bugün

evet yazarlar.
düşündüm ki arabalarında kendine göre bir dili vardır. herkes kedisine, köpeğine veya arkadaşına yazarken bende arabama yazma gereği duydum. çünkü o olmasaydı buradan iş yerime kadar otobüslerde sürünecektim. o olmasaydı pikniğe veya markete gidemeyecektim. olaya ayağımı yerden kesiyor diye bakmamak lazım. başka bir duygudur arabayı sevmek. ve inanın bu yazdığımı her arabası olan kişi benim gibi hissetmektedir. arabam, canım arabam sana çizilen çiziğe kurban olurum. arabasız olmaz. arabamızın kıymetini bilelim ve gerekli bakımlarını yapalım. sağlığımıza dikkat ettiğimiz gibi.
(bkz: Arabaya tam muamele çekmek)
(bkz: hrr hrr vınn)
ben de bu yazıyı mercedes sprinterıma yazıyorum.

daha seninle henüz yeni tanaıştık. sen ki daha yeni doğmuş bir bebek gibi yeni çıktın piyasaya. yaşının genç olmasından ötürü etkileyici bir güzelliğin var. 15 beygirlik motorunla beni kendine bağlıyorsun. triger zincirinle uzun yıllar seninleyim artık.

pek fazla şey yaşamadık ama yaşayacağımızdan eminim. seni almak için her türlü sıkıntıya katlandım, büyük zorluklara göğüs gerdim. param yetmedi buldum ve seni aldım. hipotek bile yaptırdım senin için.

sen 2011 model ve 1 yaşındasın. hatta tam olarak 1 yaşında bile değilsin. o 315 cdi yazına hayranım. içininde ayrı bir güzelliği var. her gün seni sürmek için can atıyorum sana her türlü bakımı yapacağıma söz veriyorum. direksiyon, koltuklar ve plazma daha her türlü şeyleri sende gördüm. senin seviyeni yükseltmeme gerek yok zaten sınıfının bir numarasısın sen. sana güveniyorum ve umarım bu yazdıklarım boşa çıkmaz.

ilk b sınıfı ehliyetimle birlikte şahin almıştım. sonra gözümü yükseklere diktim ve sırf senin için maddiyattan kısıp e sınıfı ehliyet aldım. kahretsinki seninle aramdaki en büyük engeldi bu ehliyet. ehliyeti aldık, seni de aldım ama. sonuç olarak sen artık benimsin.

her gün motor kapağını açıp seni uzun uzun inceliyorum. biliyorum motor kapağını açarak seni utandırıyorum ama seni daha iyi tanımak istiyorum. sen benim bir arkadaşımsın. seninle uzun mesafeli yollarda çok şey yaşayacağız. yaşın daha genç ve eminim 10 yıl seninle çok rahat yaşaycağız. ilk önce crafter a ilgi sarmıştım ama ne kadar büyük aptallık yaptığımı anladım.

eski kasalarından nefret ediyordum. bunu açıkça söyleyeyim. fakat yeni kasan çıktığında da nasıl olsa iyi değildir deyip önyargılarımla volkswage i tercih etmiştim. fakat bir şey benim ufkumu açtı ve gerçekleri yavaş yavaş görmeye başladım. seni bir kere tanımak istedim ve bağımlın oldum. crafter ise senin kardeşindir gözümde. onuda sevsem de benim gözümde senin yerin ayrıdır artık.

direksiyonun başına geçtiğimde içim garip bir mutluluk ve heyecanla doluyor. seninle otobanlarda ve şehir içinde 3. vitesin doruk noktalarına çıkıyorum. başka kimse için ferrari veya lamborghini neyse sende benim için osun. asla benim göümde maddi değerin yok. manevi değerin önemlidir benim için.

ve evet. arka koltuklara sıra gelince söyleyecek laf bulamıyorum. o güzelim mercedes amplemi aracı parlatıyor. evet parlatıyor. artı içinde lcd ve radyo çalar olmasıda cabası. bunları anlatmamın gereği yoktur çünkü maneviyet önemli demiştim ama bunlarıda göz ardı edemeyeceğim. jantların çelik jant. o güzelim mercedes amplemini taşıyan jantlar. beyaz spt lamba. sanırım bu sana çok yakışıyor. arkaya güzel bir türkiye yazısı yapıştırdım. havan böylece tam oldu.

