bugün

belçim bilgin in kötü bir oyuncu olduğunu gösteren aşk filmi.o balık yemeye gittiğiniz sahnede sen naptın belçim belgin naptın,mehmet günsur u bile etkiledin.
Evren tesadüfen varolmamıştır, insan tesadüfen yaratılmamştır... Hayattaki hiçbir şey bir tesadüften ibaret değilken aşk tesadüf olabilir mi?
Dün zorla izledim filmi..

Bu kadar çok adından bahsettirince, konusu da aşk olunca gitmek istemedim ama dün o kalabalık arkadaş grubunda başka film isteği olmayınca mecbur girdim..
ilk başlarda, ilk 15-20 dakikasında uyumamak için kendimi zor tuttum..
Daha sonra film hareketlenmeye başlayınca uykudan eser kalmadı tabi..
Bazı sahneler vardı, tesadüflerin abartıldığı, kasılan sahneler..
Onun dışında genel anlamda iyiydi film..
Fakat filmi izlerken sonraki 20 dakikasını tahmin edebiliyorsunuz, şaşırtıcı bir film değil..
Son sahnede istemsiz bir şekilde doldu gözlerim.. Ama ağlayacak, mendil eskitecek kadar duygusal değildi..
ergenlikle, liselerle alıp veremediği olan, her biri kendini usta birer film eleştirmeni zanneden gerek sözlük yazarlarının, gerek çevredeki kişilerin yerden yere vurdukları filmdir.

insanlar bu filme yorum yapmıyor, direkt eleştirel gözle, sanatsal gözle yaklaşıyorlar, ne anlıyorlarsa iyi filmden!
iyi statüsünü aldığı ödüllerle belirledikleri filmleri arşivleyip izlemeye devam etsinler.

kimse kimsenin ne oyunculuğuna laf etsin, ne filmine.

eğer bu kadar insan izliyorsa bir bildiği vardır. sıkmayalım canımızı kardeşlerim.
beni yeniden aşka inandıran film dersem abartmış olmam heralde**. romantizmi acıtasyona dönüştürmeden çok naif bir tonda damarlarıma enjekte etti film. yalnız sonunda dozu abarttı. sağ gösterip sol vurayım derken üstümdeki o naif romantizmi alıp trajediye dönüştürdü. pek iyi olmadı. sonu için çok kötü diyemiyorum ama kesinlikle iyi bir son değildi. bunlar dışında mehmet günsur nefisti. ağzımın suyu van gölü oldu diyebilirim. 2 saat boyunca bir şahasere baktım resmen. filmden sonra etrafımdaki hanzolara şöyle bir bakındım. soğuk duş etkisi oldu. öykü hoştu, romantizm iyi geldi, fotoğraf stüdyosundaki öpüşme sahnesi müthişti, müzikler şahaneydi. bir yandan türkiye'nin en yakışıklı herifi mehmet günsur'u izleyip, bir yandan türkiye'nin en erotik sesli adamı teoman'ı dinlemeye başladığım an* film benim için tavan yaptı. ön yargılı olmayın, çok şey beklemeyin. gidin izleyin bu filmi. havalarda baharlaşmışken pek bir keyifli oluyor.
sonunda etik değerleri ve vicdanı sorgulatacak film.
deli gibi ağladığım, en güzel türk yapımı filmdir.
oldukça başarılı bir filmdir. mehmet günsür'ün manhattan'da çaldığı hali klonlanmalıdır ve fabrikasyon olarak piyasaya sürülmelidir. şaka maka bir yana "başarılı olmuş, beğendim" filmidir.
Jeux D'enfants ve gözlerini sevgilisine veren bir sevgilinin hikayesini anlatan japon kısa filmine * * benzetilmesine, hatta ilhamının bunlar olduğu iddasına rağmen; türk sinemasının 2011 yüz akı olmuş, izleyenlerden altın gözyaşı ve en iyi erkek ve kadın oyuncu dallarında altın tebessüm ödüllerini kazanmış, ömer faruk sorakın ustalığını konuşturduğu güzel film.
Filme bugün gitme fırsatım oldu.Öncelikle şunu söylemeliyim oyunculuklar çok iyi yapmacık, askıntı duran bi vaziyet, sahneye rastlamadım.Filme esas kız, esas oğlan ekseninde bakmamak gerekir diye düşünüyorum.Film birden fazla ilişkinin anatomisini yapmış ve gayet de başarılı olmuş.Diyaloglar çok gerçekçi yani tırt türk aşk filmleri kıvamında olmamış yapış yapış bi yapmacıklık söz konusu değil kıvamında ve net olmuş.Birçok insan için bi mazi değerlendirmesi bir nevi geçmiş otopsisi olmuştur bence.Belki de sadece ben yapmışımdır bunları bilmiyorum...
gitmeden önce çoğunluğun "ay fragmanı çok güzel ; gitmem lazım mutlaka" , "süper filmmiş öyle diyorlar" , "yaaa sevgilimle gidicem ben bu filme , çok romantik olucaağğğkk" şeklinde inlediği , filmi izledikten sonra "ayy klasik aşk filmi işte , beğenmedim pek , sıkıcıydı , izlemeye gerek yok" vs. vs. bıdı bıdı ettiği filmdir. Henüz izlemediğim için güzel filmdi ya da kötü filmdi diye yorum yapamayacağım ama.
herkesin ağlayarak çıktığı filmdir. ama ne hikmetse ben ağlamadan çıktım, belki de aşk'ın tesadüfleri sevdiğine inanmadığımdandır bu odunluğum. çünkü aşk hiç bir zaman tesadüfleri sevmez.
aslında aşk hiç bir şeyi sevmez, rol yapar sadece.
aşk can yakar çünkü,
aşk kalp kırar.
göz yaşı akıtır,
bazen de hayatları siker, hiç acımaz, çünkü sevmez tesadüfleri.
ilk başlarda bi telefonla konuşma sahneleri var ya, orda birbirleriyle konuşuyolar zannetmiştim.
bi de çocuk zil zurna sarhoş götürdü kızı eve, gitti salonda yattı.
eşşek kadar evde başka oda yok muydu be olm acı çeke çeke yattın salonda?
en olmadı git kızın yanına kıvrıl yahu.
neyse, gidilebilitesi vardır filmin.
klasik türk filmidir. ha ağlattı mı ağlattı, duygulandırdı; ama gününü zehir etmek istemeyenlerin gitmemesi gereken film.
böyle bir film olamaz ya. gerçekten çok duygulandım. özgürün kalp hastası olması beni ağlatan yer oldu. kesinlikle klasik bir aşk filmi değil çok farklı gidin izleyin be hatta 2,3 kere izleyin. cdsini de alıp her gün izlemeyi düşünüyorum o derece. muhteşemdi!
aşk hakkında söylenmiş en klasik laflardan biri. bu konuda 50 yıl susmayi tercih edip hazırki sloganlari unutmayı denesek.
fragmanında jeux d'enfants tan izler gördüğüm film. fragmanda bir yerde kızın elinde kutu var, kamera açısı bile aynıydı. yani bilmem ki insanların hiç izlemediğini mi düşünüyorlar da copy-paste yapıyorlar, çözemedim.
bir fikriniz de orjinal olsun yahu.
ama izleyeceğim. mehmet günsür için. filmin dvdripi internete düşünce.
ıssız adam kadar ağlatamaz ancak esas oğlanın ameliyatı sırasında kızın bir anda yanında belirmesi filmi kurtaran sahne olmuş ha izlenir mi izlenir ama filmin sonunda bende ehh be biraz abartılmış etkisi yaratmadı değil.
her ne kadar tipik Türk filmi de olsa kurgusu ve müzikleriyle dramatik aşk filmi severler için hazırlanmış Ömer Faruk Sorak yapımı film.
ilk perdesinde aradığım tadı bulamadım yorumumun ardından başlayan ikinci perdesi ile insanın içini dışına çıkaran izlenilesi film.
belçim bilgin oyunculuğu dışında iyi bir film. çok yapaydı. ama son sahnede şebnem ferah'ın hoşçakal ile biten bir son bana çok manidar geldi. mezar taşında bu şarkının yazmasını isteyen bir kişi olarak.
aa ne tesadüf bende.

