bugün

muhammed tarafından öldürülen yahudi kabilesi. mallarına ve topraklarına el konulduktan sonra erkeklerin kafaları kesilip kadınları ise cariye olarak alınmıştır. hoş görü dini olan islam'ın ballandıra ballandıra büyük başarıymış gibi anlattıkları katliama kurban giden yahudilerin kabilesidir.
(bkz: islam hoşgörü dinidir)

(bkz: gerçek islam bu değil)

(bkz: işid)
(bkz: gerçek islam bu)
"alemlere gönderilmiş olan rahmet(!)"ten payını almış olan kabiledir.

orjinal islam kaynaklarında bu kabilenin hikayesi oldukça ilginçtir. efendim, müslümanlarla anlaşmalı oldukları halde müşriklerle görüşürler, anlaşırlar, anlaşmalarından haberdar olan peygamberin yaydığı bir takım söylentiler üzerine anlaşmalarından cayarlar filan falan... sonuç olarak, tek bir islam tarihçisi demez ki "hendek savaşı'nda şunu şunu yaptılar, şu müslümanları öldürdüler".

durum böyleyken ve teslim oldukları halde erkekleri öldürülür. hem de hadislerle sabit olduğu üzere, "etek traşı" muayenesi ile -sözde- yetişkin olduğu tespit edilen erkeklerinin hepsi!

müslümanlar bu olayı izah etmek için kıvırırlar da kıvırırlar... dediklerinin hepsi boş laftır. şu sorulara cevap veremezler:

1- söz konusu kabile, kuşatmaya alınmadan önce müslümanlara saldırmış ve müslümanları öldürmüş müdür?

2- ortada bir suç varsa bile işlenen suçtan "etek traşı" kriterine göre tüm erkekleri sorumlu tutmak nasıl "alemlere rahmet" olan bir tutum sayılabiliyor? her topluluk gibi söz konusu topluluğun da liderleri ve elinden o liderlere itaat etmek dışında bir şey gelmeyen üyeleri vardır. neden liderlerin suçundan onlar da o derece sorumlu olsunlar?

3- suçlu bile olsalar, teslim olanları öldürmek "alemlere rahmet" midir?

4- günümüz hukukuna göre, teslim olan savaş esirlerini öldürenlere ne denir? neyle suçlanırlar?

not: son soruma "anakronizm yapma" diye cevap verilebilir ama bu durumda geçersizdir. madem ki sıradan bir liderden değil, yaptığı ettiği sonraki çağlarda da muteber tutulacak bir peygamberden bahsediyoruz, her yaptığının her çağın değerlerine göre makul olması gerekir.
Kabile'nin kayda değer yanı tarih boyunca katliama uğramış topluluklardan sadece biri olmalarından ötedir.
Can alıcı nokta, bütün insanlığa gönderilen son peygamber olduğu öne sürülen hz muhammed tarafından bizzat yönetilmiş bir katliama kurban gitmiş olmaları.
Bir halkın bütün erkeklerini öldürüp, kalanların varına yoğuna el koyup, köle olarak kullanılmasına karar veren birinin kurduğu dinin vicdanla, insanlıkla, hoşgörüyle, bağışlayıcılıkla bağdaşmadığını görememek için kör olmak gerek.

Ateist falan olmayın. Aynen devam edin.
Ama ortada buz gibi bir gerçek var.
Örnek verdiğiniz soykırımları yapanlar tarihte cani olarak geçiyor. Bunun farkı ne?
iyice kafayı yediği anlaşılan müminlerden bazısının ilgili anlatımları geçmişi 1400 yıl önceye dayanan gizli ateist örgütünün yaptığını sandığı kabiledir!

yahu konu hakkında ne biliyorsak muteber islam tarihçilerinin, hadis alimlerinin aktarımlarından biliyoruz. meğerse bunlar ateistmiş ha! bak sen!
sevgi dini islamın rutin kafa kesme ayinini yahudi kabileye uygulamasadır.

(bkz: safiye bint-i hüyey) ayrıca bu kadının kocası öldürülüyor ve muhammed bu kadını cariye olarak alıyor.

hani ışid in tecavüz videosu çıkınca, ama yaa cariyelik diye bir şey yok diyenler bunu görsün bi zahmet.
sağa sola tükürük saçan sözde ateist özde islam düşmanlarını görmemizi sağlamış kabiledir.

