bugün

Simetri takıntısı.
Arada evde “ sana kino bana kiiinooğooğoo, bebeğim benim bebeğim beniiim gülüm çiçeğiiimm, tokur tokur, selim abi ne yapıyor acaba” gibi şeyleri karşısında muhattap yokken yüksek sesli söylüyor. Bazen eruğuan atağı geçirip dombra seçim şarkısını falan açıp sesli dinliyor.
Eskiden içkilerimi ortalıktan kaldırır, eve gelince içmeyip yatayım diye saklardı. Şimdi oda görevlisi gibi masama bira filan koyuyor. Ters psikoloji mi yapıyor anlamıyorum ama artık kendisini uyarmamın vakti geldi, osman ünlü ile huzura davet gibi adam günaha davet ediyor yav.
detaylı anlatımın kralını yapan adamdır.
bu detaylar hafakanlar geçirtir de, o kısmına hiç bakmaz.
babayı baba yapan, huy ile sır karışımı alaşımdır.
sinirden sövüp saydıktan 20 dakika sonra şeker, pamuk moduna geçmesi.
Babamı vehbi yay veya kbb bölümü ajanları kaçırmış olmalı. Olmayacak bir doğa olayı adeta.

Paraya ihtiyacın var mı diye yazmış.

Ay ne dicem bilemedim ki, siz böyle bir durumda ne demiştiniz?
bütün babalar, belli bir yaştan sonra ve özellikle akşam yemeğinden sonra, tv karşısında "şekerleme yapar".
Sabah beşte kalkar, rakı ile acı süs biberi yerdi. Neyin kafasıydı acaba.
garip huylu olmasa, belki de babalık yapamaz.
Kızar, bağırır, çağırır.

Ama küsemeyeceğimizi düşünür. Çok garip bir huy bence. Kendisine küsmemizin mümkün olmadığını düşünüyor veya bize küsme şansı tanımıyor * Kendisi bize çok güzel küser ama. Aylarca konuşmadığı olur.
Giymediğin ayakkabı varsa, vereceğim kişiler var verelim sevap dedi. Hemen dolabı açtım elime gelen 3 çift ayakkabıyı koydum girişe.

"oğlum bu yeni daha sen bunu giyersin" dedi.

Vazgeçmek daha iyi değil mi? dedim.
Tabii öyle de, o daha makbul, ama giyersin bunu güzel" dedi.

Benim malımdan canın gidiyor, sonra bana diyorsun ki oruç günah içki fışkı.

Benim gönlüm tuttuğunuz oruçlardan üstün. Benim içkili bedenimle kendi dünyevi endişelerinizi yarıştırmayın.

Ben her şeyimi herkese veririm.
görsel
Girişimcilik ile ilgili onca leş karar ve tecrübesine rağmen yeni heyecanlar peşinde koşarak boktan kararlar silsilesine yeni yeni halkalar ekleyebilme başarısı.

Vazgeçmiyor adam ya. Durulmuyor amk.
Düğünlerde bir iki kadeh içtiyse onu tutana aşk olsun.
Düğünlerde bir iki kadeh içtiyse onu tutana aşk olsun.
içip içip beni aramak. Milleti eski sevgilileri arar beni babam arıyor. Özel günlerde çiçeği de dedem alırdı bana hep zaten. Sevgili kısmından yüzü hiç mi gülmez bir insanın...
kendi yetiştirdiği, kendisi gibi sert ve korkusuz tavırlı oğlunu beğenmemek.
yav buba bunları sen öğretmedin mi bana.
cevap tabi ki hayır.
yav 20 yaşına kadar senin dibindeydim. kim öğretebilir başka.
Eline geçen her tahta parçasıyla “bundan bahçeye ya da eve güzel bir şeyler yapılır” demesi ve yapmaya çalışıp batırması.
alüminyum folyo ile her şeyi güzelleştirebileceğini düşünmesi. çok ilginç.
salatalığı yerken sürekli çevirmesi.
Birine ulaşamadığı zaman beni arayıp sorması sıkıntı şu ki ben aradığı kim olursa olsun kmlerce uzaktayim.
Adama ne desem tersini yapar. Ne hakkında konuşma desem ondan bahseder. Hele bişey yapmamı istiyorsa 365 gün 6 saat susmadan her saniye söyler durur.
Babamla karakter olarak neredeyse aynı olduğumuz için alışkanlıklarımız da aşırı benzerler. Örneğin Ben de babam ve diğer tüm babalar gibi; boş odaların lambalarını saniyesinde söndürmek, dibi sıyrılmamış tabakların sahiplerini bulup sıyırmasını söylemek ve gerekirse ayar çekmek gibi eylemler gerçekleştiriyorum. Farklılıklara geleceksek eğer, çıkardığı çorabı salonun ortasında bırakması. Bu kadar. Bu garip mi? Bilmem belki de alanını belli ediyordur ya da yalnızca yorgundur. Yirim onu yir.
az önce 15 20 kağıdı koltuğa dizdi, bir defter aldı bişeyler yazıyo hesaplıyo gizli gizli. en son ısrarla ne yaptığını sorunca; mal varlığımı hesaplıyorum dedi. daha garip bi baba tanımıyorum.