Bu hikâyeyi bilen herkes karıncanın çalışkanlığını örnek gösterir ve çalışmazsak aç kalacağımıza vurgu yapar ama kimse Ağustos böceğinin Ağustos ayında öldüğünü ve her gününü son günüymüş gibi mutlu yaşadığını bilmez.
siz bilmiyorsunuz ama karınca tüm gün çalışıp akşamları karıyı dövüyormuş.
la fontaine'ni nifak tohumlarını serpiştirdiği fabllerden birisi.

zavalla ağustos böceği yaz boyunca şarkı söyler, ortamı neşelendirir, sanatını icra eder. karınca öküzü de yaz boyunca sürekli çalışır, iki dakika da dinleneyim demez ama yorgunluk yaşamamasının en büyük sebeplerinden birisi de ağustos böceğinin yaşam dolu şarkılarıdır, bilmez bu hayvan tabi.

sonra gün olur devran döner, kış olur. karınca öküzü evine kapanır, yeyip yeyip semirmekle meşguldür. zavallı ağustos böceği de aç kalmıştır, son bir umut karınca şahsiyetsizinin kapısını çalar. "bir ekmek" diye yalvarır, gururunu ayaklar altına alma pahasına. karınca şerefsizi ne yapar "yaz boyunca saz çaldın eğlendin, şimdi geber it" der. zavalla sanatçı ağustos böceği de ölür.

çalışmanın önemini vurguluyor filan palavra hepsi.

düşene sen de vur bir tane, daha çabuk ölsün. yardımlaşma kimseyle, sadece ve sadece kendini düşün, kendin için çalış ve sonra kendin için çalıştıklarını bir hayvan gibi ye. afrika da zavallı çocuklar bir deri bir kemik, siktir et, ölsünler, sen keyfine bak, onlar da çalışsaymış senin gibi. sanata, sanatçıya önem verme, bunlar karın doyurmaz:

"konservatuar okuyacan da nooolacak, aç kalırsın olum, adam gibi bir meslek sahibi ol, kazan, harca, ye, iç, sıç, tüket, düşene vurmayı da ihmal etme"

bu masalla büyüyen, beynine bu masalın fikir yapısı empoze ediliş bir çocuk nasıl bir düşünce yapısına sahip olur ki?
Sunay akın'dan farklı ve doğru bir bakış açısı,
"karınca bütün yaz çalışmış, ağustos böceği saz çalmış-tembel!-. kış geliyor kapısı çalıyor karıncanın, kim geldi(iki karakter var zaten) ağustos böceği. ağustos böceği ekmek istiyor ondan. karınca ona ekmek vermiyor ve "madem bütün yaz saz çaldın şimdi de oyna biraz" diyerek aşağılıyor. biraz düşünelim; ağustos böceği bütün yaz saz çalıyor,o bir müzisyen, sanatçı, besteler yapıyor şarkılar söylüyor. gelecek de karıncadan ekmek isteyecek. hep yanlış anlatıyorlar, ya öyküleri doğru anlatın ya da duvardaki şu sözleri indirin.
"Efendiler, başbakan hatta cumhurbaşkanı bile olabilirsiniz ama sanatçı yani ağustos böceği olamazsınız."
Bir kere ağustos böceği dünyaya gelmek için toprak altında 12 yıl lavrada bekliyor. zaten yaşamı 1 ay(ağustos). o sesi çıkaran kim biliyor musunuz, erkekleridir. çünkü dişi ağustos böceği en güzel şarkı söyleyeni seçerek onunla çiftleşecek. zaten bir ay ömrü ve sonunda çiftleşecek, ağustos böceği niye çalışsın.."
sanat aşığımız, idolümüz pek sevgili ağustos böceği her gece türkü barda çıkıp paraya para demeyince karınca şok.

yavşak seni. bir parça ekmek vermedin. mezara mı götüreceksin diyeceğim de zaten toprağın dibinde yaşıyorsun pinti pezevenk. hiç kilolu karınca var mı? yok. çünkü cimri bunlar yemiyorlar. ne yerler ne yedirirler. kapitalizmin köpeği olmuşlar.

şimdiki plan bütün hasmını türkü bar temizlik ekibine almak. kibirlinde boğul piç seni.
aynı zamanda bir tevfik firet şiiri.

Karıncayı tanırsınız
Minimini bir hayvandır
Fakat gaayet çalışkandır
Gaayet tutumludur, yalnız
Pek hodgamdır, bu bir kusur:
Hodgam olan zalim olur.

Bir gün ağustos böceği
Tembel tembel ötüp durmak
Neticesi aç kalarak
Karıncadan göreceği
Bürudete bakmaz, gider
Bir lokma şey rica eder
Der ki: - Acıyınız bize
Coluk çocuk evde açız
Ianenize muhtacız.
Karınca bir yüreksize
Layık huşunetle sorar:
- Aç mısınız? Ya o kadar
Uzun, güzel günler oldu.
O günlerde ne yaptınız?
Böcek inler: - Açız, açız
Bakın benzim nasıl soldu
O günlerde gülen, öten
Sazla, sözle eğlenen ben
Bugün bakın ne haldeyim!
Vallah açız, billah açız,
Halimize acıyınız!
Karınca eğlenir: - Beyim,
şimdi de raksedin, ne var?
'Yazın çalan kışın oynar.'
Ağustos böceğinin popçu olup zengin olacağı masaldır. Bizim saf karınca da hep iki tane bulgur için çalışıp durur.
ağustos böceği sanatçı, karınca işçi kesimi temsil eder.
Karınca stoğunda biriktirdigi dolarlari bozdurmadigi icin iceri alinmis.

