bugün

bir cem karaca şarkısı.
ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında diye devam eden sözleri nazım hikmet'in olan şarkı. rahmetlinin gülhane konserinde söylediği zaman polislerin triplere girmesine neden olmuştu. vay be gülhane konser verilirdi bir zamanlar.
nakaratı akılda kalan, dillere dolanan bir cem karaca şarkısı. şarkının sonlarına doğru cem karaca'nın kafayı yediğini düşünürsünüz.
sonunda, cem karaca'nın tamirci çırağına benzer bir şekilde hızlandığı ve adeta kendinden geçtiği şarkıdır. sözleri nazım hikmet'e aittir.
(bkz: farzet ki ben bir ağacım)
bugün parkta sohbet etme şansı bulduğum, işinden sıkılmış bir belediye işçisinin serzenişine malzeme olmuş şarkıdır.

ben: dayı kolay gelsin

dayı: ne kolayı yiğen ya, ne kolayı (ağzının kenarında sigara)

ben: işsiz var bi sürü dayı, şükret,

dayı: ya bırak, bak ne diyor "ben bir cövüz ağacıyam gülhana pargında" biz kıçı boklu ceviz ağacı bile olamadık amk parkında!
Başım köpük köpük bulut
içim dışım deniz
Ben bir ceviz ağacıyım gülhane parkı'nda
Budak budak, serhan serhan
ihtiyar bir ceviz
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında
Ben bir ceviz ağacıyım gülhane parkında
Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında

Ben bir ceviz ağacıyım gülhane parkında
Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl
Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril
Kopar ver, gözlerimin gülüm yaşını sil
Ben bir ceviz ağacıyım gülhane parkında
Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında

Yapraklarım ellerimdir tam yüzbin elim var
Yüzbin elle sarılırım sana, istanbul'a
Yapraklarım gözlerimdir şaşarak bakarım
Yüzbin gözle seyrederim seni istanbul
Yüzbin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım
Ben bir ceviz ağacıyım gülhane parkında
Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında.
nazım hikmetin yazmış olduğu şiir. cem karaca bunu besteleyerek şarkı yapmıştır. iyi ki de yapmıştır.
bir çoğumuzun hikayesini bilmediği için dinlese bile anlamsız bulduğu cem karaca nın seslendirdiği şarkıdır.
hikayesi şöyledir,
nazım ve sevdiceği gülhane parkında buluşmak için sözleşirler. Nazım sevdiceğinin gelmesini beklerken polisler parka gelirler. Nazımın arandığı dönemdir, polisleri gören nazım ceviz ağacına tırmanıp gizlenir. polisi bu şekilde atlatan Nazım bugününü şiire döker.
bütün yazıları okudum, hiçbirisinde bu şiirin hikayesi anlatılmıyor efendim. anlatayım.

nazım hikmet hayatının büyük bir çoğunluğunda olduğu gibi kanun kaçağıdır. (bkz: düşünce suçu)
yurt dışından gizlice gelir ve sevgilisiyle gülhane parkında gizlice buluşmak ister. amma velakin polisde bu randevudan haberdar olmuştur ve pusuya yatmıştır. nazım durumu hemen çakozlar ve bir ceviz ağacına çıkarak saklanır. ceviz ağacının üstünde bu şiiri yazar.
Bir nazım Hikmet şiiri, bir Cem Karaca şarkısı dır. içinde istanbul da geçtiğine göre kusursuza yakındır.
ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında ile biten söz.
Yapraklarım gözlerimdir şaşarak bakarım,
Yüzbin gözle seyrederim seni istanbul,
Yüzbin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım.
Nazım Hikmet, Gülhane parkındaki bir ceviz ağacının altında sevgilisi ile buluşmak üzere randevulaşır. Buluşacakları gün gülhane parkına gider ve ceviz ağacının altında beklemeye başlar, tam bu sırada polisler de orada devriyeye çıkmıştır. O dönemlerde Nazım Hikmet arananlar listesinde olduğu icin polislerden gizlenmek durumunda kalır ve bu ceviz ağacına çıkar. Nazim Hikmet ağacın tepesindeyken biricik sevgilisi Piraye gelip her şeyden habersiz ceviz ağacının altında beklemeye başlar. Polislerden dolayı aşağıya seslenemez ve çaresiz çıkarır kalemi, kağıdı ceviz ağacının tepesinde şu siiri yazar;

BEN BiR CEViZ AĞACIYIM GÜLHANE PARKINDA
NE SEN BUNUN FARKINDASIN NE DE POLiS FARKINDA.
saksağanın kuyruğu şarkısı tadındadır.
Nazım Hikmetin kaleme aldığı şiirdir. Cem karacanında bu şiiri yorumlamıs olduğu aynı isimli şarkısı bulunmaktadır.Ve elbetteki bu şiirin bir hikayesi vardır. onuda daha önceden yazmış olduğum bir yazıyla sizle paylaşmak isterim.