öncelikle şunu söylemek istiyorum sayın islam düşmanları. hoşgörü kelimesi ağzınızdan düşmüyor ama ne ilginçtir ki bir buçuk milyar insanın kutsal kabul ettiği bir dinin peygamberine lakap takıp hakaretler ediyorsunuz. bir de üstüne hoşgörü bekliyorsunuz. şunu da belirtmeliyim böyle başlık açıp insanların dinden dönmesini mi bekliyorsunuz? müslüman olmasam hristiyan olurdum deist olurdum. ateist olacak kadar kibirli değilim kusura bakmayın.

ekşide dün gündemdi bu başlık bize bir gün gecikmeli geldi ilginç. ve de vikipediyi kaynak gösterenler var. bu entry i girdikten sonra ilgili viki sayfasına girip tüm sayfayı tamamen değiştireceğim.

eteğimdeki taşları döktüğüme göre artık olayın tarihsel boyutuna geçebiliriz.

hendek savaşından önce bu kabileyle müslümanlar anlaşma yapar ve savaşta bu taraftan gelecek bir saldırıyı engellemiş oldular. ancak müşriklerle birlik olan yahudi kabileleri bu kabileyi "siz din kardeşlerinizle değil de müslümanlarla mı birlik olacaksınız" diye bunların aklını çeldi ve müslümanları hiç beklemedikleri yerden sırtlarından vurmuş olacaklardı. ama müşrikler müslümanlara mağlup olduktan sonra müslümanlar bu kabilenin üzerine gitti ve kabileyi teslim aldı. kabilenin şefini ve karar veren önde gelenleri idam ettiler. ve yine kuran'da bulunan hükümlere göre kadınlarından bir kısmını ve malların bir kısmını ganimet olarak erkekleri de esir olarak aldılar. yani katliam falan yok bir tarafımızdan uydurmayalım.
kimi yalancının yalanlarını sürdürmesine vesile olan kabiledir.

öncelikle, söz konusu kabilenin müşriklerle görüşmekle birlikte fiili olarak eyleme geçmediğini, müslümanlar saldırmadığını kabul ediyorlar. bu iyi...

sonra yalanlar başlıyor. yok efendim sadece liderleri öldürülmüş filan!.. yalanın kuyruklusu! öldürülen kişi sayısı islami kaynaklara göre 400 ila 600 arasındadır. öldürmek için uygun bulunan kriter ise erkeklere etek traşı kontrolü yapmaktır. tüyü çıkmış olan çocuklar bile yetişkin sayılıp öldürüldüler.

dediklerimin delili ise şurada:

http://www.hadisler.com/?pid=p&id=844

--spoiler--
(120) Atiyyetu’l-Kuraziyy (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi:

“Kurayza oğullarının esirleri arasında idim. Sahabeler esirlere bakıyorlar, kimin etek kılı bitmişse onu öldürüyorlar, kimin de bitmemişse diri bırakıyor onu öldürmüyorlardı. Ben kılı bitmemişlerdendim.”

Ebu Davud 4404, Nesei 4996
--spoiler--
başlarına gelenler hakkındaki tüm iddialar muteber sünni kaynaklara dayanan kabiledir.

"hadisleri reddediyorum" diyenler için sorun yok. yeter ki "tüm bu iddiaları ateistler götlerinden uyduruyorlar" diye yalan söylemesinler.

bizler illa şöyle olmuştur veya böyle olmuştur davasında değiliz. zaman makinamız yok, o zamanlara gidip, durumu tetkik etmedik. ortada bir yalan varsa muteber sünni kaynakların yalancısıyız. konuyla ilgili rivayetlerin ortaya koyduğu manzaranın izahını yapmak hadisleri reddedenlere değil, kabul edenlere düşer.
Montgomery watt, jan wensnick, maxime rodinson gibi batılı oryantalistlerin bile "hak etmiş pezevenkler" şeklinde yaklaştığı bir kuşatmaya/katliama maruz kalan hain yahudi kabilesi.

