bugün

eğer bir sohbet ortamında soruluyorsa altında bir şeyler aranabilir özellikle karşı cinsle ilk ısınma turları atıyorsanız daha bir dikkate almak gerekir
kim nasıl hangi ortamda sorarsa sorsun "bilmiyorum karanlik isler ceviriyormus" diye cevapladigim hede
özellikle okulda sorulan cinsiyle sinir eden soru. öğretmenlerin en olmazsa olmaz sorusudur. ulan ne hakkın var senin o yaştaki çocukları sınıfın ortasında 'baban ne iş yapıyor' saçmalığıyla resmen sınıflandırmaya? sana ne! sen kendi yaptığın işe bak!

türkiye burası kardeşim. milletin bilmem yüzde kaçı işsiz geri kalanı asgari ücrete talim. adam çıkmış sınıftaki herkese tek tek soruyor. babası işsiz olan veya düşük bir işte çalışan çocuk da hayatının ilk yaralarından birini alıyor. belki de babasının değeri düşüyor gözünde, böyle gotüyle soru soran hocalar yüzünden.

ne cevap bekliyorsun ki? danimarka'da değilsin ki her çocuğun babası 5 bin dolar maaşlı çalışıyor olsun...
okulun ilk gunu tanismalari sirasinda banko sorulan sorulardan biri..

yada oturdugunuz yerde basibos dedikoducu kadinlar tarafindan da sorulan bir sorudur kendileri..
- baban ne iş yapiyor?
- pezevenk.
- vay godosun evladi.
- eee sende o... cocugusun.
- hayir değilim.. hayir degilim....
- bal gibi öylesin annen bizim is yerinde calisiyor acilarin cocugu kucuk emrah.
- hain amca mahvettin beni...
- işte onu bilemiyecem...

finalde kucuk emrah acilarin cocugum kivaminda bir türkü cigirir.
- ahmet söyle bakalım, baban ne iş yapıyor?
+ polis öğretmenim.
- aaaa. ne güzel!! değil mi çocuklar? peki nerde görev yapıyor, kimleri koruyor?
+ tepecik kerhanesinde görev yapıyor öğretmenim. insanların rahatça sevişmesi için güvenliği sağlıyor.
- otur ahmet..oturr..
- baban ne iş yapıyor?
+ gotçü.
- haaa????
+ şahin k benim babam. seninde .muna koyarım. bu sıcakta denizin bu gibi sularından gelen soğuk bi y.rak yemek istemiyosan uza.
- o zaman kaçayım ben...saygılar...
özellikle ilk okul döneminde öğretmen tarafından sorulan soru. cevap verirken babanın yaptığı işe göre not alacağını bilmezsin.

zengin bir ailenin çocuğuysan; zeka seviyen, ders çalışma durumun önemli değildir, otomatikman çalışkanlar sırasında oturursun.

şayet orta halli bir ailenin çocuğuysan; ortanın üstüne yakın olup olmadığına bakılır. beslenme saatlerinde öğretmenin memleketinin özel yiyecekleri ailenizce satın alınabiliyorsa ve siz bunları ikram edebiliyorsanız yeriniz çalışkanlar sırasıdır. aksi durumlarda ise öğretmen yüzünüze bile bakmaz, tembeller sırasında en arkalarda yer bulursun kendine.

ortanın alt kısımlarındaysan; hep tembel sırasında oturmaya alışmışsındır zaten. bir gün bakarsın ki öğretmeninin en sevdiği yiyecek evinize bir şekilde girmiştir. ısrar eder, beslenme çantana koydurursun fakat bilmezsin ki o öğretmen seni aşağılamaya alışmıştır. senden alacağı şeyi aynı kalitede görmez, küçümser bi edayla geri çevirir (halbuki aynı yerden almıştı baban). kalbin kırılır, kös kös yerine dönersin. çalışkan sırasındaki arkadaşın tarafından götürülen aynı yiyeceğin öğretmen tarafından güler yüzle kabul edilmesi gözlerini doldurur için için ağlarsın.

bir gün eline bir zarf tutuştur ve buna en az şu kadar para koyulacak diye eve gönderir öğretmenin seni. babandan öğretmenin istediği meblağın yarısın koparabilir, zarfa koyar getirirsin. öğretmen bunu beğenmez, eline cetvelle vurur. metanetli davranır bir "ahhh" bile etmezsin. dayağın acısını hissetmezsin bile. çünkü o an aklına babası zengin olan çocuğun büyük şımarıklıkla zarfı boş verişini ve öğretmenin "önemli değil, zaten okula çok yardımcı oluyorsunuz. siz peşinen verdiniz" mealinde söylediği cümle aklına geliyordur. (bkz: senin amına koyayım ilkokul öğretmenim)
- baban ne iş yapıyor?
+ emekli oldu örtmenim. yiyip içip tşşaklarını gezdiriyor.
özerllikle öğretmenlerin sorduğu ve karşılğındaki cevaba göre öğrenciyi değerlendiren klişeleşmiş soru. çifte standardın alası hep bu sorudan sonra başlamıştır bu soruya hep "sanane" diyesim gelmiştir ama yapamamışımdır. yerine yalan söylemişimdir gırgırına. müsteşar deyip buna inanan ve sonra gelip kendi tayini için benden yardım isteyen tarih hocasını hiç unutamam.
1- baban ne iş yapiyor?
2- sana ne.
1- saman ye.
2- daha doymazsan beni ye.
3- duurun siz kardessiniz.
1- baba sictin ambiyansin içine be...
ömerçip filminde ti'ye alınan* hepimizin bir zamanlar veya halen daha karşılaştığımız bıktıran soru cümlesi.
öğretmen öğrencilere sırasıyla babalarının ne iş yaptığını sormuş: avukat, doktor, hakim, memur derken sıra sessiz ve sıkılgan bir çocuk olan küçük david'e gelmiş. öğretmen ona da babasının ne iş yaptığını sormuş. david anlatmaya başlamış:

- babam bir gay barda striptizci olarak çalışıyor ve herkesin önünde çırılçıplak soyunuyor. eğer çok iyi bahşiş veren birileri olursa onlarla birlikte geceleri evlerine gidiyor.

öğretmenin rengi atmış. diğer çocuklara oyalanmaları için bir görev verip david'i bir kenara çekmiş:

- david, baban gerçekten bu işi mi yapiyor?
- hayir öğretmenim, babam aslında bush için çalışıyor ama bütün sınıfın önünde söylemeye utandım. *

edit: bu arada bu entry'i kötü oylayan arkadaşlar da varmış helal olsun diyorum, sevgili neo-con kardeş, neo-conlar yesin seni.
- baban ne iş yapıyor?
+ serbest meslek
- yani?
+ mafya
- anladım...
-baban ne iş yapıyor?
-geleni yapıyor kaçanlar kurtuluyor örtmenim
* * *
+baban ne iş yapıyor evladım.

-kaç para getirmem lazım örtmenim?

+zeki şey seniii.
-baban ne iş yapıyor ufaklık?
+milli eğitim bakanı
-saygı duydum.
-baban ne iş yapıyor bakalım?
*ne iş olsa yapar öğretmenim.
-işsiz mi yani?
*hayır öğretmenim arada bir gidiyo her gün değil.
-hımmm... serbest meslek yani?
*öğretmenim uzatmasanız... !
-e yavrum sen de adam gibi söylesene!
*babam jigolo öğretmenim g.t verenin önde gideni!! oldu mu hımıno koyi * !!!
-hah şöyle... yalnız iyi para kaldırıyodur ha!
*de get sopalıycam seni öğretmen kere!!!
sırf bu yüzden okulun ilk günleri okula gitmediğim pek sıktır. baban ne iş yapıyor dediklerinde cevap vermemek için. babam yıllar evvel vefat etti dediğimde diğer sınıf arkadaşlarımın bana acır gözlerle bakmaması için gitmiyordum.
fakat babanın uzun yıllardır ölü olması sana bazı yetenekler kazandırıyor. mesela sana ne zaman baban hakkında bir soru sorulacak bunu önceden kestirebiliyor ve insanların acıma duygusu ile suratlarıma bakmaması için oradan uzaklaşabiliyorsun. bir nevi kahinsin.
eskiden soruyorlarmış öğretmenler, şimdilerde bilmiyorum... hala soruyorlarsa bile tabi sınıfta o çocuklardan bulabilirse merak ediyorum tepkileri..
halbuki ne gereksiz bir soru. çocuk zaten kabullenmiş. sen neden kabullenemiyorsun? neden acıyorsun?
*baban ne iş yapıyor?
*+bilmiyorum.
-nasıl bilmezsin babanın ne iş yaptığını?
+Valla bilmiyorum ne iş yaptığını.
-insan babasının ne iş yaptığını bilmez mi? Hadi söyle çekinme.
+Çekinecek birşey yok. Sadece babamın ne iş yaptığını, nerede olduğunu, hangi kadınla beraber olduğunu, nerede yaşadığını, ev adresini ve adamın neye benzediğini bilmiyorum.
-Tamam oğlum. Peki annen ne iş yapıyor?
+Afedersiniz de size ne?
-Haklısın.

Lise 2'de yaşadığım* bir hadise.
ilkokul ve lise sıralarında sürekli duymaya alışık olduğumuz soru..
çoğu öğretmen gelir çoğu genel sorudan önce bunu bir sorardı.
-sen, adın ne bakalım.
-ahmet.
-hms baban ne iş yapıyor.
-keraneci.
-hms, aferin ahmet. otur.
Her öğretmenin senenin başında ""öğrencileri tanımak amacıyla""* sorduğu başlıca sorudur. Babası olmayan öğrencinin gözlerinin dolmasına neden olur.
+baban ne iş yapıyor??
-polis.
+görev yeri neresi?
-genelevin önünde duruyor öğretmenim.
+baya yoğun çalışıyor o zaman.
+baban ne i$ yapiyor
-i$siz ogretmenim.
+tamam da ne i$ yapiyor
- hay mına koyim. serbest meslek i$te.
+haa tamam otur.
-shit
+baban ne is yapiyor
-oldu kendisi
+hmm.