BEN BiR CEViZ AĞACIYIM

 

Evet; daha başlığı okur okumaz,Cem karaca’nın harika yorumuna biz de eşlik etmeye başlıyoruz ister istemez.O nakaratın hızlı söylenmesine nazire edermişcesine biz daha hızlı söylemeye çalışıyoruz.Tabi hemen ardından Nazım Hikmet’in dizeleri düşüyor aklımıza.ince ince,nakış nakış işlenmiş tabiri caizse altından dizeleri.Peki nedir bu kadar güzel bir şarkıya sebep olmuş bu şiirin sırrı ya da hikayesi?

 

Nazım Hikmet’in polis tarafından arandığı,ihanetle suçlandığı dönemlere denk gelen zamanlarda geçmektedir olay. Nazım sevdiği ile Gülhane parkında randevulaşmıştır.Ve randevu saatine nazaran erken bir saatte randevu yerine gelmiştir.Erken olduğu için bir ceviz ağacının gölgesine oturup beklemeye başlar. Belki de o bekleme esnasında kafasında başka bir şiirin daha temelleri atılmaktadır bunu bilemiyoruz.Epeyce uzun bir süre bekler. Randevu saatide geçmiştir.Ama Nazım beklemekten vazgeçmez.Derken o anda parkın kapısından girmekte olan polisleri görür. Nazım endişelenir,ve endişelenmekte de haklıdır. Çünkü en azılı şuçlulardan bile daha çok aranmaktadır.Bir şey yapması gerektiği aşikar bir şekilde düşünmeye başlar ve saatlerdir gölgesinde dinlendiği ve sevdiğini beklediği Ceviz ağacına tırmanmaya karar verir.Ceviz ağacının tepesinden polisleri izlemektedir,polisler gitmek bilmemektedir ve tam o sırada sevdiği kadının parka girdiğini görür. Nazım’ın sevdiği randevu yerine gelir ve etrafına bakınmaya başlar,aslında geç kaldığının farkındadır belki de Nazımın çekip gittiğini düşünmüştür. Ama o da orada tek başına beklemeye başlar. Nazım ise sevdiğini görür ama ne seslenebilir ona ne de aşağı inebilir. Çünkü polisler hala oralardadır.Sonra Nazım çıkarır her zaman yanında tşıdığı can yoldaşı,ömürlük arkadaşı olan kağıdı ve kalemi.Yazmaya başlar;

‘Ben bir ceviz ağacıyım gülhane parkında
Ne sen bunun farkındasın,Ne de polis farkında.’

Nazım o gün sevdiğiyle buluştumu bilemeyiz.Ama her şiirnde olduğu gibi bize yine harika duygular yaşatan bir şiir bırakır o günden geriye.Ve işin içine bir de Cem Karaca’nın efsanevi sesi girince,hemen hemen her parka gidişimizde aklımıza gelen o nakaratın dilimize dolanması kaçınılmaz oluyor. Hüzünlenirmiyiz,Neşelenirmiyiz bilinmez; Ama dinlemekten vazgeçemediğimiz kesin.

B.D.
(bkz: Ben bir ceviz ağacıyım gülhane parkında)

(bkz: Açılmış başlığı açmak)
ilkokul üçe gidiyordum, öğretmenim şarkı söylemek isteyen var mı dedi. bende ben söylerim dedim ve şarkıya başladım. ben bir ceviz ağacıyım gülhane parkında ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında devamını duymak istemedi öğretmen. ama şarkı güzeldi. ve cem karaca başka biriydi. yıllar geçti ankara ünüversitesinde onu ilk defa canlı seyrettim. söyledikçe büyüyordu. ve yine yıllar geçti. kadıköyde shaft barda onu gördüm, yaşlanmıştı ama sahnedeydi. dışarıda bekledim eşi arabadaydı. imzasını istedim, sevindi. adımı sordu.yazdı imzaladı beğenmedi. tekrar yazdı. siz yüzyılda bir gelen insanlardansınız dedim. öptüm. o son sahnesiymiş yanlış hatırlamıyorsam az bir zaman sonra veda etti dünyaya.
o benim çocukluğum ve gençliğimdi. toprağın bol olsun usta

merhaba!
polislerin verdiği cevabı duyduğum zaman gülümsememe sebep olan ifadedir.

(bkz: gülhane parkındayım her şeyin farkındayım)
...ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında. :')
ne sen bunun farkındasın, ne de polis farkında.
''ne sen bunun farkındasın, nede polis farkında''

hapiste yattığı süre boyunca aslında dışarıdakilerden daha özgür olduğunu betimlediği şiirdir.

cem karaca'nın yorumu da kendini gün içerisinde 100 kere dinletebilir.
Nazim hikmete yazilmis sarkidir.. hikayesi bizzat ayni
ne sen bunun farkındasın, ne de polis farkında.
nazım bir gün sevdigi kızla sözleşir der ki şu şu saatte gülhane parkında diye.. tabi o zamanlar araniyor nâzım.derken kizi beklemeye koyulur. polisin geldigini duyar ve altinda bekledigi ceviz agacina cikar. polisin ardindan kiz gelir ve nazim ceviz agacinin basinda sunlari not eder ceketinden cikardigi kagida. "ben bir ceviz agaciyim gulhane parkinda
ne sen bunun farkindasin ne de polis farkinda".