bugün

devletin aksayan yönlerini düzeltmek için batıdaki gelişmeleri örnek alarak düzenleme yapılması düşüncesiidir. osmanlı devleti'nde, lale devri'nde başlayan bu anlayış, tanzimat dönemi'nde iyice yoğunlaşmıştır. batıcılığı yanlış anlayan ve yanlış yorumlayan bir kesim, hatta bir bölümü aydınlardan oluşan bir kesim de oluşmuş, kimi yazarlarca eleştirilmiş, kimi yazarlarca pohpohlanmışlardır. edebiyatta bu konuları işleyen bir devir oluşmuştur.
tepeden inmeci bir şekilde gelişmiş, halk desteğinden uzak bir anlayıştır. gerekli miydi diye sorulursa evet cevabı dirak verilebilir. aslına bakılırsa zaten böyle bir aydın hareketi ülkeye girecekti. batıcılar özellikle tanzimat döneminde adlıarını duyurmaya başlamışlar ve 1.meşrutiyet ile ilk gerçek başarılarına ulaşmışlardır. kendilerine jön türkler diyen bu grup abdülhamit döneminde tamamen dağıtılmıştı. geriye kalan bir kaç aydın ise ittihat hareketi başlatacaktı. aydınlanma devrimini yaşayamamış, kapitalist üretim sistemine geçememiş bir sistem de, bunların olması açıkcası beklenen bir durumdu.
kesinlikle Ataturk ile iliskilendirmemesi gereken fikirdir. Ataturk'un icerdeki yobazlikla olan mucadelesinin sebebi batililasmak degil, ulkeyi batinin esaretinden kurtarmakti. O Milletine batililasmayi degil cagdaslasmayi onermistir. Cagdaslasmak derken de gosterdigi yol bilimin oculugunde ilerlemektir. Cumhuriyetin ilanindan olumune kadar gecen 15 yillik surecte ataturk'un siyasal alanda batili ulkelerle hicbir ittifak, birliktelik, olusuma girmemistir.
Ideolojik planda da batici bir ideoloji ve kultur yasami degil oze donus surecini baslatmistir. O' nun fikriyati batiya degil turk'e donuktur.
(bkz: oksidentalizm)
asıl amaç batıdaki gelişmeleri takip etmek ve eksik kalan yönlerimizi bu vasıtayla telafi etmekken, yanlış yorumlayan kişilerce batı taklitçiliği olarak lanse edilmiştir.
ahmed muhiddin'e göre batıcılık, modern türklükteki kültür hareketlenmesinin önüne çıkan bir taştır.

kabaca ifade etmek gerekirse, öncelikle şiirde ortaya çıkan bir aydınlanma hareketinden söz edilir. insan aklının üstünlüğü, tarihi islam'ın eleştirisi gibi çeşitli başlıklarla ifade edilen bu süreçte namık kemal ve ahmed hamdi çok önemli iki isimdir.

peki batıcılığın bu taş koyma süreci nasıl işlemiştir. rasyonalizmi kendi dinamikleriyle keşfeden ve asr-ı islam'a dönüş olarak ifade edilen bu süreçte batıcılar gözlerini tamamen batı'ya çevirdiler. lakin batı artık materyalizm ve naturalizmle tanışmıştır. bu sebeple sanatsal-siyasal manalarda bocalayan batıcılar(tevfik fikret) dine saldırı başlattılar. ve batıcılığın bir çocuğu oldu: milliyetçilik(türkçülük). ve yine ahmed muhiddin'e göre milliyetçilik(ziya gökalp) ve reformizm(mehmed akif) çatışmaya başladı. muhiddin'in mehmed akif gibi isimleri reformcu olarak tabir etmesi ise ifade edildiği yıllarda(1921) da şimdi de yoğun tepki almaktadır.