bugün

atatürk'ün yaşamı boyunca, çeşitli konularda kullandığı ifadeler.

tabiiki gençliğe hitabesi muhteşemdir. onu tek geçerim; ama çanakkale savaşında ölen düşman askerleri ve onların annelerine kullandığı muhteşem ifadeler, sanırım dünyada gelmiş geçmiş hiçbir liderin aklına dahi gelmeyen sözlerdir.

"Bu memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sessizlik içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Göz yaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız, bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır."
Birtakım liderlik özelliklerine sahip olduğunu gösterir.

ifadeleri, cümleleri içinse kullanılacak tek bir kelime vardır: "Karizma"
mustafa kemal'in konya konuşmaları, gerek 1923 türkiyesi'ndeki halkın değer yargılarında hedeflediği köklü değişimler ve gerekse, o'nun islam dini hakkındaki düşüncelerini ortaya koyması açısından büyük önem taşır.

23 mart 1923 tarihli halka hitaben yaptığı şu konuşmasında, 87 yıl sonra bugün dahi yatsınabilecek hangi noktanın var olduğu iddia edilebilir;

'' Efendiler! gerçek din bilginleri ile dine zararlı ulemanın birbirine karıştırılması Emeviler zamanında başlamıştır. Bilindiği üzere Sıffın vak'asında Hz.Ali'nin ordusuna karşı mızrak uçlarına Kur'an-ı Kerim sayfalarını takarak saldırdılar. işte o zaman dine fesatlık, islam arasına nefretlik girdi ve o zaman hak olan Kur'an, haksızlığı kabule vasıta yapıldı. Halifelik hile ile el değiştirdi. Ondan sonra bütün müstebit hükümdarlar dini hep alet edindiler. ihtiras ve istibdatlarını kabul ettirmek için hep ulema sınıfına başvurdular.

Gerçek ulema, dini bütün bilginler, hiçbir zaman bu müstebit taç sahiplerine uymadılar. Onların emirlerini dinlemediler, tehditlerinden korkmadılar. Bu gibi ulema kamçılar altında dövüldü, memleketlerinden sürüldü, zindanlarda çürütüldü, darağaçlarında asıldı. Lakin onlar, yine o hükümdarların keyfini dine alet etmediler.

Lakin, gerçek durumda bilgin olmamakla beraber, sırf o kisvede bulundukları için bilgin sanılan, menfaatine düşkün, haris ve imansız bir takım hocalar da vardı. Hükümdarlar işte bunları ele aldılar ve işte bunlar, dine uygundur diye fetva verdiler. icap ettikçe yanlış hadisler bile uydurmaktan çekinmediler. işte! o tarihten beri saltanat tahtında oturan, sarayda yaşayan kendilerine halife namı veren baskıcı hükümdarlar bu gibi hoca kıyafetli cahillere iltifat edip, onları himaye ettiler. Hakiki ve imanlı ulema her vakit ve her devirde onların kinini çekti.

Böyle yapan halifelerinin ve din bilginlerinin arzularına muvaffak olmadıklarını tarih bize misallerle izah ve ispat etmektedir. Artık! bu milletin ne böyle hükümdarlar, ne böyle alimler görmeye tahammülü ve imkanı yoktur. Artık kimse böyle hoca kıyafetli sahte alimlere önem verecek değildir. Eğer onlara karşı benim şahsımdan bir şey anlamak isterseniz; derim ki, ben şahsen onların düşmanıyım. Onların menfi yönde atacakları bir adım, yalnız benim şahsi imanıma değil, o adım benim milletimin kalbine havale edilmiş kanlı bir hançerdir. Benim ve benimle hemfikir arkadaşlarımın yapacağı şey mutlaka o adamı tepelemektir. ''

(bkz: eli öpülesi öğretmen)
lise yıllarında okuduğum bi köşe yazısında tam hatırlamamkla beraber, fransızca türk kelimesinin karşılığı olarak aşşağlık tarzı alçaltıcı söyleme yer verilmiştir. buna karşılık paşa da fransaya verdiği müthiş ultimatom da ya bu kelimenin anlamı değişir ya da türkiye deki bütün fransız okullarını kapatırız. sonuç kelimenin anlamı değişmiştir fakat ben bilmemekteyim. bu ülkeye böyle insanların gerekl olduğunun basit bi kanıtı.
türk şoförü asil duyguların insanıdır.
O kadar yobaza o kadar kendini bilmeze rağmen bugün halen sokaklarda özgürce dolaşabilmemiz, atatürkün büyüklüğünün en büyük ifadesidir.