bugün

Atom, yunanca parçalanamayan madde demek galiba.
Sınıflandırma: Kimyasal elementlerin bilinen en küçük birimi.
Elektrik yükü: Sıfır (yüksüz) ya da iyon yüklü.
Kütle: 1,67×10-27 - 4,52×10-25 kg.
bilinen evrendeki tüm maddenin kimyasal ve fiziksel niteliklerini taşıyan en küçük yapı taşıdır.
Atomus sözcüğünü ortaya atan ilk kişi MÖ 440'lı yıllarda yaşamış Demokritos'tur.
Yunancada "bölünemez" anlamına gelen "atomos"tan türemiştir.
görsel

çocukluğumuzda ilk aklımıza gelen sokak tatlılarındandı.
"atom bombası" olarak ismini değiştirsinler bari.
Bugün öğle yemeğinde yediğim meze. Ama çok acı olduğundan miktarı abartmıyorum artık.
helence bölünemez anlamına gelen atom ilk olarak demokritos tarafından ortaya atılmıştır. her şey atomlardan yapılmıştır; sürekli hareket halinde dolanırlar, aralarında biraz mesafe varken birbirlerini çekerler, fakat birbirleri üzerine iyice sıkıştırıldıklarında birbirlerini iten küçük parçacıklardır. doğada 92 farklı türden atom bulunmaktadır. atomlar kendi aralarında sürekli etkileşimdedirler ve bu etkileşim tamamen elektrikseldir. bu kuvvet çok büyük olduğundan, tüm artılar ve tüm eksiler normalde oluşabilecek en sıkı düzenleme içinde birbirine yaklaşacaktır. her şey, biz bile, çok iyi dengelenmiş, çok güçlü olarak etkileşen küçük küçük artı ve eksi kısımlardan oluşmuşuzdur.
bütün atomlar aynı değildir. doğada 90'dan fazla çeşit atom vardır. sadece bir çeşit atomdan meydana gelen maddelere element denir. demir, gümüş ve kalsiyum birer elementtir.
izmir meyhanelerinin olmazsa olmaz rakı mezesidir. süzme yoğurt kurutulmuş kırmızı acı biber ve zeytin yağınla yapılır.
windows 8'de şakır şakır kullandığım ama bugün windows 10'a geçip kullanamadığım text editörü.

yüklenmiyor aliminiyum.
görsel

insan vücudu da atomlardan oluşuyor. insan vücudunu oluşturanlar karbon atomları. Evrende karbonun üretildiği tek yer dev yıldızların çekirdekleri. Yıldızlar aslında dev hidrojen küreleridir. Burada yıldızın kendi çekim gücü hidrojen atomlarının birleşerek helyuma ve diğer elementlere dönüşmesini sağlar. Karbon da bu dönüşüm sırasında ortaya çıkar. Yıldız büyüklüğüne göre bir süre ömrünü tamamlar ve patlar. Patlama sırasında sahip olduğu tüm maddeler uzaya dağılır. Elbette karbon da… Şu an bu satırları okuyan gözleriniz de milyarlarca yıl önce patlamış bir yıldızın kalbinde meydana gelen karbondan oluşuyor. Başka bir deyişle aslında, Carl Sagn’ın da dediği üzere hepimiz yıldızlardan geliyoruz.

görsel

– Karbon döngüsü hiç bitmeden devam ediyor. Öldükten birkaç bin yıl sonra bütün atomlarımız tekrar dünyayı dolaşmayı başlıyor. Örneğin günümüzde yaşayan her insanın vücudunda bir zamanlar Cengiz Han’ın ya da o dönemde yaşamış başka bir insanın vücudunu oluşturan atomlardan bir düzine olması ihtimal dahilinde. Şu an sizi oluşturan karbon atomlarının da 2000 yıl sonra bir ağacın içinde olma ihtimali oldukça yüksek.

görsel

- Her 10 yılda bir vücudumuzdaki hücrelerin hemen hepsi yenileniyor. Elbette bizi oluşturan atomlar da… Örneğin 10. yaş gününüzde doğduğunuzda vücudunuzu oluşturan bütün atomlar ve atomların oluşturduğu hücreler yerlerini başka atom ve hücrelere bırakmış oluyor.

– Her gün bir şeylerle temas ediyoruz. Dokunuyoruz, tutuyoruz, üstüne basıyoruz. Örneğin şu an elinizde bir fare var, ona dokunuyorsunuz. En azından öyle olduğunu düşünüyoruz ama değil. Aslında yaşadığımız ortamda iki atomun, atomik boyutta birbiriyle temas etmesi mümkün değil. Arada her zaman atomik boyutta da olsa bir boşluk var. Bu boşluğun ortadan kalkması ancak füzyonla yani yıldızlardaki ortamlarda olabilir.

görsel

– Eğitim amaçlı materyallerde elektron ya da elektronlar atomun çekirdeği etrafında yörüngede döner gibi resmedilir ancak olay biraz daha karmaşık. Aslında elektron sabit bir yörüngeye sahip değildir. Çekirdeğin çevresinde bir yörüngesi vardır ancak dönmez, sadece belirir ve kaybolur, belirir ve kaybolur.
Atomun %99.9'u boşluktan oluşuyor. Bir atom çekirdeği futbol topu büyüklüğünde olsaydı, en yakın elektron 800 metre uzakta olurdu.
Atomun %99.9'u boşluktan oluşuyor. Bir atom çekirdeği futbol topu büyüklüğünde olsaydı, en yakın elektron 800 metre uzakta olurdu.
real steel filminin efsane robotu.