Eğer resulullahın yahudi düşmanlığı gibi bir durumu olsaydı yahudilerle medine vesikasını imzalamazdı. Eğer ben-i kureyza kabilesine yönelik bir kini olsaydı bu kabileye yahudi dindaşlarının tanımadığı imtiyazları tanımazdı. Ben-i kureyza güçsüz ve saygınlığı olmayan bir kabile olduğu için ben-i nadr gibi güçlü yahudi kabileler kurayzalıları adamdan saymıyor kısas davaları iki kureyzalı bir nadrliye denktir mantığıyla uygulanıyordu. Bu durumu resulullah kaldırdı ve bütün kabile mensuplarının canını eşit saydı.

Ben-i kureyza hendek savaşının en kritik anında (daha önce verdikleri söze rağmen) müslümanları satarak medine'nin arka kapısını mekkelilere açtı. elbette böyle bir ihanetin cezası verilmeliydi ve verildi de... beni kureyza kabilesinin muharip güçleri infaz edildi.

Peki bu esnada medine'deki diğer yahudi kabileleri ne yaptı? "Hak etti pezevenkler" deyip yan yatıp üzüm yediler. Kılını bile kıpırdatan olmadı yani... o zamanki yahudilerin sikinde bile olmayan bu ceza ne hikmetse günümüzdeki kripto isral döllerinin kanayan yarası olmaya devam ediyor.
kürt sait'in ebleh müritlerinin ne dediysek aynen kabul ettikleri yazılarını sanki dediklerimizin tersine bir şeylermiş gibi piyasaya sürmesine vesile olan kabiledir.

ahmağın yazdıklarını okuyun. olayı nasıl anlattıysak aynı şekilde anlatıyor. fakat mesele olayın nasıl olduğunda değil, nasıl değerlendirilmesi gerektiğindedir. konuyla ilgili sorularımız şuradadır (bkz: beni kurayza kabilesi/#33161815) ve henüz "cevab" verebilen çıkmamıştır.

kimisi ise "ensar'ın tevrat'a göre ceza verdiği"nden filan dem vurmuş! ya bırakın böyle saçmalıkları. kararı veren bir heyet değil, sa'd bin muaz'dı. yahudilerin onu hakem seçmesinin sebebi eski dostları olması idi. o dostluğu hatırlayacağını umuyorlardı. hatta sa'd bin muaz'ın oğlu bu hükümden sonra kendisine "bak ölümüne hükmettiklerinden şu kişinin iyilikleri, onun sayesinde yediklerimiz ikimizin de kemiğine işlemiştir" demiştir.

peygamber sa'd bin muaz'ın kararından son derece memnun olmuş ve allah'ın istediği gibi karar verdiğini söylemiştir. sonra etek traşı kontrolü başlamıştır.
katliam hakkında kimi rivayetler şu şekilde;

kaleleri kuşatılan kabile teslim oluyor. Muhammed, daha önce Yahudi olup da sonradan Müslüman olan Sad Bin Muaz’a yetki veriyor. Sad’ın kararı aynen şudur:

“Ben, onlar hakkında buluğ çağına eren erkeklerin boyunlarının vurulmasına; malların Müslümanlar arasında taksim edilmesine, çocuklarla kadınların ise esir alınmasına hükmettim.”
Peygamber Efendimiz, Hz. Sa’d’ı bu hükmünden dolayı tebrik ve takdir ederek, “Sen, onlar hakkında, Allah Teâlâ’nın yedi kat gökler üzerinde verdiği hükmüne uygun hüküm verdin” buyurdu. (Sîre, 3:251; Tabakât, 3:426; Taberî, 3:56.)

islami kaynaklara göre, 400 ila 900 arasında bir sayıda Yahudi, eş ve çocuklarının gözü önünde kafaları kesilerek öldürülür.

Bunun sonucunda, Medine’nin pazar yerinde hendekler kazılmış, Kurayza’nın adamları gruplar halinde getirilmiş ve boyunları vurulmuştur. (Sîre, 684-700/II, 233-54.)

