bugün

6 gün önce yaşadığım acı. tarifi imkansız, içini yakan bir acı.
2014 ağustos ayının ortalarında hakkari dağ ve komando tugayında hayatımın en büyük acı haberiyle yüzleşmeme neden olan hayatımın en büyük golüdür.askerlik süresi içerisinde babamın hastalığı aile fertlerim tarafından gizleniyordu ama ben her şeyin farkındaydım.her telefon edişimde babamın bir işi oluyor yada uyuyordu.3 aylık habersizlikten sonra koğuş ankesöründen o acınası ses duyuldu.arayan annemdi.yeni yoldan gelmiştim.her şeye hazırlıklı olmamı söyledi.ama ağlayışlarımla telefonu kapatmak zorunda kaldım.ilk başta sağa sola saldırdım fakat bunun telefisi yoktu.altımda ki eşofmanla bölük komutanın odasına girdim.acilen eve gitmem gerekiyor komutanım babam rahatsızmış dedim.bir sürü resmi evrak ıvır zıvırtısıyla onlar uğraşırken ben koğuşta 2 saat içerisinde 4 paket sigara içtiğimi hatırlıyorum.akşam üzeri tugaya gelen helikopter beni vana götürdü.vandan uçak biletimi alıp ankaraya indim.oradan dayımla buluştum.dayı babam nasıl dedim, iyi demekle geçiştirdi.gelen telefonlarda gizli gizli konuşuyor pollyannacılık oynuyordu.eskişehir hızlı tren garının orada oturdu bu bir taşın üstüne ve sigarasını yaktı.bir şey soramıyordum.sahipsiz kalmıştım.içimden sigara içmek geliyordu.onun yanından ayrılıp bir çeşmenin altına gittim.başımı yıkadım.cebimde ki paketi çıkarıp sigaraları uç uca bağlıyor ve hayattan nefret ediyordum.otobüs kalktığında puta dönmüştüm.dayım bir şey sorduğunda saldırasım geliyordu.sonunda nihayet bursaya geldik.kapıdan içeri girdim.annem, kız kardeşim ve bütün akrabalar toplanmıştı.şok geçiriyordum.o kadar insanın önünde bir bebek gibi ağladım.hıçkıra hıçkıra ağladım.hayatımda sadece bir kere ağladım oda buydu.sonra her şey unutulmaya yüz tuttu.ama her sigara yakışımda babamın eve eli dolu akşam gelişini hatırlarım.insanın babası öldüğü zaman büyür.aşama atlar herkesten nefret eder ve dünyayı anlar.askerlik bitti.yeni bir hayat kurduk.kardeşimde öyle.mezun olucak.yeni bir ev almayı bile düşünüyoruz.iş güç sahibi oldum.bir mesleğim var en azından.psikolojim hep aynı.sigarayı bol tüketmeye devam ediyorum.lakin dünyanın büyük gerçekleri var, aşılamayacak gerçekleri.
Bana yaptığı haksızlığı anlamadan gerçekleşmesini istemediğim olaydır.
Bir insan kendi evladına sırf okulu uzattı diye "eve gelmeyeceksin. Bir daha ne ara, ne de sor!" diye bağırıp telefonu kapatır mı?
Sor bakalım niye uzadı bu okul?
Ben niye bu bölümü yazdım?
Hepsi elinden kurtulmak içindi.
Sen her 4.3 saniyede bir "senden bir bok olmaz. Ders çalışmıyorsun anca oyun oynuyorsun." dersen bu garibanda gördüğü ilk dala tutunur. Bana destek olması gereken insan benim moralimi kırdı.
Bu yüzden bana yaptıkları tokat gibi yüzüne vurulmadan ölmesin.
babamla aramda uçurum vardı, ikimiz de birbirimizi anlamaya çalışmıyorduk. seviyorduk elbette, hatta sevgiyi sorgulamıyor ve birbirimize sarılıyorduk. ama anlamıyorduk.

daha yeni baba olmuştum ve ölüm haberi geldi. biraz daha yaşayabilseydi onu anlamaya başlayacaktım. neredeyse. artık babaların babaların dilinden anladığını öğrendim.

