bugün

dün otobüste gördüm yine birinizi. iğrençsiniz.
En fazla ekşi yi okuyordur burda işi olmaz ki.
Düşündüm..

O halde bir tek daha içiyorum.
görsel
ben fakirin biriyim belki de onandı sana kabalık edemem hep uzaktan sevmem ama ben seni gerçekten sevdim korktum imkansız olan bir aşkı yaşamaktan seni olmayan bir aşkta bile mutlu edememekten.
ibneymişin bilemedim.
Evde yanlışlıkla böcek öldürmüş olsam üzülürüm, senim ölümüne o kadar üzülmem gibi.
okuyacaksın biliyorum.
biliyorum içindeki anlamlandıramadığın bir şey seni tüketecek.bakmak isteyeceksin acaba benim hakkımda neler yazmış diye.
içten içe egonu kabartacak,
içten içe mutlu olacaksın buralarda hakkında birileri bir şeyler yazdığı için.
biliyorum mutlu olacaksın.kötü bir mutluluk olarak bakmıyorum buna inan.ama aciz,korkak insanların kuytularda yaşadığı mutluluklardan ibaret olacak.
yazdığım bu yazı kızgınlığım yada kırgınlığımla yazdığım bir yazı olmayacak.

hayat sana acımasız davranacak.belki ilerleyen zamanlarda maddi olarak çok çok çok iyi yerlere geleceksin ki gelmelisin de sonuna kadar hak ediyorsun.
ama maneviyatın seni bitirecek,yok olacaksın git gellerinde.hayatında radikal kararlar almaya çalışacaksın belki başaracaksın ama içindeki o ukte bir gün ansızın aklına gelecek,çırpınacaksın.
bunu keyiflenerek yazmıyorum inan bana.bunları okurken hepsini inkar edeceksin hatta çıkarımların için aptal yerine koyacaksın beni.ama anlayacaksın ne demek istediğimi.

demek istediklerimi bir hikayede sonlandırmak istiyorum.

Çok uzun zaman önce uzaklarda bir ülkede,
isimsiz bir canavar varmış.
Canavar çaresizce bir isim istiyormuş.
Ve günün birinde canavar bir isim bulmak için yolculuğa çıkmaya karar vermiş.
Ama dünya çok büyük olduğu için bu yolculuğa ikiye bölünerek çıkmak istemiş.
Bir tanesi batıya giderken diğeri doğuya yol almış.
Doğu tarafına giden canavar kasabanın birine ulaşmış.

Kasabanın girişinde kasabanın demircisini görmüş.
“Demirci Bey, bana lütfen ismini ver” demiş canavar.
“ismini öyle kolayca veremezsin” diye cevaplamış demirci.
“Eğer ismini bana verirsen, senin içine girip sana güç vereceğim.”
“Gerçekten mi? Eğer beni güçlü yaparsan, sana ismimi verebilirim.”
Canavar kasabanın demircisinin içine girmiş.
Sonunda canavar, demirci “Otto” olmuş
Demirci Otto zaman içinde kasabanın en güçlüsü haline gelmiş.
Ama bir gün ağzından şu kelimeler dökülmüş,
“Bana Bakın. Bana bakın. içimdeki canavar ne kadar büyüdü.”
Ham Hum! Ham Hum! Şapır Şupur! Gulp!
Aç canavar demirci Otto’yu içten dışa yemiş.
Ve yine isimsiz bir canavar haline gelmiş.
Kasabanın ayakkabacısı Hans’ın içine girdiğinde bile…
Ham Hum! Ham Hum! Şapır Şupur! Gulp!
Ve yine isimsiz bir canavar haline gelmiş.
Kasabanın avcısı Thomasın içine girdikten sonra...
Ham Hum! Ham Hum! Şapır Şupur! Gulp!
Ve yine isimsiz bir canavar haline gelmiş.

Canavar yeni bir isim bulma umudu ile gezinirken güzel bir şato görmüş.
Bu şatoda, hasta bir çocuk varmış.
“Bana ismini verirsen, sana gücümü veririm.”
“Eğer bu hastalığı iyileştirip bana gücünü verirsen, sana ismimi veririm.”
Canavar çocuğun içine girmiş.
Ve çocuk iyileşmiş.
Kral çok sevinmiş! “Prens iyileşti! Prens iyileşti!”
Canavar çocuğun ismini çok beğenmiş.
Aynı zamanda şato da yaşamayı da çok sevmiş.
Ne kadar acıksa da, bu açlığa dayanmış.
Her gün karnı guruldamış ama yine de dayanmış.
Fakat, günün birinde pes etmiş ve şöyle demiş,
"Bana Bakın. Bana bakın. içimdeki canavar ne kadar büyüdü.”
Çocuk kralı ve hatta yardımcılarını bile yemiş
Ham Hum! Ham Hum! Şapır Şupur! Gulp!
Yine etrafta kimse kalmayınca, çocuk yollara düşmüş.
Günlerce yürümüş, yürümüş.