“Ayşe (Hz.) nin aktardığına göre, bu kesim işi sabahtan akşama kadar sürmüş. Erkekler idam edilirken, Yahudi kadınlar ve çocuklar da buna feryat edip saçlarını başlarını yolmuşlar.” (Vakıdi, Meğazi, 2/512-517)

Muhammed, Yahudileri teslim aldıktan sonra bir yerde toplayıp kendilerine, “Ey domuz ve maymun kardeşleri! Yediniz mi! işte haliniz; görün bakalım” diyerek hakaret ediyor. Onlar da buna karşı, “Ey Muhammed, biz senden bunu beklemezdik, neden böyle haksızlık yapıyorsun?” şeklinde yanıt veriyorlardı (Taberi, Ahzap Tefsiri, ayet 26-27)

Muhammed, bu Yahudilerin karıları ve kızlarından 16 tanesini özel olarak ayırıyor ve bunlardan Reyhane’yi kendine seçip geriye kalan 15 tanesini de diğer önemli dostlarına dağıtıyor. (Bu önemli dostların kim olduğu neden belli değil?) Bir Yahudi:

“Artık her şeyimize el koydunuz, hiç olmazsa gözlerimizin önünde namusumuza el uzatmayın” diyor. Fakat, Muhammed bunu dinlemiyor.(Vakıdi, Meğazi, 2/250)

Muhammed, ihtiyaç fazlası kadın ve erkek çocukların bir bölümünü, Sad bin Zeyd’e teslim edip onları satmak için Necd bölgesine, bir kısmını da şam tarafına gönderiyor. Müslümanlardan Muhammed bin Mesleme:

“Beni Kureyza Savaşı’nda kadınlar bölüşülürken bana üç tane düştü; hepsini de sattım” diyor.(Diyarbekir Tarihi Hamis,1/499 ve Vakıdi age 2/523-25)

Ebû Hüreyre (ra) bildirmiştir: “Resûl-i Ekrem Efendimiz Aleyhissalâtu Vesselâm şöyle buyurdu: ‘Müslümanlarla Yahudiler harb etmedikçe kıyâmet kopmayacaktır. O harpte Müslümanlar (gâlip gelerek) Yahudileri öldürecekler. Öyle ki, Yahudi, taşın ve ağacın arkasına saklanacak da, taş veya ağaç; ‘Ey Müslüman, Ey Allah’ın kulu, şu arkamdaki Yahudi’dir, gel de onu öldür!’ diye haber verecektir. Sadece Garkad ağacı müstesna, çünkü o, Yahudilerin ağaçlarındandır.”(Müslim, Fiten, 82)
Kaynak= Götü.
sizin derdiniz kabile değil, sizin derdiniz islam...
islam tarihinde katledilen bir yahudi kabilesidir.

beni kurayza katliamına dair bazı ayrıntılar:

kaledeki yahudilerin eli silah tutabilenlerden 400-900 arasında bir erkek topluluğu öldürülmüş, 400-900 arası olduğu söylenilen yahudilerin büyük çoğunluğu hz. ali tarafından katledilmiştir. ali o gün kafa kesmekten çok yorulmuş ve kafa kesme işlemi sırasında yorgunluktan sürekli olarak kılıç kullandığı kolunu değiştiriyormuş, muhammed ise kesim işleminin yanına çadır kurdurmuş ve kesim işlemini gözlemliyormuş. katledilen yahudi erkekleri topluca gömülmüşler. tüm silah tutabilen erkekleri öldürülen yahudilerin artık zenginlikleri müslümanların olmuş.

katliamdan sonra, dıhyetü'l-kelbı adındaki delikanlı arap, muhammed'e gelmiş; tutsak kadınlardan birini kendisine alması için ondan izin istemiş. muhammed de: "haydi git de bir cariye al!" diye karşılık vermiş. ne var ki dıhye gidip safiyye'yi almış. bunu gören bir başka arap hemen koşup muhammed'e haber vermiş. safiyye'nin dıhye'ye değil; "peygamber"e uygun olacagını söylemiş. muhammed de dıhye'yi çağırtmış; başka bir cariyeyi almasını söylemiş. dıhye'ye verilen "cariye", safiyye'nin kocasının kız kardeşidir. muhammed, kendisine "karı" olmanın karşılığında safiyye'yi "azâd" etmiş. ümmü süleym, safiyye'yi hazırlamış ve gece olunca da muhammed'in koynuna sokmuş. babası ve kocası öldürülen bir kadını, aynı gün (veya 1 gün sonra). hem de babasını ve kocasını öldürenlerin liderine eş olarak. safiyye, o sırada daha genç bir kız iken muhammed 57 yaşında idi.
Valla kesmişler galiba.
ibni ishakın verdiği bilgiler yahudi kaynaklarına ait ve abartılı.
---spoiler---
Bu rakamları veren ibn ishak, alimler tarafından şöyle eleştirilmiştir: Akranı olan imam Malik: “Deccallardan bir deccaldır.”, imam Ahmed: “Kendisinden rivayet ettiği kimselerin sadakatini araştırmaz.”, Hişam b. Urve: “Yalancının tekidir.”, ibn Nedim: “Alimler tarafından ta’n edilmiş/eleştirilmiştir.”, ibn Hacer: “Zayıf ve meçhul ravilerden yaptığı rivayetlerinde TEDLiS yapar (kötüye iyi imaj kazandırır).”, Zehebi: “Daha önceki alimler, onu münker ve garip şeyleri rivayet etmekle itham ettiler.”, Hatib-i Bağdadi: “Magazi konusundaki bilgileri daha çok Yahudilerden almıştır.” (bk. Salim el-Meşhur, Usturetu Meczereti Beni Kureyza” adlı makale)