klima sistemine gelmeyeceğim çünkü anlatmaya gerek yok. belkide benim gözümde en değerli kısmın klimandır. arkada uzun klima. klimasızda hoşsun ama o kalın ve uzun klima seni ihtişamlı gösteriyor. bazıları sana beyaz tampon taktırsada ben sana beyaz tamponu yakıştırmıyorum. sen orjinal halinle değerlisin zaten. dikiz aynaları çelik değil. seni orjinal halinle beğeniyorum.

bu arada atlamadan söyleyeyim. sende kocaman bir yol bilgisayar sistemi vardı. bu yol bilgisayarı saysesinde seninle çok rahat anlaşıyoruz. benim dediklerimi seve seve yapıyorsun. seninle birlikte güzel müzikler dinleye dinleye işe gidip geliyorum. psikolojik olarak beni tamamlıyorsun. herkesin gözünde kendi arabası değerlidir ya. sen benim gözümde normal arabalardan bile daha değerlisin. arabayı sevmek bir tutkudur fakat seni sevmek bir yaşam. normal arabayla bir dert paylaşamazken senin arka koltuklarında yatarken hem can sıkıntımı, hem de dertlerimi paylaşmış oluyorum. bir sevgili gibi değilsin, sevgilim olmasın ama seni kaybetmeye razı olamam. inşallah allah bir kaza bela vermezde bu huzulu günlerimiz hep devam eder.

şimdilik senin hakkındaki düşüncelerim bunlardır. seninle yarın pikniğe, şehirdışına ve türlü türlü yerlere gideceğiz. bunu elbette zaman göstericektir ama seni tüm kalbimle beğeniyorum ve sana hayranım. dert ortağım, senin hakkında yazamadıklarım için affet. yazılacak daha çok şey var fakat aklıma bunlar geldi.

mercedes sprinter 315 cdi. tüm yazının konusu buydu.
(bkz: beni yıka)
(bkz: efsane 77)
bayadır biniyorum sana canım arabam. biliyorum öyle rte nin oğullarının arabaları kadar son model değilsin ama kötüde sayılmazsın be öğrenci arabası için fazlasın bile 2010 honda olarak. biliyorum seni pek yıkamam, yıkatmam ama seni severim bilirsin. bazen ara gaz yapsamda, bazen 60 la giderken hala 2. viteste olsamda seni severim lan. bazen otobana çıktığımızda makaslara giriyoruz, arabalara toz yutturuyoruz seni zorluyorum, hunharca kullanıyorum ama ne yapayım be dostum insanın gaza basası geliyor. bu arada sende ki en sevgiğim özelliğin o ses sistemin. tamam lan tamam bundan sonra hep yıkıycam seni, iyi bakıcam sana.
şu an yanımda değilsin. belki hala yapım aşamasındasın ya da başkasınınsın. sıfır alamayacağıma göre başkasının malısın şu an. okulu bitirip ehliyetimi alıp sana kavuşacağım. sahibine şöyle sana iyi baksın. öptüm. kib.
yeminle çok masraflısın. ocağıma incir ağacı diktin. bak bugün ayın kaçı? maaşa daha bir hafta var sayende hesabım eksilere düştü. ama yine de seviyorum seni tatlı kız.(arıza yapma kafanı kırarım!)
yıkatınca çok çok çok güzel olmana rağmen, hemen ikinci gününde iğrenç oluyorsun. her gün de araç yıkatılmaz ki.
seninle daha tanışmadık ama ben uzun süredir aşığım sana. tez zamanda abinden isteyeceğim seni. başlık parasını biriktirmeye çalışıyorum. o kadar seviyorum ki seni geçmişini çok kurcalamayacağım. ikinci el olmanı bile kabullendim. söyle deli kız senin için daha ne yapayım.. * *
(bkz: seni çok seviyorum)
niye yoksun? her nerdeysen gel ve benim ol!...
beni taşıyabilecek kadar vakur
ayakta tutacak kadar destekçi
toyota gibi adamız evelallah
ister kıskan ister çek vur
sevgili arabacığım;