saygılar sunuyorum azizim...
atomun %99,9'undan fazlası boşluktan oluşur ve buna rağmen etrafımızdaki her şey ve evren atomlardan meydana gelir.
yani aslında her şey dediğimiz şeylerin neredeyse tamamı boşluk. yani hiçlik. o halde her şey mi hiçbir şey mi?

bilinen bir benzetmeyle; atom bir futbol sahası büyüklüğünde olsaydı, çekirdek ortasında bir bilye kadar, elektron da tribünlerdeki toz taneciği kadar olurdu.
bu büyük boşluktan dolayı atomun kütlesi, hacim olarak %0,1'den az yer kaplayan nötron, proton ve elektronda toplanmıştır.
yani aslında atomdaki boşluğu kaldırsak atomun kütlesi değişmez.
örnek vermek gerekirse, empire state binasındaki atomların içindeki tüm boşlukları kaldırmak mümkün olsaydı, geriye bir kutu şekerden daha az bir madde kalırdı.
buna karşın kütlesi değişmediğinden bu küçük kutu yine tüm binanın ağırlığı kadar olurdu.
Dünyanın en güzel içeceklerinden biridir. Hatay'ın Saray Caddesinde bulunan vitamin bar'da mükemmel yapılmaktadır.
hiç mi hiç sevmediğim içecek.
einstein e göre insanlardaki ön yargıyı parçalamaktan daha kolay parçalanan şey.
Bir maddenin yapı taşıdır.
benim bildigim bu kahramanin marvel'in ant man versiyonu oldugu.
yani karinca kadar kuculmesi ama kuculdugu oranda da guclenmesi lazim.
arrow dizisindeki versiyonu ise elektrik falan cikariyor ellerinden. sonra ucuyor falan.
ben nerde ipin ucunu kacirdim yine acaba.

bir super kahraman.
yunanca atomostan gelir ve atomos da bölünemez demektir. evrendeki her şey atomlarla ilgilidir. evren temel parçacıklardan oluşur. Başta bu parçacıkların atom olduğu düşünülüyordu ve bu yüzden ona bu isim verilmişti. Ancak zaman içinde fizikçiler bölünemezi de bölmenin mümkün olduğunun farkına vardılar. daha da küçük parçacıkların olduğu keşfedildi, atomun çekirdeğinde bir arada bulunan proton ve nötronlar ve atomun etrafında inanılmaz bir hızla dönen elektronlar. Eğer bir şehri bir atom boyuna gelebilecek kadar küçültebilseydik çekirdeği şehrin ortasındaki bir futbol topu kadar kalırdı. Bu durumda elektron da merkezden otuz kilometre kadar dışarıda olan ve bu futbol topunun etrafında saniyede kırk bin kez dönebilen bir misket olurdu. işte buradan atomun ne kadar küçük ve boş olduğunu anlayabiliriz. şöyle bir soru sorabiliriz:

eğer atomlar boşsa neden masaya vurduğumuzda elimiz masanın içinden geçip gitmiyor?
bunun nedeni elektronlar arasındaki elektrik kuvveti ve bizim Pauli Dışlama ilkesi dediğimiz yani iki atomun aynı anda aynı yerde olamamasıyla ilgisi vardır. bu da bizi var eden güçlere götürür. Tüm parçacıklar bir diğeriyle temel kuvvetler vasıtasıyla etkileşime geçer. çekim, elektromanyetizma, baskın kuvvet, zayıf kuvvet... örneğin bunlar arasında en zayıf olanı çekimdir ancak menzili sonsuzdur. dünyanın güneşin etrafında dönmesinin nedeni onun çekim gücüdür.galaksinin ortası gibi uzak bir noktadaki çekim gücü bile bizi etkiler.

bir de elektrik ve manyetizmayı tek teori halinde birleştiren elektromanyetizma var. zıt kutupların birbirini çekmesi ve aynı kutupların birbirini itmesine neden olan şey... sorun da burada yatıyor zaten. fizikçiler protonların pozitif yüklü olduğunu öğrendiler fakat elektrikte aynı kutupların birbirlerini itmesi gerekir öyle değil mi ? eğer protonların hepsi benzer yüklü ise (pozitif) birbirlerini itmeleri şarttır. hesaplamalar yapıldı ve görüldü ki, eğer protonlar futbol topu büyüklüğünde olsaydı üzerleri bilinen en güçlü metal alaşımla kaplanmış olsa bile elektriğin itme gücü o kadar büyük olurdu ki o metali tuvalet kağıdı gibi parçalardı. bir protonu iten kuvvet işte bu kadar büyüktür ama yine de tüm bu itme gücüne rağmen protonlar çekirdekten ayrılmıyorlar. fizikçiler bu durumu incelediler ve bilinmeyen bir güç tespit ettiler. buna da baskın çekirdek gücü adını verdiler. bu öyle bir güç ki çekirdekte protonları bir arada tutmaktadır.

gerçekte nükleer güç, elektromanyetizmadan yüz kat daha güçlüdür. eğer protonlar yüksek hızda birbirlerinden uzaklaşan iki tren olsaydı baskın kuvvet onların birbirinden ayrılmasına engel olabilirdi. işte baskın kuvvet budur. ama akıl almaz gücüne rağmen baskın kuvvetin menzili çok kısadır,atom çekirdeğinin ebatından bile daha küçüktür. eğer bir proton, atomun çekirdeğinden kurtulmayı başarırsa baskın kuvvetin etkisinden kurtulmuş olur ve sadece geri kalan kuvvetlerin etkisine girer.
güncel Önemli Başlıklar