5) ilginçtir, ibn ishak öldürülenlerin sayısını verirken hiç de sayının tam belirlenmesi için bir gayret göstermemiştir. Verdiği bilgi: “600 ile 900” arasında” şeklindedir. (bk. ibn Hişam, es-Sire, 2/240-241) iki sayı arasında 300 fazlalık vardır. Bu da gösteriyor ki, bu bilgiyi veren Yahudiler -zihinlerde tereddüt meydana getirmek için- gerçek rakamı değil, abartılı rakamları vermeyi tercih etmiş ve ibn ishak da duyduklarını bir süzgeçten geçirmeden olduğu gibi kaleme almıştır.

Yine ilginçtir, ibn ishak, bu olayı anlatırken, sağlam bir senet bile vermemiş, aksine “güvendiğim bir ehl-i ilim bana dedi ki...” ifadesiyle yetinmiştir. Demek ki bu rivayet senet bakımından da zayıftır.

6) Ebu islam el-Mağribi’nin tahkik edip “sahih” olduğunu bildirdiği bir rivayette ise bu sayı yalnız 40 olarak tespit edilmiştir. Buna göre, Sad b. Muaz: “Yahudilerden (mukatil/muharip/bizzat savaşçı olan) erkelerinin öldürülmesi, çoluk-çocuklarının esir alınması ve mallarının da (ganimet olara) taksim edilmesine” hükmetti. Hz. Peygamber (asm), bu hükmü uyguladı, yalnız Yahudi erkeklerden “Amr b. Sad”'ı -hıyanet etmediği için- affetti.” (bk. ibn Zencuye, el-Emval, h. no:359)

Bununla beraber, Tirmizi’nin “sahih” dediği bir rivayette bu sayı 400 olarak geçer. (Tirmizi, h.no:1582) ibn Hacer de öldürülenlerin sayısını 400 olarak tespit eden rivayetlerin sahih olduğunu bildirmiştir. (bk. Fethu’l-Bari, 7/414)

Aslında ibn ishak’ın da verdiği bilgiye göre, ölümü hakedenler, bir kadının evinde toplatılmıştır. (ibn Hişam, a.g.y) Özellikle o zamanki şartlarda bir kadının evi, ancak 40 kişiyi alabilir. Diğer rakamları barındırması mümkün değildir. Bu da verilen rakamların abartılı olduğunu göstermektedir. Ancak bu Yahudilerin iki evde toplatıldığını söyleyen rivayetler de vardır. (bk. ibn Hacer, a.g.y)

Bütün bu açıklamalardan anlaşılıyor ki, Beni Kureyza Yahudilerinden yalnız savaşan erkekleri öldürülmüştür. Bunların önemli bir kısmının bizzat savaş esnasında öldürülmüş olma ihtimali kuvvetlidir. Diğer bir kısmı da hıyanetin cezası olarak ele geçtikten sonra bir nevi idam edilmişlerdir. Öldürülenlerin sayısı 40 ila 400 arasındadır. Kısas olarak öldürülen bir kadın hariç hiçbir kadın öldürülmemiştir. Eli silah tutmayan gençler ve yaşlılardan hiçbiri öldürülmemiştir.