şimdi iki evladım var ve onları severken, onlarla oynarken aklıma sık sık babam geliyor. bazen kendimi mukayese ederken yakalıyorum. galiba artık onu biraz anlıyorum. yaşasaydı ona kendimi de anlatabilirdim.
yapmayın
böyle başlıklar açmayın
30 yıldır her aklıma geldiğinde olduğu gibi beni ağlatmayın .
babanın son vedasıdır aslında. her hastaneye gidişinde, her ameliyata girişinde bir veda eder size ama tekrar buluşursunuz sarılırsınız. bu sefer öyle bir veda ederki yüzünü ancak rüyanızda görürüsünüz. hatta o rüyaları göreyim diye her gece dua edersiniz. öyle özlersiniz ki rüyanızda görmek için bir an önce uyumak istersiniz.

belki o sizi görüyordur, izliyordur bir yerlerde ama siz onu bir daha göremeyeceksiniz.
ARTIK ÇOCUK OLMUYORSUN. BABAN VARSA ÇOCUKSUN ÇÜNKÜ. ARTIK SEN SADECE BABA OLUYORSUN.
bir erkeğin tam anlamıyla erkek olmasıdır, babanın ölmesi..
Öyle birşeydir ki bunu yaşamayan bilmez, kalbini söküp almışlarcasına ağlarsın, bağırırsın, çağırırsın, kırarsın, dökersin ama artık o geri gelmeyecektir. Artık babanızın gölgesi yoktur üzerinizde. Düşmanımın bile başına gelmesin bu olay. babanızın değerini bilin.
Başa gelen en kötü durumdur insan kendini Yıkılmış hisseder Allah kimseye ölümü göstermesin ama yapacak bir şey yok.
Allah korusun. Ama ben bugün babamdan nefret ettim ilkkez. Geçicidir heralde.
Otobusten ineceğini beklerken bagajindan tabutunun cikmasidir. Otobusun etrafinda koşarak hala ineceğini beklemektir. O an. Babanmi ölüdür. Senmi belli değildir.
bilmiyorum o zaman ne yaparım ama elimden geldiğince bir şey yapmamaya çalışırım.
bilmiyorum o zaman ne yaparım ama elimden geldiğince bir şey yapmamaya çalışırım.
Yeri doldurulamayan yokluğu hep farkedilen acısı ilk günkü kadar taze olan bir kız çocuğuysanız eğer travma yaşayacağını bir kayıp.
Bugün tam 10 yıl oldu.
yasarken oldugunda, her gun bir kez daha oldurur evladi. keske olseydi dersiniz. bir kez olur, her gun aci cekerdim hic degilse.
Yaklaşık 15 yıl oldu.
herkes sırtını dönüp gider. Hele de bizim gibi kardeş sayınız fazlaysa. Bir nasılsınız diye soranınız olmaz. Babayı kaybettikten sonra anneye büyük sorumluluk düşer. Çocukları küçük yaşta veya ergenlik çağındaysa kontrol altına almak zorlaşır zira. Geride kalan aile bireylerinin birbirlerine sıkıca bağlanmalarını zorluklara birlikte göğüs germelerini gerektirir. En önemlisi de budur zaten bir olduktan sonra ne yiyip ne içtiğinin kimlerin yanında olduğunun çokta önemi yoktur aile olarak dimdik ayaktasındır.
Allah tüm babasız kalmış evlatlara ve özellikle bu evlatların annelerini sabır, güç, kuvvet versin.
Tüm ölmüşlerimize rahmet olsun.
üzerinden geçen 30 yıla rağmen akıla düştüğünde gözü yaşlandıran ,boğazı düğümlendiren acı bir olay .
allah cc herkese gecinden versin ç
Yaşınız kaç olursa olsun, çocukluğunuzu bitirir. artık teksinizdir.
Olmasını en son isteyeceğim olay hayattaki tek dostum o benim.
her akşam iş dönüşü ellerinde poşetlerle gelen babanın bir poşete konulup getirilmesi. kulakta kalan anne çığlığı. bir daha onun olmayacağı, yani hayatın artık çok daha dik bir yokuş olacağı anlamını taşır. her zaman dayandığın o dağ yıkılmış, altında kalmışsındır. babalar ölünce çocuklar harabe olur. nur içinde yatın.
Aradan geçen yaklaşık 2 yıla rağmen her yeni güne başladığımda özlemini ciğerlerime kadar hissettiğim ulu çınarımın ebediyete göçmesidir.