hep arkandan vuruyorlar, orospu musun sen?
çok yakıyorsun pezevenk, çökerttin beni resmen.
sen ne sevimli şeysin öyle. oha tam istediğim gibisin ! e tabi zamanında çalıştık, aldık icabında. *
sevgili arabam,
sanırım karşılaşmamıza daha uzun yıllar var,
hatta bu kadar iyimser olmamıza da gerek yok baya baya uzun yıllar var çünkü bu halime bakılırsa daha uzun yıllar belediyeye çalışacağım. aylık akbil de güzel bir oluşum lakin sen çok farklı olacaksın eminim. belki önümden geçip gitmişsindir, belki karşılaşmışızdır muhtelif yerlerde ama ne sen tanımışsındır beni ne de ben seni. çünkü büyük ihtimalle sen şu sıralar şöhretinin zirvesindedir görmüşsen bile görmezlikten gelmişsindir beni. eğer öyleyse yazıklar olsun sana. neyse bu konuyu geçiyorum,
tahminimce seninle senin hurda olmana bir kaç sene varken tanışırız, birlikteliğimiz uzun sürmez ama mutlu oluruz.
senin için ilk olmam ama son olurum kim bilir.
görüşmek üzere, fazla yorma kendini.
kahrolası alet, bir an önce sadece bana ait olan bir nesne haline gelmeni istiyorum. şimdilik aile arabasısın. sana ufak tefek zararlar verdiğim için kusura bakma. her arabanın başına gelebilir bunlar. birkaç çizik, bir ezik ve kırılan çamurluk.. hiçbir şey bunlar. farları gümleyenler de var biliyor musun? dikiz aynaları kopan, bağırsakları dışarı çıkan falan.. her neyse işte benden korkma. biraz ipi koparmış gibi kullanıyor olabilirim seni ama sakin olamıyorum naparsın. seviyorum seni ve diğer arabaları kullanmayı. yavaş gitmek istesem yürürdüm heralde. araba neden vardır ki zaten? gerçi geçen gün yavaş kullanmaya bile razı olurdum, yeter ki seni kullanabilseydim o gün. bacaklarım fena ağrıyordu. kas ağrısı işte, sen bilmezsin. heh işte o gün gitmem gereken çok yer oldu. ve hep zıt yöndeydiler. bir oraya bir buraya tabana kuvvet gitmeye çalıştım ama acılar içerisindeydim. sevgili babam 1 haftadır seni esir almış durumda. garajda bile göremez oldum artık. neyse yazımı burada noktalıyorum. bu arada rengini pek sevmiyorum. siyah olsan daha güzel olurdu diye düşünüyorum. ama yine de iyi ki varsın.
biliyorum uzun zamandır peşindeyim çekik gözlüm, belki sana olan ilgim seni sıkmış olabilir, ama elimde değil seviyorum seni, çok çekicisin ve tahrik edicisin, biliyorsun uzaktan uzaktan seni çok röntgenledim işyerimin camından, üstünü tamamen açtığın zaman, çırılçıplak olduğun zaman o yaz akşamlarında, işten çıktığımda sana bakakalıyordum, sende göz ucuyla bana bakıp nispet yaparcasına yanlaya yanlaya gidiyordun, hele yolda giderken o sesin işte o sesin beni çıldırtıyor senle beraber olmak istiyordum..

hatırlar mısın ilk karşılaşmamızı, erkek arkadaşın sahibinle, ayrılık aşamasına gelmiştiniz ama senide bırakmak istemiyordu sen zorluyordun ayrılalım diye, demiştinya ben başkasını seviyorum artık kafanı dayayabileceğin sıcak bir omuz ve seni sahiplenecek birini arıyordun, ve ben çıktım karşına, tamam seni çok aldattım, sayende onlarca kızla beraber oldum teşekkür ederim ama ne yapsamda kızmadın bana kahrımı çok çektin..

neyse bebeğim sonunda sana sahip oldum 2 senedir beraberiz ama senden sıkıldım be insan hep bir üstünü istiyor senden daha hızlısını istiyorum şimdi, napim erkeğiz işte gözümüz doysun diyip yazıma burada son veriyorum öpüyorum seni..*
bi günde bensinsiz git la.
sana sahip olmama sanırım bi on sene falan daha var sevgili arabam.
(bkz: highway star)
ehliyetimi almama beş kala yazıyorum sana bunları arabam. o debriyajın, o gaz pedalın, o vites kolun gözümde tütüyor. çok bekletme olur mu? gel hemen.
bi gün alıcam seni, benim olucaksın, binicem üstüne, vurucam kırbacı, vurucam kırbacı.