tanım:bu aralar çok konuşulan bir film.
yakışıklı bir oyuncu oynadığı için kızların aptalca izledikleri filmdir. nefret etmekteyimdir.
belki gerçekten çok fazla tesadüf vardı ama sonuçta bir film. herşeyiyle muhteşemdi. sonu hoşçakal şarkısıyla birleşince daha da güzel oldu. ayrıca bu süper şarkıyı tekrar hatırlattıkları içinde teşekkürler.
--spoiler--
bugun izleme fırsatı bulduğum ve gerçekten çok güzel olmuş film.
nasıl anlatsak, neresinden başlasak bilmiyorum. bir kere çok gerçekçi bir film. hayat tesadüflerle dolu arkadaşlar. bu filmdeki ve buna benzer. yani bana abartı gelmedi. özellikle sonu öylesine güzel bağlanmış ki. ister istemez duygulanıyorsunuz. kaldı ki ben öyle fazla duygusal bir adam olmadıgım halde ne yalan söyleyeyim bi boğaz düğümlenmesi oldu yani o son bakış ve bank sahnelerinde.
kurgusu çok güzel filmin. flashbackler ve günümüz şeklinde gidiyor hikaye.
oyuncular deseniz baştan sona mükemmeller. yardımcı rollerdekiler bile öyle bir özenle seçilmiş ki.. bu cast seçimi ancak tebrik edilebilir.
kanımca bu filmin tek handikapı biraz müzikle boğulmuş olması. gereğinden fazla müzik kullanılmış diye düşünüyorum ben. ha ama seçimler kötü mü? seçimler de çok iyi.
sözün özü, aşk tesadüfleri sever son zamanlarda ülkemizde yapılmış çok iyi filmlerden bir tanesi.
tavsiye edilir.
--spoiler--
saat 23.20 salondan çıkarken hakikatten sövüyordum. öncelikle şunu söylemek istiyorum; ankarama filmde bir kez daha vuruldum. filmin sonuna kadar her şey iyiydi güzeldi. de abi filmin sonunda yok artık bu kadar da olmaz dedirtmeselerdi daha iyiydi. ayrıca bütün insani duygularımızı sömürmüşler.
hadi ben ağlarım duygusal bi insanım da öyle abartıldığı gibi değil bence.