Babam 77 yaşındaydı ve prostat ile birlikte akciğer sorunları sürekli artıyordu. Yine bir hastane dönüşü annem ile birlikte abime misafir olmuşlardı. 16 Aralık 2013 gece uyurken telefon çaldı baktım saat 03.30 ve abimin eşi arıyor hayır olsun inşallah dedim ve sanırım abime birşey oldu diye düşünerek telefonu açtım. Yengem ağlıyor ve sürekli düştü, düştü diyordu ben ne olduğunu anlamaya çalışırken yenge sakin ol ne düştü anlat dedim. Prostat nedeniyle kullandığı ilaçlar babamda terleme yapıyordu ve gecenin bir saati wc ye kalkmış oradan da aralık ayında trakyanın soğuna rağmen balkona çıkmış. Wc den dönmeyince annem meraklanıp tüm evi gezmiş ancak babam yok. Abimi uyandırmış ve evi tamamen aramalarına rağmen yok. En son akıllarına balkon gelmiş ama balkon kapısı kapalıymış. Yine de bakalım diye balkona çıkıp aşağıya baktıklarında üçüncü kattan düşen babamı görmüşler ve ambulansla hastaneye kaldırmışlar. izmitten yola çıkıp babamı yatırdıkları çorludaki hastaneye nasıl gittim bilemiyorum. Hem ne olur ölmesin diye dua ediyorum hem de son sürat araba kullanıyorum. Bir yandan da abimle konuşuyorum ama babamın çok ciddi kırıkları varmış onu öğreniyorum. Artık babamın iyileşmesi bir kenara en azından ben hastaneye varıp son kez görene kadar ölmesin diye dua ediyorum. Hastaneye vardım yoğun bakımdaydı birkaç yerinden pelvis kemiği kırıkları vardı ve bacaklarını vücudunun üst bölümüyle bir arada tutan sadece kasları, derisi ve sinirleriydi. Yoğun bakımda sadece camın arkasından görebiliyorduk. Birkaç gün sonra yanına girmemize de izin verildi. Derken yoğun bakımdan odaya çıkartıldı. Balkondan düşeli tam 55 gün olmuştu. Babam belki de felç kalacaktı, tüm zorluklarına rağmen razıydık yeter ki hayatta olsundu. Doktor akciğerlerinde aşırı su toplandığını ve hastane imkanlarıyla suyu dışarıya almaya yetiştiremediklerini başka daha kapsamlı bir hastaneye götürülmesi gerektiğini söylediler. Yolda iç kanama riski nedeniyle ambulans helikopter bile ayarladık ama görüştüğümüz tüm hastaneler bu şekilde ciddi kırıklarla hareket ettirmek riskli biraz daha beklemelisiniz dediler.

Kırıkları yalan yanlış da olsa kaynaması ve akciğerleri için başka hastaneye gitmeyi bekliyorduk. 3 şubat günü işteydim ve abim aradı artık bitti, babam yok artık kaybettik dediğinde ben de bitmiştim. Yere yığılıp kaldım ama kalkıp tekrar yola çıkmam gerekiyordu. Tekrar yola koyuldum ve son sürat gitmeye başladım. Bir yandan abimle irtibattaydım. Hastaneye yatma sebebi balkondan düşme olduğundan savcı gelmiş ve otopsi kararı vermişti.

