yönü ise futbol takımı olan Club Brugge. Briksel'e tren mesafesiyle yaklaşık olarak 1 saattir. Kendisine en yakın diğer şehir ise Belçika'nın en batısı ve deniz şehri olan Oostende'dir. Flamanlar brügh valonlar ise brüj olarak teleffuz ederler.
kanal gezisi yapılırsa dünyanın en fotojenik köpeği olan fidel'i görmek mümkün; bütün gün pencerenin pervazına yaslanıp dışarı bakıyor, sanırım golden retriever.
(bkz: in bruges)
orta çağda fransız kraliçesinin sokaklarında yürürken kendini köylü gibi hissettiği mekan. flaman şehridir volonlardan nefret ederler. iyi de yaparlar (bkz: domuz fransızlar)
(bkz: club brugge)
brugge tam olarak böyle bir yerdir, sözcükler anlamsız; http://www.virtualbruges.be/
20 ocak için geçen hafta biletimi aldım, döndükten sonra yazılı-görsel gerekli bilgilendirmeleri yapacağım.
ölmek için güzel bir seçim.
fotojenik bir şehir. brüksel'den 1 saatlik tren yolculuğuyla ulaşılabilir. güzel, peri masalları falan işte... klasik şeylerden bahsetmek yerine otel ararkan yaşadığım bir şeyi anlatayım.

bu in bruges'un çekildiği otele benzer, kanal manzaralı lüks bir otele, sırf fiyatını merak ettiğimden girdim. gecelik fiyatını sordum. genç kız sadece kral dairelerinin boş olduğunu söyledi. daire dubleks. otel odasını geçtim, normal daireden de büyük boyutlardaymış. geceliği 550 euro. kaç gece kalacağımı sordu. 2 gece dedim. saat 22.30 civarlarındaydı ve muhtemelen o odaya müşteri bulamayacağı korkusundan olsa gerek, iki gece için bana 450 euro teklif etti. pazarlığa girişmeden devasa bir indirime maruz kaldım da kalamadım tabii.

genç kız çok çabuk ve tehlikeli bir inisiyatif aldı, ertesi gün müdür kovar mıydı bilemem ama herhalde periliydi o daire. peri masalları falan işte...
Belçikanın flaman bölgesinde kalan şirin bir şehirdir. Gent,liege,bürüksele göre daha çok alışveriş meraklılarını ilgisini çekebilir. Sıra sıra çikolatıcılardan mutlaka bir kaç parça çikolata alınmalıdır. Tam şehir merkezindeki yüzüklerin efendisindeki kuleyi andıran orta çağdan kalma kilise ziyaret edilmelidir. Bu kilisenin yanında bir sanat müzeside bulunmaktadır. Ayrıca şehirin meydanında yemek yemek veya kahve içmek için birçok ufak restorant vardır.
dünyanın en güzel şehirlerinden biridir. ilk fırsatta gidilecektir.
dünyanın en güzel şehirlerinden biri derseniz biraz abartı olabilir. Avrupa da hepsi birbirinin aynı olan old town ları çokça gördü iseniz sıkıcı bile gelebilir. Belçika'ya gidiyorsanız mutlaka görün ama sırf burayı görmek için Belçikaya gidilmez bence.
belçika şehri olup hollanda'ya fransa'ya ve ingiltere'ye de 1 saat uzaklıkta olan güzel şehir.
masal gibi bir şehirdir, sanki bu dünya üzerinde degilmiş gibidir eyvallah. ama kasvetli be kardeşim. saat altıdan sonra sokakta insan yok, haziran sonunda bile hava buz gibi ve rüzgarlı zaten. in brugge'da colin farrel'in ne anlatmaya çalıştıgını anladım. çok net.
ölmek için bundan daha güzel bir şehir bulunamaz.

http://youtu.be/O7BEZhSgKC8
hiç görmesek de in bruges ile masal gibi bir şehir olduğunu biliyoruz
hayatın aslında bi rüya olduğunun ispatı olan şehirdir.

bizim buralar için şöyle diyebiliriz brugge'ü görünce (bkz: kuracağınız şehri sikeyim ben gidiyorum)
hayatın geri kalanını brugge de geçirmek varken niye bu cehennemde yaşamak zorundayım? biraz para, biraz cesaret.
nazan öncelin bir şarkısı vardı Bir bilet alalım trenlere binelim Çuf çuf gidelim..
aynı öyle yapın aniden trene atlayın ve istikamet brugge olsun. neden mi
çünkü masal gibi bir yer. evler sokaklar kanallar faytonlar çikolata kokusu.
hiç araştırmadım giderken. her sokak beni şaşırtsın istedim. her koşeyi döndüğümde
nefesim kesilsin istedim. bunu da başaran nadir yerlerden biri oldu brugge. eğer dünyada
bir cennet varsa ben onu orada gördüm..
gotik mimari, flaman kültürü ve belçikanın en güzel şehri.
belçika'nın en güzel, avrupanın da en güzellerinden biri olan şehir, hem sevimli, tem tarihi tam anlamıyla yaşanılacak yer, dantelleriyle ünlüdür ayrıca.
çok küçüktür yaşamak için max 1 ay durabilirsiniz.
Konaklama: Interrailci veya Bruksel tarafindan trenle geliyorsaniz merkez istasyonun orda Ibis Budget' ta kalin.

Lavabonun odada olmasini sorun etmeyin, kucuk temiz ve bavul tasimaktan yorulmadan sehrin tadini cikarin.

Ulasim: Paris' e gececegim gun tren calisanlarinin grevde olmasi sebebiyle, otobus gisesinin gorevlisinin bize sundugu alternatif yolu yaziyorum. Alternatif yolun otobus numarasi, inilecek durak listesinin, peron numarasinin ve otobus saatlerinin ciksini da verdigi icin kolayca anlayabilirsiniz. En kotu kagidi gosterip birilerinden yardim alirsiniz.

Bu yolculuk Belcika- Fransa sinirindan yuruyerek gecilerek, Fransa' nin Lille sehrine ulastiktan sonra trenle devam eder.

Brugge tren istasyonunun yaninda yer alan otobus duragindan 74 numarali otobuse binerek, yaklasik 1 2 saat sonra " Roeselare " duraginda iniyorsunuz. Oradan 55 numaraya binerek Menen sehrine gidiyorsunuz.

Burada indikten sonra Fransa sinirindan yuruyerek gececeksiniz, biraz yurumeniz gerekiyor. Civardan yardim alin. Fransa sinirindan gectikten sonra Lille otobusune binecek ve Lille tren istasyonunda ineceksiniz.