https://www.google.com/am...ve-sahih-kaynaklara%3famp
---spoiler---

--israil'in işgal ettiği Filistin'de 1948-2017 yılları arasında toplam 17 bin 403 kişi öldürülmüş. hepsi de müslüman. hepsi de kendi öz vatanını savunurken katledilmiş masum insanlar. zira israil 1948 deki kendisine tahsis edilen toprakla yetinmeyip sürekli filistini işgal etmiş ve bu esnada genç ihtiyar çocuk kadın demeden sivil halkı katletmiş savaş suçu işlemiştir. yani israil soykırım yapmıştır. ayrıca bugün sürgünde de 5 milyon Filistinli vardır.

https://www.evrensel.net/...ugune-kadar-kac-kisi-oldu
________

halbuki beni kureyza olayında gerçek rakamı 400 civarında öldürülen Yahudilerin pek çoğu savaş esnasında, yalnızca bunların yaklaşık 40 kadarı da hendek savaşından sonra ihanetlerinin bedeli olarak savaşın akabinde öldürülmüştür ki kendi seçtikleri hakem ve o günün savaş hukukuna uygun verilen hükümle. siz bir savaşta 3 bin kişiye karşın 10 bin kişilik bir orduya yardım ediyorsanız ve hemde söz verdiğiniz halde döneklik ve hainlik ediyorsanız burda savaşın haricinde bir art niyet vardır. islamı ve müslümanları yok etmek. yahudi bugün de aynısı yapmıyor mu? yapıyor. bitti.

yani olay sizin çarptığınız gibi değildir. ortada bir ihanet var ve şayet kureyza Yahudilerinin döneklik ederek ve haince ettikleri yardım sayesinde mekkeli müşrikler galip gelseydi, o gün sayısı 3 bin civarında olan müslümanların kökü kazınacaktı. planlanan amaç buydu. ama olmadı. verilen ceza bu suç göz önüne alındığında gayette adaletli.

Hz. Peygamber (asm)’in, Yahudilerden Beni Kaynuka ve Beni Nadir kabilelerini -Müslümanlara karşı haince planlar çevirip düşmanca davranmalarına rağmen- öldürmemesi, öldürülen Beni Kureyza Yahudilerinin bunu çoktan hakettiklerinin tartışmasız bir göstergesidir.

Öyle anlaşılıyor ki, bu Yahudiler önceki Yahudilerden farklı olarak, Müslümanları kökünden kazımak için on binden fazla olan ordularıyla saldırdıkları bir anda, Müslümanların en çok sıkıntıda oldukları bir zaman diliminde, diğer düşmanların Medine’yi kuşatmış oldukları çok tehlikeli bir savaş esnasında, onları arkadan hançerlemişlerdi ve bu cezayı da haketmişlerdi.

hz safiyye mevzuna gelince, elbetteki bir kabile reisinin eşi bir lidere ve rise yaraşır. hz peygamber (s.a.s) safiye ye dıhte (r.a.) den daha layıktır. hemde rasulullahın tüm evlilikleri allahın emri izni ve müsadesiyle olmuştur. Allah ise en adaletli olandır. aksi düşünceler müslümanlara ait değildir. ateistler inanmadıkları bir allahın ve peygamberinin adaletini sorgulayacaklarına verdiğim rakamlara baksınlar önce. siyonist ağzıyla konuşup Yahudiye taraftarlık yapacaklarına kim adil kim zalim görsünler ve hakkı itiraf etsinler, eğer zerre kadar vicdanları varsa tabi. Yahudiler ağlamasını iyi bilir. bak ağlama duvarları da var. var da size ne oluyor ulan ateistler? ne bu muhabbet ne bu sevda? beni kureyzanın Mekke müşrikleriyle işbirliği ettiği gibi, siz de Yahudilerle işbirliği halinde misiniz yoksa? hayırdır? Siyonizmin maşalığını yapmak size mi kaldı? hee?? siyonist maşası ateistler sizi..

öte yanda haydar-ı kerrar imam hz Ali (r.a.) efendimize selam olsun. zülfikar tutan o mübarek ellerin dert görmesin. öpüp başım gözüme süreyim o mübarek ellerini ya imam. rabbim Allah seni iki cihanda aziz eylesin. rabbim yolundan ayırmasın, şefaatine nail eylesin...