Zaten 55 gündür acı içinde kıvranan babamın yaşlı bedeni bu seferde kesilip biçilecekmiydi. Kararı değiştirmek için aramadığım yer aramadığım insan kalmadı ama nafile. Çorluya babamın yattığı hastaneye vardıktan 1 saat sonra araçla bahçelievler/istanbuldaki adli tıp kurumuna götürdüler. Sabah gidip teslim alabilirsiniz dediler. Adli tıpa gidip sabaha kadar orada beklesem ayrı üzüntü abimin evine gitsem sabah yola çıksak ayrı üzüntü. Sabaha kadar soğuk havaya rağmen abimle dışarda oturduk ve sabah adli tıptan babamı teslim aldık. insan bir yakını öldüğünde toprağa vermek istemez biraz daha kalsın der biz tam tersi biran önce toprağa kavuşsun istedik çünkü yeteri kadar acı çekmişti zavallı babam.

Hayatteyken annemin dırdırından çok çeken babam ölürken bile huzur içinde değildi. Her ne kadar pamuk gibi beyaz saçları nur gibi yüzü aklımda kalsın sadece diyerek otopsi yapılmış bedenini görmek istemesem de teşhis için gösterdiler.
Adli tıptan yıkanmaya bile lüzum görülmeden verilen babamın cenazesini aldık ve defnedeceğimiz köyümüze getirirken annemin bu görüntüye dayanamayacağını düşünerek yolumuzun üzerindeki avcılar mezarlığında yıkanmasını sağladık amacımız mezarlığa getirip hemen gömmekti. Köydeki baba evimin bahçesine helallik almak için getirildiğinde anneme engel olamadık ve tabutu açıp son kez görmek istedi. 50 yıllık kocasını o şekilde görünce daha da yıkıldı.
Artık dualar edildi helallik alındı ve mezarlıktaydık. Babam diğer amcamlar gibi 1.80 gibi boylardaydı ama derler ya ölünce kaslar gevşiyor insan daha da uzuyor diye. Amcam babama upuzun bir mezar kazdırmıştı. Boylu boyunca yatırdık son defa öptüm ve gömdük. Bunu yazarken bile o günü yaşadım ve ağladım. Siz siz olun bazen sizi üzse bile anne babanıza sabır gösterin onlar yaşlı belki de ileri yaşlarda bunuyorlar, doğru karar veremiyorlar ama sizin dünyaya gelme vesileniz onlar. Gün gelip ayrılık zamanı kapıya dayandığında onları ebediyete uğurlamanız düşündüğünüz şekilde olmayabilir. Benim yaşadığım gibi uzun ve üzücü bir süreç olabilir ve belki de onu üzdüğünüz anlar için pişman olabilirsiniz ama telafi şansınız olmayacak ve ömür boyu bu pişmanlığı yanınızda taşıyacaksınız. zaman varken sevmeseniz bile en azından saygı gösterin ailenize.
üzerinden geçen 30 yıla rağmen hatırlandığında insanın gözlerini yaşartan olay .
sırtını dayadığın dağın devrilmesi gibidir, çok güçsüz hisseder insan. kuvvetli büyük elleri, güven veren ses tonu, şevkatli bakışları yoktur artık. boşluğa düşersin aniden, korumasız hissedersin. bu söylediklerim iyi birer babaya sahip olan insanların geçirdiği duygulardır.

ya benim gibi olanlar nasıl hisseder? bilmiyorum aslında, baba kelimesi benim için ne ifade ediyor bilmiyorum. sırtımı dayadığım bir dağ yoktu arkamda, güven veren sevgi ile bakan biri yoktu.
hani küçükken babalar ışığı kapatıp "korkma ben burdayım" der, sen de korkmadan rahatça uyursun. çünkü bilirsin ki baban seni korur, bir şey yapmasa bile yan odada olduğunu bilmek bile yeter. yarını düşünmezsin, baban ne yapıp edip para bulur. borçları öder, sıkıntıda olsa bile evladına hissettirmez onu mutlu etmeye çalışır. bu yüzden çok güvenirsin, benim babam asla bırakmaz dersin.
bunları hiç yaşamadım ben, hep tedirgin uyudum. yarını düşünmekten uykularım kaçtı, her gece ağladım. o kadar çok üzüldüm ki, bir şey hissetmemeye başladım. varlığı ile yokluğu arasında bir fark olmayan bi adamın ölümü, beni üzmeye yetmez. şimdi biliyorum artık, "baba" kelimesinin karşılığı "bir adam" mış benim için her hangi biri ..
güncel Önemli Başlıklar