Günlerden bir gün, çocuk, batı ya seyahat eden diğer canavarla karşılaşmış.
“Artık bir ismim var. Çokta güzel bir isim.”
Batıya giden canavar şöyle cevaplamış,
“Benim isme ihtiyacım yok. Böylede çok mutluyum.”
Şunu kabullenmeliyiz “Biz isimsiz canavarlarız”.
Çocuk batıya giden canavarı tek lokmada yutmuş.

Ve canavarın sonunda bir ismi varmış,
Fakat onu bu isimle çağıracak kimsesi kalmamış.

hikayenin sonunda umarım ismimi anmazsın.
Hoşça kal.
Eger gözümden sakınmaya değecek bir adam olsaydın, seni herkesten sakınmamı gerektirecek durumlarda kalmazdım. Bugün bittiğini hissetmek canımı bu kadar az acıtıyorsa tek sebebi bunu anlamış olmam. O kadar olayın içinde kaldım ben hep senden yanaydım. Hep neden seni buldu peki bunlar? Çünkü sen böyle olmasını istedin çünkü senin tercihlerin bizi bu ballere getirdi. Tebrik ederim. Geçte olsa bunu bana gösterdin.
gözlerim evren olsa, sığarmı güzelliğin.
keşke dönerci olsam, belki yine gelirdin.
Mustafa ben seni sevdim... bana geri dön... affet... sana beddualarım öfkedendi...
Okumaz.
Sana ne kadar kızsam da küssem de senden vazgeçemiyorum. Bana ne yaptın be çocuk ?
Hayvan herif babanın yatağında değilsin toplu taşıma aracındasın ne yayılıyosun? illa uyarmak mı lazım yani?
Sorun senden mesaj gelmemesi değil, benim hala o mesajı bekliyor olmam..
senin için dağları deler yol açarım yar
senin için denizleri kuruturum yar
senin için gok kubbeyi yerlere calarim yar
canim iste canim bile sana kurban yar

her şeyi yaparım ama lanet olsun sadece sana acilamiyorum.
ananı sikeyim.
sevgili yaptığına inanmıyorum. beni böyle kandıramazsın. sen ki bir yıl başkasıyla olma dayanamam dememiş miydin?
Çünkü o bir stalker.
Hacker değilim! Sadece fakirlikten yapacak iş bulamamaktan dolayı kurcaladım. Senin gizlediğin facebook hesabını buldum. Fotoğrafta gidecektik ama gitmedik dediğin yerde çay içtiğin görülüyor.
Gizlediğini sanıyorsun dimi?
Birkaç soru arasına gizlediğim "daha önce gittin mi" sorusuna hayır dersen seni ben engelleyecem.
Ben (bu ilişkide en çok seven taraf)
benimkini değil de canavar hikayesini oku lan. gerginleştim okurken valla.
O kişi benim..
Seninle konuşmak istememe rağmen bi şey beni engelliyor. Gurur mu, senin beni tersliyeceğin hissi mi? Bilmiyorum. O yüzden bi arkadaşım aracılığıyla seninle konuşuyorum.
Ben de pek memnun değilim ama seni çok merak ediyodum ve o yüzden böyle bir şey yaptım. Üzgünüm.
Seninle konuşurken seni çok özlediğimi fark ettim. Sanki içimdeki boşluk yeniden büyüyüp tüm her şeyi içine çekiyor.
O eski günler aklıma geldi. Senin bana mesaj atacağın zaman telefonun başından ayrılmamam, acaba mesaj atsam mı, atmasam mı? Düşüncesi, attığım mesajın kötü olup olmadığı, o utanç duygusu...
O zamanlar ne kadar güzelmiş be dediyorum. Başımda o kadar mesele olmasına rağmen seninle konuşmak, gülmek...
Seni çok özledim ve seninle hiç konuşmamam, ortalıktan kaybolmam seni sevmeyi bıraktığım anlamına gelmez. Seni hala eskisi gibi seviyorum, tıpkı o günler gibi, senin beni sevmediğin günler gibi.
Olsun be sen beni sevme ben seni her türlü severim.
Mesafeler de benim için sorun değil. Sadece senin hakkında haber alayım da.
Öyle işte.
Eğer bunları okuyorsan içinde ufakta olsa bi şey anımsadıysan numaramı biliyorsun. Sadece bir mesaj at, lütfen.
Seni seviyorum...
ego savaşına gerek yok tatlım. seni yenmiyorsam bil ki sevdiğimdedir. sevmiyor da olabilirim. orası seni ilgilendirmez. bays.
Yine kayboldun. Kaybolunca unutulacağınımı zannediyorsun.
ayakkabılarını kapımın önünde görmeyi istiyorum.
görsel .
Kim okuyor bilemem mına koyim.
güncel Önemli Başlıklar