Agustos bocegi ise bu durumu ihbar ettigi icin ak partiden millet vekili olmus, yeni yapilacak seker fabrikasi ihalesini almis ve yuz yil boyunca yetecek yiyecegi ve parasi olmus.

iste milli iradeye oyun kuranlarin hazin sonu, iste milli irade destekcilerinin zaferi.
batı'nın vahşiliğini ve acımasızlığını açığa vuran hikayedir. biz de bu güzel hikayeler işimize yarar mı yaramz mı demeden bir güzel evlatlarımıza ezberletiriz.

okullarımızda okuma yazma öğretilirken ilk aşamada lafonten'in ''cırcır böceği ile karınca''sı ezberletilir. efendim; yaz boyu saz çalıp çalışmayan cırcır böceği; kış gelince mutlu yuvasında keyif çatan, çalışkan karıncanın eşiğinden kovuluyor. dışarısı kar buz ama karınca ona çalışmadığı için el uzatmıyor, çünkü kendisi yaz boyu çalışmıştır. işte, aşağılık çocuk hikayesinin özü bu... tam da bireyci, egoist batılıya yaraşır cinsten!

çalışkan karınca, tembel böceğe yardım etmiyor. yardım nedir? yardım: çalışıp kazananın değil çalışabilme ve kazanabilme imkanlarına sahip kişilerin varlıklarını açlarla paylaşabilme erdemidir. ''ben çalıştım, sen de çalış kazan'' felsefesi cimrilikleri örtmek için uydurulmuş mantık kurmacasıdır. ''var ama veremiyorum, elim titriyor'' demek istiyorlar.

lanet olası fransız karıncası, hatalarıyla kapısına gelen cırcır böceğine ahlak dersi veriyor. ahlak dersle olmuyor. batı, bunu öğrenemedi. ahlak ceptedir ve avuçla dağıtılır. fakirin ahlakı olamıyor ve zaten olunca da inanmıyorlar.

batı'nın çocuklarımı giydirdiği bu masallardan yüzlerce var. elimden geldiğince onlarla savaşacağım. ''rızık allah'tandı'' ayeti nasıl da cırcır böceğine yakışıyor.

doğunun derviş böceğini çocuk hikayeleriyle karalayarak bizi kendilerine benzetmek istiyorlar. gece gündüz demeden dünya malı için çalışıp biriktiren yahudi karınca tam bir batılıdır, biriktirdikleriyle hegemonya kurup saygı bekleyen batılıyı temsil eder.

ne yani, çalışmayan aç mı kalacak?hem bu hikayeleri bize yutturuyor hem de sosyal devleti yaratarak işsizlik maaşı veriyorsunuz. cırcır böceklerini hazinenizle beslerken bizim uşaklara tersini öğretmeniz hoş değil. cırcır böceği derviştir. doğuyu temsil eder. değil günlerin, ayların; mevsimlerin, hatta yılların farkında değildir.

her yıl hata yapan, akıllanmayan, utanmadan kibrini yenerek aynı kapıdan yardım dileyen utanmaz derviş cırcır böceği, onların okullarında örnek olsun diye okutuluyor.

ayağını denk atıp, biriktiren, çalışmaktan tükenmiş, kapısına gelen düşkünü kibirle kovan pinti karıncalarından da biz tiksinmeliyiz. ille de ikisinden biri olacaklarsa saz çalıp gezsinler, pir sultan gibi, aşık veysel gibi.

not: ayrıca larvaları toprağın altında yıllarca kalan ağustos böcekleri, sadece ağustos ayında hayatta kalabiliyorlar. bir aylık ömürlerinde niçin çalışsınlar? çoğalıp evlenmeleri gerekiyor. zira çiftleşebilmeleri en güzel sesi çıkarabilmelerine bağlı... sadece ağustos'ta yaşayabilen cırcır böceği'nin, kışın ortasında pinti karıncanın kapısına gitmesi imkansız! çocuk masalı yazdınız diye çocuk mu kandırıyorsunuz? bu ülkenin okumuş yazmış aydınları yok mu sandınız? birkaç on yıl gecikmeli olsa da yıktık yalanınızı. hadi bakim, hadee...
Yıllar önce lemanyakta amustos böceği ilr sokunca formatında okuduğum fabl.
karınca tüm yaz boyunca çalıştı ve parayı buldu ama ağustos böceği işin yolunu biliyordu. soğuk bir kış günü karıncanın kapısını çaldı, elinde 2 kadeh birde şarap şişesi vardı ve filmin devamı;

(bkz: xhamster)
recep ivedik 2 filminde recep ivedik'in anlattığı masal...
Ağustos böcekleri derneğinden açıklama ;

Son günlerde kamuoyunu meşgul eden bu olaydan dolayı büyük üzüntü içindeyiz. Unutulmamalıdır ki bir ağustos böceğinin münferit davranışı tüm dostlarımıza mal edilemez.
kış gelmiş çatmış. ağustos böceği karıncanın kapısını çalmış.

karınca içinden "bak gördün mü kış gelince kapımı çalarsın dememiş miydim sana" diyerek kapıyı açmış.

karşısında ağustos böceğini görüp dumura uğramış karınca. çünkü ağustos böceğinin üzerinde çiks bir kayak tulumu, ayaklarında kızak, ellerinde eldiven, gözlerinde kar gözlüğü..

ağustos böceği karıncaya alaylı bir şekilde şöyle demiş.

- karınca kardeş uludağa tatile gidiyorum da bir diyeceğin var mı?

karınca şöyle cevap vermiş.

+ güle güle git. la fonteni görürsen selamımı söyle! onun ben ta anasını avradını...!